Bekleyişleri Gaziler Günü'nde de süren 20 bin asker ve polis soruyor: Devlet bizi neden ortada bırakıyor?

Terörle mücadelede yaralanan isimlerin hak mücadelesi sürüyor. Sakatlık (maluliyet) oranları nedeniyle kanunen gazi sayılmayan kişiler ve ailelerinin gözü kulağı, Meclis'te bekletilen yasa teklifinde

Terörle mücadelede yaralandığı halde gazilik unvanı alamayan binlerce kişi, bir 19 Eylül Gaziler Günü'nü daha buruk geçiriyor / Fotoğraf: AA

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Sağlık Yeteneği Yönetmeliği'ne göre terör saldırıları sonucu yaralansa bile maluliyeti (sakatlık oranı) yüzde 40'ın altında olan görevliler, resmi olarak gazi kabul edilmiyor.

Bu nedenle terörle mücadelede yaralanan yaklaşık 20 bin asker ve polis, sosyal hak ve yardımlardan faydalanamıyor.

Independent Türkçe'nin takipçisi olduğu duruma ilişkin geçen yıl, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin talimatıyla Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter tarafından TBMM'ye kanun teklifi sunuldu.

Ancak yaklaşık 20 bin asker ve polise hem gazilik hakkı verilmesini hem de şeref aylığı bağlanmasını kapsayan teklife ilişkin henüz sonuç alınamadı.

MHP'li Yönter, Gaziler Günü'nü işaret etmişti

MHP'li Yönter, söz konusu teklifin kabulünün 19 Eylül Gaziler Günü'ne yetişeceğini söylese de öyle olmadı.

Teklif henüz komisyona dahi gitmedi. Konuyla ilgili bilgi almak için Yönter'e ulaşmaya çalışsak da kendisinden yanıt alamadık.

Başında, vücudunda ve hatta kalbinin yanında mermi ya da şarapnellerle yaşamaya çalışan vatan evlatlarının ise bekleyişi sürüyor.

"Gazilik cetvelle ölçülemez"

"Gaziliğin cetvelle ölçüldüğü" eleştirisinde bulunarak "Hakkımız yeniyor" diyen bu kişilerin çoğu, yaralanmalarının üzerinden yıllar geçmesine rağmen hâlâ metal zehirlenmesi, harekette aksama ya da psikolojik sorunlar gibi sağlık problemleriyle boğuşuyor.

Independent Türkçe olarak 19 Eylül Gaziler Günü'nde terörle mücadelede yaralandığı halde maluliyet oranı yüzünden gazi sayılmayan bu kişilerin hak mücadelesini ele aldık.

Terörle Mücadele Sırasında Yaralanıp Gazi Sayılmayanlar Derneği (TMSY) Genel Başkanı Atilla Polat ve emekli başkomiser Mülazim Uran'la konuştuk.

On yıllardır gazi sayılmayı bekleyen diğer asker ve polisler adına konuşan isimler, devletin kendilerini neden "ortada bıraktığını" sordu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

"Devlet Bahçeli'den verdiği sözü tutmasını bekliyoruz"

2014 yılında kurulan TMSY'nin genel başkanlığını yürüten Atilla Polat, 24 yıldır gazi sayılmayı bekliyor.

1997'de Bingöl'de PKK'lılarla girilen çatışmada yaralanan Polat, vücudunda 30'un üzerinde şarapnel ile yaşamını sürdürüyor.

Ayağında, kolunda ve hatta kafasında bile şarapnel parçalarıyla yaşadığı ifade eden Polat, buna rağmen gazi sayılmamasına tepkili.

"Vücudumda fonksiyon kaybı ve kalıcı sekel, kulağımda işitme kaybı var" diyen Polat, "Psikolojik tedavi görüyorum. Terörle mücadelede bir gözünü kaybeden gazi sayılmıyor, kalbinde kurşunla yaşayan gazi sayılmıyor, çatışmada 2 parmağını kaybeden gazi sayılmıyor, vücudunda 50 şarapnel parçasıyla yaşayan maalesef gazi sayılmıyor" dedi. 

Bedenlerde kalan parçaların risk oluşturduğunu bunların ameliyatla alınması halinde bile sakat kalma tehlikesinin yüksek olduğunu anlatan Polat, "Bir de bunun psikolojik boyutu var, onu hiç saymıyoruz. PKK'ya karşı mücadelede vücutlarında mermi ve şarapnel parçalarıyla yaşan bu vatan evlatlarına maalesef, Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği gerekçe gösterilerek yüzde 40'ın altında yaralanmayı, devletimiz gazi saymadığından bizler gazi sayılamıyoruz" diye konuştu. 

"Devlet bize sahip çıkmıyorsa bizler kimin için vurulduk?"

Kendilerinin ay yıldızlı bayrağın dalgalanması için cephede canlarını ortaya koyduğunu aktaran Polat, "Şehidin şahidi gazidir, bizler Allah katında gaziyiz ama devletimiz nezdinde gazi sayılmıyoruz. Neden devlet-i aliye bu vatan evlatlarına sahip çıkmıyor? Bizler bu ülkenin vatandaşı değil miyiz? Bizler kimin için vurulduk?" diye sordu.

Yabancı ülkelerden benzer olaylardan örnekler veren Polat, "İngiltere'de savaşta ölen atların heykelini dikiyorlar ama gel gör ki ülkemizde gazilere sahip çıkılmıyor. ABD, ülkesi dışında Afganistan, Irak, Suriye veya buna benzer ülkelerde görev yapan askerleri ülkelerine döndüğünde yaralanmasa bile direkt gazi kabul edip 1. sınıf vatandaşlık hakları veriyor. 5 milyon sığınmacıya bakan devletimiz, gazi sayılmayan 20 bin asker ve polisine sahip çıkamıyorsa söylenecek söz bulamıyoruz" ifadelerini kullandı. 

 

Atilla Polat TMSY gaziler.jpg
Atilla Polat, "PKK terör örgütü ile girilen çatışmalarda yaralanan asker ve polisler, neden yasada kapsam dışı bırakıldı? Bizler neden gazi sayılmıyoruz?" diye soruyor / Fotoğraf: TMSY

 

"Biz artık gönüllerin gazisi değil, devletimizin resmi gazisi sayılmak istiyoruz"

Kapı kapı dolaşarak gazi olduklarını ispat etmeye çalıştıklarını vurgulayan Polat, siyasetçisinden bürokratına herkesin kendilerine hak verdiğini ancak somut bir sonuca yönelik adım atılmadığı gerekçesiyle eleştiride bulundu:

"Bize 'Sizler gönlümüzün gazilerisiniz' diyorlar. Biz artık gönüllerin gazisi değil, devletimizin resmi gazisi sayılmak istiyoruz."

"FETÖ terör örgütü de PKK değil mi?"

15 Temmuz'da yaralanan kişilerin, 675 sayılı KHK ile yaralanma oranına bakılmaksızın gazi sayılarak kendilerine ayrımcılık yapıldığını öne süren Atilla Polat, şunları kaydetti:

"Onlar, gazilere verilen hakların hepsini alıyor da terörle mücadelede yaralanan asker ve polis, bu KHK'ya dâhil edilmiyor? FETÖ terör örgütü de PKK değil mi? 15 Temmuz'da kolu çizilen gazi sayılıyorsa, terörle mücadelede yaralanan Melikşah Aktaş neden gazi sayılmıyor? 15 Temmuz'da tokat yiyen imam gazi sayılıyorsa, Beşiktaş'ta stadyumdaki bombalı eylemde yaralanan polislerimiz neden gazi sayılmıyor?"

"Bu bizim hakkımız, bunu bize çok görmeyin"

Yetkililere "Bu sessiz çığlığımızı artık duyun" diyerek seslenen Polat, mücadeleleri sonucunda evlatlarına gazilik madalyası bırakıp, öldüklerinde ay yıldızlı bayrakla defnedilmek istediklerini dile getirdi.

"Bu bizim hakkımız, bunu bize çok görmeyin" diyen Polat, kendilerinden sonraki nesillerin benzer mağduriyetleri yaşamaması temennisinde bulundu.

 

Türk bayrağı AA.jpg
Fotoğraf: AA

 

"Teröristlerce aracımız tarandı, 3 arkadaşım yanımda şehit edildi, beni de öldü sanıp bırakmışlar"

Bekleyişini sürdüren isimlerden biri de emekli başkomiser Mülazim Uran.

Tam 41 yıldır gazilik unvanını almayı bekleyen Uran, 1980 yılında Diyarbakır'da devriye görevi sırasında PKK'lıların taradığı araçtan yaralı olarak çıkarılmış.

Yanındaki 3 arkadaşı teröristlerce şehit edilen Uran'ın da yaşamını yitirdiği sanılmış.

O, kalbinin yanına isabet eden mermi ve vücuduna saplanan onlarca şarapnele rağmen hayatta kalmayı başarmış.

 

Mülazim Uran TMSY.png
Mülazim Uran: 3 arkadaşım yanımda şehit oldu, 40 yıldır vücudumda mermi ve şarapnel parçaları var, neden gazi sayılmıyorum? / Fotoğraf: TMSY

 

"Devlet bizi neden ortada bıraktı?"

Devletten resmi olarak gazi unvanı almayı bekleyen Uran, başından geçenleri anlatırken o günü yeniden yaşadı.

Kendisinin öldü sanılarak bırakıldığını söyleyen Uran, mermi nedeniyle 41 yıldır sol tarafına yatamadığını anlattı.

Hala uyuyamadığını, adeta çile çektiğini, yaşadıklarını da hiç unutamadığını ifade ederek adeta o anı yaşayan Uran, "Kalbime çok yakın yerde olduğundan, tehlikeli bulundu ve mermiyi alamadılar. Vücudumda şarapnel parçaları var. Babamızın bahçesinde yaralanmadık, görev başında yaralandık ama gazi sayılmadık. Devlet bizi neden ortada bıraktı?" diye sordu.

"Bizlere 'Kalbimizde gazisiniz' diyorlar ama adım atmıyorlar"

On yıllardır başvurmadıkları yer, gitmedikleri parti, konuşmadıkları ismin kalmadığını belirten Mülazim Uran, "Bizlere 'Kalbimizde gazisiniz' diyorlar ama adım atmıyorlar. Yasa çıkarsalar haklarımıza kavuşacağız. 15 Temmuz'da yaralananlara çıkardılar, bize neden çıkarmadılar.? Onlar da gazi, biz de gaziyiz. Biz terörle mücadelede yaralandığımız halde neden unvanımızı alamıyoruz?" diye konuştu. 

Son olarak Atilla Polat gibi ay yıldızlı bayrakla defnedilme hayalini dile getiren Uran, "75 yaşına gelmişim, isteğim, Atilla başkanımızın da dediği gibi ölürken Türk bayrağıyla gitmemiz. Arkamızdan gazi desinler" temennisinde bulundu.

 

asker AA 2.jpg
Fotoğraf: AA

 

Gazi sayılmaya ömrü yetmedi

Geçtiğimiz yıl Independent Türkçe'nin görüştüğü isimlerden biri olan Mesut Kılıçaslan'ın ise ömrü, gazi olduğunu görmeye yetmedi.

1994'te Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesinde 2 bin 900 rakımlı Kato Dağı'nda PKK tarafından tuzaklanmış, el yapımı bombanın patlamasıyla yaralanarak iki parmağını kaybeden Kılıçaslan, 26 yıl gazi unvanı almayı bekledi. 

 

Mesut Kılıçaslan Malul Sayılmayan Gaziler Derneği Genel Başkanı.jpg
Gazilik haklarını alamayan Mesut Kılıçaslan, nisan ayında Kovid-19 nedeniyle yaşamını yitirdi / Fotoğraf: Malul Sayılmayan Gaziler Derneği

 

"Gazi kabul edilmem için parmağımın bir santim daha kopması gerekiyormuş!"

Malul Sayılmayan Gaziler Derneği'nin genel başkanlığını yürüten Kılıçaslan, geçtiğimiz yıl 19 Eylül Gaziler Günü haberimizde şöyle konuşmuştu:

"Gazi kabul edilmem için parmağımın bir santim daha kopması gerekiyormuş! Gazilik santimle ölçülemez, hak edilmiş bir mertebedir. Siyaset dünyası ve bürokrasi, her sene 19 Eylül Gaziler Günü'nde mesaj yayımlayıp, bizi hatırlıyorlar. Sonra da 364 gün yüzümüze bakmıyorlar! Gittiğimiz kurumlardaki kişiler, görüştüğümüz siyasiler, 'Sizler bizim gönlümüzün gazisisiniz' diyorlar ama kimse elini yardım için uzatmıyor! Sayın Cumhurbaşkanı'na ulaşamıyoruz. Tenis topu gibi oynanıp duruyoruz. Yerdeki içecek kutularının, tenekelerin içine patlayıcı tuzaklanmış olabilir diye düşünerek tedirgin olduğum, ateş açılacak sanarak tepelere bile bakamadığım zamanlar çok oldu ama ben gazi olamadım. Parasından da geçtik, o unvanı, onuru bize verin, bunu yaşamak hakkımız." 

 

Ne olmuştu?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, terörle mücadelede yaralanıp gazi sayılmayan 20 bin asker ve polis için harekete geçmiş, 11 Eylül 2020'de Twitter'dan yaptığı paylaşımda TBMM açılır açılmaz -1 Ekim- kanun teklifi vereceklerini söylemişti ancak bu durumun gerçekleşmesi 210 gün sürmüştü.

Bahçeli'nin talimatıyla MHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter aracılığıyla TBMM'ye kanun teklifi verildiğinde tarihler 9 Nisan 2021'i gösteriyordu.

Ancak aradan geçen 180 güne rağmen sonuç alınamadı.

Malul Sayılmayan Yaralı Terör Gazileri Araştırması: Her 5 kişiden 4'ünün terör saldırısı sonucu yaralanmanın neden olduğu sağlık sorunları sürüyor

"Terörle Mücadele Sırasında Yaralanıp Gazi Sayılmayanlar Derneği", "Malul Sayılmayan Gaziler Derneği"  ve İstanbul Gelişim Üniversitesi Öğretim Üyesi Mehmet Başcıllar'ın gerçekleştirdiği araştırmada, terörle mücadelede yaralanmış bin 408 kişiyle görüşülmüş, yaklaşık her iki görevliden birinin mermi (yüzde 47), yaklaşık her dört görevliden birinin mayın/el yapımı patlayıcı (yüzde 23), her beş görevliden birinin ise el bombası (yüzde 18) sonucu yaralandığı belirtilmişti.

Çalışmada ayrıca, yaklaşık her beş kişiden ikisinin (yüzde 43) halihazırda vücudunda şarapnel parçaları taşırken, yüzde 11'inin vücudunda mermi bulunduğu bilgisi yer almıştı. Yaralananların yüzde 42'sinin Kara Kuvvetleri Komutanlığı, yüzde 42'sinin Jandarma Genel Komutanlığı mensubu iken, yüzde 65'inin ise zorunlu askerlik hizmeti sırasında yaralandığı bilgisi verilmişti. 

Araştırmada görüşülen kişilerden yüzde 42'sinşn ayağından, her dört kişiden birinin başından, her üç kişiden birinin ise kolundan yara aldığı, yer almıştı. 

Çalışmada ayrıca her beş kişiden dördünün (yüzde 84) terör saldırısı sonucu yaralanmanın yol açtığı sağlık sorunlarının devam ettiğini bilgisine de ulaşılmıştı.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU