Kendini yakan Amerikalı asker, neyi protesto etti? Alev Alatlı İsrail'in vahşetini nasıl yorumladı?

Faik Bulut Independent Türkçe için yazdı

ABD Hava Kuvvetleri'nde görevli 25 yaşındaki Aaron Bushnell, 24 Şubat 2024'te İsrail'in Washington Büyükelçiliği önünde "Amerikan ordusunun İsrail askerlerinin Gazze'deki operasyonları sırasında işledikleri soykırım suçuna iştirak etmeyeceğim. Filistin'e özgürlük!" demiş ve başından aşağı benzin dökerek kendisini ateşe vermişti.

ABD'deki Barış İçin Gaziler (Veterans for Peace) isimli kuruluş, hayatını kaybeden Aaron Bushnell adına açıklamanın tamamını yayımladı: 

Aşırı bir protesto eylemine girişmek üzereyim. Ancak eylemim, Filistin'deki insanların sömürgecilerin ellerinde yaşadıklarına kıyasla hiç de aşırı değil…
 

Reuters.jpg
Aaron Bushnell / Fotoğraf: Reuters

 

Olayın ardından Bushnell'in asker arkadaşları, ilk elde protesto babından üniformalarını çıkarıp yaktılar.

Arkadaşları, ortak açıklamanın devamında şu tespit ve mesajları kamuoyu ile paylaştılar:

Aaron neden böyle aşırı bir şey yapsın ki? Daha fazla soru akla gelebilir ama o videoda söyledikleri yeterli. Artık soykırımın suç ortağı olamazdı. Gaziler olarak pek çoğumuz savaşın yarattığı acıları gördük ve bu asla hafızalarımızdan çıkmıyor. Hepimiz hükümetimizin masumların katledilmesine yardım ve yataklık etmesinden dolayı acı çekiyoruz. Ve sorguluyoruz.

Bu sorun; bazılarını uzun zamandır görmezden geldikleri Filistin'in tarihini öğrenmeye, bazılarını seçilmiş yetkililerle temasa geçmeye, bazılarını halk protestolarına katılmaya, bazılarını ölüm orucu tutmaya, bazılarını yolları ya da kongre ofislerini kapatmaya ve hapse girmeye itmektedir. Ancak bunların hiçbiri asla yeterli değil.

Kimileri, ölüm orucunu veya kendini yakmayı çılgınlık ve ölçüsüzlük olarak algılayabilir. Diğerleri ise bunu tamamen uygun görebilir. Çünkü protesto edilen dehşetin kendisi de çılgınca ve ölçüsüzdür. Derinden önemseyen çok az kişi ölüm orucu tutma ya da Aaron Bushnell'in yaptığını yapma cesaretine sahip olacaktır.

İki şey yapmalıyız: Birincisi, hükümetimizin yaptıklarından acı ve keder duyan insanların yalnız olmadıklarını bilmelerini sağlamak. İkincisi ise sadece vahşi politikalara tepki göstermenin ötesine geçmeye karar vermek.

Politika yapıcılarımıza 'çılgın kundakçılar' diyebiliriz. Çünkü onlar dünyanın dört bir yanında bizim söndürebileceğimizden çok daha hızlı yangınlar çıkarıyor. Ayrıcalıklarla donanmış bu politika yapıcılar, emirlerini ölüm ve acıdan kazanç sağlayanlardan almaktadır. 

Bunların kimler olduğunu biliyoruz: Boeing, Raytheon, General Dynamics ve diğer ölüm tüccarlarını yönetenler ile bunların yaptıklarını finanse edenler.

İtfaiyemiz küresel ölçekte faaliyet gösteren kundakçılara asla yetişemeyecektir. Onları durdurmak için gereken yangın önleme becerilerini öğrenmekte çok geciktik.

Şirketlerin kalkanlarını ellerinden almadığımız sürece, onlar bizi yönetmek için ekonomik ve siyasi güç biriktirmeye, irili ufaklı yangınlar çıkarmaya devam edecekler. Biz ise tükenene, beş parasız kalana ve yok olana kadar çılgınca yangın söndürücülere koşacağız.

Bu süreçte ihtiyaç duyduğumuz yangın önleme becerilerini öğreniyoruz. Her ikisini de aynı anda yapmak bizim sorumluluğumuzdur.

 

Eylemciler, kendisini yakarak öldüren Bushnell'i anmak için Washington'daki İsrail Büyükelçiliği önüne mum bırakmıştı AFP.jpg
Eylemciler, kendisini yakarak öldüren Bushnell'i anmak için Washington'daki İsrail Büyükelçiliği önüne mum bırakmıştı / Fotoğraf: AFP

 

Bushnell'in bu protesto yöntemi, ABD vatandaşı 35 yaşındaki Norman R. Morrison tarafından 2 Kasım 1965'te Savunma Bakanlığı (Pentagon) otoparkında gerçekleştirilmişti.

Savaş karşıtı Morrison, ülkesinin Vietnam'da sürdürdüğü kirli savaşı protesto etmek için kendini ateşe vererek ölmüştü.

Morrison'un o tarihte Anne isimli eşine yazdığı mektubu birlikte okuyalım:

Haftalardır hatta aylardır sadece ne yapmam gerektiğinin bana gösterilmesi için dua ediyorum. Bu sabah hiçbir uyarı olmadan bana gösterildi... Seni sevdiğimi ama Rahip'in köyündeki çocuklar için harekete geçmem gerektiğini bil.
 


Dönemin ABD Savunma Bakanı Robert McNamara, çok sonradan Morrison'un kendini yakma eyleminden çok etkilendiğini ve bunun hayatında bir dönüm noktası olduğunu açıklıyordu. 1 

Bilhassa Amerikan medyası, Bushnell'in "dinci ve anarşist" olduğunu ileri sürerek, olayın küçümseyip örtbas etme taktiği izliyor.

Çünkü medyanın oligarşiyle ilişkisi salt uşaklık değil, açığa çıkmasını istemediği hakikati gizlemekle de bağlantılı.
 

Noel Bayramı arifesinde İsrailli fanatikler ve birlikler, Filistinli Hıristiyanların kiliselerini tahrip ettiler. 26 Aralık 2023.jpg
Noel Bayramı arifesinde İsrailli fanatikler ve birlikler, Filistinli Hıristiyanların kiliselerini tahrip ettiler, 26 Aralık 2023

 

Ancak yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, eylem dünya kamuoyunun gündemine girmiş ve savaş karşıtlarının elinde ciddi bir koz haline geldi.

İktidar endeksli ve İsrail sevdalısı tekelci medyanın, bu askere "dinci" ve "anarşist" damgası vurması elbette yanlış.

Din meşrepli veya anarşist fikirli olması yüzünden o bir robotmuş veya dünyadan bihaber bir meczupmuş gibi sunuluyor.

Söyleyecek sözü veya konuşma hakkı yokmuş gibi davranılarak kamuoyu kandırılıyor. 
 

Muhammed Durra ile babasının bu görüntü, İsrail vahşetini göstermesi açısından direnişin sembolü olmuştu.jpg
Muhammed Durra ile babasının bu görüntü, İsrail vahşetini göstermesi açısından direnişin sembolü olmuştu

 

Benzer itirazlar, Arap basınında da çıktı. Mesela Mısırlı siyaset bilimci ve yorumcu Dr. Usame el-Gazali Harb şunları söylüyor:

Bushnell'in bireysel çıkışının bir işe yaramadığı yolundaki Batı kaynaklı yorumlar hem küçümseyici hem de indirgemeci bir mantığın ürünüdür.

Zira tarihin dönüm noktaları ve kritik anlarında kimi zaman gerçekleşen bireysel eylemler, bir veya birden fazla bölgeyi yangın yerine dönüştürecek kıvılcımlar misalidir.

Nitekim 2011 yılında Tunuslu işportacı Muhammed Buazizi'nin kendini yakması Arap dünyasında ardışık kitlesel isyanlara dönüşmüş; sonuçta bazı iktidarlar devrilmiş veya iç savaşlar çıkmıştır.

 

Durban'da Filistin'e destek gösterisi Fotoğraf Reuters.jpg
Durban'da Filistin'e destek gösterisi / Fotoğraf: Reuters

 

Amerikalı Senatör Barnie Sanders de benzer fikirde:

Korkunç bir trajedi ve insanların çoğunun derinden hissettiği ölümcül felaketin habercisi olması bakımından da hayatidir. 29 binden fazla Filistinli katledilmiştir. Başkan Joe Biden'ın artık Netanyahu'nun önüne çıkıp dur demesinin zamanı gelmiştir.


Gazeteci Fehim Taştekin'in dikkat çektiği nokta ise medya ile tekelci iktidarların alışılmış işbirliği:

Beri tarafta vicdan aynasında Aaron Bushnell'den alevler yükseliyor…

Değersizleştirme işi basının liberal tayfalarına düşüyor; hemen Bushnell'in İsa Cemaati adlı katı bir mezhepte büyüdüğünü ve anarşist olduğunu öne sürdüler. Küresel küstahlığın surlarını bir radikalin alevinden de korumaları gerekiyor!

İsrail-Amerikan ortaklığının karakterini en iyi yansıtan fotoğraf, görevliler alevlere müdahale ederken silahını can vermekte olan Bushnell'e doğrultan korumanın görüntüsüydü. Newsweek'e göre bu kişi elçiliğin koruması değil, ABD Gizli Servis Üniformalı Bölüm'de görevli bir memurdu… 2

 

İsrail'in kadim Hıristiyan cemaatine saldırısı zirve yaptı, 26 Aralık 2023. Fotoğraf-Ali Jadallah-AA.jpg
İsrail'in kadim Hıristiyan cemaatine saldırısı zirve yaptı, 26 Aralık 2023 / Fotoğraf: Ali Jadallah-AA

 

Kiliseye saldırı sonrası toplu katliamın görüntüsü. 2023 Aralık 2023._1.jpg
Kiliseye saldırı sonrası toplu katliamın görüntüsü, 2023 Aralık 2023

 

Amerikalı asker Aaron Bushnell'in aslında itiraz ettiği şey, gerçekte küresel sermaye düzeniyle bütünleşmiş Siyonist hareketin işgalci, imhacı, ırkçı, sömürücü ve zalim niteliğidir. 

Yazar Alev Alatlı'nın Gülen cemaatinin (FETÖ) yayın organı Zaman gazetesinin 6 Nisan 2002 tarihli nüshasında yayımlanan "Filistin ve Biz" başlıklı makalesi, kendini yakan Amerikalı askerin dünya kamuoyuna mesajının daha iyi anlaşılması açısından önemlidir. 
 

Alev Alatlı ve Siyonizm hakkındaki düşüncesi.jpg
Alev Alatlı ve Siyonizm hakkındaki düşüncesi

 

Alatlı; antik dönem Yahudi kutsal metinlerinden alıntılar yapmak suretiyle soykırım fikriyatının mitolojik, ideolojik, siyasi ve tarihi arka planına ışık tutuyor.  

Şöyle ki:

Filistin ve Biz

Penceresiz bir odada kapana kısılarak sıkıştırılmış yetmiş küsur yaşındaki Parkinson hastası yiğidin (Filistin lideri Yaser Arafat'ın-FB) zilletten son kurtuluş umudu, masasının üstündeki mumun solgun ışığında parlayan tabancası.

Dışarıda, tenasül uzuvlarını ateşli silah bellemiş, mukaddeslere saldırmaktan özel bir haz duydukları belli olan Amerikan yetiştirmesi delikanlı (İsrailli) rambolar…

Temkinli entelektüeller, İsrail'in teknolojik başarılarıyla gözleri kamaşan neoliberalist gerçekçiler, hayata bir kez gelindiğinin bilincinde olan pragmatikler, 'Ne yani, Filistinlileri tutmak zorunda mıyız?' diyen bağımsız kafalar…

Sonra art arda sıralanan gerekçeler: Araplar bizi zamanında sırtımızdan bıçakladılar! MOSSAD olmasaydı Apo'yu yakalayamazdık, vs. vs. 

Dinliyorum, dinliyorum ama zihnimden atamadığım bir tasvir var: 'Fiili livata.' Yaser Arafat nezdinde Filistinlilere yapılanın ve herkesin gözü önünde yapılanın bende uyandırdığı etki, iğrenç bir hırtın, iğrenç bir tecavüzüne uğrayan mağduru seyrediyor olmak!

 

İsrail ordusu, Arafat'ın Gazze'deki evini yıktı. 23 Şubat 2024.jpg
İsrail ordusu, Arafat'ın Gazze'deki evini yıktı, 23 Şubat 2024

 

Vardığım sonuç: Öldürülmek hiçbir şey değil; ama bu tecavüz hiçbir açıklaması, hiçbir hafifletici nedeni olmayacak bir sapıklık!

Erkeklik deseniz erkeklik değil, cinsellik deseniz, haşa! 

Bu kadın ya da erkek, insan olanı hadım edecek türden aşağılık bir suiistimal. İnsanlığın iğdiş edildiğini düşünmekten kendimi alamıyorum.

Adalet duygumu bu denli rencide eden başka bir savaş var mı, diye düşündüğümde, bundan iğrencini bulamıyorum…

Bu saptamalardan sonra sıra sebeplerini irdelemeye geliyor:

Günümüz İsraillilerinin tarih sahnesine göçebe bedeviler olarak çıktıklarını hatırlıyorum: Kayalara, sığırlara, koyunlara, mağaraların ve tepelerin ruhlarına, havanın cinlerine tapan göçebeler olduklarını.

Hz. Musa'nın 'Altın Buzağısı'nın önünde çırılçıplak dans eden Yahudilerden 3000 kişiyi ibreti âlem için katlettirdiğini hatırlıyorum… 3

Bronz Çağı Kenan ilâhlarından birisinin, şimşek ve gök gürültüsü ilâhının adıydı Yahova. Şimşek ve gök gürültüsü ilâhının Yahudilerin 'ulusal tanrı'sına evrilmesini hatırlıyorum.

Ama âlim-i mutlak (her şeyi bilen-FB) bir tanrı hiç olmadı. O kadar olmadı ki, Mısırlıların ilk doğan çocuklarını öldürmeye karar verdiğinde, yanlışlıkla Yahudi çocuklarını da öldürmesin diye Yahudilerden kendi evlerini kurban kanıyla işaretlemelerini istemişti ki ayırt edebilsin. 4

Hatadan münezzeh bir tanrı da değildi. 'Âdem'i yaratmış olmaktan pişman olabildiği' gibi zaman zaman da 'tamahkâr, huysuz, kan içici, kaprisli ve asık yüzlü' olabiliyordu:

'Kime mültefit davranmak istesem, ona mültefit davranırım; kime acımasız olmak istersem, ona acımasız olurum' diyordu. 6

Yayılmacı emperyalistik bir tanrıydı. 7 Yahudilerin 'karşı karşıya geleceği tüm halkları yok edeceğine' 8 söz veriyordu bu tanrı: Kenanlıları ve Hititleri topraklarından 'yavaş yavaş' atacağını, 9 Yahudilerin fethettiği tüm toprakları sahipleneceğini söylüyordu. 10 

Pasifist saçmalığa inanmaz; 'vadedilmiş topraklar'ın bile ancak kılıç zoruyla kazanılabileceğini ve tutulabileceğini bilirdi.

Çünkü kendisi bir savaş tanrısıydı ve öyle olmak zorundaydı. Kibirli bir askerdi. Övülmeye doymaz, gücünü Mısırlıları boğarak göstermekten hoşlanırdı.

'Halkını başarılı kılmak için çağının değerlerine uygun ama günümüzde tiksindirici vahşet uygular ya da vahşete azmettirir; ulusların tümünü naif bir hazla kılıçtan geçirir.' 11


'Kendi adıma yemin ederim ki: Kutsadığım zaman seni kutsayacağım; döllendirdiğim zaman senin tohumlarını yeryüzündeki yıldızlar, kıyılardaki kum taneleri kadar çoğaltacağım. Ve senin tohumun tüm düşmanların kapısını tutacak ve dünyanın bütün uluslar (kavimler) senin tohumunla kutsanacak. Çünkü sen, benim sesimi dinledin.' 12


'Bu korkunç ilâha tapınma sonucu Yahudilik asırlarca bir korku dini olmuştur, sevgi değil; insanlığa teselli değil, terör getirir.' 13


Belki daha da önemlisi, 'Yahudiler, mezardan sonraki hayata pek az gönderme yaparlar; imanları kişisel ölümsüzlükten hiç bahsetmez: Ceza ve ödül bu dünyadadır.'

Yahudilikte bizim anladığımız anlamda bir cehennem yoktur; 'Şeol' ya da 'karanlıklar toprağı' herkesi içine alan bir kuyudur…

Dikkat çekmeye çalıştığım nokta şudur: Bir, Müslümanların neyle karşı karşıya olduklarını bilmiyor olmalarıdır.

Çünkü fiili Musevilik, Kur'an'da bahsedilen Hz. Musa'dan ibaret değildir. İki, kul hakkı tanımayan bir fenomenin dayanılmaz başarısıdır. 

Başarı; 'Bizim ulusal tanrımız, dört bin yıl önce bize Kenan diyarını vadetmişti. O yüzden Kenan ili bizim olmalıdır' türündendir.

Aklı başında herkesin dudaklarına tebessüm oturtacak bir iddiayı 'medeni', 'bilimsel' vs. olduğu söylenen dünya halklarına tezgâhlama başarısıdır. 

Kimin başarısı? Avrupalı sömürgeci bir güç olan Siyonizm'in başarısı! Avrupalı sömürgeci güç olarak Siyonizm, Filistin toprağını, Filistin'in yaşayan gerçeğini tümüyle inkâr ederek, 'daha çağdaş, daha zengin, daha akıllı' diyerek alaladığı bir amaç (PETROL!) uğruna, 'istediği gibi tasarruf etme' hakkının orada yaşayanların haklarından 'daha üstün bir hak olduğunu' tartışmasız kabul ettirmiştir.

Yani Filistin;

  • Bir Avrupalı güç tarafından,
  • Avrupa'da olmayan bir toprak parçası hakkında,
  • O toprak parçasında yaşayan yerli çoğunluğun varlığı ve istekleri tamamen kulak ardı edilerek,
  • Yabancı bir grubun, bu toprak parçasını Yahudiler için ulusal bir vatan yapmasını mümkün kılacak bir "vaat"tir.

Öyleyse hoş geldin Yahova!
 

İkinci İntifadanın başlangıcı, 28 Eylül 2000.jpg
İkinci İntifadanın başlangıcı, 28 Eylül 2000

 

Alev Alatlı, yazısının bundan sonraki bölümünde Siyonizm hareketi ile dünya tekellerinin ilişkisine değinerek şu noktaya dikkat çekiyor: 

İlk Siyonist dalganın Filistin kıyılarına çarptıkları yıllar, 1880'ler. 'Dünya Devleti'nin temellerinin atıldığı tarih 1877. 

Baş aktörler; D. Rockefeller, John P. Morgan, Andrew Carnegie, Mayer A. Rothschild, Cecile Rhodes beşlisi. Bu beş adamın akıl hocası ise Oxford Üniversitesi (Londra) profesörlerinden John Ruskin.

1877'de 'Yuvarlak Masa' adındaki gizli cemiyeti kuruyorlar. Amaçları İngilizce konuşan dünyayı bir oligarşik federasyon halinde birleştirmek. Büyük Britanya İmparatorluğu'nu siyasi, ekonomik ve kültürel olarak yeniden yapılandırmak suretiyle oligarşik dünya federasyonuna giden yolu açmak.

1875'te Süveyş Kanalı'na ortak olabilmesi için İngiliz hükümetine birkaç saat içinde dört milyon sterlin bulanlar, böylece vazgeçilmez de oldular. Lord, baron vs asalet unvanları alanlar Rotschildler, İngiltere ve Avusturya'da parlamentoyu giren 'İlk Yahudiler' olma onurunu paylaştılar. Ama asla Yahudi halkından yana olmadılar.

 

Katledilen çoğunu kucaklayan Filistinli Hıristiyan baba. 26 Aralık 2023.jpg
Katledilen çoğunu kucaklayan Filistinli Hıristiyan baba, 26 Aralık 2023

 

Alatlı'nın "Rothschildler, asla Yahudi halkından yana olmadılar" yolundaki tespitine katılmak pek mümkün değil.

Daha önceki iki makalemden vermeliyim.

Bir: 6 Ekim 1973 yılında Mısır-Suriye birliklerinin ani baskını neticesinde telaşa kapılan dönemin İsrail hükümeti, Maliye Bakanı Pinhas Sapir'i, bağış toplamak üzere Batı Avrupa ülkelerine gönderir.
Bakan Sapir, Başbakan Golda Meir başkanlığındaki kabine toplantısında İngiltere'deki ziyaretini şöyle anlatır:

Sadece diasporadaki büyük zenginlere değil, ulaşabildiğim hali vakti yerinde her Yahudiye ulaştım. En özel olanını anlatayım: Londra'nın en zengin ailesi sayılan (Siyonist meşrepli-FB) James Rothschild'in eşi Lady Dorothy'e ulaşıp derdimi anlattım. Bana 2 milyon sterlin bağışta bulanacağını vadederek evine davet etti. 14
 

Dönemin Başbakan Ariel Şaron'un Mescid-i Aksa ziyareti planlı bir kışkırtma idi..jpg
Dönemin Başbakan Ariel Şaron'un Mescid-i Aksa ziyareti planlı bir kışkırtma idi

 

İki: Kudüs Mutasarrıflığında kaymakamlık yapan Boyaciyan Mihran tarafından Payitahta (Padişahlık Divanına) gönderilen 27 Eylül 1891 tarihli raporda şu ayrıntılara rastlamaktayız:

Rothschild ailesinden (18. yy sonlarında Avrupa'nın çeşitli merkezlerinde bankalar kuran Frankfurt merkezli Yahudi bankacı aile-FB) Baron Edmond de Rothschild'e, Heres ve Alliance İsrailiyat (Fransızca adı Universal Israelite Alliance olan Paris merkezli küresel bir Yahudi teşkilatı-FB) gibi hamiyet erbabı ile büyük oluşumların gönderdiği milyonlarca Fransız Frangı ulaşmaktadır. 

Bu noktada Rothschild, diğerlerine oranla çok daha büyük sermaye sahibi olduğundan, ileride top-tüfekle değil salt arazi satın alıp işletme yoluyla (ziraat, sanayii, ticaret) savaşsız bir yöntemle kurulacak Beni İsrail Devleti'nin padişahı (hükümdarı) olmaya adaydır. 15

 

Filistinli gençlerle İsrail birlikleri Mescid-i Aksa çatışıyorlar.Kaynak-gzt.com-mecra.jpg
Filistinli gençlerle İsrail birlikleri Mescid-i Aksa çatışıyorlar

 

Alatlı, yukarıda bahsedilen tespitinden yola çıkarak uluslararası alanda ün yapmış iki şahsiyeti örnek olarak gösteriyor:

İyi tanıdığımız iki isim, (ABD Dışişleri eski bakanı) Henry Kissinger ile (işadamı) George Soros. Kissinger, ABD'li Rockefeller hanedanının adamıdır. Soros ise Avrupalı hanedan Rotschildler'in.

Kissinger, Almanya'dan 1938'de ayrıldı. Amerika'ya geçti. General Bolling'in yanında istihbarat subayı olarak çalıştı. Ünlü 'Paperclip' projesinde görev aldı.

Paperclip, Nazi bilim adamlarını Amerika hesabına çalışmaya ikna etme projesiydi. İkna ettiği adamlardan birisi de kimyasal silahların mucidi Erik Traub idi.

George Soros ise Macar Yahudi'si olup Naziler hesabına çalışıyordu. İşi, Macaristan'daki zengin Yahudileri saptamak, mallarına el koyulmasını sağlamaktı.

İnsaf nedir bilmediler, ırklarını bile kayırmadılar…

 


Alatlı, uluslararası tekelci sermayenin İkinci Dünya Savaşı sürecinde para kazanmak maksadıyla dönemin Nazi yönetimine nasıl silah sattıklarını uzun uzun anlatır.

Ancak konumuz bu değil. Merak eden söz konusu makalesini arşivlerden bulup ayrıntılarını okuyabilir.

Netice itibarıyla Alatlı'nın demek istediği şudur:

İskân sömürgeciliğine dayalı toprakları her türlü yasal veya hileli yoldan ya da bizzat işgal ederek Avrupa'dan getirtilen Yahudileri buralara yerleştiren Siyonist hareket, insanlık dışı faaliyetlerini meşrulaştırmak için sık sık dini ve kutsal kitapları referans göstermektedir.

Bu şekilde uluslararası tekelci sermayeyi de ikna edebilmektedir. 
 

Batı Şeria'da katledilen Filistinli için cenaze merasimi Fotoğraf Reuters.jpg
Batı Şeria'da katledilen Filistinli için cenaze merasimi / Fotoğraf: Reuters

 

Alatlı, bu noktada tarihi önemde bir örnek de sunuyor:

…Finansman J. P. Morgan ve Paul Warburg'dan geldi. Warburg, Rotschildler'in uzantısı. Kardeşi Max Warburg, Alman Merkez Bankası'nın, Reichsbank'ın guvernörü. Büyük Britanya Lordlar Kamarası'nın saygıdeğer üyesi Baron Rotschild'in kadim dostu.

Daha 1917'de Filistin'e İngiliz çıkarlarını koruyacak bir halk (Yahudiler) yerleştirmek hususunda İngiliz hükümetiyle anlaşmışlardı. Siyonistleri desteklemiş olmalarının nedeni budur…

O gün bugün, Filistinli kadınlar altı oğlan doğururlar; ikisi ırgatlık için, ikisi İsrail'e karşı ölmek için, iki de yedek!

 

Alatlı, 2006 Gazze operasyonlarını yorumluyor. .jpg
Alatlı, 2006 Gazze operasyonlarını yorumluyor

 

Alev Alatlı hakkında meraklısına not: 

Yazar Alev Alatlı sağ yelpazede yer almış birikimli bir aydındı. 1990'larda arada bir kendisiyle görüşürdüm. 

Eski Başbakan Mesut Yılmaz'ın danışmanı olduğu sırada A. Öcalan'ın Mustafa Kemal'e benzeyen bazı yanlarına dikkati çeker ve Kürtlerin sorunlarını çözmek için silahların susması yönünde fikirler öne sürerdi.

Yanılmıyorsam, bu hususta "Başbakan Danışmanı" sıfatıyla Kürt hareketiyle 2 kez diyalog girişiminde bulunmuş ancak askeri kesimin engellerini aşamamıştı.

2 Şubat 2024'te İstanbul'da tedavi gördüğü hastanede 81 yaşında hayatını kaybetti.
 

Cumhurbaşkanı ve diğer devlet erkânı Alev Alatlı'nın cenaze namazında. Fotoğraf-A.A..jpg
Cumhurbaşkanı ve diğer devlet erkânı Alev Alatlı'nın cenaze namazında / Fotoğraf: AA

 

3 Şubat'ta Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan ve birçok bakanın da katıldığı Eyüp Sultan Camii'nde cenaze namazının ardından Mihrişah Sultan Haziresi'ne defnedildi.
 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidarına destek veren Alev Alatlı'nın tabutunu taşıyor. .jpg
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidarına destek veren Alev Alatlı'nın tabutunu taşıyor / Fotoğraf: AA

 

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın hastanede bizzat ziyaret ederek "fikir ve sanat hayatının büyük isimlerinden" diye tanımladığı Alev Alatlı, 2014 yılında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü (edebiyat dalı) almıştı.

Alatlı, 1985 ve 1986'da Edward Said'in "Haberlerin Ağında İslam" ve "Filistin'in Sorunu" kitaplarını çevirdi.

Dolayısıyla 1986'da Tunus'ta sürgünde olan Yaser Arafat tarafından "Özgürlük Madalyası" ile onurlandırıldı.

Doğu-Batı ayrımında daima doğunun tarafını tutmakla isabetli davranıyordu Alatlı.

Mazlum ve ezilen doğu dünyasını haklı olarak savunmasına rağmen, ne hikmetse, "ecdat" bağımlısıydı.

Bu yüzden de Osmanlı'nın kanlı iç (Kızılbaş, Êzdî, Ermeni ve Süryani katliamları gibi) ve dış hesaplaşmalarıyla yüzleşmekten elverdikçe kaçındı. 

Ayrıca o ecdat izinden gitmeyi kutsal miras belleyen Türk-İslamcı iktidarlar ile çevreleri desteklemek ve onların yaptıkları zulümleri görmezden gelmek gibi kusurları da olan bir entelektüeldi.

 

 

Kaynakça: 

1. https://www.aa.com.tr/tr/dunya/abd-li-gaziler-asker-aaron-bushnellin-kendisini-yakmasi-hakkinda-aciklama-yayinladi/3151650, 29 Şubat 2024.
2. https://www.gazeteduvar.com.tr/aaronun-alevleri-bidenin-dondurmasi-olum-seridi-makale-1673068, Fehim Taştekin, 29 Şubat 2024.
3. Çıkış 32:25-28.
4. Çıkış 12:7-13.
5. Will Durant, History of Civilization. Cilt 1, s. 310.
6. Çıkış 33:19.
7-. Will Durant, age.
8-9. Çıkış 23:27-30.
10. Levililer 25: 23.
11. Will Durant, age, s. 311.
12. Tekvin, 22: 16-18.
13. Will Durant, age, s. 313.
14. https://www.indyturk.com/node/444046/, Faik Bulut, Ekim 1973 Savaşı'na ışık tutan Arap ve İsrail resmi belgeleri-2", 6 Aralık 2021.
15. https://www.indyturk.com/node/671931/, Faik Bulut, "Osmanlı belgelerinde Filistin'de Yahudilere toprak satışı ve İsrail'in Gazzelileri Sina Çölü'ne yerleştirme Planı", 5 Kasım 2023.

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU