Ateşkes ve rehine takasından sonra kalıcı barışa giden yolda pek çok mayın var

İsrail, Gazzelilerin güneyden kuzeye dönüşünü kabul etmediğini açıkladı

İsrail güçleri, dün Gazze’de / Fotoğraf: AFP

Milyonlarca insanın yanı sıra birçok Filistinli ve İsraillinin, İsrail ile Hamas hareketi arasındaki ateşkes anlaşmasının ve esir takasının başarısı için umutlar beslediği bir dönemde sahaya yerleştirilen çok sayıda mayının patlaması sonucu bu umudun suya düşeceği endişesi var.

Ateşkeslerin uygulanması, geçmişte önemsiz sebeplerden dolayı başarısızlıkla sonuçlanmıştı ve bu da çatışmaların yeniden başlamasına yol açmıştı. 2014 yılında İsrail’in Koruyucu Hat Operasyonu ve Hamas’ın Yıkıcı Fırtına Savaşı olarak adlandırdığı Gazze’deki askeri operasyonda ateşkes 54 gün içinde 17 kez ihlal edildi. Her iki taraf da yeterli gerekçeler, argümanlar ve bahanelerle suçu karşı tarafa attı. Bu nedenle özellikle her iki taraf da ateşkes anlaşmasının halk tarafından bir zayıflık ifadesi ve daha da kötüsü ‘karşı tarafın kötü niyet beslediği, tuzaklar, pusular hazırladığı’ olarak yorumlandığı hissine sahip olduğu için bu sahnenin tekrarlanması şaşırtıcı olmamalı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bugün yerel saat ile 10:00’da uygulamaya konması beklenen anlaşma karşılıklı şüpheler üzerine kurulu olduğu için ateşkesin 4 gün sürmesine ve bu süre zarfında her gün bir grup mahkûmun serbest bırakılmasına karar verildi. Bir aksama olursa ateşkes geçersiz olacak. Ancak başarılı bir şekilde uygulandığı takdirde Hamas’ın elindeki daha fazla mahkûmun serbest bırakılması ve ateşkesin serbest bırakılanların sayısı kadar daha fazla gün uzatılması mümkün olacak.

İsrail, Hamas’ın tutukluların serbest bırakılmasından çok ateşkese ihtiyaç duyduğu varsayımına inanıyor. Ayrıca Hamas liderlerinin, özellikle de Yahya Sinvar’ın, Gazze vatandaşlarını, ateşkesin sağlanmasını önemsedikleri kadar umursamadıklarını söylüyor. Bu nedenle Hamas’ın, işlerini ve malzemelerini yeniden düzenleyene kadar ateşkesi uzatmak için çalışacağını savunuyor ve geçici ateşkesin kalıcı bir ateşkese dönüşeceğinden emin. Dolayısıyla çeşitli argümanlarla mevcut sakinleşme yolunu tıkayacak. Ateşkesin ihlal edilmesi halinde ateşe devam etmekle tehdit ediyor ve aynı zamanda Hamas’ı yok etmek için ateşkesten sonra her halükârda savaşa devam edeceğini belirtiyor.

Hamas ise İsrail’in ateşkes ve hatta sivil esir takası konusundaki ciddiyetine güvenmiyor. İsrail’in saldırılarının devam etmesi halinde direnmek amacıyla ateşkesi istismar etmenin yanı sıra, sadece ateşkesi uzatmak için değil, aynı zamanda İsrail’i ilan ettiği savaştan yavaş yavaş vazgeçmeye zorlamak için İsrail’e (tutuklulara) acı verici baskı kartını da kullanmaya çalışacak. Ancak sorun şu ki, bunu gerçekçi bir vizyonla değil, saldırgan bir söylemle, tevazu olmadan, dünya haritasını ve 7 Ekim’de üyelerinden birkaçının sivillere yönelik eylemleri nedeniyle birçok ülkede oluşan düşmanca atmosferi okumadan yapıyor. Hamas’ın esir aldığı biri bebek, biri yetim, biri de 3 yaşında olan çocukların serbest bırakılması, onu destekleyenlerin bile söylediğine göre Hamas’a takdir kazandırmıyor. Buna rağmen Hamas, sanki Gazze’nin yıkımını, 2 milyon insanın türlü türlü işkencelere maruz kaldığını, 13 bin ölüyü, bunun kat kat yaralılarını görmüyorlarmış gibi İsrail’e karşı ezici bir zaferden söz ediyor.

Bu tür liderlerin yönetimi altında, en basit nedenlerden dolayı ateşkesi ihlal etme şansı artıyor. Gazzelilere ihtiyaç duydukları gıda, sarf malzemesi, su ve yakıtın sağlanması konusunda anlaşma var. Birleşmiş Milletler (BM), bu ihtiyacın en az 550 kamyon olacağını tahmin ediyor. Peki kim sayacak? Kim güvence verecek? Nasıl dağıtılacak? İnsanların bundan faydalanmasını kim sağlayacak? Müzakerecilerin dikkat etmediği bir sorun var ki o da Gazze halkının hareketleridir. Güneye göç etmek zorunda kalan Kuzey Gazzeliler, evlerine, eşyalarına, paralarına, hatta yolda kaybettikleri çocuklarına, yanlarına alamadıkları yaşlılara, hasta veya sakat kişilere ne olduğunu öğrenmek için kuzeye gitmek istiyor. Ancak İsrail onların kuzeye gitmesini engelleme kararı aldı. Bu bir soruna neden olur mu? Peki ya İsrail’in istediği gibi güneye, Mısır topraklarına yönelirlerse?

Bu nedenle özellikle de İsrail liderliğini gölgeleyen pozisyona ilişkin tereddüt varken ateşkesi ihlal etme tehlikesi son derece gerçek. Bu anlaşma metninin 5 hafta önce İsrail’e sunulduğu biliniyor. İsrail, bunu kabul etmemişti. Bugün İsrailli liderler, bunun ‘kendi iradeleri dışında’ gerçekleştiğine dair onaylarını göstermeye hevesli. Ama böyle durumlarda siyasetçilerin deyimiyle insanların, kararın doğru olduğuna ve buna mecbur olunmadığına onları ikna edecek bir lidere ihtiyacı var. Ayrıca insanlar, kelimenin tam anlamıyla, masum insanların acılarını durdurmaya yol açacak her şeyin utanç verici değil, onur verici olduğunu kabul etme cesaretine sahip bir lidere ihtiyaç duyuyor. Kan dökülmesi zayıflığın değil, güçlülüğün göstergesidir ve savaşlar anlaşmalarla ve esir değişimiyle sona erer. Afetlerden umut çıkarmayı bilen liderlere ihtiyaç var.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

Şarku'l Avsat'ın haberlerine ulaşmak için tıklayın

DAHA FAZLA HABER OKU