“Bölük Pörçük” belgeseli izleyiciyle buluştu: Tuncel Kurtiz’e saygı duruşu

Ödüllü yönetmen Özcan Alper'in yeni belgeseli "Bölük Pörçük – Bir Tuncel Kurtiz Biyografisi", 44. İstanbul Film Festivali kapsamında Beyoğlu Sineması’nda izleyiciyle buluştu

Usta sanatçı Tuncel Kurtiz’in yaşamı ve sanat serüvenine ışık tutan yapım, duygusal anlara sahne oldu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Şevval Sam, Nur Sürer, Menderes Samancılar gibi sinema dünyasının tanınmış isimlerinin ve Kurtiz’in yakınlarının da katıldığı gösterime yoğun ilgi vardı. Gösterim sonrası gerçekleştirilen söyleşide yönetmen Özcan Alper, belgeselin arka planı ve üretim sürecine dair önemli açıklamalarda bulundu.

“Onun hayatına dokunmak, onun evine bir duvar örmek gibiydi”

Yaklaşık iki buçuk yıl süren çalışmanın ardındaki motivasyonu anlatan Özcan Alper, projeyi hayata geçirirken büyük bir sorumluluk duygusuyla hareket ettiğini belirtti.

Onun hayatına dokunmak, onun evine bir duvar örmek gibiydi. Ama biliyordum ki zamanla başka duvarlar da örülecek, başka yönleri de anlatılacak.

Alper, bu sözlerle belgeselin yalnızca bir biyografi değil, aynı zamanda ileride genişletilebilecek bir anlatı alanı olduğunu vurguladı.

“Cesaretle yanlış yapma hakkını savunuyordu”

Yönetmen, belgeselin hazırlık sürecinde karşılaştığı en önemli kavramlardan birinin “cesaret” olduğunu belirterek, Kurtiz’in bu erdemi hem sanatında hem de yaşam tarzında cesurca taşıdığını şu sözlerle ifade etti:

Tuncel Kurtiz, hayata cesaretle yaklaşan biriydi. Hatalarından korkmayan, hatalarıyla düşünen bir insandı. Beni en çok etkileyen bu oldu.

Tuncel Kurtiz’in doğayla kurduğu ilişkiye de dikkat çeken Alper, onun doğanın hakimi değil bir parçası gibi yaşadığını vurguladı:

Modern insanın doğaya yukarıdan bakma alışkanlığına karşı, o doğayla eşit bir ilişki kuruyordu. Bu, onun yaşam felsefesiyle de örtüşüyordu.

Bu doğayla kurulan eşitlikçi ilişkinin, Kurtiz’in insanlara ve topluma bakışında da kendini gösterdiği ifade edildi.

“Gerçek bir dinleyiciydi”

Tuncel Kurtiz’in anlatıcı kimliğinin arkasında güçlü bir dinleme yetisinin bulunduğunu belirten Alper, usta sanatçının sessizliğiyle bile etkileyici olduğunu söyledi:

Bir odaya sadece sesiyle değil, sessizliğiyle de girerdi. Gerçekten dinleyen bir insandı. John Berger’ın da dediği gibi, iyi bir anlatıcı olmak, iyi bir dinleyici olmaktan geçer. Kurtiz de bunu yaşardı.

Altı ay hazırlık, iki buçuk yıl yoğun emek

Belgeselin prodüksiyon sürecine ilişkin detaylar da söyleşide paylaşıldı. Altı aylık bir ön hazırlık süreciyle başlayan yapımın, toplamda iki buçuk yıl süren yoğun bir emekle tamamlandığı belirtildi. Arşiv tarama sürecinin zorluğuna değinen Alper, bu süreci şöyle anlattı:

Yurtdışından, özellikle İsviçre’den ciddi arşiv malzemeleri topladık. Bazı kayıtlar çok kötü durumdaydı ama asla pes etmedik.

Yakınlarının tanıklıkları anlatıya derinlik kazandırdı

Tuncel Kurtiz’in ailesi ve dostlarıyla yapılan söyleşiler, belgeselin anlatısal yönünü zenginleştirdi. Alper, bu tanıklıkların hem duygusal hem de tarihsel açıdan filme önemli bir katkı sunduğunu ifade etti.

Belgeselin 19 Nisan’da Kadıköy’de gerçekleşecek olan gösteriminin biletleri kısa sürede tükendi. Özcan Alper, belgeselin farklı festivaller ve özel gösterimler aracılığıyla daha geniş kitlelere ulaşmasını umut ettiğini dile getirerek şunları söyledi:

Ne yazık ki Türkiye’de bu tür işler için her zaman yeterince alan açılmıyor. Ama umarım daha çok insanla buluşuruz.

 

ANKA, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU