Financial Times, geçen yıl patlak veren ve İran rejimi için on yıllardır en önemli tehdidi oluşturan kitlesel protesto hareketinin "geçici olarak" yatıştığını bildirdi.
Gazeteye göre, gösteriler sırasında acımasızca yapılan güvenlik müdahalesi sebebiyle sevdiklerini kaybedenler veya protestolarda öldürülen akrabalarını anmaktan katı örtünme yasalarına meydan okuyan ve saçlarını uçuşturan kadınlara kadar hayatlarını riske atanlar için zorluk devam ediyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Şiddet içermeyen ufak direniş eylemleri, 'kadın, yaşam, özgürlük' hareketinin ruhunu canlı tutmaya kararlı olanlar tarafından günlük hatırlatmalarına devam ediyor.
22 yaşındaki antrenör Muna gazeteye, "Her gün kurbanların ailelerinin yaptığı sosyal medya paylaşımlarını izliyorum ve içim acıyor" diyerek susturulamayan insanlara "saygı" duyduğunu ifade etti.
Gazete, bunun rejime olanları unutturmayı reddedenlerin karşı karşıya olduğu tehlikeleri temsil ettiğine dikkat çekti.
Geçen ay protestoların en yoğun olduğu sırada Ekim ayında öldürülen Ebufazıl Adenizadeh'in ailesi, ülkenin kuzeydoğusundaki köyündeki mezarında bir parti düzenleyerek çocuklarının 18'inci yaş gününü kutlamak istedi.
Adenizadeh tüm İranlıları kutlamaya katılmaya davet edildi, ancak yetkililer olaydan önceki gece aile üyelerini gözaltına aldı.
Financial Times'a göre, bir dayanışma girişimi olarak bazı kişiler sosyal medyada yayınladıkları yorumlar ve videolarla Adenizadeh'in doğum gününü kutladı.
Bu bağlamda protestolar sırasında öldürülen Kürt asıllı İrfan Hizai'nin akrabaları, gencin mezarına siyah mumlar ve kırmızı balonlarla dolu bir pasta koydu.
Hizai’nin kız kardeşi sosyal medyadan yayınladığı bir videoda, "Adalet arayan aileler her zaman birbirini destekleyecek" şeklinde konuştu.
Uluslararası Af Örgütü istatistiklerine göre üç ay süren protestolarda 41'i çocuk olmak üzere 300 kişi hayatını kaybetti.
1979 devriminden bu yana İran rejimine karşı en belirgin protestolar, 22 yaşındaki Mahsa Amini'nin rejim tarafından dayatılan kıyafet yönetmeliğini ihlal ettiği iddiasıyla gözaltına alınmasının ardından eylül ayında öldürülmesiyle alevlendi.
Gösterilerin devam etmemesine rağmen kadınların başörtüsü açması ve İslami kıyafet yönetmeliğinin gerektirdiğinden daha kısa etek giymesi de dahil olmak üzere isyan eylemleri sürüyor.
Tahran rejimi muhalif gösteriler gibi protestoları canlandırmak için araç gördüğü her eylemi bastırıyor ancak kıyafet kurallarının uygulanması konusunda hoşgörülü görünüyor.
Yine de kadınların kendi tesislerinde kuralları çiğnemesine izin veren şirketlere para cezası veriyor.
Dilara isimli 32 yaşındaki bir iş kadın, "Her sabah başörtüsüz olarak işe gittiğimde özgürlük mücadelemizi sürdürüyormuşum gibi hissediyorum. Sokakta slogan atmıyor olabiliriz ama dışarıda başörtüsü olmadan yürümek de daha az önemli değil" dedi.
Financial Times’a göre, görünen o ki, rejim veya bir kısmı, herhangi bir siyasi değişimi kabul etmese de toplumsal değişim ihtiyacını kabullenmiş.
İran Devrim Muhafızları'yla bağlantılı Civan gazetesi, geçtiğimiz ay rejimin başörtüsü konusunda kadınlara çok sert davrandığını hatta İran toplumunun neşesiz olduğunu yazdı.
Adının açıklanmasını istemeyen bir gazeteci gazeteye, "Yetkililer sessizce açıldıklarını kabul etmek istemiyorlar. İki yıl sonra başörtüsü tartışılmayacak" diyerek rejimin, kıyafet yönetmeliğini uygulamaya devam etmesi için baskı yapan ideolojik tutucuların desteğini kaybetmekten korktuğunu da kabul etti.