Dünyayı barış değil, silah şekillendirir

Bu krizden çıkarılacak ders şu ki yaşadığımız dünya bir ormana benziyor. Bu ormanda yalnızca güçlüye ve güce saygı duyuluyor

Fotoğraf: Reuters

Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, bildiklerimizi doğruluyor: Dünyayı barış değil, silah şekillendirir.

Uluslararası sistemler inşa etme çabalarına, sınır anlaşmalarına ve haritalara rağmen çatışma ve savaş durmuyor. Tarih tekerrür ediyor.


İran ile yapılan sınır anlaşması, Şah'ın düşüşünden sonra Saddam Hüseyin'in anlaşma belgesini yırtıp sınırı geçmesini engellemedi.

Arap Birliği üyesi olmasına ve saldırmazlık anlaşmasına rağmen Kuveyt'i de işgal etti.

Büyük güçlerin güçlerinin varlığına gelince... Tahran rejiminin Irak, Suriye ve Lübnan'ı kontrol etmesini engelleyemedikleri gibi Ermenistan'dan Etiyopya, Libya, Yemen, Suriye ve Ukrayna'ya dek uzanan savaş tehditlerini de önleyemediler.


Dünya, "Büyük Savaş" olarak adlandırılan Birinci Dünya Savaşı'nın, verdiği tahribat nedeniyle son savaş olduğuna inandı. Ancak 21 yıl sonra İkinci Dünya Savaşı patlak verdi ve bu daha kanlı ve yıkıcı oldu.

Birinci Dünya Savaşı'nda ölenlerin sayısı 40 milyonken, İkinci Dünya Savaşı’nda bu sayı 60 milyon oldu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Avrupalılar, 2 Eylül 1945'in, Rus güçleri 24 Şubat'ta Ukrayna'ya ilerleyene kadar kıtalarındaki son savaş günü olduğunu düşündüler.

Bunun onlar için iki ülke arasındaki çatışmadan daha fazla anlamı mı var?

En sık kullanılan cümle, "Neler olduğuna inanmak zor" oldu.

Avrupalılar, dünyadaki savaşlara ve kargaşaya alışıktır. Bir ülkenin başka bir ülkeyle savaşması veya işgal etmesi ise Avrupa'da alışılmadık bir durumdur ki, 76 yıl 9 ay önce devlet savaşlarına veda etmişlerdi.

Yugoslavya Federasyonu'ndaki kardeşler savaşı buna dahil olmaz. Çünkü bu yedi bölge arasındaki iç bölünmeydi.


Ukrayna krizi, ister tüm ülkenin geri dönüşüyle olsun ister avdan geriye kalanlarla, büyük ihtimalle barışçıl bir anlaşmayla sona erecek.

Bununla birlikte bu savaş, uluslararası ilişkilerde pek çok şeyi değiştirecek ve gelecekteki muhtemel savaşlara hazırlık olarak ulusal ve bölgesel savunma kavramını güçlendirecek.


Almanya, birer korkuluk olan Rusya ve Çin ile iş birliği içinde, Avrupa’nın federal sisteminden ve NATO’dan ayrılmaya en istekli ülkelerden biriydi.

Berlin, Ukrayna işgalinden sonra askeri harcamalarını açıklamakta gecikmedi ve tutumunu değiştirdi. Rusya'nın stratejik doğalgaz boru hattı "Kuzey Akım  2"yi durdurduğunu duyurdu.

Almanya ve Avrupa ülkeleri bu hattı iş birliği ve savaşlara karşı dokunulmazlık olarak görürken ABD onları bunun doğalgaz boru hattı kılıfında bir silah olduğu konusunda uyardı.
 


Ukrayna'nın işgali denklemi değiştirdi bunun ve Gürcistan, Kırım ve Ukrayna’nın ardından Avrupa'ya doğru devam edeceğini düşündürmeye başladı.

Rusların NATO’nun faaliyetlerine karşı makul savunma gerekçesi olabilir ancak barışçıl Avrupalılar işgalin hepsini hedef alacağını düşündü.

Ukrayna işgali NATO'yu güçlendirdi ve Avrupalıları Amerikan liderliğine yaklaştırdı. Böylece ABD, merkezi konumunu güçlendirmek için Soğuk Savaş'tan bu yana eline geçen bu benzersiz fırsattan yararlandı.

NATO ülkeleri Ukrayna'yı savunmak için doğrudan savaşa girmeyecektir. Ancak Batı'nın mali ve ekonomik silahtaki üstünlüğü, Moskova'yı büyük ölçüde zayıflatacak ve onu geri çekilmeye veya uzlaşmaya zorlayacaktır.

Bu krizden çıkarılacak ders şu ki yaşadığımız dünya bir ormana benziyor. Bu ormanda yalnızca güçlüye ve güce saygı duyuluyor.

Oysa güç kavramı tamamen askeri değil, daha çok bilimsel, teknik ve ekonomiktir. Nitekim Sovyetler Birliği, dünyanın en büyük ikinci askeri gücü olduğu dönemde ekonomik nedenlerle çöktü.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU