Erdoğan: Darbelerin, milletin gönlünde açtığı yaraları yeni nesillere bıkmadan, usanmadan anlatmalıyız

Erdoğan, "Bu millet, darbecileri ve darbecilere destek verenleri önce sandıkta, ardından da maşeri vicdanda mahkum etmiştir" dedi

Fotoğraf: AA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şule Yüksel Şenler Vakfı'nın tanıtımı ve "Şule" belgeseli gösterimi programına katılarak açıklamalarda bulundu.

Konuşmasında, "Milletin ve memleketin daha ağır bedeller ödememesi için gayret gösteren isimsiz kahramanlara teşekkür ediyorum" diyen Erdoğan, "Milletimiz o meşum günlerde dik duranlarla, darbeye, darbecilere alkış tutanları asla unutmamıştır, unutmayacaktır. Bu millet, darbecileri ve darbecilere destek verenleri önce sandıkta, ardından da maşeri vicdanda mahkum etmiştir" ifadelerini kullandı.

6 muhalefet liderinin bugün yapacağı toplantıya atıfta bulunan Erdoğan şöyle devam etti:

Biz bugün burada fikrin, inancın, düşüncenin mücadelesinin ardından gidenlerle bu toplantıyı yaparken diğer tarafta başkaları başka tür toplantılar yapıyorlar. Az önce 'Şule' belgeselinde de izlediğimiz gibi bu ülkede demek ki bu bağımsızlık mücadelesini verenler olduğu gibi bunun aksinin mücadelesini verenler de var, kıyamete kadar da olacak. 

"Tarihte ilk kez hukuk önünde de hesap verdiler"

"Millet iradesine kastedenlerle işledikleri suçun hesabını tarihte ilk kez hukuk önünde vermek zorunda da kalmışlardır" diyen Erdoğan şunları söyledi:

Ülkemizdeki hak ve adalet mücadelesinin anıt isimlerinden birisi hiç şüphesiz Şule Yüksel Şenler'dir. Evliliğimize vesile olmasının yanı sıra ülkemizin en karanlık dönemlerinde kalemi ile verdiği mücadele ile bizlere rehberlik etti. Şule Yüksel ablamızın aile büyüklerimiz arasında da yeri vardır. Onun tavizsiz yürüyüşü yıllardır bu ülkede hor görülen Anadolu insanına özgüven kazandırdı. Kendisi ülkesi sözkonusu olduğunda sağına soluna bakmadan 'Ben varım' diyebilen bir cesaret timsaliydi. Defalarca tehdit edildi, evi kundaklanarak hayatına kastedildi, konferanslarına bomba ihbarı yapıldı, pek çok kez tahkikate uğradı, 'çarşafçı konferansçı' denilerek medya organları eliyle itibar suikastına maruz bırakıldı. Ama o asla geri adım atmadı. İnancı uğruna bedel ödemekten çekinmedi. Şule Yüksel hanımı aldığı ölüm tehditlerine rağmen Türkiye'yi bir uçtan diğer uca üç kez dolaştıran inanç buydu. O sadece seçkin bir münevver değil aynı zamanda samimi bir murşitti. Bugün asli kimlikleri ile sosyal hayatta var olan herkesin Şule Yüksel hanıma şükran borcu vardı. Onun emeği olmasa Türkiye'de başörtüsü mücadelesi bugünkü seviyeye gelemezdi. 

Erdoğan ayrıca, "Tek parti zihniyetinin gerçek yüzünü, darbelerin milletin gönlünde açtığı yaraları yeni nesillere bıkmadan, usanmadan anlatmalıyız. Diğer türlü yaşananların hafızalardan silinip gitmesine mani olamayız" dedi.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU