Kentsel dönüşüm Türkiye'de tartışmalı konuların başında geliyor.
Özellikle 2000 öncesinde ve deprem yönetmeliğine uygun yapılmamış eski yapıların yenilenmesi zorunluluk arz ediyor.
Ancak kimilerine göre Türkiye'de kentsel dönüşüm değil, rantsal dönüşüm mevcut.
Yani kentsel dönüşüme gerçekten ihtiyacı olan yerler yerine getirisi yüksek bölgelerde binaların yenilenmesine gidiliyor.
Ağırlıklı ekonomik nedenlerden dolayı Türkiye'de son yıllarda kentsel dönüşüm projelerine yönelik bir temkinlilik gelişti.
Kahramanmaraş merkezli olarak 6 Şubat depremlerinde yaşanan büyük can ve mal kaybı bir süredir ivme kaybeden kentsel dönüşümü bir kez daha gündeme getirdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) riskli binaların yenilenmesi için Kiptaş'ı ve bankaları devreye sokarak sıfır faizli finansman ve kira desteği başlatılacağını duyurmasının ardından Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de 2 Nisan İstanbul'da yaptığı açıklamada, "Kentsel dönüşümün sağlam ve hızlı bir şekilde yapılabilmesi için ev sahibi olup da kentsel dönüşüme tabi tutulan kardeşlerimize diyoruz ki size çok cüzi faiz oranları ile uzun vadeli ve iki yıl ödemesiz de olmak üzere bir kredi tahsis ettik. Her bir daire için de 1 milyon 250 bin liralık bir limit tahsis ettik" dedi.
"'Yarısı Bizden' projesine şu ana kadar 155 bin başvuru"
Nebati'nin dillendirdiği proje, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın organizasyonuyla "Yarısı Bizden" adıyla başladı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un 16 Mayıs'ta yaptığı açıklamada kampanyaya başvuruların ay sonuna kadar devam edeceğini belirtti.
Bakan Kurum, "Şu ana kadar 709 bin bağımsız birim için 155 bin başvuru yapıldı. Ekiplerimiz başvuruları inceliyor, çoğunluğun sağlandığı yerlerde dönüşüm süreci başlıyor. İstanbul'da riskli yapı kalmayacak" ifadelerini kullanmıştı.
"Yarısı Bizden" projesi Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) eliyle yönetiliyor. Ancak TOKİ'nin her binanın yenilenmesine katılması teknik olarak mümkün değil.
Bankalarında kentsel dönüşüme niyetlenen kişilere kredi desteği vermesi de son süreçlerde kredi musluklarını kıstıkları düşünülürse pek de kolay değil. Daha da önemlisi alınan kredilerin ödenmesi.
Peki bu şartlarda kentsel dönüşüm hız kazanması mümkün mü?
"Kredi bulunamadığından konutta arz fazlalığı olacak"
Ekonomist Prof. Dr. Zeynep Ökten, konut piyasasında ciddi anlamda arz fazlalığının olmasını beklediğini söyledi.
Yaklaşık 3-4 ay öncesine göre konutta talep fazlalığı olduğuna dikkati çeken Ökten, "Herkes konuta yatırım yapıyordu. Ama artık bundan sonra bir arz fazlalığı olacağını düşünüyorum. Çünkü konut satışı olmayacak. Yani bu arz fazlalığı, aşırı üretimden dolayı değil, kredi bulunamadığından dolayı olacak. Çünkü metrekare fiyatları o kadar arttı ki. Belirli bir grup alabilecek, diğerleri alamayacak" dedi.
"Çok hayata geçirilebilir bir proje olduğunu düşünmüyorum"
Kentsel dönüşüm için kredi kampanyalarına da değinen Ökten "Peki bunu hangi müteahhitler ve hangi bankalarla yapacaklar? Müteahhit bunu kabul edecek mi? Onu da bilemiyorum. Onun için çok hayata geçirilebilir bir proje olduğunu düşünmüyorum" diye konuştu.
Devletin vatandaşlara "size kredi vereceğiz yarısını biz karşılayacağız yarısını da siz karşılayın. Ucuz krediyle bunu yapacağız" dediğini anımsatan Ökten, "Allah aşkına Türkiye'nin ciddi anlamda yüzde seksenlik dilimi gelirin yüzde ellisini paylaşırken kim bu krediyi nasıl ödeyecek? O nedenle ben pek uygulanabilir olacağını düşünmüyorum" şeklinde konuştu.
"Kredi taksidi ve kira ödemesi zorlayabilir"
Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER) Emlak Komisyonu Başkanı ve ekonomist Hatice Kolçak ise öncelikle kentsel dönüşümde ve konut sektöründe ne olacağının anlaşılması için az önce piyasanın rahatlaması gerektiğini belirtti.
Kolçak, şöyle devam etti:
Şimdi kendimiz yapalım dedikleri zaman bir daire için 1 milyon 250 bin lira veriyor. Bu rakamı ödeyebilmek için o insanların cebinde bir para olması gerekiyor. Faizi 0,79 olsa nereden bakarsan bak yine ayda 15-20 bin ödemesi lazım. İkincisi şu anda kiralık konutta ciddi bir sıkıntı var. Eviniz kentsel dönüşüme giderse ev lazım. İstanbul'da minimum kiralar 15 binden başlıyor. Her ikisini ödemek zorlayabilir. Geleceğim nokta şu. Piyasadaki koşulların düzelmesi, ekonominin rahatlaması, insanların güvenmesi, ekonomik olarak da bu paraları ödeyebilecek duruma gelmesi lazım ki bu işe başlasınlar bilsinler. Şu anda yani yakın vade için bunu söyleyebiliriz. Ama piyasa oturduktan sonra o tabii uzun vadede konuşacaksak tabii ki insanlar kentsel dönüşüm için önerilen krediyi kullanacaklardır, çok da işe yarayacaktır."
"Kredileri kullanabilen kimse yok"
İnşaat sektörünün içinde yer alan Emre Maraşlı'ya göre de kentsel dönüşüm için açıklanan kredi paketine işaret ederek, "Hükümetin sektörümüzü canlandırmak için açıkladığı üçüncü ölü kredi paketi. Birincisi 2 ve 5 milyona kadar olan konut kredisiydi. İkincisi sektörde ev üretmek isteyenlere verilecek Kredi Garanti Fonu'nun (KGF) de olduğu bir paketti. Sonuncusu da evini parayla yaptırmak isteyenlere paketti. Üst seviyelerde toplantılarda çok güzel kararlar veya kredi fikirleri oluşuyor fakat bu kredileri kullanabilen kimse yok. Son birkaç senedir zaten sadece devlet bankaları kullandırıyordu. Şimdi onlar da yoklar, kullandırmıyorlar" diye konuştu.
Maraşlı, kentsel dönüşüm kredisi verilse dahi bir binada yaşayan herkesin durumunun bunu almaya veya ödemeye uygun olmadığına dikkati çekti.
Kentsel dönüşümde bir başka sorunun ise apartmanın dönüşümü için gerekli olan kredinin binadaki tüm bireylere verilmek zorunda olması dile getiren Emre Maraşlı, "Bunu tespit etmeden yıkım kararı alınamıyor. İnsanlar kentsel dönüşüme binalarını sokmuyor. Çünkü yıkılsın diye tespit yaptırıp, kredi çıkmazsa kendi hakkının hızlı bir ihale ile satılması ihtimali insanlara haklı olarak korkutucu geliyor" diye konuşarak sözlerini tamamladı.