Doğu Karadeniz kenti Giresun denilince akla ilk olarak fındık ve çay gelse de kent yöresel lezzetler bakımından oldukça zengin. Savaş döneminde “seferberlik, yokluk, fakirlik mutfağı” olarak adlandırılan, otlardan ve balıkçılıktan yana zengin bir mutfak Giresun'unki. Aslında Giresunluların geçmişte “fakirlik” olarak adlandırdıkları mutfakları, bugün 180’i aşkın vejetaryen yemekle kültürel zenginlikleri haline gelmiş.
Yöresel yemeklerde pazı, karalahana çorbası, karalahana sarması, sakarca yemeği, galdirik kavurması, ısırgan otu yağlaşı, bezelye kızartması, mısır ekmeği, fasülye diblesi, pezik diblesi, çalçiçeği çorbası, taflan tuzlusu kavurması, kiraz tuzlusu kavurması, mısır ekmeği, pekmezli simit, hamsi böreği, kokulu üzüm (Isabel) tatlısı, armut tatlısı, mantar kavurması, Çavuşlu ekmeği, Giresun kadayıfı ve balık öne çıkıyor.
Giresun bir marka kent haline gelir mi?
Geçtiğimiz günlerde kentin doğası ve yemek kültürünün tanıtımı amacıyla Giresun Valiliği himayesinde, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Giresun Belediyesi ve Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı'nın katkılarıyla "Giresun Gastronomi Günleri" düzenlendi. Kentin kültürel ve doğal güzelliklerinin tanıtıldığı etkinlikte yöresel yemekler sunuldu.
"Giresun Gastronomi Günleri"nin basın toplantısına Giresun Belediye Başkan Vekili Osman Öden, Giresun Valisi Harun Sarıfakıoğulları, Dereli Belediye Başkanı Zeki Şenlikoğlu, Yavuz Kemal Belediye Başkanı Adem Önal, temsilciler, uzmanlar ve basın mensupları katıldı, bir marka kent olarak artı ve eksileriyle Giresun ele alındı.
Vali Sarıfakıoğlulları: Coğrafi işaretleme sahibi dört ürünümüz var, yenileri yolda
Yöresel yemeklerin büyük bir kültürel zenginlik olduğuna dikkat çeken Giresun Valisi Harun Sarıfakıoğulları, coğrafi işaretlemeleri olan dört ürüne sahip olduklarını belirtti:
Dünyanın en kaliteli fındığı olan Giresun tombul fındığı, Çamoluk Kurufasülyesi, Piraziz Elması ve Görele Dondurması için coğrafi işaretlemiz bulunuyor. Başka ürünler için de onaylanmasını beklediğimiz başvurularımız var.
"Turizmi butik tarzı otellerle geliştirmeyi düşünüyoruz"
Vali Sarıfakıoğulları, Giresun turizmini geliştirirken yatay mimari kullanılmasını tercih ettiklerini, butik tarzda, en fazla 30-40 odalı oteller yapılmasını istediklerini, yalnızca merkezde beş yıldızlı otel ihtiyacının bulunduğunu kaydetti.
Harun Sarıfakıoğulları özellikle Mavi Göl ile travertenler, kükürtlü su, dere ve ormanların bulunduğu Kuzalan Tabiat Parkı'nın yanı sıra kentin geçmişteki dokusunu yansıtan Zeytinlik semti, Giresun Adası, Bektaşbey Camii gibi yerlerin görülmesi gerektiğini belirtti.
"Kitle turizmini içeren çok katlı, beton yapılara ve kaçak yapılaşmaya izin vermiyoruz"
Kentlerin gelişmesinde yerel yönetimlere büyük iş düştüğünün bilincinde olduklarını kaydeden Giresun Valisi Harun Sarıfakıoğulları, tanıtımın iyi yapıldığı takdirde bir ilin ve ilçenin nereden nereye geldiğine dair önlerinde örnekler bulunduğunu kaydetti. Giresun'un tanıtımında kentin tarihi ve kültürel derinliğine, yöresel mutfağının zenginliğine ve insan hikayelerine yer vereceklerini söyleyen Sarıfakıoğulları, sözlerini şöyle sürdürdü:
Yatırımcı kimliğiyle konaklama tesisi yapmak isteyenler oldu ama kitle turizmini içeren, çok katlı, beton yapılardı. 'Türkiye'nin en büyük avm'sini bile yaparız' dediler, geri çevirdik. Turizmi en fazla 30-40 odalı, butik tarzda otellerle geliştirmeyi düşünüyoruz. Doğal ortamın bozulmaması ve gelecek kuşaklara borcumuzu ödememek için kaçak yapılaşmaya izin vermiyoruz.
Giresun bir gastronomi kenti olur mu?
Giresun Gastronomi Günleri etkinliğine katılan isimler, yöresel yemekte Gaziantep, Adana ve Hatay gibi kentler ön plana çıksa da, zengin Giresun mutfağının iyi bir tanıtımla adının duyurulabileceği görüşünde. Ovalar, yaylalar ve sahil şeridi sebebiyle kentin mutfağında doğal bitki ve sebzeler ile deniz ürünlerinin hakim olduğu, bu çeşitliliğin son dönemde giderek ilgi gören sağlıklı yaşam trendleriyle de örtüştüğü kaydediliyor.
"Giresun, Türkiye'nin öne çıkan gastronomi destinasyonlarından biri haline gelebilir mi?" sorusunu Anadolu Halk Mutfakları Derneği Başkanı Adnan Şahin, Mutfak Dostları Derneği Başkanı Zeynep Kakınç, Günaydın Restoranları Kurucusu Cüneyt Asan ve Özyeğin Üniversitesi - Le Cordon Bleu Türkiye Direktörü Defne Ertan Tüyzüzoğlu'na yönelttik.
Şahin: Giresun Karadeniz turizminde bir gastronomi destinasyonu olabilir
Anadolu Halk Mutfakları Derneği Başkanı Adnan Şahin, Giresun’un doğal güzelliği, kültürü, mutfağının çeşitliliği ve fındık ticaretine dikkat çekiyor:
Giresun, ‘Karadeniz turizminde gastronomik bir destinasyon’ başlığının altını doldurabilecek bir kaç şehirden birisi. Bir tarafta yayla ve orman, diğer tarafta deniz ve ırmaklar. Sahilden uzaklaştıkça iç bölgelerde sulanabilir, tarıma elverişli ovalar. Şüphesiz ki günümüz gastronomi anlayışı, temel ürünleri kendi coğrafyasında bulabilen bir yaklaşımı benimsiyor. Elbette bir diğer faktör, coğrafyanın üzerinde yaşamış ve yaşayan kültürler. Giresun başka özelliklere de sahip: Onlardan en önemlisi 1500 ‘lü yıllardan itibaren aktif olan uluslararasi fındık ticareti. Giresun şehrini her anlamda etkilemiş ve bu etkileşim elbette gastronomi alanında da kendisini göstermiş.
Giresun’un bir gastronomi kenti olabileceğine inanan Şahin, Karedeniz'in farklı kentlerinde karşı karşıya kalınan durumu hatırlatarak uyarıyor:
Özetle aslında Giresun, gastronomi kelimesinin içini her anlamda dolduracak bilgi, birikim ve potansiyele sahip. Yapılması gereken bu özel coğrafyanın yaşayanları öncelikli olmak üzere tüm ülke olarak farkında olmak. Tam bu aşamada Rize ve Trabzon illerinin seçici olmayan turizm çalışmalarının ortaya çıkardığı kısa vadeli popülasyonlarından uzak durmanın öneminin altını çizmek isterim.
“Giresun önümüzdeki yılların yükselen yıldızı olmaya aday”
Kentteki rol modellere değinen Adnan Şahin, kaliteli hizmet veren işletme sayısının artması gerektiğini belirtiyor:
Giresun mutfağı endemik bitkileri, nitelikli suları, doğa harikaları ile önümüzdeki yılların yükselen yıldızı olmaya aday. Elbette burada Giresun ilinin her düzeydeki yöneticilerine ve halkına çok ama çok iş düşüyor. Kulakkaya yaylasında faaliyet gösteren Zifin Otel’in kurucusu İbrahim Özkuş ile Gırık Bahçe’nin sahipleri Şükran-Zeki Çakır çifti, bu anlamda başarı modelleri olarak çok özel iki örnek. Ama bu isimlerin çoğalması lazım. İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Gürgenci’nin kişisel çabaları her türlü takdiri hak ediyor. Bence şimdi sıra Giresun’un!
Asan: Giresun’un zenginlikleri mutfağına da yansımış
Günaydın Restoranlarının sahibi Cüneyt Asan, Giresun’un doğal ve kültürel zenginliklerine vurgu yaparken, lezzetlerdeki asıl pay sahibinin Anadolu kadınları olduğunu hatırlatıyor:
Giresun ülkemizin en özel coğrafyalarından biri. Eğer doğal güzellik sizin icin önemli ise dilediğiniz kadar saşırabilirsiniz. Hatta fantastik duygulara kapılabilirsiniz. Maden suyu ile Mavi Göl… Ulaşılabilir ve henüz bozulmamış doğası ile Kulakkaya Yaylası, Kuzalan Şelaleleri. Bunlar bir günlük ziyaretimde görebildiklerim. Üstelik bu yaylada belki de ülkemizin en özel otellerinden biri karşılıyor sizi. Sahibi tam bir Giresun sevdalısı İbrahim bey muhteşem bir iş ve yatırım yapmış. Zifin Otel’i gördüğünüzde ‘memleket sevdası neler yaptırıyor’ diyorsunuz. Aslında biraz daha geniş perspektiften bakabilirsek, yüksek ve ulaşılabilir yaylalar, uzun bir sahil şeridi ile deniz ve iç bölgelerde sulanan ve tarım yapılan geniş ovalar… Malûm coğrafya kaderdir. Burada kadercilik ve coğrafya gerçeğini ayırt etmek lazım. Elbette bununla sınırlı değil, Giresun’u farklı kılanlar. Çok farklı etnik kültürler barınmış bu kadim coğrafyada. Bütün bu zenginlik doğal olarak mutfaklarına yansımış. Giresun’un günümüz tercihlerine uygun sağlıklı beslenme seçeneklerini oluşturan yenilebilir yabani otlar ile sebze ve meyveler, orman varlıkları içindeki mantarlar, denizin sunduğu lezzetli deniz mahsulleri ve iç bölgelerde yapılan kaliteli hayvancılık ile et ve et ürünleri…. Daha ne olsun. Elbette bu ürün zenginliğinden çok, özel lezzetler yaratmasını bilen Anadolu kadınları... Onlardan çok özel bir örnek, Kulakkaya yaylasındaki Gırık Bahçe'nin sahibesi Şükran Çakır hanım. Elbette sevgili eşi Zeki Çakır bey ve hikayelerini de atlamamak gerek.
Asan, turizm denilince akla deniz tatilinin gelip diğer yerlerin arka planda kalmasından şikayetçi:
Ülkem adına çok gururluyum. Olağanüstü bir coğrafyamız var. Yapılması gereken ise deniz, kum, güneş girdabından çıkıp bu muhteşem güzelliklerin farkına varmak.
Kakınç: Giresun yayla lezzetlerini öne çıkaran bir kurgu, tabiat harikası coğrafyası ve iyi bir tanıtımla gastronomi turizminin en önemli destinasyonlarından birini oluşturacaktır
Mutfak Dostları Derneği Başkanı Zeynep Kakınç, Giresun’un doğal güzelliklerine vurgu yapıyor:
Giresun Karadeniz’ in saklı kalmış bir cenneti. Maalesef çok fazla tanınmıyor ve kıymeti bilinmiyor. 2 yıl içinde dört kez gittim. Bu kente yaptığım her yolculuktan daha da büyülenerek geri döndüm. Yemyeşil bir cennet. Dereli ilçesindeki Kuzalan Tabiat Parkı, tek başına tüm dünyayı etkileyecek özelliklere sahip. Orman, ABD Yellowston Ulusal Parkı’ndan sonra dünyanın en büyük travertenlerini içinde barındırıyor. Mavi Göl’ün eşi benzeri yok. Yaylaları dünyaya meydan okuyacak zenginlikte.
“Vejetaryen mutfağın en doğal öncüsü Giresun'un tanıtmak için vakit kaybedilmemeli“
Giresun’un vejetaryen mutfağı öne çıkarmasının ve doğal ürünlere sahip olmasının önemine değinen Kakınç, kenti gastronomi turizmi açısından kilit destinasyonlardan biri olarak görüyor. Ancak Kakınç, tanıtım çalışmalarına başlamak için vakit kaybedilmemesi gerektiğini de sözlerine ekliyor:
Bu doğal güzelliklerin yanında gastronomik olarak da bambaşka bir deneyim sunuyor Giresun. Coğrafyasının tüm nimetlerini kucaklamış. Vejetaryen mutfağın en doğal öncüsü. Deniz, kara ve yayla lezzetleriyle bütünleşmiş toprak yapısı. Soğanla kavrulan kirazı, sakarcası, pancar çorbası, balığı, turşusu, pekmezi saymakla bitmez. Görele’de tarihi dondurmacıların yer aldığı bir sokak olduğunu biliyor muydunuz? Ya da dondurmasıyla Türkiye ‘ye meydan okuyan Halil Usta’yı. Giresun fındığı ve Tirebolu çayı da şehrin üstün özellikleriyle fırtınalar estiren iki muhteşem ürünü. Diyorum ki; Giresun yayla lezzetlerini öne çıkaran bir kurgu, tabiat harikası coğrafyası ve iyi bir tanıtımla gastronomi turizminin en önemli destinasyonlarından birini oluşturacaktır. Ama çalışmalara bir an önce başlanmalı.
Tüysüzoğlu: Giresun'u 10 yıl içinde Gaziantep ve Adana ile birlikte Unesco Yaratıcı Şehirler ağının bir parçası olarak görebiliriz
Özyeğin Üniversitesi - Le Cordon Bleu Türkiye Direktörü Defne Ertan Tüyzüzoğlu da önümüzdeki dönemde Giresun’un gastronomi alanında öne çıkan kentlerden olacağı görüşünde. Tüysüzoğlu, kentin yöresel mutfağının zenginliğine ve son dönemde ilgi gören sağlıklı mutfak trendine uygunluğuna değiniyor:
Giresun özellikli coğrafyası sayesinde, turizm için önemli bir gastronomik destinasyon olabileceğini düşünüyorum. Denize olan kıyısı sayesinde mutfağında bulunan balık çeşitliliği yanı sıra ‘yoksulun mutfağı’ diye isimlendirdikleri ormanlık alanlar sayesinde, yabani ot ve mantar çeşitliliği sayesinde büyük bir zenginliğe sahip. Ayrıca kiraz tuzlaması kavurması gibi nesiller boyu geliştirilmiş saklama ve pişirme teknikleri ile farklı mutfaklarda duymadığımız özel yemeklere de sahipler. Özellikle son yıllarda önem kazanan karbon ayakizi oluşturmayan sağlıklı mutfak trendinin aslında Giresun mutfak kültürünün önemli bir unsuru olduğunu görüyoruz.
Karadeniz’in bazı yerlerindeki çarpık yapılaşma ve betonlaşmanın Giresun’da görülmediğine dikkat çeken Tüysüzoğlu, kentin Unesco Yaratıcı Şehirler ağının parçası olabileceğine inanıyor:
Henüz turizme fazla açılmamış olması nedeni ile de çarpık yapılaşmayı çok görmüyoruz. Bu da sağlıklı bir yayla turizmini de geliştirmeye imkan sağlıyor. Doğru bir imar ve mimari planlar ile, tek tip yayla evinin ivediyetle belirlenerek küçük işletmeler açılmasına destek verilmeli ve destinasyon turizmine açılmalıdır. Elbette farklı bölgelerde yapılan betonlaşmaya dikkat edip, bölgenin kültürel dokusu, plaj ve orman alanlarının, fındıklıklarının korunması ve turizme entegre edilmesi gerekmekte. Mavi göl, Kuzalan Tabiat Parkı, plajları, Giresun adası gibi coğrafi zenginliklerinin, tarihi mirası ve özellikli mutfağı sayesinde Giresun'u 10 yıl içinde Gaziantep ve Adana ile birlikte Unesco Yaratıcı Şehirler ağının bir parçası olarak göreceğimize inanıyorum.
Koçulu: Doğru yönlendirmeler ve altyapı oluşturulursa gastroturizmde Giresun bir destinasyon olabilir
Koçulu Peynircilik Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Koçulu, Giresun’un, turizmin farklı alanlarındaki zenginliğine değinirken, çalışmaların önemine dikkat çekiyor:
Giresun yayla turizmi, foto safari, trekking, ekoturizm ve kültür turizmi açısından çok iyi bir potansiyele sahip. Gıdada kullanılan bitki çeşitleri, meyveler, lezzetli et ve Karadeniz balıkları açısından güçlü bir altyapısı olduğu için gastronomi turizmi için bir potansiyeldir. İlk başta yukarıda sözünü ettiğimiz turizm başlıklarını destekleyen Giresun gastronomisi, doğru yönlendirmeler ve altyapı oluşturulursa gastroturizmde Giresun bir destinasyon olabilir.
"Ekonomiye katkı sağlamak mümkün ancak daha da önemlisi kültür mirasını gelecek nesillere aktarabilmek"
Giresun Gastronomi Günleri'ne katılan uzmanlar, kentin sahip olduğu kültür mirasını gelecke nesillere aktarabilmenin önemine de değiniyor:
Giresun zengin bir mutfak kültürüne ve doğal güzelliklere sahip olsa da gastronomik açıdan hak ettiği yerde değil. Giresun yöresel yemeklerine dair envanter çıkartılıp reçeteler hazırlanması, ortaya çıkarılan tariflerin restoran ve konaklama yerlerine dahil edilmesi gerekiyor. Kentteki restoran ve oteller, sayıca yetersiz. Bu mekanların kenti ziyaret edenlerin ihtiyaçlarına yanıt verecek şekilde kendilerini geliştirmeleri de şart. Tüm bunlar gerçekleştirildiğinde, doğal ve kültürel zenginliğe sahip Giresun, turizmin önemli noktalarından biri haline gelebilir. Giresun ekonomisine katkı sağlamak mümkün ancak daha da önemlisi, böylesi bir kültür mirasını gelecek nesillere aktarabilmek.
Mavi Göl, Kuzalan Şelalesi ve Kuzalan Tabiat Parkı
Giresun'dan bahsetmişken doğal güzelliklerine de değinmek gerekiyor. Dereli ilçesindeki Kuzalan Tabiat Parkı'na 200 metre uzaklıktaki Havaderesi'nde büyüklü küçüklü üç gölden oluşan Mavi Göl, turkuvaz rengi ve sodalı suyu ile dünyanın sayılı göllerinden biri olarak öne çıkıyor.
Kireç taşları ve sodalı suyun etkisiyle turkuvaz renkte akan Mavi Göl'ün yanı sıra Kuzalan Şelalesi ve Kuzalan Tabiat Parkı da görülmesi gereken yerler arasında.
© The Independentturkish