Akit yazarı: 10 Kasım

“Ağlanacak halimize güldürüyoruz kendimizi. Basit ve komik oluyoruz. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle ilkel örnek görülmemekte”

Fotoğraf: AA

Akit gazetesi yazarı Yaşar Değirmenci, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm günü olan 10 Kasım’da yapılan anma törenlerini “ilkel” olarak nitelendirdi. Değirmenci, “Ağlanacak halimize güldürüyoruz kendimizi. Basit ve komik oluyoruz” dedi.

Akit yazarı Değirmenci, bugünkü köşe yazısında “Şunu herkese hatırlatmamız lazım. Sirenlerle kısmak istenilse de ölümün sesi bütün seslerin üstündedir. Hayatı veren, hayatı durdurabilir. O’ndan başka da hayatı durduracak kimse yoktur. Zira hayatı da ölümü de O yarattı. Ölen ölmüştür. İnansanız da inanmasanız da hakikat bu. Ne yaparsanız yapın, hayatı durduramazsınız. O hayatı siz vermediniz. Hayatı ancak onu yaratan durdurabilir” dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Akit yazarı, yazısında özetle şu ifadeleri kullandı:

Bu ülkenin enerjisini, gücünü, dinamizmini yok etmek isteyen şirret güçler, toplumda yapay gündemler oluşturdu. Şahısların tabulaştırılması ve ortak payda olarak görülmelerinden kurtarılması gerekiyor. ‘Müslüman’ım’ demek kolay, fakat tasavvurumuzu, aklımızı, şahsiyetimizi Müslüman etmek zordur. Kendi değerleri verilmeyen, sun’i kutsallarla uyuşturulan insanımız ‘cinnet toplumu’ haline getiriliyor. Makul, mutedil, insaf ve anlayış içerisinde normalleşmeye, meselelerimizi objektif, ilmî ölçülerle tartışmaya, konuşmaya, samimiyetle dertleşmeye o kadar ihtiyacımız var ki? Kırmadan dökmeden, itham, iftira ve suizandan uzak birbirimize tahammül göstererek konuşabilsek. Ama ne mümkün? Hâlâ cinayet işleyen mazur görülebilir, fakat resmî ideolojinin kutsallarını tenkit eden mazur görülemez! Ağlanacak halimize güldürüyoruz kendimizi. Basit ve komik oluyoruz. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle ilkel örnek görülmemekte. Normal bir kabir ziyaretinden çıkarılan tapınma mekânı hale getirilen Anıtkabir ayrı bir bahis. Bazıları, İslâm’sız bir Türkiye hayal ettikleri için önemli günleri, hayallerini gerçekleştirmede çok iyi kullanıyorlar. Kullandıkları insanlar; kullanıldıklarının farkında değiller. Zihni işgalden, başına ne geldiğini bilememe felaketini yaşıyoruz. Bu sun’î (yapay) gündeme getirilen basitlikler; çok önemli mesele haline getirilerek toplum meşgul ediliyor.

"Öyle ki dindar, muhafazakâr kitle bile dönen dolapların farkına varamayacak kadar uyuşturuldu” görüşünü savunan Değirmenci, şöyle devam etti:

Herkes dilediği kutsala ibadet edebilir, bir ölüyü diri yerine koyup ona derdini, problemlerini anlatabilir. Ancak bunu kabul etmeyenlere bu dayatma, bu psikolojik baskı, bu tecrit etme, bu aşağılama da neyin nesi? Hani demokrasi tahammül rejimiydi? Atatürk put hâline getirilmedi mi? Dünyanın hiçbir yerinde böylesine bir uygulama yoktur. Bu milletin kimliğini tepeden topyekûn ve zorla değiştirmeye, paganizmi dayatmaya, yeni kutsallar ihdas etmeye tahammülümüz yok beyler! Devir kendi kutsalımıza, kendi değerlerimize, kendi kaybettiğimiz medeniyetimize dönme devri. İdeolojik olarak bakmıyor, sadece insanımızın sürü muamelesi görmesine, en küçük bir tepkinin bile rejim meselesi haline getirilmesine üzülüyorum. Atatürk, insan olmaktan çıkarılıp ‘ilah’ haline getirilip ölümsüzleştiriliyor. Gençliğe kutsalları kaybettirilip zaman, zemin ve zihin işgali sonucu Kemalizm kutsal hale getiriliyor.  

 

Akit, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU