İmamoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı kapsamlı değerlendirmede, Bahçeli’nin açıklamalarını "oldukça önemli" bulduğunu belirtti. Açıklamasında hem yürütülen soruşturmaya hem de ülkedeki adalet sistemine dair sert eleştiriler yönelten İmamoğlu, “Güçlü, müreffeh ve adil bir Türkiye’ye ulaşmak için yola çıktık” dedi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
İmamoğlu, açıklamasının girişinde Ramazan ayında kendisi ve çalışma arkadaşlarına yönelik yapılan operasyonlara dikkat çekerek şunları söyledi:
Ülkemize ve milletimize hizmet etme gayretiyle yola çıkan ben ve çalışma arkadaşlarımın mübarek Ramazan ayında, bir sahur vakti evlerimize yapılan şafak operasyonlarıyla gözaltına alınıp, tutulmamız müşerref vicdanda kabul görmemiştir. Aziz milletimiz verdiği sarih, sahici, güçlü ve halkî tepkiyle demokrasiye ve iradesine ne kadar bağlı olduğunu hamdolsun bir kez daha göstermiştir.
“Kriz ve kaosun sebebi Erdoğan’dır”
İmamoğlu, yaşanan süreci bir “yargı darbesi” olarak tanımlayarak, ülkenin içine sürüklendiği kaosun kaynağı olarak doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı işaret etti:
Bugün Türkiye’ye yaşatılan kriz, kaos ve kargaşanın asıl sebebi yargı eliyle yapılmaya çalışılan darbe girişimidir. Kriz, kaos ve kargaşayı tercih eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır.
İmamoğlu, yargı eliyle yürütülen sürecin yalnızca hukuku değil, milletin vicdanını da derinden yaraladığını vurgulayarak, “Seçilmiş siyasetçilere karşı şafak vaktinde gerçekleştirilen, aile düzenini yok sayan uygulamalar ve 35 yıllık diplomanın iptal edilmesine bile varan açık hukuksuzluklar millet vicdanında ağır hasara neden olmuştur” ifadelerini kullandı.
“Bahçeli’nin çağrısı önemli”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısını değerlendiren İmamoğlu, bu açıklamaların mevcut yargı sürecindeki meşruiyet tartışmalarını daha da derinleştirdiğini kaydetti:
Adalet sistemimizin yoğun bir biçimde tartışıldığı ve yargıya olan güvensizliğin had safhaya ulaştığı bugünlerde, MHP Genel Başkanı Sn. Devlet Bahçeli’nin çalışma arkadaşlarımla birlikte maruz kaldığımız yargı süreciyle ilgili tespitlerini ve çağrısını oldukça önemli buluyorum.
“Devlet güçlü, yargı adil, millet müreffeh olmalı”
İmamoğlu, açıklamasının devamında Türkiye'nin içinden geçtiği süreçten çıkışın yolunun, kuvvetler ayrılığına dayalı, adil ve demokratik bir sistemle mümkün olduğunu vurguladı:
Türkiye’nin ekonomi, güvenlik ve adalet gibi ağır beka meseleleri vardır. Beka meselesi olmayan bir Türkiye’ye ulaşmanın yolu ise devlet güçlü ve etkin, milleti müreffeh, yargıyı adil kılmaktan geçmektedir.
“Zor ve uzun bir yola çıktık”
İmamoğlu, tüm yaşananlara rağmen mücadelesinden vazgeçmeyeceğini şu sözlerle ifade etti:
Güçlü, müreffeh ve adil bir Türkiye’ye ulaşmak için ‘hak yemem, hakkımı da yedirmem’ düsturuyla milletimizin hakkını gözetmek için zor ve uzun bir yola çıktık. Bu yolda bedel de ödesek, cefa da çeksek, milletimize mücadele edeceğimizden kimsenin en ufak şüphesi olmamalıdır.
Açıklamasını, “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tamamının eşit şekilde hak ettiği refah ve adalete kavuşması içindir” vurgusuyla bitiren İmamoğlu, kamuoyuna “adalet ve demokrasi” çağrısını yineledi.
“Cumhuriyetimizin yeni yüzyılına milletimizi ayrıştıran ve birliğimizi bozan bu manzara ile değil; içeride terörsüz Türkiye ümidi, dışarıda ise ülkemizin birliğini tehdit eden odaklara karşı mücadele azmi ve gayretiyle girmemiz bir tercih değil açık bir zarurettir.” pic.twitter.com/T1WTGZp2bM
— Ekrem İmamoğlu (@ekrem_imamoglu) April 16, 2025
Independent Türkçe