Ortaylı'dan Kaz Dağları'nda altın arama tepkisi: Bu Kanadalı şirket acaba dünyanın başka neresinde böyle işler yapıyor?

Prof. Dr. İlber Ortaylı, Kanadalı şirketin altın arama çalışmaları yürüttüğü Kaz Dağları ile ilgili olarak "Bakanlığın verdiği rakamlar gülünç, ikna edici değil" dedi

Fotoğraf: Twitter

Prof. Dr. İlber Ortaylı, Hürriyet gazetesinde "Vatanımıza sahip çıkalım" başlığıyla yayımlanan yazısında Kaz Dağları'na yönelik altın arama faaliyetlerini ve bölgede ağaçların kesilmesini eleştirdi.

Ortaylı 13 bin ağaç kesildiğini, 14 bin dikildiğini açıklayan Bakanlığın paylaştığı rakamları gülünç olarak tanımladı, ağaç dikilecek yerde maden arama ve çıkarma faaliyetinin yapılamayacağını yazdı. 

Ortaylı, bölgede altın arama faaliyetlerini yürüten Kanadalı şirketi de eleştirdi ve "Bu şirket acaba dünyanın başka neresinde böyle işler yapıyor?" diye sordu. 

Yazıdan öne çıkan bölümler şöyle:

Türkiye sanıldığı kadar gümrah (bereketli, bol kaynaklı) bir ülke değildir. Mesela kıyılarımız mevcut nüfus için son derece yetersizdir. Türk halkının rahat rahat kıyı şeridine çıkıp tatil yapması bile mümkün değilken kıyılarda birtakım sabit binaların, kullanılmayan yapıların bulunması büyük israftır. Bu gerçek benim görüşüm değil, 1980’li yılların başında toplanan konseylerde turizm otoritelerimiz tarafından o zaman Başbakan Turgut Özal’a açıkça ifade edilmiştir. Elimizde adalar yok. Ormanlarımız sınırlıdır. Taşocakları veya çeşitli madenler için kazı yapamayız. Bu gibi zenginliklerin nefes alınacak alanları tahrip etmesi ve zehirlenme getirmesi çok açık. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

En hazin örnek İstanbul’un üzerinde bulunduğu Boğaz’ın iki yakasındaki yarımadadır. Anadolu yakasında zeytinlikler bitmiş, su kaynakları kirlenmiş ve Dilovası gibi yerlerde halkın zehirlendiği, kanserin yayıldığı yerleşmeler ortaya çıkmıştır. Maalesef Anadolu’nun belli yerlerinde halk kendi tabiatlarını tahrip etmekte ve yurtdışından gelen yabancılara şuursuz bir satış işlemine girmişlerdir. Oturduğu yere bile sahip çıkamayan bu kitlenin Türkiye’nin diğer yerlerinde yaptığı yatırımlar ortadadır. İstanbul’un dört tarafını saran gökdelen siteler, bilhassa Kalamış Koyu’nu feci hale dönüştüren bozuk kanalizasyon sistemleri buna örnektir.

 

Kaz Dağları’nda son olarak Kanadalı bir şirketin yatırımı söz konusu olmuştur. Bakanlığın verdiği rakamlar gülünçtür, ikna edici değildir. Bunları denetleyecek bir muhalefet de memlekette mevcut değil. 13 bin küsur ağaç kesilmiş, 14 bin dikilmişmiş. Ağaç dikilecek yerde maden araması ve çıkarma faaliyeti yapılamaz. Altın siyanür kullanılarak elde edilir. Yaptıkları açıklamanın hiçbir gerçekçi yönü yok. Başka yöntemler bulmuşlarsa kendilerine bilim ödülü verelim. Lise çocukları bile altının ayracının siyanür olduğunu bilir (Tabii kastettiğim 30 sene önceki liselerdir). Ayrıca altın araması için harcanan sudan açıklamalarda hiç bahsedilmiyor. 

 

Şirket 1 milyar dolarlık yatırım yapacakmış. 2 bin kişi iş bulacakmış. 2 bin kişi için 1 milyar doların çok büyük bir israf olduğu açık değil mi? Hakikatle bağdaşmayacak fakat ayrıntılı açıklaması yapılmayan bu rakamların bir rezalet olduğu açık. Bu Kanadalı şirket acaba dünyanın başka neresinde böyle işler yapabiliyor. Ormanlar ve madenlerle dolu Kanada’da halk bu tür yerleşim yerlerine yakın girişimleri sessizce izliyor mu?

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU