Filistinli kadın esirler: Devam eden acılar ve kameralar

“Dikkatli ol. Konuşmayı kapatırsan, bu numarayı yeniden aramaya çalışma. Askerler hücreye baskın yapmış olabilir”

İsrail cezaevlerindeki Filistinli kadın esirlerle dayanışma içerisinde olan Gazzeli kadın / Fotoğraf: Ahmed Hasbullah
 

Bu ifadeler, Filistinli esir Samar’ın gözaltında yaşadığı acıları ve Filistinli kadın mahkumların İsrail cezaevlerindeki yaşam koşullarını anlatmak için Independent Arabia ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesi aracılığıyla kaydedildi.

Independent Arabia'ya konuşan Samar takma isimli kadın, İsrail cezaevlerindeki kadın esirlerin durumlarına değinirken “Cezaevinin her koridoru, dinlenme alanı ve iç kapılar kameralarla dolu. Hareket ettiğimiz her an kameralar tarafından takip ediliyoruz. Tüm eylemlerimiz, kesinlikle kayıtlı. Kadınlar olarak bir ayrıcalığımız yok” ifadelerini kullandı.

Kameralar

Samar, sözlerinin devamında ise "El-Fevra avlusunda mahkumların tüm hareketlerini kaydeden yaklaşık 20 kamera var. Bu bölgede çamaşır yıkıyoruz, yiyecek hazırlıyoruz, ayrıca hafif egzersizler yapıyoruz. Ancak cezaevi içerisinde herhangi bir etkinlik yapmıyoruz. Kameraların varlığı, hareket özgürlüğümüzü engelliyor" şeklinde konuştu.

El-Fevra cezaevinin dış avlusu ve tavanı, güneşin içeri girebileceği şekilde açık. Esirler, ilki sabahın erken saatlerinde 2 saat ve ikincisi akşam vakitlerinde 2 saat olmak üzere 2 defa bu alana çıkarak bazı etkinlikler düzenliyor.

5 saniye süren bir sessizliğin ardından Samar, "Tüm gün namaz elbiselerimizleyiz. Onları hücrede çıkaramıyoruz. Bu da el-Damun’da yüksek sıcaklık ve nem dolayısıyla hareketlerimizi engelliyor. Kameraların varlığı, uluslararası yasaların güvence verdiği gizliliğimizi ihlal ediyor" dedi.

Filistin’de kadınlar, ayrıcalıklara sahip. Öyle ki toplum içerisinde dini öğreti ve geleneklerine bağlılar ve başlarını, yabancı insanların karşısında örtüp akrabaları dışında kimsenin yanında vücut hatlarını belli eden kıyafetler giymiyorlar.

Hücrelerin içerisinde kameraların bulunması, kadın tutukluların özgürlüğünü sınırlıyor ve gün boyunca başörtüsü takmalarına neden oluyor. Mahkumlar kameraları kimin izlediğini bilmiyor ve İsrail ordusunun gözetimi altına tutuluyor olabilirler.

El-Damun

İsrail’in El-Damun Cezaevi, geçen yıl sonuna kadar sigara deposundan ibaretti. İsrail cezaevi servisi, onu boşaltarak, kameralarla donatılmış bir hapishaneye dönüştürdü. Filistinli kadın esirleri, daha önce kadınlara tahsis edilen Hasharon Cezaevi’nden buraya sevk etti. 

El-Damun Cezaevi, Hayfa’da bulunan Karmel bölgesindeki ormanlık alanda yer alıyor. İngiliz mandası döneminde inşa edildi ve Aksa İntifadası döneminde de yeniden faaliyete başladı. Bu alan coğrafi açıdan zor hava koşullarına tanık oluyor. Yaz aylarında çok sıcak ve nemli, kış aylarında da oldukça soğuk oluyor. Cezaevinde yağmur damlalarının içeriye girebileceği boşluklar bulunuyor. Cezaevinde, ikisi Gazze’den olmak üzere yaklaşık 42 kadın mahkum yer alıyor. Toplamda 8 tanesi henüz çocuk yaştayken tutuklandı ve cezaevinde 18. yaşlarını doldurdular. 6 kadın mahkum ise hasta ve acil tedaviye ihtiyaç duyuyor.

Tuvalet ve banyolar

Samar, telefon görüşmesi sırasında "Bir mahkum yalnızca belirli zamanlarda tuvalete gidebilir. Tuvaletler, el-Fevra’da bulunuyor ve hücreleri banyolara bağlayan herhangi bir iç kapı yok. Bu durum, mahkumların en basit haklarına bile aykırı. Kadın esirler olarak özelimiz dikkate alınmıyor. Onları ancak el-Fevra’ya çıkış vakitlerinde kullanabiliyoruz. Kadınız ve yaşamsal taleplerimiz var" şeklinde konuştu.

Samar’a göre banyoları kullanma vakitleri, el-Fevra’ya çıkış vakti uyarınca iki defa ve tahmini dört saat ile sınırlı. Başka bir ifadeyle, eğer bir kadın mahkum banyoda yarım saat vakit harcıyorsa, geriye kalan bir buçuk saatte elbiselerini yıkama işlemini bitirmesi gerekiyor.

Hücrelerin içi

Cezaevlerinin içerisindeki durum, sıkıntılar açısından dışarıdan pek farklı değil. Samar, kıyafetlerinin bulunduğu dolapların, onarılması gerektiğini ve bunu bir süredir cezaevi servisine bildirdiklerini ama herhangi bir şey yapılmadığını belirtti.

Aynı şekilde hücre içerisinde hiçbir sandalyenin sırt kısmının olmadığını ve mutfakta da yemek hazırlamak için uygun araçların bulunmadığını aktardı.

Filistin Esir Araştırmaları Merkezi Direktörü Riyad el-Aşkar, kadın esirlerin okullarını tamamlayamadığını ve cezaevi servislerinin üniversiteye gitmelerine izin vermediğini belirtti.

Sorgulama sırasında kadın mahkumların işkence ve aşağılamaya maruz kaldığını ve esirlere yönelik çok sayıda ihlal gerçekleştirildiğini vurguladı.

Uygun tedavi yok

Aşkar, yaptığı açıklamada kadın esirlerin ayrıca, hücrelerde en temel haklarından bile mahrum bırakıldığına dikkati çekti.

Uygun tedaviler görmediklerini belirten Riyad el-Aşkar, el-Damun içerisinde ateşli silahlarla yaralanan 8 kadın mahkum olduğunu ve bu kadınların tedavilerinin tamamlanması gerektiğini kaydetti. Ancak İsrail, bu durumu inkar ediyor.

Tedaviye ihtiyaç duyan mahkumlar arasında, vücudunun yüzde 60’ı yanmış, sekiz parmağı kopan ve sağlık durumu oldukça kötüleşen İsra el-Caabis de bulunuyor.

Otobüs yolculuğu

Samar, yaptığı açıklamada sıkıntılarının bunlarla sınırlı kalmadığını söyleyerek, otobüs (mahkumları İsrail mahkemelerinden alan/ mahkemelere götüren kapalı bir zırhlı araç, içerisinde oturacak yer bulunmuyor ve güneş ışığı içeriye girmiyor) yolculuğu sırasında cehennem azabı yaşadıklarını belirtti.

Samar, bu yolculuk sırasında el ve ayaklarının bağlandığına ve yeme, içme ve namaz kılma durumlarından mahrum bırakıldıklarına dikkati çekti.

Kadın esirler, uyuşturucu ve öldürme davalarında Yahudi esirlerle birlikte transfer ediliyor ve yolculuk sırasında Yahudiler tarafından hakaretlere maruz kalıyor. Mahkumlar arasında sadece demir parmaklıklar bulunuyor ve yolculuk 12 saatten uzun sürüyor.

Greve hazırlık

Filistin Esir Araştırmaları Merkezi’ne göre ağır hükümler giymiş Filistinli kadın esirlerden oluşan bir grup, cezaevi idaresine, tutukluluk koşullarının iyileştirilmemesi halinde gelecek temmuz ayından itibaren “kadınların ilk grevi” adı altında açlık grevi başlatacaklarına dikkati çeken bir mesaj gönderdi.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independentarabia.com/node/34171

Independent Türkçe için çeviren: Kübra Şahin

DAHA FAZLA HABER OKU