Kazakistan: Hüzün Sonbaharı'nın yankıları

Lenin tarafından öne sürülen ve Frunze tarafından yürütülen bu kampanyaya "Hüzün Sonbaharı" adı verildi. Ülkedeki mevcut "huzursuzluk kışı" Kazakları varlık haritasından silmeyi başaramayan "Hüzün Sonbaharı"nın yankılarını taşıyor

Fotoğraf: Reuters

Sovyet imparatorluğunun otuz yıl önce dağılmasının ardından bağımsızlığını kazanan en büyük Orta Asya cumhuriyeti Kazakistan, bu ayın başına kadar bölgedeki en istikrarlı devlet gibi görünüyordu.

Devleti demir yumrukla yöneten eski Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in önderliğindeki ülke dini anlaşmazlıkların, iç savaşların, darbelerin ve karşı darbelerin önüne geçmeyi başardı.

Oysa bütün bunlar Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve komşu Türkmenistan gibi diğer eski Sovyet cumhuriyetlerini darmadağın etmişti.

Bununla birlikte bu yeni cumhuriyetin istikrarının arkasındaki tek neden, Nazarbayev'in otoriter yönetimi değildi. Buna katkıda bulunan en az üç faktör daha vardı.

Bunlardan ilki, Kazakistan'ın geniş enerji kaynaklarına yönelik yatırım kapısının açılmasıdır. Çünkü çoğunluğu Batı'dan gelen yabancı sermayenin önünde dünya petrol rezervlerinin yüzde 3'ünden fazlası bulunuyordu.

Bu durum, yeni bağımsız cumhuriyetin vatandaşları için Sovyet yönetimi altında hayal bile edemeyecekleri yaşam standartları anlamına geliyordu.

Ayrıca Kazakistan, zenginlik ve jeopolitik değerine tamah eden üç büyük güç olan Çin, Rusya ve ABD ile ilişkilerinde denge kurmayı başardı.

Cumhurbaşkanı Nazarbayev, 2014 yılında İsviçre'nin Davos kentinde verdiği bir röportajında, Kazakistan'ın üç büyük komşusu olduğunu söyledi: Çin, Rusya ve sanal komşu olan ABD.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Son olarak Kazakistan, kendi topraklarındaki çeşitli ırklar arasında bir arada yaşama konusunda da bir seviye tutturmayı başardı. Bu, diğer yeni bağımsız cumhuriyetler için alışılmadık bir şeydir.

Burada Halk Komiserleri Kurulu'nun Uluslar Komiseri olarak görev yapan Stalin'in her etnik cumhuriyetin diğer etnik gruplardan bir azınlığı içermesini sağladığını belirtmekte fayda var:

Stalin, "Özbekistan'da Tacikler, Tacikistan'da Özbekler, Kırgızistan'da Kazaklar ve Azerbaycan'da ise Ermeniler ve benzerleri…." ifadesini kullandı.

Ayrıca Stalin, Rus ve Ukraynalı yerleşimcilerden oluşan karışık bir etnik grubu da bunlara ekledi.


Kazakistan, Ruslardan, Ukraynalılardan ve Belaruslulardan oluşan etnik karışımdan çok daha büyük bir pay aldı. Bunun sebebi, Sovyet liderlerinin Kazakistan'ın uçsuz bucaksız ovalarını ekerek imparatorluktaki kıtlığı sona erdirmek için başlattığı 'Bakire Topraklar' kampanyasıydı.

Kazakistan'ın bağımsızlık dönemindeki nüfusunun yüzde 30'undan fazlası gayrimüslimlerden ve Avrupalılardan -ki Ruslar çoğunluğu teşkil ediyordu- oluşuyordu.

Nüfusun yüzde 20'si ise karışık ırklardan oluşuyordu. Bunun yanı sıra Rusçanın resmi dil olarak benimsenmesi, komşu cumhuriyetlerdeki devrimi körükleyen Asya İslami kimliğinden uzak bir denge kurmasına yol açtı.


Nazarbayev'in otoriter yönetiminin başarılı olmasının temel sebeplerinden biri de ulusun babası ve bağımsızlığın mimarı olarak adının etrafında örülen mitlerdir.

Kazakistan'ın bağımsızlığının öncesinde Sovyetler Yüksek Komutanlığı üyesi olan Nazarbayev, sıradan bir Kazak'ın gözünde zaten özel bir yere sahipti.

Ayrıca Sovyet geçmişine özlem duyanlara güven vermekle birlikte geleceğe dair umutları olanlara da hitap etmeyi başardı. Bugün halefi Kasım Cömert Tokayev ise bu özelliklerden mahrum. Tokayev sırf bürokratik sistemin içinde olduğu için zirveye ulaşan bir bürokrattan fazlası değil.

Bu anlamda Konstantin Çernenko'ya benziyor. Çernenko, politbüro içinde çağdaşlarından önce ölmeyi reddettiği için yaşlılık sebebiyle zirveye yükselen bir isimdir.


Kazakistan'da daha sonra, enerji fiyatlarının düşmesiyle birlikte, petrol ve gaz ihracatıyla beslenen ekonomik büyümede bir miktar düşüş oldu.

ABD ve diğer Batılı petrol şirketlerinin yeni enerji projelerine yaptığı büyük yatırımlara rağmen kişi başına düşen yıllık gelir 2019'da yaklaşık 27 bin dolar iken geçen yıl 25 bin dolara düştü.

Ayrıca otuz yıllık ekonomik refahın ardından yeni bir orta sınıfın ortaya çıkmasına yol açtı ki bu sınıfın siyasi ve kültürel beklentileri maddi yaşam standartlarıyla uyumlu değildi. Bugün milyonlarca Kazak, benzer maddi yaşam standartlarına sahiptir.


Diğer yandan istikrarla ilgili bir diğer faktör, Nazarbayev'in dengeli dış politikasıdır. Özbekistan ve Kırgızistan'daki Amerikan üslerinin kapatılması da dahil olmak üzere takip edilen izolasyon politikası hem Çin hem de Rusya'nın bir bütün olarak Orta Asya'da daha fazla etki sahibi olma iştahını uyandırdı.

Vladimir Putin döneminde Rusya, Avrupa, Ortadoğu ve Orta Asya'da nüfuz alanını tekrardan kazanmak için uzun vadeli bir jeostratejik kampanya başlattı. Kazakistan ise bu kampanyadan en büyük payı alan ülkeydi.

Rusya yeni Hazar Denizi Anlaşması'nı yürürlüğe koydu. Moskova, anlaşma tamamlandığı takdirde Kazakistan da dahil olmak üzere enerji zengini Hazar Havzası'ndaki tüm katılımcı ülkelerin ekonomik ve savunma politikalarının kilit yönleri üzerinde söz hakkında sahip olacak.

Putin, son birkaç yıl içerisinde Kazakistan'daki Rusları ve Ukraynalıları kendine çekmek için onların gelecekteki güvenliğinin Moskova'ya bağlı olduğu yönünde bir propaganda yürüttü.

Rusların bu kampanyası Kazaklar arasında tedirginlik yarattı. Çünkü Rus kökenli yurttaşlarının, kamu hizmetinde ve orduda yüksek oranda yer aldığını fark ettiler.
 


Son zamanlarda sokaklara dökülen protestocuların Rus veya Avrupa kökenli kimselerin sahibi olduğu veya işlettiği dükkân ve işyerlerine saldırması ise endişe verici bir başka göstergedir.

Bunun yanı sıra Rusya hayranı olduğundan şüphelenilen Cumhurbaşkanı Tokayev, isyanları bastırmak için Kremlin kontrolündeki özel güvenlik şirketi Wagner'in paralı askerlerinin yanı sıra Rusya ve Belarus'tan asker gönderilmesini isteyerek bu alevi daha da körükledi.

'Davet edilen güçlerin' ihtiyaç duyulduğu sürece Kazakistan'da kalacağı meselesi, birçok Kazak tarafından kalıcı Rus askeri varlığı için bir bahane olarak görülüyor.

Tokayev ayrıca Kazakların ve diğer Müslüman etnik grupların desteğini kazanmanın yanı sıra dikkatleri Rusya'ya olan eğiliminden uzaklaştırmak için Uygurların "Pekin'in işlediği insanlık suçlarına karşı bir protesto düzenlemesine izin vererek" Çin ile ilişkileri zora soktu.

Tokayev, son ayaklanmalara 'yalnızca 20 bin hırsızın katıldığını, 200 protestocunun yaşamını yitirdiğini ve 8 binden fazla kişinin gözaltına alındığını' söyledi.

Ancak sahada yaşananlar, başkanın tasvir ettiğinden çok daha büyük bir halk ayaklanması olduğunu gösteriyor.


Burada, Bolşeviklerin ilk günlerinde Kazakistan'daki soykırımı haklı çıkarmak için benzer bir iddia kullandıklarını belirtmekte fayda var.

Lenin tarafından öne sürülen ve Frunze tarafından yürütülen bu kampanyaya "Hüzün Sonbaharı" adı verildi. Ülkedeki mevcut "huzursuzluk kışı" Kazakları varlık haritasından silmeyi başaramayan "Hüzün Sonbaharı"nın yankılarını taşıyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU