Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a "Ekonomik Kurtuluş Savaşı" tepkisi: Millete gaz vermeyi bırak, otur adam gibi görevini yap

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Meclis grup toplantısında milletvekillerine ve partililere hitap etti. Kılıçdartoğlu, "Ekonomik Kurtuluş Savaşı veriyoruz" diyen Erdoğan'a "Sanıyor ki biz bunları yutacağız. Bu millet yurmaz. Bu millet hepsini gayet iyi bilir. Yeri zamanı gelince kararını verir. Bu millet senin ne mal olduğunu gayet iyi öğrendi. Ve şunu sana söyleyeyim; sen artık bu saatten sonra Türkiye Cumhuriyeti devletinin temel bir milli güvenlik sorunusun" diye yanıt verdi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kılıçdaroğlu konuşmasına hayatını kaybeden eski İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş'i anarak başladı. CHP lideri, "O bizim yüreğimizdeki canlılığını hep koruyacak" dedi.

"Bu düzeni tamamen sonlandıracağız"

Sağlık çalışanlarını pandemide büyük bir fedakarlıkla çalıştıklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, "Aynı şekilde çalışan diş hekimlerine de yürekten secvgi ve saygılarımızı gönderiyoruz" dedi. Plansız açılan fakülteler yüzünden ileride "atanamayan diş hekimi" sorununun ortaya çıkabilecğini belirten CHP lideri, "Aynı nüfusa sahibiz ama Almanya'da 31, bizde 103 diş hekimliği fakültesi var. Bizdeki kontenjan 8 bin 59, Almanya'da 2 bin 500. Almanya'da 5 öğrenciye bir asistan, 9 öğrenciye bir profesör düşüyor. Bizde 14 öğrenciye bir asistan, 46 öğrenciye de bir profesör düşüyor. Buradan üniversitede okuyan bütün kardeşlerimize sesleniyorum. Sizin sorunlarınızı çözmeye ahdettik. Üniversite bittikten sonra sizleri işsiz bırakan bu düzeni tepe taklak yıkacağız. Bu düzeni tamamen sonlandıracağız" diye konuştu.

Kılıçaroğlu, üniversiteyi bitiren her gencin güzel bir ortamda iş bulacağını ve çalışacağını söyledi.

"Öğretmenin sorununu çözmediyseniz, ülkenin sorunlarını çözemezsiniz"

24 Kasım Öğretmenler Günü'nü Mustafa Kemal Atatürk'ün, "Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır ya da esaret ve sefalete terk eder" sözü ile anan Kılıçdaroğlu, "Öğretmenine değer vermeyen bir toplumun eğitimden bir şey bekleme şansı yoktur.Öğretmenin sorununu çözmediyseniz, ülkenin sorunlarını çözemezsiniz" dedi.

Öğretmenlere seslenen CHP lideri, "Sizi bu toplumun en saygın kişisi yapmak için elimizden gelen çabayı göstereceğiz. Öğretmenliği itibarlı bir mslek haline getireceğiz. Hakim ve savcılar gibi ayrı bir öğretmelik meslek yasası olacak. 3600 ek götergeyi vereceğiz. Sözleşmeli öğretmen, ücretli öğretmen gibi ayrımcılıkları tamamen kaldıracağız. Öğretmen öğretmendir" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, her 24 Kasım'da öğretmenlere bir maaş ikramiye verileceğini de sözlerine ekledi.

Okullardaki öğretmen açığını kapatacaklarını ve köy okullarını derhal geri açacaklarını söyleyen CHP lideri, "Ferhat ile Şirin'i buluşturur gibi öğrenci ile öğretmeni buluşturacağız dedi. Kılıçdaroğlu ayrıca ikili eğitim ve birleştirilmiş sınıf uygulamalarına da son vereceklerini söyledi.

"Haksızlıklara karşı durmayı önce ailemizden öğrendik"

"Hep haksızlıklar karşı durduk. Haksızlıklara karşı durmayı önce ailemizden, arkadaşlarımızdan, öğretmenlerimizden öğrendik" diyen CHP lideri, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sürekli haksızlıklar yaşanan bir toplumda adalet duygusu zedelenir. Adalet duygusunu güçlü tutmanın yolu haksızlığa karşı toplumun saygın kesiminin direnç göstermesidir. Bunu yapmamız gerekiyor" 

CHP lideri, tasfiye edilen özel finans kurumlarından alacaklı olan 5 bin 400 ailenin hakkının da takipçisi olacaklarını söyledi.

"Cumartesi Anneleri haklı ama Diyarbakır Anneleri de haklı"

Cumartesi Anneleri'nin 26 yıldır hak aradığını ve evlatlarının mezarını aradığını belirten Kemal Kılıçdaroğlu, Cumartesi Anneleri'nin eyleminin 699'uncu haftadan itibaren yasaklandığını ve haklarında dava açıldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Elbette Cumartesi Anneleri haklı ama Diyarbakır Anneleri de haklı. Hiçbir anne evladının elinde silahla terör örgütüne katılmasını istemez. O anneleri de anlamamızi, acılarını paylaşmamız gerekiyor. Anne annedir. Ayrımcılıktan değil kucaklamadan söz ediyorum" dedi.

"Teşviki üretene değil, torpak sahibine veriyorlar"

Türkiye'nin ekonomide ciddi sorunları olduğunu ve mutfaklarda yangın yaşandığını belirten CHP lideri, "Saray'da yaşayanlar, dolarla ticaret yapanlar, dolarla devlete borç verip dolarla ihale alanlar ayrı ama benim derdim asgari ücretle geçinenler. Açlık sınırının yoksulluk sınırının altında ücret alanlar. Fiyatlar arttı ama hekes bir birini suçluyor. İktidar hal esnafını suçluyor. Bizzat gittim hal esnafı ile görüştüm. 'Nedir bu işin gerçeği?' diye sordum. Tarımsal üretimdeki girdilerin çok pahalı olduğunu söylediler. Çiftçi dolarla belirlenen fiyatlarla bu malzemeleri almak zorunda. İkincisi 'Çiftçinin desteklenmesi lazım' dediler. Yasadaki milli gelirin yüzde 1'i olan desteği bile vermiyorlar. Verdiklerini de toprağı işleyen değil, toprak sahibine veriyolar. Bu da yanlış. Hal esnafı 'kasanın fiyatı, içindeki domatesten daha pahalı' dedi. Ayıca hal esnafı yüzde 8 komisyonu kendilerinin belirlemediğini ve isteseler de fiyatları arttıramayacaklarını söylediler. Ayıca tarımsal üretimin büyük bölümünün kayıt dışı olduğunu söylediler. Haklılar mı? Haklılar. 'Nakliye masrafalrından iktidarın haberi yok' dediler. Hal esnafı 'bilgi kirliliği yüzüden biz suçlanıyoruz. Bizim sesimizi duyurun' dediler" diye konuştu.

Hal başkanının, "Hali kazanan seçimi kazanır" dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Allah'ın izniyle hem hali kazanacğaız hem seçimi kazanacağız" diye cevap verdiğini söyledi.

"Üretici korunamazsa açlık sorunu ile karşı karşıya kalırız"

Marketlerde saat başı etiketleri değiştiren elemanarın işe başladığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "İnsanlar satarken kar elde ederler. Türkiye öyle bir noktaya geldi ki  satarken zarar ediyor. Çünkü yarım saat sonra fiyatlar değişecek ve sattığı malı o fiyatra alıp yerine koyamayacak. Türkiy'yi bu noktaya getirdiler" dedi.

  • Gıda sektörünün tüm temsilcileri ile görüştüğünü belirten Kılıçdaroğlu, sektörün sorunlarını şu şekilde aktardı:
  • Üretici elindek imalı satmaktan tedsirgn. Çünkü saattığı malı aynı fiyatla tekrar alamayacak
  • Biz fiyat artışından sorumlu değiliz. Konuyu maliyet ve üretim ekseninde düşünemezseniz fiyat artışı zorunlu olarak gelir
  • Hükümeti nbirinci önceliği üreticiyi korumak olmalı. Üretici korunamazsa açlık sorunu ile karşı karşıya kalırız
  • Sattığımzı ürünlerin yüzde 77'si tarım ürünü. Denetleme ile, baskı ile fiyatlar düşmez. Mal kara borsaya düşer tezgah altına iner. Siz üretimi artıracaksınız. Fiyatlar öyle düşer. 
  • Tedarik zincirinde bir kopuş olursa fiyatları kontrol edemezsiniz. Bu zincir büyük oranda koptu

"Çiftçi ne yapsın?"

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın Kasım 2021 verilerin ipaylaşan Kılıçdaroğlu, üre gübresinni tonunun 8 bin 960 liraya çıktığını, geçen yıl aynı ayda 2 bin 519 lira olduğunu artışın yüzde 256 olduğunu söyledi.  Piyasada üre gübresinin fiyatının 11 bin liraya kadar çıktığını belirten CHP lideri DAP gübresinin de geçen yıl 3 bin 176 lira iken bu yıl kasım ayında 8 bin 402 liraya yükseldiğini, piyasada ise şu anda 10 bin liraya kadar çıktığını belirterek, "Peki bu çiftçi ne yapacak? Dolar tırmandıkça fiyatlar artıyor. Adam zarar mı etsin, fiyatlar mecbur yükseliyor" diye konuştu.

İktidarın sorumluluktan kaçarak sorumluluğu vatandaşa yüklemeye çalıştığını söyleyen Kılıçdaroğlu, iktidarın üretim yerine ithalatı finanse ettiğini savundu.

Son bir haftada her şeyin fiyatı artarken et fiyatlarının düştüğünü belirten CHP lideri, sütten zarar eden üreticinin hayvanlarını kesime gönderdiğini belirterek, "İneği kaybedersen danayı bulamazsın. Bunu söyleyen bir esnaf" dedi.

"Tarım Bakanlığı'nı kapatın bu sorun çözülür"

32 milyon dekar alanın ekilmediğini belirten Kılıçdaroğlu, güven ve istikrar ortamının olmadığı bir ülkede fiyat istikrarının sağlanamayacağını sözlerine ekledi.

Bir esnafın ise "Tarım Bakanlığı'nı kapatın bu sorun çözülür" dediğini aktaran Kemal Kılıçdaroğlu, Et ve Süt kurumunun engel kurumuna dönüştüğünü söyledi.

"Açlık sınırı 2 bin 988 lira iken vatandaş 2 bin 825 lira ile nasıl geçinecek?"

Bazı temel gıda üğrünlerindeki fiyat artışlarının yüzde 60 ile 10 arasında değiştiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, asgari ücretin bu oranda artmadığını beliretrterek, "Tam 14 milyon asgari ücretlimiz var. Bunların dışında aylık geliri asgari ücretin 3'te 1'i civarında olan 7 milyon 587 bin 123 kişi daha var. Peki açlık sınırı 2 bin 988 lira iken bu vatandaş 2 bin 825 lira ile nasıl geçinecek? Saraydakiler bunu biliyor mu? Dolarla maaş alanlar, 5-6 yerden maaş alanlar bunu biliyor mu?" diye sordu.

Yoksulluk sınırıın 10 bin 335 lira olduğunu kaydeden Kemal Kılıçdaroğu, asgari ücret tespit komisyonunun bir an önce toplanması çağrısıa hükümetin yanıt vermediğini belirterek, "İflas etti, perişan oldu dedikleri Yunanistan'da asgari ücret Türkiye'nin 2.7 katı. Kim perişan olmuş?" diye sordu.

"Ziraat Bankası medyanın bankası oldu"

Çiftçiye darhal geri ödemesiz kredi verilmesi çağrısı yaptığını hatırlatan Kılçdartoğlu, "Ziraat Bankası çiftçinin değil medyanın bankası oldu. Hortumculara kredi veriyorsun geri ödemeynce sesin çıkarmıyorsun. Çiftçi ödemeyince traktörüne haciz getiriyorsun. Bu düzeni değiştireceğiz değil mi? Beraber değiştireceğiz" dedi.

Çiftçinin su ve elektrik borçlarının silinmesi çağrısını yenileyen CHP lideri, banklar ve tarım kredi kooperatiflerindeki borçların faizinin silinmesi ve tarımsal üretimde kullanılan mazottan KDV'nin 6 ay süreyle alınmaması ve gıda ürünlerideki yüzde 8 KDV'nin 6 ay boyunca sıfırlanması çağrısında bulundu. 

CHP'li belediyelerin kooperatiflerle işbirliği yaptıklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Yetersiz olduğunu biliyoum ama bütün belediyelerin bu uygulamayı desteklemelerini istiyorum" dedi.

Marketlere yaptığı "10 temel hayati ürüne zam yapmayın" çağrısını yenileyen Kılıçdaroğlu, "İktidara geldiğimizde sizin uğradığnız zararı biz telafi edeceğiz" diye konuştu.

Gittiği semt pazarında en çok duyduğu cümlenin "Bizi bu adamlaran kurtarın" dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Pazara gidişim bile Saray trolleri tarafından eleştirildi. Giderim arkadaş gerekirse gider o tazgaha otururum" dedi.

"Seni dolarla terbiye ettiler"

Birbirlerini iyi biliyorlar diyen Kılıçdaoğlu, ''Alırsın, 10 bin doları cebine atarsın, sonra vatandaşa ders vermeye kalkarsın. Paraları sıfırladık diyen adam kimdi Allah aşkına? Allah konuşturuyor. İtiraf ediyor. Ne dersen de seni dolarla terbiye ettiler. Sabah kalktın, akşam yattın dolar. Elini cebine attın dolar. Mezara mı götüreceksin. "Bizi dolarla terbiye edemezler" diyorsun. Sen dolarla vatandaşlık satıyorsun. Türk lirası milli paramız iken dolarla, euro ile ihale yapıyorlar. Demek ki seni dolarla euroyla terbiye ettiler. Sen garantilerin tamamını dolarla yapıyorsun. Biz yerliyiz ve milliyiz diyorsun. Gayri milli ve gayri yerliler. Bunların yerlilik ve millilikle en ufak bir ilgileri yok'' ifadelerini kullandı.

Bahçeli'ye de seslenen Kılıçdroğlu, "Dolarla vatandaşlık satana ne denir? Sen hala bunu alkışlıyorsun" dedi.

"Millete gaz vemeyi de bırak, otur adam gibi görevini yap"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Bu ekonomik kurtuluş savaşından da ülkemizi zaferle çıkarağız" şeklindeki sözlerine yanıt veren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

İyi de kardeşim ne oldu da milli kurtuluş savaşını vermeye başladık? Bu ülkeyi düne kadar başka birisi mi yönetiyordu, 20 yıldır sen neredeydin? Başladığında 1 Türk Lirası neredeyse 1 dolardı. Ne oldu da 12 lira oldu birden bire? Milli kurtuluş savaşı veriyormuş, geçiniz bunları. Millete gaz vermeyi de bırak, otur adam gibi görevini yap. Sana söyledim, ders verdim dersini çalış. Ne yapacağını söyledim sana. 'Mandacı iktisatçıların reçetelerine itibar etmiyoruz' diyor. Söylediği sözün anlamını biliyor mu acaba? İhaleyi dolarla yapıyosun, ihtilaf çıktığı zaman Londra'daki tahkim mahkemeleri yetkili. Bu mandacılık değil mi? Bunun altına sen hangi yüzle imza attın? Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerini bıraktın, Londra mahkemelerini seçtin. Çünkü dolarla ihale alanlar 'iktidar değişirse yarın başımıza bir şey gelmesin' diye. O dolarla ihale alanların başına çok şey gelecek. Milletin hayrına ne gerekiyorsa onlar gelecek. Bu milletin, fakirin fukaranın hakkını soracağım. Dövizle garanti veriyorsun. Bu mandacılık değil mi? Sen Türk parasını itibarsız bir hale getirdin. Mandacılık değilse bu nedir? Tank Palet fabrikasını Katar ordusuna verdin. Cumhuriyet tarihinde böyle bir rezalet yaşanmamıştı. Ayrıca sen mandaclığa karşı mücadele ediyorsan, birileri sana 'Aptal olma' dediği zaman mektubu alıp gidip yüzüne çarpacaktın. Çarpamadın. Çünkü sen ekonomik bağımsızlığımızı birilerine pazarladın. Şimdi efelik yapıyor. Sanıyor ki biz bunları yutacağız. Bu millet yurmaz. Bu millet hepsini gayet iyi bilir. Yeri zamanı gelince kararını verir. Bu millet senin ne mal olduğunu gayet iyi öğrendi. Ve şunu sana söyleyeyim; sen artık bu saatten sonra Türkiye Cumhuriyeti devletinin temel bir milli güvenlik sorunusun

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU