Bir istifanın perde arkası: Richard Nixon

Bugün ABD demokrasisi için mühim gün. Neredeyse yarım asır önce bugün ABD tarihinde ilk kez bir başkan istifa etmek zorunda kaldı. Richard Nixon’ı istifaya götüren süreç ile siyaset-hukuk-basın üçgenindeki gelgitleri merak edenler buyurun yazıya

37. ABD Başkanı Nixon

"Şunu sakın unutmayın; birileri sizden nefret edebilir. Ancak siz onlardan nefret etmezseniz, kazanacak bir şeyleri olmaz. Nefretiniz sizi de yok eder."

Richard Nixon

37. ABD Başkanı Nixon, istifa ettikten sonra Beyaz Saray çalışanlarına yaptığı veda konuşmasında böyle diyordu.

Sözleri sanki itiraf niteliğindeydi.

Cumhuriyetçi başkanın demokratlara yönelik nefreti bu denli şiddetli olmasaydı, kim bilir belki de tarih ile birlikte anılacağı şeyler Amerikan askerlerini Güneydoğu Asya’dan çıkarmak uğruna doktrin bile yayınladığı Vietnam’ı milyonlarca ton bombayla altüst etmesi, ABD dolarının döneminde iki kez devalüe edilmesi, dev bütçe açıkları filan olacaktı.

Ama hırsı hepsinin önüne geçti.

FOTO 1.jpg
Richard Nixon ve First Lady Pat Nixon, tarih 20 Ocak 1969. Capitol'deki açılış töreninin ardından Beyaz Saray'a doğru yol alıyorlar / Fotoğraf: AP

 

Watergate: Bir gece ortaya çıktı, çözülmesi yıllar aldı

Watergate’i ortaya çıkaran Washington Post’un soruşturmacı gazetecileri Carl Bernstein ve Bob Woodward ise aynı isimli skandalı yaratan başkanın ta kendisiydi.

Hepsini bir yana koyduğunuzda ise Watergate aslında başkent Washington’da bir otel ve ofisler kompleksinin adıydı.

Bu binanın altıncı katı demokratların, daha doğrusu Demokratik Ulusal Komite’nin (DNC) bir nevi karargâhı niteliğindeydi.

Nixon’ın Cumhuriyetçi Partisi’nin işe aldığı bir gözetleme ekibi demokratların ofisine sızıp dinleme cihazları ve telsizler yerleştirdi.

Tarih Mayıs 1972, amaç ise belliydi.

Sadece altı ay sonra kurulacak sandık öncesi demokratların seçim planlarını öğrenmek, politik stratejiyi bu bilgiler ışığında gerektiğinde revize edebilmekti.

FOTO 2.PNG
ABD başkenti Washington D.C.’deki, Potomac nehri kıyısındaki Watergate Kompleksi tarihe siyasi bir skandalla geçecekti / Fotoğraf: Deane Madsen

 

Nixon uzun süre boyunca bağlantısı olduğu yönündeki ithamları şiddetle reddetse bile ekibi çalışıyordu.

Watergate’in hemen karşısındaki Howard Johnson Motor Lodge’un yedinci katından izleme gerçekleştiriliyordu.

Ekip yaklaşık üç hafta sonra, takvim yaprakları 17 Haziran 1972’yi gösterdiğinde demokratların ofisine girdi.

FOTO 3.jpg
Bruce Givner, Watergate skandalı patladığında Demokratik Ulusal Komite’de stajyerlik yapan bir gençti, hırsızların hedefindeki ofiste 16 Haziran’ı 17 Haziran’a bağlayan gece o da oradaydı / Fotoğraf: Pete Marovich

 

Amaçları içerideki belgeleri fotoğraflayıp kayıt altına almak ve telefon kayıtlarını dinleyip önemli bilgileri rapor haline getirmekti.

Hırsızlar "demokrasi" bekçisine yakalanıyor!

Ama binanın gece bekçisine yakalanmaları tüm planları altüst etti.

Daha sonra "demokrasi kahramanı" olarak anılacak olan ve 1976’da çevrilen "All the President’s Men" filminde kendisini oynayacak olan bekçi Frank Wills, bantlanmış kapı kilidini fark ettiğinde hemen polisi aradı.

FOTO 4.jpg
Watergate skandalının unutulan ismi bekçi Frank Wills’i dergi kapaklarına taşıyacak şöhreti çok uzun sürmedi / Görsel: Amazon

 

Polis, Cumhuriyetçi Parti’nin beş kişilik ekibini çok geçmeden yakaladı.

Demokratların "demokrasi bekçisi" Wills, "Ofisin ışığını açtığımızda önce bir, sonra iki, ardından üç kişi ortaya çıkıverdi" diyecekti.

Gözaltına alınan gözetleme ekibi, Nixon’ı istifaya kadar götürecek olaylar zincirinin daha başlangıcıydı.

Beyaz Saray’ın 783 günlük inkarı…

Olayın Beyaz Saray’a sirayet etmesi çok uzun sürmedi.

Beyaz Saray Basın Sekreteri Ron Ziegler’e göre olup biten üçüncü sınıf hırsızlıktan ibaretti, haliyle Cumhuriyetçi Parti’nin demokratları takip ettiğini reddetti.

Beyaz Saray, bağlantıları kabul etmese de yakalanan beş kişiden biri olan James W. McCord, Nixon’ın seçim komitesinde görevliydi.

FOTO 5.jpg
Başkanın hırsızları, soldan sağa: James W. McCord, Virgilio R. Gonzales, Frank A. Sturgis, Eugenio R. Martinez, Bernard L. Barker / Fotoğraf: Watergate Info

 

İktidar, imkanlarını siyasi menfaati uğruna kullanıyordu.

İşin içinde sadece siyasi soygunculuk yoktu.

Halbuki gizli dinlemeler yapılmış, CIA ve FBI da bu kirli politik oyuna dahil edilmiş, adaletin önüne geçilmişti.

Hırs, yenilgi, zafer, tekrar yenilgi: Nixon

Henüz 34 yaşındayken Temsilciler Meclisi’ne seçilmiş, 1953’ten 1961’e kadar ABD Başkan Yardımcılığı yapmış, 1960 seçimlerini Kennedy’ye kıl payı kaybetmiş, 1968 seçimlerini kazanarak Beyaz Saray’a bu kez 37. ABD Başkanı sıfatıyla dönmüştü Richard Nixon.

Karşı karşıya kaldığı Watergate skandalı sonrası ona koltuğundan edecek olan ise gece yarısından sabah 7’ye kadar haftalığı 80 dolara çalışan bir bekçi, iki genç gazetecinin bitmek tükenmek bilmeyen inatçılığı ve uzun yıllar boyunca "derin gırtlak" takma ismiyle çağrılacak, elinde mühim bilgiler bulunan üst düzey bir Beyaz Saray kaynağıydı.

ABD tarihin en büyük siyasi yolsuzluk skandalı Nixon’ın 27 senelik siyasi kariyerinin sonu anlamına gelecekti.

FOTO 6.jpg
Başkan Richard Nixon, Beyaz Saray çalışanlarına veda konuşmasını yaptıktan sonra hemen dışarıdaki helikopterlerinin basamaklarında. San Clemente’deki evine uçmadan evvel bırakmak zorunda kaldığı makama son bir kez bakıyor / Fotoğraf: Chick Harrite

 

Dahası, ilk kez bir ABD Başkanı görevinden istifa etmek zorunda kalacaktı.

Siyasi yaşamı boyunca sıkı bir anti-komünist olmasıyla nam salmıştı Nixon.

II. Dünya Savaşı kahramanı Dwight D. Eisenhower’ın başkan yardımcılığını yapmıştı.

Alışılageldik başkan yardımcılarından çok daha farklı bir portre çizmiş, basının ilgisine mazhar olan bir isme dönüşmüştü.

1960’da genç, yakışıklı, popüler John F. Kennedy’ye yenildiğinde bir süre köşesine çekilip olup biteni gözlemlemek istedi.

FOTO 7.jpg
26 Eylül 1960, Chicago. Başkan adayı Nixon ve senatör JFK / Fotoğraf:AP

 

Hırslıydı, doğru zamanda doğru yerde olmak isteyen adamdı.

Cumhuriyetçilerin lideri Barry Goldwater’ın görevdeki Başkan Lyndon B. Johnson karşısındaki seçim mağlubiyeti üzerine ikiletmeden harekete geçti.

1968 seçiminde Hubert H. Humphrey’i yenip başkanlık rüyasını gerçek kıldı.

Gölgelerin arasından ışığın tam orta yerine emin adımlarla yükselen siyasetçi profili çiziyordu.

Anti-komünistti ama SSCB ile ilişki kurmuş, hatta Moskova’yı ziyaret eden ilk ABD başkanı olarak tarihe geçmişti.

FOTO 8.PNG
ABD Başkanı Richard Nixon ve Sovyet lideri Leonid Brejnev. Haziran 1973'te Washington'daki Beyaz Saray buluşmasından / Fotoğraf: TASS

 

Çin’in başkenti Pekin’e de uğrayarak iki başkent arasındaki diplomatik ilişkileri başlatan başkan olarak anılmıştı.

Dünyadaki etkisi içeriden bakıldığında ise çok kıymetli görünmüyordu.

ABD’de işsizlik hakimdi, enflasyon almış başını yürüyordu.

İktisadi güçlükler önüne toplumsal çalkantı olarak düşüyordu.

Ama bir kere başkan olmuştu ya, bırakmaya niyeti yoktu.

Fikri takibin iki sonucu: Ödül ve istifa

Gazeteciler de işin peşini bırakmaya niyetli değillerdi.

Watergate olayı artık olay olmaktan çıkmış herkesin konuştuğu ve hedef tahtasına Nixon’ın oturtulduğu bir skandala evirilmişti.

O sırada Washington Post editörü Barry Sussman önce Bob Woodward’u sonra Carl Bernstein’ı olup biteni takip etmesi için görevlendirdi.

FOTO 9.jpg
Watergate soruşturmasını takip eden gazeteciler Carl Bernstein (solda) Robert Woodward (sağda) 7 Mayıs 1973'te Washington D.C.’deki ofislerindeler. The Post'un skandalla ilgili haberleri nedeniyle kamu hizmeti dalında Pulitzer Ödülü'nü kazanmalarına biraz daha zaman var / Fotoğraf: AP

 

Demokrasilerde fikri takip hayatiydi!

Üçüncü sınıf hırsızlıktan, hırsızlığa, hırsızların Cumhuriyetçi Parti ile bağlantılarına, oradan da Beyaz Saray çalışanlarıyla ilişkilerine doğru giden ağı ortaya çıkarmak epeyi sürdü.

Yunan filozof Demokrit’in asırlar önce söylediği gibi doğru ancak gerçeğin derinliklerinde bulunabilirdi.

O yüzden iki gazeteci Amerikan tarihinin en büyük demokrasi skandalının gerçek yüzünü ortaya çıkarmak için Demokrit’in izinden gittiler.

Bunu yaparken de hükümet içinden gizli bir kaynak bulunup ona başvuruldu.

Uzun yıllar herkesin "Deep Throat/Derin Gırtlak" dediği kişinin 2005’e kadar kimliği saklı tutulacak; o üst düzey kaynağın FBI’ın iki numaralı ismi W. Mark Felt olduğu çok sonradan ortaya çıkacaktı.

Nixon ise o sıralar hakkında soruşturma açılmasını engellemek ve kendisini istifaya zorlayacak sürecin önüne geçmek için hemen her şeyi yapıyordu.

Yapmadığı ya da yapamadığı tek şey IV. Kuvvet’e yani kendisi hakkında ciddi ithamlarda bulunan medyaya dokunmaktı.

Gazeteciler haber kazısına devam ederken, Nixon ve şürekâsı da örtbas etme çabalarını iyice yoğunlaştırmıştı.

Nixon Adalet Bakanı Richardson’ı, o ise özel savcı Archibald Cox’u görevlendirdi.

Özel savcının Beyaz Saray’da başkanın tüm konuşmalarının kayda alındığını öğrenmesi işlerin boyutunu değiştirdi.

Yüksek Mahkeme’ye başvurunca Nixon başına gelecekleri sezerek, savcıyı görevden almak istedi.

Adalet Bakanı "Hayır, olmaz" diye itiraz edince kendisini ışık hızında kabine dışında buluverdi.

Seçimlere çok kısa bir zaman kala davalar peşi sıra gelmeye başladı.

FOTO 10.jpg
Nixon’ın mutlu günlerinden bir kare, tarih 26 Eylül 1969. ABD Başkanı, İsrail Başbakanı Golda Meir ile Beyaz Saray’ın Roosevelt Odası’nda açıklama yapmadan önce kahkahalara boğuluyor / Fotoğraf: The Jewish Chronicle

 

Bu kez devreye giren Temsilciler Meclisi Adalet Komitesi oldu.

27 Temmuz 1972’de görevini kötüye kullandığı öne sürülerek Nixon hakkında soruşturma resmen başlatılıyordu.

Beyaz Saray’daki ses kayıtları ve 18 dakikalık makas

Olayların bu noktaya kadar taşınmasına neden olan ses kayıtları teslim edildi.

Nixon ile Beyaz Saray Genel Sekreteri arasındaki konuşmalar incelenmeye başlandı.

Watergate ile ilgili edilmiş birkaç sözcük bile altın değerindeydi.

Gelgelelim kayıtların 18,5 dakikalık bölümü silinmişti.

Nixon o 18,5 dakikanın "yanlışlıkla" silindiğini iddia ediyordu.

Yeminli başkan ifadesinde o aralıkta ne konuştuğunu hatırlayamadığını söyleyerek zevahiri kurtarmaya çalışıyordu.

Nixon yine başkan seçildi ama istifa etmek zorunda kaldı

Kasım geldi.

Tüm bu tartışmaların ışığı ve yıpranmışlığı altında Nixon yüzde 60,7 oyla 49 eyaleti alarak seçimi kazandı, başkanlıkta ikinci dönemine geçti.

FOTO 11.jpg
26 Ocak 1973, Nixon skandallara rağmen yine sandıktan zaferle çıkmayı başarıyor / Fotoğraf: Arnold Sachs

 

Aradan iki yıl geçti.

Sürekli istifa etmeyeceğini söyleyen ve hakkındaki iddiaları yalanlayan Nixon, Nisan 1974’te Watergate ile ilgili konuşmaları içeren tapelerin montajlanmış halini yayınlamak durumunda kaldı.

Birkaç yıl önce verdiği hukuksuz gözetim emri onu sürekli gözetleyen bitmek bilmez bir belaya dönüşmüştü.

İyice yıpranmıştı.

Sonunda Oval Ofis’te kameraların karşına geçti.

NOT: Buraya aşağıdaki videoyu koyalım


Tarih 9 Ağustos 1974’tü.

Görevinden istifa ettiğini şu sözlerle duyurdu Amerikan halkına:

Hiçbir zaman görevimi yarıda bırakan bir siyasetçi olmadım. Başkanlık döneminin bitmeden istifa etmek yapıma aykırı bir durum. Fakat başkan olarak asıl önceliğin ABD’nin çıkarlarına vermem gerektiğinin de bilincindeyim.

ABD tarihinde ilk kez bir başkan görevinden istifa etmek zorunda kaldı, ekibinden birkaç kişi demir parmaklıkların ardına girdi.

FOTO 12.jpg
Oval Ofis’te sesle etkinleştirilen bir ses kayıt sisteminin varlığı öğrenildi, Nixon yönetimi anayasal krize yol açtı, en sonunda bu istifa mektubu kerhen de olsa kaleme alındı / Görsel: Beyaz Saray Arşivi

 

FBI’ın da demokratları dinleme skandalına karıştığı belgelendi.

Nixon’ın yerine gelen Başkan Ford, 1976 seçimleri öncesi özel yetkisini kullanarak onu affetti, diyeti seçimi demokratlara kaybetmekti.

FOTO 13.jpg
"Nixon istifa etti" her gazetenin attığı manşetti, her gazetenin bu manşeti atmasını sağlayan ise skandalı başından bu yana durmaksızın takip eden The Washington Post’tu / Görsel: The Washington Post

 

ABD’de yargı bağımsızlığı ve basın hürriyeti olduğu tescillenmişti.

Yaşananlar bir tür seyirlik gösteriydi.

Tıpkı Fransız entelektüel Regis Debray’in dediği gibi:

General de Gaulle iktidara geldiğinde Fransa’da bir milyon televizyon seti vardı… Ayrıldığında bu sayı on milyondu… Devlet daima bir tür seyirlik gösteri olmuştur. Ancak dünün tiyatro-devleti bugünün TV-devletinden çok farklıydı.

Bu sözler sarf edildiğinde sene 1994’tü.

O tarihten 27, milenyumdan ise 21 yıl sonra bugün bambaşka bir medya aracı var.

Televizyonun güç geçtikçe etkisini ve saygınlığını yitirdiği, siyasetin internet-sosyal medya-mikro bloglar üzerinden yürüttüğü bir ilişki önümüzde duran.

Nixon, Kennedy ile başkanlık için yarışırken 26 Eylül 1960’da çıktığı TV programında İsmail Türüt misali durmaksızın terlemiş, rakibi karşısında zorlandığını düşünen seçmen oyunu Kennedy’ye verince seçimi kaybetmişti.

Hiç de seyirlik gösteri değildi!

Ama sonra iki kez kazandı.

Kazanırken nefreti ve hırsını bir köşeye bırakamadı.

Watergate’deki hatasıyla kendisini istifaya götüren sürece kadar geldi.

Bugünün dünyası internetin neredeyse tüm medya araçlarını iç içe soktuğu, içinde sıradan olarak tanımlanan yurttaşların da olduğu soluksuz bir platformdan ibaret.

Eski eskide kalırken, tek bir şey yeniye yenilmedi aslında.

O da Debray’in bahsini ettiği; devletin hep seyirlik gösteri sunduğu gerçeği…

Yıllar geçse de ortada iki gerçek bırakıyor: Kiminin izlediği kiminin ise izlemekle yetinmediği bir seyirlik gösteri…

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editoryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU