Milli Park ilan edilen alanların yüzde 51’i maden sahası olarak belirlendi

TEMA, 15 kenti odağına aldığı iki yıllık çalışmayla, madencilik faaliyetleri için ayrılan alanları tek tek tespit etti. 15 kentin yüzde 62’si, maden için ruhsatlandırılmış durumda

TEMA Vakfı’nın yaklaşık 2 yıldır üzerinde çalıştığı maden alanları araştırmasına göre, 15 kentin yüzde 62’si, maden için ruhsatlandırılmış durumda / Fotoğraf: Twitter

TEMA, 15 kenti odağına aldığı iki yıllık çalışmayla, madencilik faaliyetleri için ayrılan alanları tek tek tespit etti. Tablo vahim, 15 kentin yüzde 62’si, maden için ruhsatlandırılmış durumda.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Haftalık yayınlanan Gazeteoksijen'in haberine göre; Türkiye’nin yaklaşık yüzde 60’ı maden alanı olarak ruhsatlandırılmış durumda.

Maden ruhsatlarının bir kısmı ormanda, bir kısmı yerleşim yerlerinde bir kısmı meralarda. Bu ruhsatlar faaliyete geçerse bir daha geri dönüşü mümkün olmayan bir tahribata yol açacak. İşte bütün bu veriler TEMA Vakfı’nın yaklaşık 2 yıldır üzerinde çalıştığı maden alanları araştırmasında yazıyor.

Türkiye’de 5 grup maden var; ilki basitçe inşaat ve yol yapımında kullanılan kum, çakıl ve kil türleri olarak tarif edelibilir. İkinci grupta mermer türevleri, üçüncü grupta ise tuzlar yer alıyor. Dördüncü grupta ise kömür, altın, bakır gibi endüstriyel madenler yer alıyor. Beşinci grup elmas, yakut, safir gibi taşlardan oluşuyor.

TEMA Vakfı tarafından yapılan çalışmanın sadece dördüncü maddeyi kapsaması, yani endüstriyel madenleri incelemesi. Eğer birinci, ikinci ve üçüncü maddeler de çalışmaya katılmış olsaydı ortaya çok daha farklı bir tablonun çıkması kaçınılmaz olurdu.

kazda.jpg
Kaz Dağları'nın yüzde 79'u maden alanı olarak ruhsatlandırıldı / Fotoğraf: Gazete Oksijen

 

Çanakkale ve Balıkesir'de 1634 maden ruhsatı düzenlendi

15 kentte ruhsatlık alan oranı yüzde 62. Ruhsatların en yoğun olduğu bölgelerin başında yüzde 79 ile Kaz Dağları geliyor. Çanakkale ve Balıkesir’in sınırları içinde yer alan bölgede toplam 1634 maden ruhsatı düzenlenmiş durumda.

Artvin, Eskişehir, Zonguldak-Bartın, Ordu ruhsatlılık oranının yüzde 70’in üstünde olduğu kentler olarak dikkat çekiyor. Yukarıda açıkladığımız ruhsat türlerinden işletme ve arama safhasındaki ruhsatların en yoğun olduğu kentler ise Zonguldak-Bartın, Çanakkale ve Balıkesir.

En çok ormanlık alanlar ruhsatlandırıldı

Peki ruhsatlandırma yapılan arazinin işlevi ne? Ormanların ortalama yüzde 58’i, tarım alanlarının yüzde 60’ı madenlere ruhsatlanmış durumda. Orman ruhsatlılığının en yoğun olduğu alan yüzde 80 ile Kaz Dağları bölgesi; onu yüzde 68 ile Tekirdağ ve Kırklareli izliyor.

Tarım alanlarında da yüzde 78 ile Kaz Dağları ilk sırada geliyor. Onu yüzde 66 ile Eskişehir takip ediyor. Korunan alanların ortalama yüzde 59’u, önemli doğa alanlarının yüzde 64’ü için yine maden ruhsatı verilmiş durumda.

Ve en çarpıcısı milli parklar ile ilgili olan veri. Doğal nitelikleri ve nadir canlı türleri ile milli park ilan edilen alanların da yüzde 51’i maden sahası olarak işlenmiş durumda.

İl bazında örnek vermek gerekirse Zonguldak ve Tekirdağ-Kırklareli’ndeki milli parkların yüzde 97’si, Muğla’dakilerin yüzde 85’i, Artvin’dekilerin de yüzde 84’ü madenlere ruhsatlı. Ayrıca Zonguldak-Bartın’da milli parkların yüzde 89’u arama ve işletme, Artvin’dekilerin yüzde 30’u arama, Afyon’dakilerin yüzde 10’u da işletme ruhsatına sahip.

deniz.jpg
TEMA Vakfı Başkanı Deniz Ataç / Fotoğraf: TEMA

 

"Madencilik yapılan alan kurtarılamaz"

TEMA Vakfı Başkanı Deniz Ataç; çevreye, doğaya, hatta geleceğimize zarar vermeden madencilik yapılabileceğini belirterek, "Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan ‘Sürdürülebilir Kalkınma için Maden Yönetimi Raporu’nda "madencilik yapılan alan bir daha geri getirilemez" deniyor. Yani karar vermeden önce madencilik yapılan alanın hiçbir restorasyon projesi ile geri dönmeyeceğini, verilen tahribatın giderilemeyeceğini baştan kabul etmek gerekiyor." diye konuştu. 

hces.jpg
TEMA Koordinatörü Hülya Çeşmeci / Fotoğraf: Linkedin

 

“Filipinler bile kısıtladı bizde hiçbir sınır yok”

TEMA Vakfı’nda maden alanları ile ilgili çalışma Hülya Çeşmeci koordinasyonunda yürütülüyor. Çeşmeci, geniş bir ekip ve yaklaşık 2 yıl süren araştırmalar sonunda bu verileri elde ettiklerini söyledi:

Çeşmeci şöyle konuştu:

“Maden kullanım hakları Cumhuriyet’in ilk yıllarında devletleştirme politikaları dikkat çekiyor. 1950’li yıllarda şahıs ve şirketlere de hak tanınmaya başlıyor. 1985’te ise yabancı sermayenin de yolu açılıyor bu tarihten günümüze kadar da maden kanununda 21 değişiklik yapılıyor. Ama en önemli kırılım 2004’te yaşanıyor. Bu düzenlemeye göre orman, muhafaza ormanı, ağaçlandırma alanları, özel koruma bölgeleri, milli parklar, tabiat parkları, sit alanları, tarım alanları ve su havzaları madenciliğe açılıyor. Kısaca Türkiye’nin her santimetrekaresinde madenciliğe imkan sağlanıyor. Oysa başka ülkelerin kanunlarını da inceledik ve özellikle AB ülkelerinde madencilik yapılamayacak alanlar çok net belirlenmiş. Vahşi madenciliğin en sert uygulamalarının görüldüğü Filipinler’de bile yapılan değişiklikler ile sınırlandırmalar getirmiş durumda. Ama Türkiye’de sınırlama yok”

 

Gazete Oksijen

DAHA FAZLA HABER OKU