İran yandaşı milisler Irak'ta Afganistan senaryosunu tekrarlayabilirler mi?

Daha önce Bağdat’taki Yeşil Bölge’ye girmeye yönelik girişimler, silahlı grupların ülke üzerindeki kontrollerini sıkılaştırmaya yönelik bir başlangıç olduğu izlenimi veriyor

Haşdi Şabi’ye yakın çevreler, Irak’ta Afganistan senaryosunun tekrarlanacağı korkularını körüklüyorlar (AFP)

Irak’ta, bazı çevrelerin, İran yandaşı milislerin ülkede ‘Afganistan senaryosunu’ tekrar edebileceklerine ilişkin endişeleri azalacak gibi görünmüyor. ABD’nin askeri güçlerini ülkeden tamamen geri çekmesinin Irak'taki silahlı grupları, ülkenin yönetimini ele geçirmeye cesaretlendirebileceğine dair tartışmalar yapılıyor.

Gözlemcilere göre Afganistan senaryosunun Irak’ta tekrarlanması ihtimali, iki ülke arasındaki büyük sosyal, politik ve coğrafi farklılıklar nedeniyle farklı bir uyarlama olacak.

ABD Başkanı Joe Biden, 26 Temmuz'da, ABD güçlerinin Irak’taki muharip görevlerinin bu yılın sonunda biteceğini duyurdu. Bu duyuru, ABD güçlerinin ilerleyen zamanda Irak’tan tamamen geri çekilmesi olasılığını artırdı.

"Karşı girişim hazırlıkları"

İran yandaşı silahlı grupların Bağdat’taki Yeşil Bölge'ye saldırma girişimleri, hükümete birçok açıdan bu girişimlerin ülke üzerindeki kontrolü sıkılaştırmaya dair bir başlangıç ​​olduğu yönünde mesaj verdi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Belki de Afganistan senaryosunun Irak’ta tekrarlanması korkusunun nedeni, geçtiğimiz Mayıs ayında Haşdi Şabi Enbar Operasyonlar Komutanı Kasım Muslih'in, Iraklı aktivistlere yönelik suikastlarda parmağı olduğu gerekçesiyle tutuklanıp ardından serbest bırakılmasından sonra Haşdi Şabi güçlerine yakın çevrelerin silahlı milislerle bağlantılı sosyal medya hesapları aracılığıyla ‘Yemen senaryosu’ olarak adlandırdıkları bir senaryonun uygulamaya koyulmasına yönelik söylemleri olabilir.

Muslih’in tutuklanmasın sonrası Irak’ta Haşdi Şabi Güçleri’ne bağlı silahlı gruplar, Başbakan Mustafa el-Kazimi hükümetine Muslih'in serbest bırakılması için baskı yapmak amacıyla Yeşil Bölge'yi kuşatmışlardı. Haşdi Şabi’ye yakın çevreler, Haşdi Şabi’ye yakın bir kişinin ‘Haşdi Şabi’nin Yeşil Bölge’ye girip devletin alması gerektiğini’ söylediği bir ses kaydını dağıttı. Ses kaydında söz konusu şahıs, ‘uluslararası toplumun bu dayatılan gerçekle başa çıkacağını’ da ifade etti.

İran yanlısı grupların, Yeşil Bölge’yi kuşattığı sahnelerin tekrarlanmasına rağmen gözlemciler, özellikle resmi güvenlik güçlerinin, milislerin Yeşil Bölge'ye saldırmak için son girişimlerini püskürtmeye yönelik beklenmedik hazırlıkları nedeniyle Afganistan senaryosunun Irak’ta uygulanma olasılığını gerçekçi bulmuyor.

Gazeteci yazar Muhammed Habib, Afganistan senaryosunun, milislerin Yeşil Bölge'ye saldırma girişimleriyle, özellikle de bu milislerin en cüretkâr girişimi olarak görülen geçtiğimiz Mayıs ayında yaşananlarla, Irak'ta her zaman tekrarlandığını öne sürdü.

Habib’e göre belki de içinde bulunduğumuz dönemde milislerin devlet üzerindeki baskılarını artırma olasılığını engelleyen neden, ‘Irak ordusunun Muslih'in tutuklanmasının ardından Haşdi Şabi’nin, yabancı misyonların ve bakanlıkların bulunduğu Yeşil Bölge’ye baskın yapma girişiminde olduğu gibi bu tarz girişimleri püskürtmeye daha fazla istekli hale gelmiş olması’ olabilir.

Habib, Irak ayaklanmasına katılan güçlerin liderliğindeki İran nüfuzuna karşı çıkan etkili sosyal kesimlerin varlığının ‘milislerin devleti kontrol etme hayalini gerçekleştirmenin önündeki güçlü engeller’ olduğunu söylüyor.

Şarku’l Avsat’ın aktardığına göre Independent Arabia’ya konuşan özel kaynaklar, o dönem, hava kuvvetleri dahil tüm askeri kuvvetlerin, Haşdi Şabi liderlerine ulaşan ve onları geri çekilmeye zorlayan bir karşılaşmaya hazırlanmak için emir aldıklarını belirtti.

Irak’ta Afganistan senaryosunun tekrarlanmasını engelleyen üç neden

İran yanlısı milislerin Bağdat'ta iktidara karşı darbe yapma ihtimalinden bahsedilse de başta Irak ve Afgan orduları arasındaki farklar olmak üzere, özellikle milislerin Yeşil Bölge'ye saldırı girişiminde bulunmalarından ve Irak ordusunun karşılarına çıkıp onları geri çekilmeye zorlamasından sonra, bu tür bir durumu engelleyebilecek birçok faktör olduğu anlaşıldı.

İki ordunun aralarındaki farklılıkların yanı sıra Irak’ın siyaset sahnesindeki güçler dengesinin dağılımı bu senaryonun önündeki ana engellerden biri gibi görünüyor.

Silahlı gruplar üzerine uzman olan Ahmed eş-Şerif, yaptığı değerlendirmede, "Irak halkının, özellikle Ekim 2019 ayaklanmasından sonra İslami akımların yeniden iktidara dönmesini kabul etmemesi başta olmak üzere, Afganistan senaryosunun Irak'ta tekrarlanma olasılığını engelleyen üç neden olabilir. Irak’ın, İslami hareketler için yeni bir üs olması mümkün değildir" yorumunda bulundu.

Şerif’e göre Irak toplumunun İslami hareketlerden uzaklaşması, ‘ülkede Afganistan modelini uygulamanın imkansızlığının temel taşını’ temsil ediyor.

Şerif, İran yandaşı milislerin iktidarı ele geçirme olasılığını engelleyen diğer bir sebebin, ‘uluslararası toplumun, özellikle Washington’ın, Taliban'ın aksine, silahlı gruplara herhangi bir güvence verme belirtisi göstermemesi’ olabileceğini belirtti.

Üçüncü nedenin ise ABD güçlerinin Irak’tan tamamen çekilmesine ihtimal verilmemesiyle ilgili olduğunu kaydeden Şerif, "Irak'ta olanlar tam bir geri çekilme değil, Irak’taki ABD askeri sayısının ve harcamalarının azaltılması için yeni bir stratejiden ibarettir. ABD, Irak’taki askeri varlığını el-Harir ve Ayn el-Esed olmak üzere iki üsse indirgeyerek azalttı" dedi.

Bir sonraki aşamada Irak'ta neler olabileceğine dair olarak ise bölgesel ittifaklara yönelik bir eğilimden bahseden Şerif, bunun da Bağdat'ın Mısır ve Ürdün ile yaptığı anlaşma sayesinde olacağını kaydetti. Şerif, bu yeni ittifakın, ‘ABD güçlerinin geniş askeri varlığına bir alternatif oluşturacağını ve Washington'ın desteğini alacağını’ da sözlerine ekledi.

Şerif, bu faktörlerin yanı sıra Necef'teki Şii dini otoritenin varlığının, İran yanlısı milislerin Irak'ta iktidarı ele geçirme girişimlerinin önündeki en büyük engellerden biri olduğunu, bu durumun son dönemde Şii dini otoriteyi takip eden gruplar ile İran yanlısı gruplar arasındaki gerilimin artmasıyla netlik kazandığını belirtti.

Hükümetin seçimleri düzenleyememesi durumunda Irak'taki iktidar biçimini değiştirme senaryosunun mümkün olduğunu düşünen Şerif, ancak bunun Afganistan tarzı olmayacağını, daha ziyade büyük olasılıkla askeri ya da paramiliter olabilecek bir acil veya ulusal kurtuluş hükümetine yönelerek olacağını söyledi.

Milislerin kontrolündeki geniş bölgeler

Öte yandan siyaset bilimci Prof. Dr. Heysem el-Hiti konuyla ilgili yorumunda şunları söyledi:

"Gözlemcilerin çoğu, Washington’ın Afganistan’dan çekilebileceği olasılığından şüphe etti, ancak ABD'yi bu seçimi yapmaya iten elde edilen ile maliyeti arasındaki analiziydi"

Prof. Hiti, geri çekilme senaryosunun, Amerikan halkının bu yöndeki büyük istekliliğiyle Irak’ta da gerçekleştirilebileceğini sözlerine ekledi.

Prof. Hiti'ye göre İran yanlısı silahlı grupların iktidarı ele geçirmek için bir darbe yapma ihtimalini tetikleyen nedenin, bu grupların ülkedeki en büyük güce sahip olmaları olabileceğini kaydetti.

Prof. Hiti, bu silahlı grupların Şiilerin ve Sünnilerin yoğunlukta olduğu illerde yayılma fırsatından ve güvenlik alanında sahip oldukları büyük nüfuzdan yararlanarak, Taliban'ın yaptığına benzer bir senaryoyu uygulamaya koyabileceklerini belirtti.

Bu senaryo Irak'ta gerçekleşse bile Afganistan’daki kolay olmayacağını ifade eden Prof. Hiti, İran yanlısı milislerin iktidarı ele geçirme eğilimlerinin, halkın büyük desteğini kazanan Ekim ayaklanmasından çıkan güçlerin temsil ettiği İran’ın Irak’taki nüfuzuna karşı halk hareketinin ve içerideki İran yanlısı olmayan güçlerin büyük bir direnişiyle karşılanacağını vurguladı.

Prof. Hiti, ABD’nin Irak'tan çekilmesinin, devlet kurumlarınca ülkedeki güç kontrolünün sıkılaştırılması senaryosunu harekete geçirmek için bir yeşil ışık olarak görülebileceğine de dikkati çekti.

Irak coğrafi olarak Washington’ın müttefiklerine yakın

Siyaset araştırmacısı Bessam el-Kazvini ise bu konuda ABD güçlerinin Afganistan'dan çekilmesinin, Irak için, özellikle coğrafi olarak ABD’nin hayati öneme sahip çıkarlarına yakınlığı göz önüne alındığında geçerli olamayacağını öne sürdü. Kazvini, "Washington, Irak'ın batısını ulusal güvenliğinin bir parçası olarak görüyor ve bölgedeki güçlerini müttefiklerinin yerel güvenliğini koruyacak şekilde yeniden konumlandırmaya çalışıyor" ifadelerini kullandı.

Kazvini sözlerini şöyle sürdürdü:

"Silahlı gruplar, Taliban’ın Afganistan’ı yeniden kontrol etme deneyimini Irak’ta tatmayı umuyorlar, ama bunu büyük bir çatışma olmadan elde edemezler. Belki de bunun sonucunda silahlı grupların rolü zayıflayabilir. Nüfuz sahibi bazı siyasi güçlerin ABD güçlerinin Irak’ta kalmasına yönelik arzusu ve Washington'ın terörizm karşısında Iraklı güvenlik güçleriyle iş birliği yapma taahhüdü, Afganistan senaryosunun Irak’ta tekrarlanmasını engelliyor."

Washington’ın yalnızca bir durum dışında Afganistan senaryosunun Irak’ta tekrarlanmasına izin vermeyeceğine inanan Kazvini, o bir durumun, ABD’nin geri çekilmesinin bir çatışmaya ve bir iç savaşa yol açıp, ülkenin devlet dışı güçleri eninde sonunda yok edecek veya zayıflatacak bir kaos aşamasına girmesi olduğunu söyledi.

Silahlı grupların Taliban’ın Afganistan’ı ele geçirilmesini memnuniyetle karşılaması endişe yarattı

Gözlemcilere göre silahlı grupların, Afganistan senaryosunu uygulamak istediklerini düşündüren şey belki de bu silahlı gruplara yakın platformlarda, Kabil'deki olayların büyük bir memnuniyetle karşılandığına işaret eden mesajların paylaşılmasıdır.

Irak Siyasi Düşünce Merkezi Başkanı İhsan Şammari, bu durumla ilgili olarak şunları söyledi:

"Taliban'ın İran'daki basın kuruluşları aracılığıyla pazarlanması ve Irak'taki müttefiklerinin Taliban’ın yönetimi devralmasından duydukları memnuniyeti dile getirmeleri, benzer bir senaryo olasılığını önceden haber veriyor. Ancak silahlı gruplar ABD’nin halen sürdürdüğü Irak’taki varlığından çekiniyorlar."

Böyle bir adımın Irak'taki siyasi sistemin sonunu getireceğini ve Irak’ın uluslararası arenadan tecrit edilmesine neden olacağını düşünen Şemmari, bu adımın aynı zamanda özellikle Irak’ta ve bölgede bu senaryonun kabul edilemez olmasından ötürü milisler için ‘erken ölüm belgesi’ olacağını söyledi.

Şammari’ye göre ABD’nin Irak'taki güçlerini tamamen çekmeyi düşünmemesinin nedeni, Washington’ın Afganistan'daki projesinin çöküşü sahnesinin tekrarlanmasını istememesinden kaynaklı olabilir.

Irak'ın endişesinin, sadece Afganistan senaryosunun İran yanlısı milislerce sahneye koyulması ihtimalinden ibaret değil. Gözlemciler bu endişenin, IŞİD'in da son gelişmelerden cesaret alıp yeniden eylemlerine başlamasından da kaynaklandığını ifade ediyorlar. Özellikle IŞİD'in 2014 yılındaki Irak deneyimi ve ABD’nin ülkeden çekilmesine henüz üç yıl kala Irak güçlerinin örgüt karşısındaki çöküşü halen Iraklıların zihninde.

Şemmari ise özellikle Irak güvenlik güçlerinin 2017 yılında IŞİD karşısında elde ettiği zaferden sonra, örgütün Irak’ın çeşitli bölgelerindeki kontrolünü yeniden elde edebileceğine ihtimal vermiyor.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Şarku'l Avsat

https://www.independentarabia.com/node/252501

DAHA FAZLA HABER OKU