Abdullah Gül: Otoriter hükümetler yurtiçindeki güçlerini pekiştirmek için saldırgan dış politika yürütüyor

Gül, otoriter bir hükümetin, küçük bir yönetici grubunun çıkarlarını tüm toplumdan daha önemli hale getirdiğinden dolayı uluslararası güvenlik için her zaman bir tehdit oluşturduğunu söyledi

Fotoğraf: abdullahgul.gen.tr

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 17 Kasım’da Kazakistan’da düzenlenen Astana Club Genel Oturumu’nda katılarak "Büyük Avrasya: Dünyanın Geleceğinin Yeni Vizyonu" konulu bir konuşma gerçekleştirdi. 

Abdullah Gül'ün web sitesinden yapılan açıklamaya göre, Gül konuşmasında otoriter rejimlerin toplumların geleceği için bir tehdit oluşturduğunu söyledi.

"Otoriter hükümetler yurtiçindeki güçlerini pekiştirmek için saldırgan bir dış politika yürütüyor"

Otoriter bir hükümetin, küçük bir yönetici grubunun çıkarlarını tüm toplumdan daha önemli hale getirdiğinden dolayı uluslararası güvenlik için her zaman bir tehdit oluşturduğunu söyleyen Abdullah Gül, otoriter hükümetlerin güçlerini yurt içinde pekiştirmek için saldırgan bir dış politika uyguladığını söyledi.

Bu eğilime karşı dikkatli olunması gerektiğini ve vatandaşların hükümetleri üzerindeki denetiminden asla vazgeçmemesi gerektiğini vurgulayan Gül, "Mevcut küresel zorlukların ve uluslararası arenada artan rekabetin güçlü devletleri gerektirdiği aşikârdır. Fakat, otoriterliğin güçlü devletler yarattığı ve otoriter hükümetlerin demokratik olanlardan daha başarılı olduğu argümanına katılmıyorum" dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Sadakati liyakatin önüne koyan otoriter hükümetler canlı bir sivil toplumu yok eder"

Gül, her şeyden önce, kalkınma ve ekonomik büyüme için hem kısa hem de uzun vadede kurumlarının ve toplum yapısının çok önemli olduğunu belirterek şunları kaydetti:

Sadakati liyakatin önüne koyan, düşünce özgürlüğünü ise parti politikalarına veya doktrinlerine feda eden otoriter hükümetler zaman içinde canlı bir sivil toplumu ve yaratıcılığını kaçınılmaz olarak yok edecektir. Bu kaçınılmaz olarak sınırlı inovasyona, daha yavaş ekonomik büyümeye ve daha az refaha yol açacaktır. Başka bir deyişle, toplumu kontrol etmeye yönelik katı otoriter önlemler, sürekli ekonomik büyüme ve müreffeh bir toplum meydana getiremez. Ben naif bir insan değilim. Dolayısıyla tüm Avrasya ülkelerinin demokratik olması ve liberal değerleri benimsemesi gerektiğini tartışmıyorum. Gerçek bir demokrasinin kurulmasının uzun bir süreç olduğunun ve kısa sürede gerçekleşemeyeceğini biliyorum. Demokratik kültürün kök salması için sadece devlet yapısının kurumsal dönüşümüne değil, aynı zamanda insanların zihinlerinde de bir dönüşüme ihtiyaç vardır.

Gül, bugün üzerinde durduğu şeyin, coğrafyamızın uluslararası barışı, güvenliği ve istikrarı için devletlerin otoriter eğilimlerden kaçınılması ve demokrasi olmasalar bile en azından hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygı, iyi yönetişim ve hesap verebilirlik gibi temel bazı kriterlerin benimsenmesi gerektiği söyledi.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU