Vakit bölünme ve parçalanma dalgasıyla yüzleşme vaktidir

Küresel sorunlara çözümler bulmak sıfır toplamlı bir oyun değildir. Dayanışma ve ortak çabalarımızla bu zor yılı sağ salim atlatabilir ve aynı zamanda hepimiz için daha iyi bir geleceğe yatırım yapabiliriz

Fotoğraf: David Watkis/Unsplash

Karmaşık ve birbiriyle bağlantılı sıkıntılarla karşı karşıya olan bir dünyada, varlığı her geçen gün daha da endişe verici olan kesintisiz bir bölünme eğilimi var.

Geçen yıllarda küresel işbirliği seviyelerinde bir düşüş kaydedildi. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını ve Ukrayna krizi gibi iki tetikleyici unsur bu eğilimi hızlandırdı.

Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) 2023 Küresel Riskler Raporu'na göre, çeşitli uluslararası ağlardaki beş uzmandan dördü, önümüzdeki iki yıl içinde devamlı beklenmedik olaylar yaşanmasını beklediklerini söyledi.

Peki bu bölünme ve parçalanma dalgasını nasıl durdurabiliriz?

Hiç vakit kaybetmeden işe koyulmalıyız.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

WEF'in bu ay yapılması planlanan 2023 Yıllık Toplantısı'nda, hükümetlerden, iş çevrelerinden ve sivil toplum kuruluşlarından (STK) 2 bin 500'den fazla lider, dünyanın en acil sorunlarını çözmek amacıyla fikirlerini paylaşmak, planların ana hatlarını çizmek ve ortaklıklar kurmak için bir araya gelecek.

Bu yıl, ikili bir vizyona net bir ihtiyaç var:

Birincisi, dünyanın dört bir köşesini etkileyen mevcut krizlere nasıl yanıt verebileceğimiz ve ikincisi, 10 yılın sonuna kadar daha sürdürülebilir ve dirençli bir dünya yaratmak için temelleri nasıl atabileceğimiz üzerinde düşünmemiz gerek.

En önemlisi de zayıf ekonomik görünümü düzeltmenin yanı sıra enerji ve gıda ile ilgili küresel kaynak krizleri için ciddi çözümler bulmalıyız.

Acilen ilerleme kaydetmek ve bu ters akımlara karşı büyüme, ticaret ve yatırım tekerleğini yeniden döndürmenin yollarını bulmak gerek.


Mevcut enerji krizi evler, işletmeler, siyaset ve ekonomi için geniş kapsamlı tehditler oluşturmaktadır.

Bugün dünyanın dört bir yanındaki devlet liderleri, vatandaşlarını sıcak tutmak ve fabrikaların kısa vadede çalışmaya devam etmesini sağlamak için kendilerini zor kararlarla karşı karşıya buluyorlar.

Ayrıca, uzun vadede ekonomilerinin rekabet gücünü korurken, net sıfır emisyona geçiş çabalarını iki katına çıkarmaları da gerekiyor.

Öte yandan artan enerji fiyatları gıda güvenliğini tehdit ediyor. Akut gıda güvensizliği riski altında olan insan sayısı 2019'dan bu yana iki kattan fazla arttı. Bu da uluslararası sistemlerimizin kaçınılmaz olarak birbirine bağlı olduğunu gösteriyor.


Bu sırada yüksek enflasyon, zayıf büyüme ve yüksek borçlanma hayaleti, işlerin ve şirketlerin üzerine çökmüş olduğu için tüm dünya önümüzdeki aylarda zorlu bir ekonomi yoluna girecek.

WEF'in yakın tarihli bir raporu, orta ölçekli şirketlere ek olarak küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) üçte ikisinden fazlasının hayatta kalma mücadelesi verdiğini ortaya koydu.

Aynı zamanda, hayat pahalılığı krizi dünya çapında milyonlarca insanı yoksulluğa itiyor.

Krizler tek tek gelmediği için çözümlerin de böyle olması lazım. Enerji geçişindeki ivmeyi korumalı, her geçen gün artan nüfusumuzun ihtiyaçlarını karşılayacak sürdürülebilir gıda sistemlerinin temellerini atmalı ve ekonomik şoklara karşı en savunmasız olan grupların korunmasını sağlamalıyız.

Bunları gerçekleştirmek amacıyla politika belirleyicilerin, mevcut krizlerin açığa çıkardığı sistemsel zayıflıkları ele alırken, ekonomik dayanıklılığı ve sürdürülebilirliği güçlendirmeyi amaçlayan siyasi reformu da devam ettirmeleri gerekiyor.

Gelecek vadeden yenilikleri belirlemek ve gelişmekte olan teknolojilerin kapsamını genişletmek, bu çabaları desteklemek adına kritik bir önem taşımaktadır.

Son yıllarda teknolojik ilerleme, dünyamızın karşı karşıya olduğu pek çok zorluğun üstesinden gelmek için bir umut ışığı oldu; ancak kullanımına kıyasla gelişimi ve benimsenmesi talebe ayak uyduramadı.

Bu yüzden New Champions, Tech Pioneers ve UpLink gibi topluluklar, iç içe geçmiş bir toplumda bu tür yenilikleri yükseltmek ve ilerletmek için planlar sunmaktadır.

Benzer şekilde, sistemik liderlik, hala bahsetmesi yapmaktan daha kolay bir kavram olmaya devam ediyor.

Birçok iş sektörü ve dünyanın pek çok bölgesini uzlaştırmak, genellikle çok stresli koşullar ve bazen çatışabilen talepler altında ele alınması gereken karmaşık zor bir iştir.

Ancak bu zorluk, acilen adımlar atılmasını gerektiren şeydir. Çözümleri belirlemek ve geliştirmek için kapsayıcı bir yaklaşım benimsemeli ve liderlerin en iyi uygulamaları paylaşacakları ve yapıcı tartışmalar yaparak karşılıklı bir şeyler öğrenecekleri platformlar oluşturmalıyız.
 


Bu sahalardan biri, çevre mühendislerinin işleri gibi daha yeşil bir ekonomiye geçişi destekleyen işlere ek olarak bakım hizmeti verenler ve sağlık çalışanları gibi kapsayıcı toplumsal ekonomiyi destekleyen iş fırsatları oluşturma eğilimi olabilir.

Aynı zamanda teknolojiler endüstrileri dönüştürürken, yeni ekonomik fırsatlardan tam anlamıyla yararlanmak ve gelişen pazar talebini karşılamak için çalışanlara var olan becerilerini geliştirmeye ve yeni beceriler kazandırmaya yatırım yapmak için küresel bir çaba gösterilmelidir.

Bu çabaları tamamlayıcı bir unsur olarak, kamu ve özel sektör arasında ortaklıklar oluşturmalı ve güçlendirmeliyiz.

Hükümetler, büyük fikirler oluşturup bunları hızlı ve kapsamlı bir şekilde sahada somutlaştırabilecek deneyim, fikir ve girişimler elde etmek için kurumlarla gittikçe daha fazla ortaklık kurmaya çalışıyor.

Örneğin, 2021'de ABD Başkanı Joe Biden ile ortaklaşa başlatılan First Movers Coalition, alüminyum, havacılık, kimya, beton, denizcilik, çelik ve kamyon taşımacılığı olmak üzere 'azaltım yapılması zor' (hard-to-abate) yedi sektörde çalışan şirketleri birleştiriyor ve düşük karbon teknolojilerini 2030 yılına kadar ilerletmeye ve güvence altına almaya çalışıyor.

Küresel sorunlara çözümler bulmak sıfır toplamlı bir oyun değildir. Dayanışma ve ortak çabalarımızla bu zor yılı sağ salim atlatabilir ve aynı zamanda hepimiz için daha iyi bir geleceğe yatırım yapabiliriz.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU