Galatasaray'da kötü gidiş sürüyor... "Büyük takımlar her zaman o sarmaldan çıkabilecek güçlerinin olduğunu düşünür"

Ligdeki son 10 maçta 1 kez kazanabilen Galatasaray'da teknik direktör ve yönetim krizine şimdi de küme düşme tehlikesi eklendi. Spor yorumcusu Haldun Domaç, son 34 yılın en kötü performansını gösteren Galatasaray'ı Independent Türkçe'ye değerlendirdi

Ligde 21. hafta sonun 27 puan toplayan Galatasaray'ın, küme düşme hattında 17. sıradaki Kasımpaşa ile arasında 6 puan fark bulunuyor / Fotoğraf: AA

Süper Lig'in en çok şampiyonluk yaşayan takımı Galatasaray, en kötü dönemlerinden belki de en kötüsünü yaşıyor.

Son 10 günde teknik direktör Fatih Terim'in gönderilmesi, yöneticilerin sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok krizle uğraşan Galatasaray camiasında şimdi ise art arda yaşanan puan kayıpları nedeniyle alt sıralara olan yakınlık korkutuyor.

Geride kalan 21 haftada 7 galibiyet, 6 beraberlik ve 8 yenilgi alan sarı-kırmızılar, 27 puanla lider Trabzonspor'un 23 puan gerisinde şampiyonluk yarışına havlu attı. 

Öte yandan küme düşme hattında 17. sırada yer alan Kasımpaşa ile arasında ise sadece 6 puan bulunuyor.

Ayrıca Galatasaray, bu sezon Süper Lig’de üç puanlı sisteme geçilen 1987-88 sezonundan bu yana 21. haftalar itibariyle en düşük sayıda kaldığı sezonu yaşıyor.

 

Kerem Aktürkoğlu-AA.jpg
Kerem Aktürkoğlu, Galatasaray'da sezonun en etkili isimleri arasında yer alıyor / Fotoğraf: AA

 

Galatasaray Avrupa'da başka Türkiye'de başka

Bu sezon Türkiye Kupası'nda 2. Lig ekibi Denizlispor tarafından saf dışı bırakılan Galatasaray'ın başarılı olduğu tek alan ise UEFA Avrupa Ligi.

Fatih Terim yönetiminde Avrupa'da çıktığı 6 maçta yenilmeden grup birincisi olarak son 16 turuna kalmayı garantileyen Galatasaray, mart ayında oynanacak Avrupa Ligi maçları için de umut vermiyor.

Son olarak Hatayspor karşısında 2 kez öne geçmesine rağmen sahadan yenilgiyle ayrılan İstanbul temsilci, bir türlü istenen düzeye ulaşamıyor.

Geçen sezon şampiyonluğu 1 gol averajla Beşiktaş'a kaptıran, bu sezon ise Avrupa'da "Şampiyonlar Ligi grubu" olarak nitelendirilen karşılaşmalarda bileği  bükülmeyen sarı-kırmızılardaki kötü gidiş, spor kamuoyunda futbolcuların disiplinsiz tavırları, yetersiz performanslar, kalite eksikliği ve saha dışı sorunlara bağlanıyor.

 

Haldun Domaç-Twitter.jpg
Haldun Domaç / Fotoğraf: Twitter

 

"Avrupa'da tam tersi, önde oynamak yerine bekleyen bir Galatasaray vardı"

Spor yorumcusu Haldun Domaç, son 34 yılın en kötü performansını gösteren Galatasaray'daki kötü gidişi Independent Türkçe'ye değerlendirdi. 

Galatasaray'ın bu sezon Türkiye'de ve Avrupa'da farklı performans sergilemesinin rakip takımlarla ilgili olduğunu dile getiren Domaç, şöyle konuştu:

İki platformda farklı bir görüntü içerisinde olmasının nedeni rakiplerin durumu. Çünkü Türkiye'de 'Dört Büyük'ler genelde rakibe karşı baskı kurmaya çalışarak oynuyor. Türkiye'de ise bekleyerek oynayan rakiplere karşı oynuyorlar. Onun bir sonucu olarak da önde veya önde oynayıp arkada boşluklar bırakabiliyorlar. Ve o takımlar da yani Türkiye'de oynadıkları zamanda o boşluklara sızmalar yapabilecek oyuncu profillerine sahipler. Oysa Galatasaray'ın Avrupa'daki oyunu tam bunun tersi. Yani önde oynamak yerine bekleyerek oynayan bir Galatasaray vardı. Rakipler üstüne geldikçe arkadaki boşlukları özellikle Kerem'in depar kulvarlarına yaptığı koşularla ve zaman zaman Halil'in çabukluğuyla onları cezalandırdı. 

"O iş futbolun doğasına aykırı"

"Avrupa'daki bu oyunu Türkiye'de de oynasaydı" şeklindeki eleştirilere de yanıt veren Domaç, sözlerini şöyle sürdürdü:

O iş futbolun doğasına aykırı. Çünkü rakip takımlar size karşı bekleyerek oynadıkları için siz de beklerseniz oyun olmaz. Özellikle İstanbul'da Nef Stadı'nda oynarken bekleyip kendi aranızda pas yaptığınız zamanda da rakip takım üstünüze gelmeyecektir. Çünkü bu da onların stratejisi. İki platformda farklı oyunun nedeni tamamen bu. 

"Büyük takımlar, o sarmalın içerisinden çıkabilecek güçlerinin olduğunu her zaman düşünür"

Art arda gelen başarısız sonuçlar Galatasaray'ı 13. sıraya kadar geriletti.

Domaç, bu durum takım üzerinde küme düşme baskısı hissettirir mi yönündeki sorumu şöyle yanıtladı:

Büyük takımların bu tür baskıları yaşamasını pek fazla beklemiyorum. Büyük takımlar, o sarmalın içerisinden çıkabilecek güçlerinin olduğunu her zaman düşünürler. O genelde taraftarların baskısı olur. Yani 'Ne oluyoruz? küme düşme potasına mı gidiyor koskoca Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş' denilebiliyor. Ama oyuncuların o baskıyı hissettiğini düşünmüyorum. Burada önemli nokta o tehlike barajının sınırının oralara gelmiş olmak taraftarı mutsuz eder. Bu bir gerçek. Oysa oyuncu oradan çıkacağını hatta yukarılara çıkacağını düşünür. Ben o noktada sıkıntı yaşayacaklarını düşünmüyorum. 

 

 

"Torrent'in Türkiye'yi, Türk futbolunu bilmiyor olması çok büyük handikap"

Galatasaray'da Fatih Terim sonrası göreve gelen Domenec Torrent'in Türkiye'yi bilmemesinin önemli bir handikap oluşturacağına değinen Domaç, "Tabii ki burada önemli nokta Torrent'in Türkiye'yi, Türk futbolunu bilmiyor olması. Bunlar çok büyük bir handikap. Ve nitekim o noktayı Hatay'da da gördük. Onun için de hani burada ben o tehlikeden çok Domenec Torrent'in Türkiye'yi bilmemesi, Türk futbolunu bilmemesi tehlikesinin daha önemli olduğunu düşünüyorum" şeklinde görüş belirtti.

"1 numaraya teknik adamlar, 2. sıraya yöneticiler konur. Üçüncüde futbolculara protestolar başlar"

Galatasaray'da Fatih Terim'in ayrılığıyla başlayan, sonrasında yöneticiler üzerinden istifa çağrılarıyla devam eden sürecim futbolcuları etkilemeyeceğini düşünen Domaç, şu değerlendirmeyi yaptı:

Takımdaki oyuncular başkana, yönetime göre oynamazlar. Onlar yönetimlerle pazarlıklarını yapar ve ondan sonra kendi işlerine bakarlar. Başkan Haldun olmuş, Burak olmuş, Ali olmuş, Veli olmuş onlar için önemli değil. Önemli olan başkan ve yönetimin maddi vecibelerini yerine getirmesidir. Onların bakış açısı budur. Öyle düşünmezler. Ama şunu söyleyebilirim: Oyuncuların da suçlanacağı bir ortam var. Bu durumlarda 1 numarada genelde teknik adamlar suçlanır. Sonra teknik adam değişikliği yapılır ki yapıldı Galatasaray'da. İkinci sıraya yöneticiler konur. Dikkat ederseniz 'yönetim istifa' söylemleri çok ön planda. Üçüncünde futbolculara yönelik protestolar başlar. İşte o zaman futbolcu bir sıkıntı içerisine girebilir. Şu andaki gidişatı 1,2,3 diye kademelendirirsek, 1. kademe yani teknik direktör değişikliği gerçekleşti. 2. kademe yönetim şu anda bir baskı var doğal olarak sonuçlar kötü gittiği için. O da eğer olumsuz sonuçlanırsa bu kez futbolcular da ciddi manada sıkıntı yaşayacaklardır. 

"3 günde değiştirmesini bekliyorsanız şapkadan tavşan değil fil çıkmasını bekliyorsunuz demektir"

Galatasaray'da Terim sonrası göreve başlayan Domenec Torrent'in doğru değerlendirilmesi için belirli bir zaman geçmesi gerektiğini düşünen Domaç, "Bu tabii çok kolay bir iş değil. Yanlış anlaşılmasın Hatay mağlubiyetinin teknik direktöre yazılması konusunda konuşanlardan değilim. Çünkü bir teknik direktör gelip 3 günde değiştirecek gibi bir şey bekliyorsanız şapkadan tavşan değil fil çıkmasını bekliyorsunuz demektir. Yani öyle bir şey olmaz. Zaman içerisinde 3 maçlık, 4 maçlık periyotların sonunda daha net bir şekilde konuşabiliriz" ifadelerini kullandı.

"Santrfordan daha önemlisi orta alanda liderlik yapabilecek bir oyuncu transfer etmek lazım"

Galatasaray'ın kötü gidişi sonlandırabilmesinin mümkün olduğunu ancak bu durumda mutlaka transfere ihtiyaç duyduğunun altını çizen Domaç, sözlerini şöyle noktaladı:

Galatasaray'ın bir kere transfere ihtiyacı var ama paraya da ihtiyacı var. Yani parası yok. O zaman yapması gereken şu: Elindeki oyunculardan birini elden çıkartıp bu Kerem olur, Marcao olur ya da başka bir isim olabilir. Ya da elde bulunan Feghouli, Babel gibi oyuncuların maaşlarından tasarruf edilerek iyi bir santrfor alınması gerekiyor. Santrfordan daha önemlisi orta alanda liderlik yapabilecek kreatif bir oyuncu transfer etmek lazım. Diyebilirler ki 'en kolay yöntem bu'. Evet ama şu anda Galatasaray'da lider bir orta alan oyuncusu yok, alınan oyuncular da o işlemi göremedi. Ve savunmanın önünde merkez orta sahayı kapatabilecek bir oyuncu yok. O da sezon başından beri konuşulmasına rağmen alınamadı. Bunlar alınamazsa bu süreç yine böyle topal ilerler. Kazanırsınız, kaybedersiniz ama bir istikrar yakalamak çok zor olur diye düşünüyorum. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU