Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, ülkesinin insan hakları konusundaki baskılara göre hareket etmediğini vurguladı

Faysal bin Ferhan ve Blinken, iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın sağlamlığını ve gelişimini teyit etti

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı ve ABD’li mevkidaşı, ülkelerinin ortaklık ve iş birliğini güçlendirmeye ve sürdürmeye kararlı olduklarını kaydettiler. Fotoğraf: AFP

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, ülkesinin insan hakları konusundaki baskılara göre hareket etmediğini vurguladı. Aynı zamanda Riyad ile Washington arasında görüş ayrılıkları olduğunu belirtmekle birlikte “Ancak, birlikte çalışmamızı sağlayacak bir mekanizma bulmak için çalışıyoruz. Washington ile ortaklığımız hala güçlü ve geliştirilmesi için geniş bir alan var” dedi. Ayrıca, Suudi Arabistan’ın ABD ile güvenlik ve askeri ilişkilerini geliştirmeye devam ettiğini belirtti.

Prens Faysal bin Ferhan, DEAŞ ile Mücadele Uluslararası Koalisyonu Bakanlar Toplantısı’nın ardından ABD’li mevkidaşı ile düzenlediği basın toplantısında “Kendi sivil nükleer programımızı geliştirmekte olduğumuz bir sır değil. ABD’nin de bu programa teklif verenlerden biri olmasını çok isteriz” dedi. Öte yandan Çin’in Suudi Arabistan ve bölge ülkeleri için önemli bir ortak olduğunun da altını çizdi.

Başka bir bağlamda Prens Faysal bin Ferhan, ‘İsrail ile normalleşmenin bölge için faydalı olduğunu ancak barışa giden bir yol olmadan ve Filistin sorunu çözülmeden faydasının sınırlı olacağını’ belirtti.

Bölgesel gelişmelerle ilgili olarak, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, ülkesinin Sudan halkının acılarını hafifletmenin yollarını aramak için çalışmaya devam edeceğini yineledi. Bununla birlikte Sudan’daki çatışma taraflarının sorumluluklarını üstlenmesi ve ülkeyi daha fazla yıkıma götürmekten kaçınması gerektiğini de vurguladı ve tarafların ateşkese bağlılıklarının Sudan halkı için bir umut ışığı teşkil ettiğini kaydetti. Öte yandan Suriye hükümetinin ‘uluslararası toplumun endişelerini gidermek için net taahhütlerde bulunduğunu’ söyleyerek hükümetle diyaloğa girilmesinin ‘ülkedeki insani sorunların çözülmesine’ katkı sağlayacağını belirtti.

Terörle mücadeleye gelince, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Afganistan’daki terör örgütleri ile mücadele etmenin ve ‘Afganistan’ın tekrar bu örgütlerin güvenli bir yuvası haline gelmemesini sağlamanın’ önemine dikkat çekti. Bakan ‘uluslararası toplumun başta terör olmak üzere ortak sorunlara karşı mücadeledeki rollerini oynaması gerektiğine’ işaret ederek ‘yargı reformları gerçekleştirip teröristlerden hesap sorarak Suriye ve Irak’ta yerinden edilmiş kişilerin geri dönüşü için uygun ortamı sağlamaya çalışması gerektiğine dikkat çekti.

Zengin ülkeleri, vatandaşlarının çatışma bölgelerinden alınması konusundaki sorumluluklarını üstlenmeye çağıran bakan şu ifadeleri kullandı:

Bazı zengin ve gelişmiş ülkelerin vatandaşlarını geri almayı reddetmesi ve bu yükü terörden en çok etkilenen ülkelere yüklemesi talihsiz bir durumdur. Suudi Arabistan ise rolünü yerine getirip tüm vatandaşlarını çatışma bölgelerinden geri almaktadır. Düzelmeye ve topluma yeniden entegre olmaya ihtiyacı olanlara yardım etmeye hazırız. Ancak tüm ülkelerin, vatandaşlarının yaptıklarının sorumluluğunu alma, vatandaşlarını geri alma ve sıkıntılı ülkelerin üzerinden bu yükü kaldırma sorumlulukları vardır.

Toplantıya katılanların ‘radikalizm ve terörizmin hiçbir biçiminin ve kaynağının herhangi bir uyruk, ırk veya din ile ilişkilendirilmemesi ve ırk ayrımcılığına yönelik herhangi bir önlem alınması için bir mazeret olmaması gerektiği’ konusunda hemfikir olduklarını hatırlattı. Bu bağlamda terör örgütleriyle mücadelede Afrika ile çalışmaların devam ettiğini kaydeden bakan, “Önemli bir iş birliği kaynağı olarak Afrika’ya karşı sorumluluğumuz olduğuna inanıyoruz” dedi.

Öte yandan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, ülkesinin bölgedeki ortaklığı güçlendirmeye ve sürdürmeye kararlı olduğunu söyledi. Suudi Arabistan’ın DEAŞ ile Mücadele Uluslararası Koalisyonu’na yaptığı katkılardan ötürü minnettarlığını dile getirerek Krallık’ın ekonomisini modernize etmek için gösterdiği tarihi ve muazzam çabaları övdü.

Washington’un Yemen’de kalıcı bir ateşkes sağlayıp kapsamlı bir siyasi sürecin başlatılması amacıyla Suudi Arabistan ile yakın bir şekilde çalıştığını ve İran’ın bölgedeki istikrarı bozan davranışları ile mücadele etmek için bölge ülkeleriyle çalışmaya odaklandığını da sözlerine ekledi. Buna ek olarak, Körfez ülkeleriyle ilişkilerin ABD ve bölge ülkeleri için önemli olduğunu vurguladı.

Sudan’daki duruma ilişkin olarak Blinken, Suudi Arabistan’ın Sudan’da ateşkesin sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması için diplomatik kampanyalara öncülük ettiğini söyledi. Öte yandan Washington, Suriye’nin Arap Birliği’ndeki koltuğuna geri dönmesine izin verme kararına katılmasa da, ‘Beşşar Esed’in uygulamaya bağlı kalması gereken’ konularda ortaklarıyla aynı fikirde.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Şarku'l Avsat

 

DAHA FAZLA HABER OKU