Ey Lübnanlılar, cumhurbaşkanlığına bir kadını seçmeyi bir düşünün!

May'in derdi eşitlik, ötekini anlamak, Doğu ile Batı’nın bakış açılarını yakınlaştırmaktı ama tam anlamıyla başarılı olamadı

 Lübnan Cumhurbaşkanlığı Adayı May el-Reyhani

Bir arkadaşıma Lübnan cumhurbaşkanlığı adayı May el-Reyhani ile yaptığım röportajdan bahsettiğimde, kendiliğinden, "Amcası Emin el-Reyhani'nin bazı genlerini miras almışsa, siyasi liderliğinin mümkün olan en düşük seviyelere düşürdüğü bu pozisyona gelmesi isabetli olur" dedi.

Bir düşünür, yazar, filozof ve reformcu olan Emin Reyhani, Arap ülkelerine giderek kralları ve liderleriyle tanıştı ve onlar hakkında yazılar yazdı. Tek amacı onları bir araya getirmekti.

Büyük Lübnanlılar böyleydi. "Mesaj sahibi Lübnan" böyleydi. May el-Reyhani'den de bu bekleniyor, ülkesinin cumhurbaşkanlığına yeniden itidal, saygı ve güven kazandırması umuluyor.

Ancak May Reyhani'nin aile geçmişi ve önemli kişisel başarıları bir yana, önemli bir kadının cumhurbaşkanlığını üstlenmesi, Lübnan'a ülkeyi kasıp kavuran, halkı ve itibarını suistimal eden erkeklerin elinde kaybettiği gelişmiş uygar yüzünü geri kazandıracaktır.

May bir partiye üye değil, bağımsız. Tüm taraflarla konuşuyor, çünkü "herkes Lübnanlı".

Ayrıca, uluslararası tecrübesi Lübnan için bir onur; 40 ülke ile "küresel kalkınma" konulu sözleşmeler imzalamış.

Bu, eğitimi işgücü piyasasına bağlamaya dayanıyor, dolayısıyla ekonomi yani mezun öğrenciler için iş yaratmak anlamına geliyor.

Peki, "rahat ve işinde parlak" May’i örneğin milletvekilliği değil de Lübnan cumhurbaşkanlığı için aday olmaya iten şey neydi?

Reyhani bunun kendi fikri olmadığını itiraf ediyor. Gurbetçi Lübnanlılardan gelen telefonlarda ve kendisiyle yapılan röportajlarda sık sık karşılaştığı soru şu olmuş:

Neden cumhurbaşkanlığı için yarışmıyorsunuz?

Lübnan'a olan inancı sarsılmamış olsa da Lübnan'ın içinden de aday olma talepleri yağmaya başlayana kadar May bunu reddetmiş.

Kabul ettiğinde ise iki önceliği olmuş; bir eylem programı belirlemek ve bir danışma kurulu oluşturmak.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Buna ilaveten herkesten tek bir talepte bulunmuş; köklü değişim ve reform.

May "Erkek veya kadın bir cumhurbaşkanı başbakan ve bakanlarla anlaşarak değişim ve reform yapabilir. Ben idealist ve aynı zamanda realistim" diyor.

Ona ders verdiği, Doğu ile Batı arasındaki anlayışı derinleştirmeye, Cibran Halil Cibran, Emin Reyhani ve Mihail Nuayme'nin (aralarında kadın yok) eserleriyle Arap düşüncesinin yeniden şekillendirilmesine odaklandığı Maryland Üniversitesi'ndeki çalışmalarını sordum.

May, Arap zihniyetini değiştirme konusunda nerede başarısız ve nerede başarılı olmuştu?

Bu yazarların, özellikle de amcası Emin Reyhani ve Kral Abdulaziz Al-Suud ile ilişkisinin onun üzerindeki etkisi neydi?

May Reyhani, yukarıda geçen isimlerle ilgili çalışmalarında kadın isimlerin eksikliğini, "Arab women pioneers and leaders" adlı İngilizce bir çevrimiçi ansiklopedi hazırlayıp nezaret ederek gidermiş.

Ansiklopedi örneğin May Ziyada dahil olmak üzere 125 Arap kadınının hikayelerini içeriyor.

May’in derdi eşitlik, ötekini anlamak, Doğu ile Batı’nın bakış açılarını yakınlaştırmaktı ama tam anlamıyla başarılı olamadı.

Bununla ilgili şöyle diyor:

Eşitlik kabul edilmiş ama liderlik pozisyonuna geldiğimizde sorular çoğalıyor. Öyle ki halen erkeklerin bir kısmı kadınların bir ülkeyi yönetemeyeceklerine inanıyorlar. Kadının bir şirkete başkanlık etmesini kabul ediyorlar ama bir ülkeye başkanlık etmesini doğum bahanesiyle kabul etmiyorlar. Kendi kendilerini kandırıyorlar.


Amcası Emin Reyhani ile ilgili ise şunları anlatıyor:

Beş kardeşlerdi; en büyükleri Emin, en küçükleri de Emin'in ölümünden sonra evlenen babam Albert’ti. Bu yüzden amcamı hiç tanımadım ama ben ve kardeşlerim onun evinde ve sahip olduğu saygınlık altında büyüdük. Babam, büyük kardeşinin kitaplarının çoğunun yayıncısıydı. Evimiz Arap ve Lübnanlı yazar ve politikacılarla dolardı ve hepsi de Emin Reyhani'den bahsederdi. Sonra babam Emin Reyhani Müzesi'ni kurdu ve babamın ölümünden beri kardeşlerimle birlikte burayı yönetiyoruz.


Ardından şunu ekliyor:

Amcamın tüm kitaplarını, özellikle (Arapların Kralları), (el-Reyhaniyat) ve (Lübnan'ın Kalpleri) kitaplarını birden fazla kez okudum. Amcamdan çok alıntı yaparım.


Ona "Bir kadın olarak, Hristiyan amcanın o dönemde İslam'ın kutsal yerlerini ziyaret etmesi konusunda ne hissediyorsunuz?" diye soruyorum.

May, Emin Reyhani'nin insanın değerini yükselten manevi mesajların aynı ve tüm dünya için olduğundan, tüm dinlerin buluştuğuna inandığını açıklıyor.

İslam sadece Müslümanlar için ve Hristiyanlık da sadece Hristiyanlar için değildir diyor ve ekliyor:

Eşim Zuheyr el-Fakih'in Aley bölgesinden Lübnanlı bir Dürzi olduğunu duyduğunuzda şaşırabilirsiniz. Babası Esad Fakih, Suudi Arabistan Krallığı'nın ilk Washington büyükelçisi ve BM daimi temsilcisiydi. Burada, Krallığın bazı büyükelçilerini Suudi Arabistan uyruklu olmayan kişilerden seçtiği bir dönemden, 1947'den bahsediyorum. Eşimin babası, Beyrut'taki St. Joseph Üniversitesi'nden mezun olan bir avukattı. Arapça, Fransızca ve İngilizce biliyordu. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı'nda çalıştı, terfi etti ve Kral Abdulaziz’in ilgisini çekmesi üzerine kendisini büyükelçi olarak atadı. Kısacası, hem kendi ailem hem de eşimin ailesi tarafından Suudi Arabistan ile bağlarım var. Cumhurbaşkanı olursam yapacağım ilk şey Krallıkla yeniden güçlü ilişkiler kurmak olacak.


Ona "Amcanız ve Kral Abdulaziz ile ilişkisinden biraz daha bahsedebilir misiniz" dediğimde şunları anlattı:

Amcam ve Kral yakın arkadaş oldular ve birbirlerine çok değerli mektuplar gönderdiler. Mektuplar ‘Kral Abdulaziz Al-Suud ve Emin el-Reyhani'nin Mektupları’ adını taşıyan (yaklaşık 200 sayfalık) bir kitap halinde yayınlandı. Riyad'daki Kral Abdulaziz Müzesi'nde Kral ve amcamın olduğu fotoğraflar gördüm (5 tane fotoğraf vardı). Fotoğraflardan birinde bir uçağın basamaklarında duruyorlardı. Eski Lübnanlılar böyleydi.


Eski Lübnanlılardan gurbetçi Lübnanlılara geçiyoruz ve ona gurbetçiler "Cumhurbaşkanlığı adayı May Reyhani’ye ne dediler?" diye soruyorum.

May, dünyanın 30 ülkede şubesi bulunan Lübnan Kültür Üniversitesi'nin Washington ofisinin başkanı olduğu için, onu aday olmaya teşvik eden üyeler, cumhurbaşkanı olursa "Lübnan'a yatırımların nasıl yağacağını göreceğini" vadetmişler.

Ona "Kanımıza bulaşmış olmasından korkacağımız kadar yaygınlaşmış yolsuzluk ne olacak?" diye sorduğumda, Reyhani, birçok Lübnanlının ve gurbetçinin temiz elli ve fikirli olduğu yanıtını verdi.

"Yolsuzluğu ortadan kaldırmadıkça ülkemizin doğru yolda olmayacağına" derinden inandıklarını söyledi ve ekledi:

Bunların çoğunlukta olmadıkları doğru ama azınlık da değiller. Özellikle milletvekillerine her zaman şunu söylüyorum; eğer beni seçecekseniz bir şartım var. O da meclis istişarelerinde benim ilkelerime, vizyonuma ve programıma uyan bir başbakan belirlemeniz. Aleyhime çalışacak veya yozlaşmış birini başbakanlık için önermeyin. Reform, reformun önceliği ve tüm projeler üzerinde anlaşmaya varabileceğim benim gibi temiz bir başbakanı görevlendirin. O zaman birlikte çalışabiliriz. Bakanlar da bizim gibi olmalı. Bu şartım cumhurbaşkanlığı makamına ulaşamama neden olabilir. Ama ulaşırsam günde 14 saat çalışacağım. Karar verirsem, geri adım atmam, hızlı bir şekilde ileri giderim. Tüm deneyimlerimi, tüm uluslararası ve Arap ilişkilerimi Lübnan için kullanmak istiyorum.


May, dinlerin siyasi merkezlerle ilişkisini azaltacak bir sürecin başlatılmasını öngören ve kimsenin uygulamak istemediği anayasanın -Taif Anlaşması'nın- 95'inci maddesi üzerinde de duruyor ve diyor ki:

Bunu uygulamak istiyorum ve kimseden korkmayacağım.

Ayrıca "Kota olmayacak ve beni seçmesi karşılığında hiçbir partiye bakanlık sözü vermeyeceğim" diye vurguluyor.
 


Ona "Seçilmeniz halinde Hizbullah’ın silahı konusunda ne yapacaksınız?" diye sorduğumda şu cevabı veriyor:

İki Hizbullah üyesiyle görüştüm ve onlar da bana bu soruyu sordular. Cevabım şuydu: Biz birbirimiz gibiyiz, Lübnanlıyız. Lübnan da dünyadaki herhangi bir ülke gibi. Hukukumuz Lübnan'da meşru silahın ordu ve güvenlik güçlerinin elinde olduğunu söyleyen anayasaya dayanıyor. Anayasayı bir bütün olarak uygulamamıza olanak tanımayan bir durumdayız, çünkü Lübnan'ın güneyini savunmaya karar vermiş bir partimiz var. Sizi anlıyorum ama bir zaman gelecek ki bu silahın nasıl anayasanın şemsiyesi ya da çatısı altında olacağına karar vermemiz gerekecek. İçlerinden biri 'Bu nasıl olacak?' diye sordu. Dedim ki: 'Sizinle ve Lübnan'daki tüm yetkililer ve taraflarla bir diyalog başlatmak, hedefler ve bunların uygulanma takvimi konusunda anlaşmaya varmak istiyorum.'


May Reyhani, bu sorunu anayasaya dayalı olarak çözmek için Suudi Arabistan, Mısır, BAE ve Katar gibi bazı Arap Birliği ülkeleri ile görüşmeyi de düşünüyor.

Suudi Arabistan'ın İran ile bir anlaşma imzaladığını ve bunun 6'ncı maddesinin İran'ın Arap dünyasındaki milisleri desteklemeyeceğini öngördüğünü aktararak, "Cumhurbaşkanlığı makamına ulaşırsam bu maddenin uygulanmasını talep edeceğim" diyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU