Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında kurduğumuz Milli Savunma Üniversitemiz, kuruluş misyonunu büyük bir başarıyla yerine getiriyor. Gerek Astsubay Meslek Yüksekokulları ve Harp Okulları gerekse işte bugün burada olduğu gibi Harp Enstitüleri'nde eğitim alan evlatlarımız her açıdan en donanımlı, en iyi şekilde yetişiyor." dedi.
Erdoğan, Milli Savunma Üniversitesi Harp Enstitüleri 12'nci Dönem Müşterek Komuta ve Kurmay Eğitimi ile 6'ıncı Dönem Komuta ve Kurmay Eğitimi Mezuniyet Töreni'nde yaptığı konuşmada, bugün 54'ü dost ve kardeş ülkelerden gelenler olmak üzere toplam 181 subayın mezuniyet sevincine ortak olduklarını söyledi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Üniversitenin Harp Enstitüsü'nde 12. Dönem Müşterek Komuta ve Kurmay Eğitimi ile Kara, Deniz ve Hava Harp Enstitüleri'nde 6. Dönem Komuta ve Kurmay Eğitimleri'ni bitiren tüm subayları tebrik eden Erdoğan, misafir subaylara da kendi ülkelerinde başarılar diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şahsımızın ve milletimizin en kalbi selamlarını halklarına ulaştırmalarını özellikle rica ediyorum. Türkiye'nin diğer eğitim kurumlarından mezun olan ve fahri elçilerimiz olarak gördüğümüz tüm misafir öğrenciler gibi bu arkadaşlarımızla da gönül bağlarımızı daima koruyacağız. İnşallah kendilerini gelecekte ordularının en üst komuta kademelerinde devletlerine ve milletlerine aşkla hizmet ederken göreceğiz." diye konuştu.
Türkiye'nin 2 bin 233 yıllık tarihiyle dünyanın en köklü ordularından birine sahip olmanın yanı sıra en eski kurmay eğitim sisteminin de temellerini atmış bir ülke olduğuna dikkati çeken Erdoğan, kurmaylık dahil askeri eğitimin tüm aşamalarında gerçekten parmakla gösterilen, zengin bir müktesebata sahip olduklarını, subayların bu güzide çatı altında aldıkları üstün nitelikli eğitimin bundan sonraki meslek hayatında onlara rehberlik edeceğine yürekten inandığını dile getirdi.
Eğitimlere katkı sunan komutan ve hocalara da emekleri için teşekkür eden Erdoğan, "15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında kurduğumuz Milli Savunma Üniversitemiz, kuruluş misyonunu büyük bir başarıyla yerine getiriyor. Gerek Astsubay Meslek Yüksekokulları ve Harp Okulları gerekse işte bugün burada olduğu gibi Harp Enstitüleri'nde eğitim alan evlatlarımız her açıdan en donanımlı, en iyi şekilde yetişiyor. Milletimizin köklü değerleriyle birlikte ordumuzun değişen ihtiyaçlarını da karşılayan eğitim sistemiyle üniversitemiz, Silahlı Kuvvetlerimizin farklı kademelerine vazife şuuru yüksek personel kazandırıyor." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Milli Savunma Üniversitesi'nin dünyadaki trendlerin ışığında yeni açılımlarla kendini geliştirmesini memnuniyetle takip ettiklerini dile getirdi.
Üniversitenin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kurmay kadrosunu yetiştiren ocak konumunun zaten izahtan vareste olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bu vasfına ilaveten üniversitemizin, Türkiye'nin askeri stratejik vizyonunun şekillendirildiği bir merkez olma yolunda ilerlemesi ayrıca takdire şayandır. Şu hakikati hepimiz çok iyi biliyoruz. Düşünce, fikir, vizyon olmadan strateji olmaz. Büyük stratejiler olmadan da taktiksel hamleler arzu edilen neticeyi vermez." dedi.
"Savaş hukukuna dair hiçbir ilke, kural ve kırmızı çizgi dikkate alınmadı hatta kasıtlı olarak çiğnendi"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında İsrail'in Gazze'deki saldırılarına değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
Gazze'deki katliamı anlatmakta artık kelimeler dahi yetersiz kalıyor. 16 bini çocuk, 40 bine yakın masum Filistinli kardeşimiz hayatını kaybetti. Yaklaşık 90 bin masum insan yaralandı. İsrail'in doğrudan sivil yerleşim yerlerini hedef aldığı saldırıları sebebiyle Gazze'nin neredeyse dörtte üçü enkaz yığınına dönüştü. Savaş hukukuna dair hiçbir ilke, kural ve kırmızı çizgi dikkate alınmadı hatta kasıtlı olarak çiğnendi. Şunu bir defa açıkça söylemek lazım; 7 Ekim'den beri Gazze'de yaşananlar savaş değildir, devletin güvenliğini sağlama mücadelesi değildir, meşru müdafaa hiç değildir, Gazze'de şahit olduğumuz düpedüz soykırımdır, katliamın, barbarlığın ve soykırımın en sefil örneğidir. Bu utanç lekesi, ne masumların kanlarını dökenlerin ne de 9 aydır cinnet halini tribünden seyredenlerin alınlarından asla temizlenmeyecektir. İsrail, güvenliğini daha çok toprak işgal etmekte aradıkça, Türkiye dahil bölgemizdeki hiçbir ülke kendini yüzde 100 güvende hissedemez. Bu gerçekten hareketle, zulme tepkimizi en sert şekilde gösterirken, Gazze'de ateşkesin sağlanması ve kalıcı barışa giden yolun açılması için de yoğun çaba harcıyoruz.
"Arzumuz, kısa sürede ateşkes ilan edilerek Gazze halkının bir nebze de olsa rahat nefes almasıdır" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunun için İsrail hükümeti üzerinde daha fazla baskı kurulması gerektiğini NATO Zirvesi'nde muhataplarımıza çok net biçimde ifade ettik. NATO'nun Gazze krizini görmezden gelemeyeceğini, bunun sonuçlarının çok ağır olacağını her görüşmemizde vurguladık." ifadelerini kullandı.
"Terörle mücadelede çok önemli başarılara imza attık"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgedeki krizleri çözüme kavuşturmak için çalışırken vatanın ve vatandaşların güvenliğini de göz ardı etmediklerini belirterek, "Biz 40 yıldır bölücü teröre karşı çetin mücadeleler yürütmüş ve bu uğurda büyük bedeller ödemiş bir ülkeyiz. Kutsal vatan toprağının tek karışına dahi el uzatılmayacağını bugüne kadar defalarca gösterdik. Binlerce evladımızı şehit verdik ancak şehit kanlarıyla bize vatan kılınmış bu ülkeyi alçaklara bırakmadık. Kahraman güvenlik kuvvetlerimizin fedakarlıkları, cesaretleri ve gayretleri sayesinde terörle mücadelede çok önemli başarılara imza attık. Hudutlarımız içinde bölücü örgüt artık eylem yapamaz hale geldi. Irak ve Suriye sahasında ise örgüt iyice kapana sıkışmış durumda. Askerimizle, polisimizle, jandarmamızla ve istihbaratçılarımızla her yerde enselerindeyiz." diye konuştu.
Yerli ve milli silah sistemlerinin de büyük katkısıyla terör örgütüne ciddi darbeler indirdiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kuzey Irak'taki Pençe Harekat Bölgesi'nde çok yakında kilidi kapatıyoruz. Suriye'de güney sınırımız boyunca uzanan güvenlik kuşağının eksik halkalarını Suriye'nin toprak bütünlüğü temelinde tamamlayacağız." dedi.
Irak ve Suriye hattında ülkeye tehdit oluşturacak hiçbir yapıya müsaade etmemekte kararlı olduklarının altını çizen Erdoğan, "Sadece ele geçirilen silahların türüne ve çeşidine bakmak bile Türkiye'nin nasıl çok uluslu ve çok ortaklı bir terör konsorsiyumu ile mücadele ettiğini ortaya koymaya kafidir. Devlet olarak şu gerçeğin çok net farkındayız. Silahının namlusu Türkiye'ye dönük teröristler sınırlarımızın ötesinde var oldukça biz burada huzurlu olamayız. Şayet ekonomide, dış politikada, demokraside, hak ve özgürlüklerde ilan ettiğimiz hedeflerimizi gerçekleştirmek istiyorsak terör bataklığını mutlaka kurutmak zorundayız. Diğer türlü enerji ve vakit kaybetmekten kendimizi kurtaramayız." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Yüzyılı vizyonunun, başa musallat edilen terör belasının son bulduğu bir ideali sembolize ettiğini dile getirdi.
Son 22 yılda altyapısını kurdukları bu ideali ortak mücadeleyle adım adım hayata geçireceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
Bu konuda kararlıyız, azimliyiz ve önümüze konulan engellerin de bilincindeyiz. Geçen hafta bazı illerimizde, eş zamanlı olarak Suriye'nin kuzeyinde meydana gelen provokasyonları bundan bağımsız görmüyoruz. Vandallar ve sokak çeteleri üzerinden verilmek istenen mesaj bellidir. Birileri Türkiye'yi farklı isimler vererek maskeledikleri teröristlerle yan yana yaşamaya alıştırmaya çalışmaktadır. Şunun bilinmesini isterim ki biz buna alışmadık, alışmayacağız. Daha öncekiler gibi Allah'ın izniyle bu sinsi planı da yırtıp atacağız. Sabırlı, vicdanlı ve basiretli bir şekilde bu süreci yöneteceğiz. Böl, parçala, yönet planlarıyla yıllarca coğrafyamızın iliğini sömürenlerin aynı senaryoyu tekrar sahnelemesine fırsat vermeyeceğiz.
"15 Temmuz'dan sonra subayların yüzde 33'ü, kurmay subayların yüzde 81'i ihraç edildi"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başta güvenlik birimleri olmak üzere FETÖ'nün 40 yıldır gizlice sızdığı kurumları büyük ölçüde örgüt mensuplarından arındırdıklarını belirterek "15 Temmuz'da Silahlı Kuvvetlerde görev yapan 32 bin 189 subayın 10 bin 468'i, yani yüzde 33'ü ordumuzdan atıldı." dedi.
Türkiye'yi bir daha benzer ihanet teşebbüsleriyle karşı karşıya bırakmamak için 15 Temmuz sonrasında çok kritik adımlar attıklarını kaydeden Erdoğan, "Başta güvenlik birimlerimiz olmak üzere FETÖ'nün 40 yıldır gizlice sızdığı kurumlarımızı büyük ölçüde örgüt mensuplarından arındırdık. Burada bazı sayıları sizlerle paylaşmak istiyorum. Bakınız, 15 Temmuz'da Silahlı Kuvvetlerde görev yapan 32 bin 189 subayın 10 bin 468'i, yani yüzde 33'ü ordumuzdan atıldı. Kurmay subaylarda durum çok daha vahimdi. Çünkü örgütün 80'li yıllardan itibaren özellikle hedefe koyduğu ve zamanla çöreklendiği yerlerin en başında Harp Akademileri yani kurmaylık sistemi geliyordu. 1886 kurmay subayın 1524'ü yani yüzde 81'i FETÖ'den ihraç edildi." diye konuştu.
Deniz Harp Akademisinin birinci ve ikinci sınıflarında eğitim gören kursiyerin tamamının da ilişiğinin kesildiğini dile getiren Erdoğan, benzer kararları diğer kademelerde ve birimlerde de aldıklarını, daha yapısal değişimlere gittikleri alanların olduğunu, Türk Silahlı Kuvvetlerinin geniş yelpazedeki görevlerini her an icra etmesine imkan sağlayacak eğitim ve öğretim modeli oluşturduklarını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eskiden çok az subayın kurmaylık eğitimi alırken, yeni kurmaylık sisteminde, eğitimin tabana yayıldığına dikkati çekerek "Subaylarımızın önemli bir kısmının kademeli olarak bu eğitimi alması temin edildi. Böylece 2018 yılından bugüne Harp Enstitülerinde 655 misafir subay ile 3 bin 123 Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu subay, kurmaylık eğitimi aldı. Tüm subayların yaklaşık yüzde 11'ine tekabül eden bu oran, kısa sürede katedilen mesafenin gelecek adına ümit vadettiğini gösteriyor." ifadelerini kullandı.
AA