21. yüzyılda Dünya'ya düşmüş en büyük göktaşında "daha önce görülmemiş" egzotik kristaller keşfedildi

Bilim insanları karbondan oluşan minik mikrokristalleri altıgen çubuklar ve yuvarlak istiridye kabukları gibi alışılmadık şekillerde buldu

2013'te Çelyabinsk meteor patlamasının oluşturduğu toz bulutunun modeli (NASA/Goddard)

Rusya'da yaklaşık on yıl önce patlayan bir uzay kayasının tozunda çeşitli olağandışı şekilleri ve "kendine has morfolojik özellikleri" olan, benzersiz ve minik, karbondan oluşan kristaller bulundu.

15 Şubat 2013'te patlayarak Güney Urallar bölgesine düşen uzay kayası, süperbolit olarak da biliniyor ve bugüne kadar 21. yüzyılda Dünya'da patlayan en büyük göktaşı.

Moskova'nın yaklaşık 1440 kilometre doğusundaki Çelyabinsk kentinin yaklaşık 23 kilometre üstünde patlayan uzay kayası, binden fazla kişinin yaralanmasına ve 3 bin binanın hasar görmesine sebep olarak toplumda büyük endişe uyandırmıştı.

Uzay uzmanları bu olayı, asteroitlerin ve diğer uzay kayalarının gezegene arz ettiği tehlikelere karşı muazzam bir uyarı alarmı olarak nitelendirdi.

Fakat olay, gelişmiş laboratuvarlarda bile çoğaltılamayacak eşsiz materyalleri uzaydan getirdiği için bilim camiasında büyük ilgi de uyandırdı.

Birkaç uydunun tespit ettiğine göre, gezegene girişi esnasında süperbolit atmosferde parçalanırken, yaklaşık 27 ila 80 km yükseklikte oluşan ve nihayetinde Dünya'nın üzerine düşen bir gaz ve toz bulutu ona eşlik etti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

EPJ Plus adlı bilimsel dergide yakın zamanda yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, şimdi bilim insanları Çelyabinsk'teki toz kalıntılarında mikrometrik boyutlarda, karbondan oluşan mikrokristaller buldu.

Araştırma kristallerin kapalı istiridye kabuğu, yarım daire ve altıgen çubuk gibi çeşitli olağandışı şekillerde olduğunu gösterdi.

Aralarında Rusya'daki Güney Ural Devlet Üniversitesi'nden bilim insanlarının da olduğu araştırmacılar, "Göktaşının toz bileşenindeki karbondan oluşan kristallerin benzersiz morfolojik özelliklerine odaklandık" dedi.

Bilim insanları, "Toz optik mikroskopla incelenirken ilk karbon kristali bulundu çünkü yüzleri odak düzlemindeydi " diye ekledi.

Araştırmacılar göktaşı tozunda birkaç başka benzer mikroskobik parça da buldu.

Başka kimyasal analiz yöntemleri ve X ışınları kullanılarak yapılan sonraki testler, karbon kristallerinin çekirdekteki merkezi bir nanokümeyi çevreleyen egzotik şekilli grafit katmanlarından oluştuğunu ortaya koydu.

Bilim insanları bu nanokümelerin en olası ihtimalle 60 karbon atomundan oluşan kafesimsi topa benzeyen Buckminster fulleren (C60) veya karbon ve hidrojenden oluşan poliheksasiklooktadeka (C18H12) molekülü olduğundan şüpheleniyor.

Mikroskobik yapılar muhtemelen meteor parçalandığında meydana gelen aşırı sıcaklık ve basınç koşullarının oluşturduğu grafen tabakalarının kapalı karbon çekirdeklerine tekrar tekrar eklenmesiyle oluşmuş.

Araştırmacılar gelecek çalışmalarda, bu egzotik kristallerin genellikle meteor parçalanmalarıyla mı oluştuğunu yoksa Çelyabinsk süperbolitine mi özgü olduğunu anlamak için diğer göktaşı tozu örneklerinin izini arayıp onları analiz etmeyi umuyor.



* İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/space

Independent Türkçe için çeviren: Aylin Şener

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU