Sözcü yazarı: Sermaye kontrolü gelir mi? Geldi mi?

"Kaçınılmaz olarak dahası da gelecek. Peki bunlara sermaye kontrolü demeyelim de Mahmut mu diyelim?”

Fotoğraf: AA

Sözcü gazetesi yazarlarından Murat Muratoğlu, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) bankalardan döviz işlemlerini 10.00-16.00 saatlerini arasında yapmasını istemesi konusunda bir yazı kaleme aldı. Muratoğlu’na göre serbest piyasada sermayenin hareketlerine kısıtlama getiren bu emir, “sermaye kontrolü.”

Muratoğlu bugünkü köşe yazısında TCMB ve BDDK’nın talebi konusunda şunları söyledi:

Dolar, Türk Lirası karşısında 15.20'yi geçti. Oysa geçmemesi için ellerinden gelen her şeyi yaptılar ama onları da yanlış yaptılar. Ekonomiden, piyasalardan anlamıyorlarsa, bilgileri yeterli değilse gösterdikleri çaba neye yarar? Haber ajansı Reuters'ta çıkan haber enteresandı. Habere göre Merkez Bankası ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu bankalardan döviz işlemlerini piyasanın likit olduğu saat 10:00-16:00 saatleri arasında gerçekleştirilmesini istedi. Resmi mi? Değil! Talebi sözlü olarak iletiyorlar. “İstersen yapma” diyorlar. Kısaca sermayeye emir veriyorlar. Sadece adını koymuyorlar. Ben söyleyeyim. Buna “sermaye kontrolü” denilir. Serbest piyasada sermayenin hareketlerine kısıtlama getirme demektir. Sadece bir emir ile böylesine sert bir tanımlama yapmak mümkün mü? Öncelikle sana dokunmaması, küçük veya büyük olması değiştirir mi adını? Sadece “bir emir” de değil ki…

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

“Daha önce ihracatçıların döviz kazancının yüzde 40'ını Merkez Bankası'na satma zorunluluğu getirildi. Yetmedi, turizmcilerin de döviz gelirlerinin yüzde 40'ını Merkez Bankası'na satma zorunluluğu eklendi” hatırlatması yapan Sözcü yazarı, ekonomide yaşanan son gelişmeleri de şöyle özetledi:

Kur Korumalı Mevduat yapan kurumlara, Kurumlar Vergisi İstisnası uygulanması kararı alındı. Diğer bir bakış açısıyla yapmayanlar cezalandırıldı. Bankaların hızlı döviz alış-satış platformları kapatıldı. Nedeni günlük alış-satış yapılmasının azaltılmasıydı. Bankaların döviz alış-satış kotasyonlarında marj, yüzde 1 ile yüzde 2 arasına çıkartıldı. Farkı fazla tut ki alan caysın… Ancak düşünemiyorlar ki satan da cayıyor… Bir daha alamam diye satmıyor… Kur Korumalı Mevduat geçiş oranına göre bankaların Merkez Bankası'na yatırdıkları zorunlu karşılıkları ayarlama kararı alındı… Kur Korumalı Mevduat yapmayan kurumlara, Eximbank ve reeskont kredisi verilmemesi kararlaştırıldı. Bankalardan kullanılan kredilerin döviz, altın, hisse senedi, kripto gibi araçlara yatırılamaması için sıkı takip edilmesi kararlaştırıldı. Uymayanlara ceza uygulaması başlatıldı. Göstermişim teminatı, almışım faiziyle parayı… İstersem parayla mangal yakarım üzerinde sosis kızartırım. Yok yapamazsın! Aldığın krediyi nasıl harcayacağını bana soracaksın. Nitekim bankaların verdiği kredilere de “zorunlu karşılık” getirildi. Menkul kıymetlerde döviz ile ödemelerin yasaklanması, her türlü anlaşmanın Türk Lirası ile yapılması kararlaştırıldı.  Bunun yanında bankalara edilen telefonlar, yazılan raporlara müdahaleler, şirketleri arayıp onlara verilen dostça tavsiyeler… Resmi olmayan istekler… Bak yoksa müfettiş gönderirler… Eğer uyulmazsa da “Türk parasının değerini koruma kanununa” muhalefetten doğrudan cezai işlem uyguluyorlar.

Muratoğlu, “Kaçınılmaz olarak dahası da gelecek. Peki bunlara sermaye kontrolü demeyelim de Mahmut mu diyelim?” yorumunu yaptı.

 

Sözcü, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU