Eğitim camiası test zorunluluğuna karşı: Dayatma yapılamaz, karar yeniden değerlendirilmeli

6 Eylül'de başlayacak yüz yüze eğitim döneminde vaka sayılarının artışının engellenmesi için alınan test kararına eğitim camiası tepkili. Eğitim sendikaları temsilcileri, kararın yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etti

Zorunlu PCR testi tartışmalara neden oldu / Fotoğraf: AA

6 Eylül'de yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte öğrencilerle irtibatlı ancak henüz aşı olmamış öğretmen ve diğer personelin haftada en az iki defa PCR testi yaptırmasını isteyeceğiz.

Bu sözler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ait.

Erdoğan bu sözleri önceki gün kabine toplantısının ardından yaptığı basın açıklamasında söyledi.

Öğretmen ve okul çalışanlarına haftada iki defa PCR testi zorunluluğu tartışmaları beraberinde getirdi.

Başta bilim dünyasından insanlar olmak üzere uygulamaya destek verenlerin yanı sıra kararın hukuki gerekçesinin olmadığını belirterek karşı çıkanlar oldu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Haftada 2 PCR testi zorunluluğu tartışmasının daha çok süreceği tahmin ediliyor.  

Ayrıca alınan karar geri de alınabilir, çünkü eğitim sendikaların çoğunluğu uygulamaya karşı çıkıyor.

Peki eğitim sendikaları zorunlu hale getirilen PCR testi kararı için ne diyor? 

"Tepeden inme kararlar müdahale uygun değil"

Konuyla ilgili Independent Türkçe'ye değerlendirmede bulunan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Genel Başkanı Nejla Kurul, tepeden inme kararlarla insanlara bedensel bir müdahale yapılmasını doğru bulmadıklarını söyledi.

Eğitim Sen olarak bilimsel ilkeler üzerinden politikalarını geliştirdiklerini kaydeden Kurul, "Sermayedar ve devletten bağımsız özel tavır sergilemiş Türk Tabipleri Birliği ve Sağlık Emekçileri Sendikası gibi emek ve meslek örgütlerinin bilimsel verilerinin dikkate aldıklarında aşılanmanın zorunlu olduğunu düşünüyoruz" dedi.

Hakların birbirine bağlı olduğunu ve herkesin sorumlulukla hareket etmesi gerektiğini ifade eden Kurul, "Eğitim bileşenleri yani öğrenci, veli ve öğretmenlerimizin birbirlerine karşı sorumluluklarını yerine getirmeleri için mutlaka kendi iradeleriyle aşı yapmaları gerektiğini düşünüyoruz. Şunu da unutmamız gerekir ki şu ana kadar siyasal iktidar açık ve net bir biçimde aşılanma vurgusu ve kamuoyu bilgilendirme sorumluluğunu yerine getirmedi" ifadelerini kullandı.

 

Nejla Kurul
Nejla Kurul / Fotoğraf: Twitter

 

"Zorunluluk şeklinde olmamalı"

"Kişi aşılanmamayı bir tercih olarak ortaya koyuyorsa onun karşısında aşılanmış ve toplum sağlığı için bunun yararlı olduğunu düşünen kişiler de okula gelen kişinin hasta olmadığının kanıtlanmasını gerekli olduğunu düşünüyorlar" değerlendirmesinde bulunan Kurul, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu ikisi arasında uzlaşma zemini ancak böyle bir testi yaptırarak mümkün olabilir. Bu tabii ki zorunluluk şeklinde değil, sorumluluk olarak görülmesi gerekir. Örneğin bir ülkeden başka bir ülkeye geçerken nasıl testini yaptır diyorlarsa okullara da böyle bir sınırlama koyabilirler. Pek çok kuruma giriş bu şekilde oldu. Eğitimin bileşenleri aşılanarak bu tür test yükümlülüğünden kurtulabilirler."

Okulların çok kalabalık olduğunu hatırlatan Kurul, taleplerinin öğretmenlerin bilimsel veriler ışığında doğrudan aşılanmalarının sağlanarak test yükümlülüğünde kurtulmaları olduğunu belirterek sözlerini şöyle tamamladı:

"Ancak bu zorunluluk şeklinde değil de daha çok ikna üzerinden yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Aşı hayatımızın bir parçası. Ama kişi aşı olmama hakkını kullanıyorsa bunun diğer bileşenler açısından aşılanmış kişiler açısından güvenirliği sağlayacak başka bir mekanizmaya ihtiyaç var. Bu da PCR testini yaptırmaktan geçiyor. Bu okulun içerisinde iç barışı sağlamak açısından önemlidir."

"Uygulama kararı yeniden değerlendirilmeli"

Türkiye Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Türk Eğitim-Sen) Genel Başkanı Talip Geylan, kararın gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.

Sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda salgına karşı tek koruyucu silahın aşı olduğunu hatırlatan Geylan, devamında şunları kaydetti:

"Okullarımızın açılması sürecinde sadece öğretmenlerin değil, öğrenciyle ilişkili herkesin aşılanması hususunda gayret ortaya konulmalıdır. Ayrıca aşı olanların dahi Kovid-19 bulaşına muhatap olduğu bir durumda zorunlu PCR testi uygulaması kararı yeniden değerlendirilmelidir. Sağlıkla ilgili hususlarda zorunluluk değil gönüllülük esas alınmalıdır ki, hukuki olan da budur."

"Eğitim çalışanlarına aşı ve test dayatması yapılamaz"

Haftada 2 defa PCR testi uygulamasına karşı çıkan bir diğer sendika da Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen).

Eğitim-Bir-Sen konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Salgınla mücadele sürecindeki diğer bütün faktörlerin göz ardı edilerek okulların açılmasının, öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarının aşılanmasına veya PCR testi zorunluluğuna indirgenmesi şeklindeki hatalı ön yargının kabulü mümkün değildir" denildi.

"Eğitim çalışanlarına aşı ve test dayatması yapılamaz" açıklamasının devamında şu ifadelere yer verildi:

"Hukuki dayanaktan yoksun, hatalı ve yanlış olan eğitim çalışanlarına PCR testi zorunluluğu kararı yeniden ele alınmalı; eğitim kamu hizmetinin yürütülmesini zora koşacak, eğitim çalışanlarının moral, motivasyon ve çalışma azmine zarar verecek, kurum içi çalışma barışını bozacak bu hatadan bir an evvel dönülmelidir."


 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU