Deprem bölgesindeki sağlık görevlileri yanıtladı: Nelere ihtiyaç duyuyorlar? Bireysel ilaç gönderimi gerekli mi?

İhtiyaç duyulan ilaçlara ilişkin listelerin güncellendiğini ve yetkili birimlerce temin edildiğini belirten Ankara Eczacı Odası Başkanı Ercanlı ile Dr. Ünsal; "Hijyen ürünleri, çocuk bezi, hasta bezi, mama ve çarşaf gönderilebilir" diyor

Sağlık çalışanlarının karşılaştığı en büyük sorunların başında hijyen eksikliği geliyor. Hijyen ürünleri, su ve duş deposu, seyyar tuvalet gerekli. Steril çarşaf ve tıbbi ürünler gibi ihtiyaçları bildirdiklerini belirtiyorlar. Konteyner öncelikleri değil ama olmasının fayda sağlayacağı da bir gerçek / Kolaj: Independent Türkçe, AA, Pixabay

Depremin vurduğu Türkiye, tarihin en acı günlerini yaşıyor.

15 bin civarındaki ölü sayısının birkaç gün içinde daha da yükselmesinden endişe ediliyor.

Sarsıntıların etkisi öyle büyüktü ki bazı hastaneler yıkıldı, pek çok kamu binası çöktü.

Yarılan yollar, kullanılamayan havayolu pistleri bile var.

Binalar binlerce kişiye mezar olurken, arama kurtarma çalışmalarında 80 saat geride kaldı, umutlar azaldı.

Depremden en çok etkilenen alanların başında sağlık sistemi geldi.

Pek çok sağlık kuruluşu ve hastane kullanılamaz halde.

Hatay'daki İskenderun ve Antakya Devlet Hastaneleri de çöken yapılar arasında.

Bazı yaralılar farklı illere nakledilirken, pek çok yerde sahra hastanelerinde hizmet veriliyor.

Independent Türkçe, deprem bölgesindeki sağlık görevlilerinin durumunu ve ihtiyaçlarını mercek altına aldı.

Su ve duş deposu ihtiyacı had safhada

Deprem bölgesinde ilaç ihtiyacının hali hazırda karşılandığını aktaran sağlık görevlileri, farklı eksikliklere dikkati çekti.

Canla başla çalışan hekimlerin özellikle seyyar tuvalet, hastane bahçesinde konteyner, su ve duş deposu gibi ihtiyaçlarının önemine vurgu yapıldı.

"İlaçları Sağlık Bakanlığı, Türk Eczacılar Birliği ve Eczacılar Odası yoluyla gönderin"

Hatay’daki isimlerden Ankara Eczacı Odası Başkanı Taner Ercanlı da bu ihtiyaçlara değindi. Deprem bölgesinde ilk gün yaşanan ilaç ihtiyacındaki aşırı yoğunluğun ortadan kalktığını da aktaran Ercanlı, tedarikin düzene oturduğunu söyledi.

Kamu hastaneleri ile eczacı odaları ve sağlık müdürlüklerinin koordineli şekilde çalıştığını ve sürecin aksamadan ilerlediğini kaydeden Ercanlı, talep edilen ilaçlarla ilgili listelerin güncellendiğini ve teminin gerçekleştirildiğini söyledi.

"Bireysel yollarla ilaç göndermeyin"

Deprem bölgesine ilaç gönderiminin yetkili kurumlarca sorunsuz şekilde halledildiğini ifade edenTaner Ercanlı; Sağlık Bakanlığı, Türk Eczacılar Birliği ve 54 bölgenin Eczacı Odası’nın koordinasyonu dışında bireysel ilaç gönderme gayretinin fayda değil zarara neden olacağı uyarısı yaptı.

"AFAD'ın ilaçları ayırması ve tekrar dağıtılması süreci zorlaştırıyor"

Koordinasyonsuz şekilde yollanan ilaçlar, diğer yardım malzemeleriyle birlikte gönderildiğinde, onların önce AFAD görevlileri tarafından ayıklanması gerektiğini vurgulayan Ercanlı, daha sonra sağlık görevlilerinin yönlendirmesiyle gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldığını ve bunun hem vakit kaybettirdiği hem de süreci güçleştirdiğini söyledi.

Depremin ilk günlerinde akut acil vakalardaki ilaç ihtiyacı fazlayken, şimdi kronik rahatsızlıklarda kullanılanların ağırlıkta olduğuna değinen Taner Ercanlı, kamu il sağlık müdürlüklerinin kurduğu çadırlarda "çadır eczanaler" bulunduğunu, Türk Eczacılar Birliği'nin de 5 konteyner eczanene kurduğunu, ilaçların buralardan temin edilebileceğini dile getirdi.

"Hijyen ürünleri, çocuk bezi, hasta bezi ve mama"

Ercanlı, bir şeyler göndermek isteyen yurttaşlara ise aralarında hijyen ürünleri (kadın pedi, dezenfektan, pamuk ve ıslak mendil vb.), çocuk bezi, hasta bezi ve mama gibi ürünleri tercih etmeleri tavsiyesinde bulundu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

"Kurtarabildiklerimizi kurtardık, şu an hasta sayısı azaldı"

Depremin ardından yüzlerce gönüllü doktor da bölgede canla başla çalışıyor. Bu isimlerden biri, Ankara'dan gelen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Ömer Oğuzhan Ünsal.

Üç gündür Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde depremzedelerin tedavisiyle ilgilenen Ünsal, "İlk gün gerçekten çok kötüydü. Hastanede hemen hiçbir şey yoktu. Kas zedelenmeleri ve travmalarla geldiler. Kurtarabildiklerimizi kurtardık. Şu an hasta sayısı azaldı. Bu saatten sonra enkazdan canlı çıkılması mucize. Yaşayan pek yok. Artık enkazdan çıkarılanların çoğu canlı durumda olmadığından bize getirilmiyor bile. Bildiğim kadarıyla 5. günde enkaz kaldırma çalışmaları hemen hemen bitiyor, ümitler tükeniyor" yorumunu yaptı.

Yetkili birimler dışında ilaç gönderilmemesi tavsiyesinde bulunan Ünsal, ilk günkü olağanüstü ihtiyacın karşılandığını aktardı:

"İlaç eksiğimiz en başta vardı ama şimdi daha koordineli gitmesinde fayda var. Zaten gerekli tıbbi malzemeleri bildirdik. Hijyen, çocuk bezi, hasta bezi, mama da geldi yeterince ama yine de gönderilebilir.  Ameliyathaneler toz içinde. Temiz, steril çarşaf lazım, bunu da bildirdik."

"Yaşayan da gece soğuktan donmuştur"

Bu saatten sonra enkazdan canlı çıkmanın güçlüğüne değinen Ömer Oğuzhan Ünsal, geceleri hava şartlarının zorluğu nedeniyle pek çok kişinin soğuktan donmuş olabileceğini de belirtti.

Depremin 4. gününde, hastaneye gelen kişilerin genellikle yakınlarını aldığını, bir de "isimsizlerin" bulunduğunu aktaran Ünsal, savcılar ve kolluk kuvvetlerinin kayıt tuttuğunu da ekledi.

"Fiziki şartlarda özellikle hijyende, temizlikte sıkıntı var, günlerdir duş almadık"

Hekimlerin çalışma şartlarını da sorduğumuz Dr. Ünsal, şöyle konuştu:

"Fiziki şartlarda, temizlikte, dinlenmekte sıkıntı var. Günlerdir duş almadık. Bizim bu nedenlerle başka bir ekiple değişmemiz gerekli. Şartlar yerinde olsa biz çalışırız ama şu durumda 5-6 gününü tamamlayanların yerine yenileri gelmeli." 

"'Senin çok acil bir sıkıntın yok, evine gidebilirsin' diyorum; 'Ev yıkıldı, nereye gidelim' diyor"

Ömer Oğuzhan Ünsal, dün sosyal medyasındaki paylaşımında ise depremden kurtulan pek çok depremzedenin yaşadığı çaresizliği şu sözlerle aktarmıştı:

"Hasta taburcu etmek hiç bu kadar zor olmadı. 'Senin çok acil bir sıkıntın yok, evine gidebilirsin' diyorum; 'Ev yıkıldı, nereye gidelim' diyor. 'Yakının nerede' diyorum; 'Hepsi öldü ya da göçükte' diyor." 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU