Kılıçdaroğlu: CHP'de genel başkanlık yapmış herkesin başımızın üstünde yeri vardır

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'na katılarak konuşma yaptı.

Kılıçdaroğlu'nun meclis konuşmasından önce Bahadın Belediye Başkanı Yurtseven Bozdemir kürsüye çıkarak, Demokrat Sol Parti'den ayrılarak, 6 belediye meclis üyesiyle Cumhuriyet Halk Partisi'ne katılma kararı aldığını duyurdu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kılıçdaroğlu'nun açıklamasından öne çıkan satır başları:

"CHP tertemiz bir partidir"

İsim vermden CHP'nin eski genel başkanlarından Deniz Baykal hakkındaki iddialar hakkında konuşan Kılıçdaroğlu, "Son günlerde garip bir tartışma var. Önce kendi ailemize seslenmek zorundayız. Mustafa Kemal Atatürk'ten bu yana CHP'de genel başkanlık yapmış herkesin başımızın üstünde yeri vardır. Türkiye'nin bu kadar derdi varken, bu kadar büyük rezaletler yaşanırken, olayı başka bir tartışma atmosferine çekmek hem partiye ihanettir, hem Türkiye'ye ihanettir. Şöyle bir algı oluşturmak istiyorlar: "Zaten iktidar simsiyah. Yozlaşmış bir yönetim var. Oyumuzu kime verelim, CHP. CHP de onlar gibi..." Hayır efendim. CHP tertemiz bir partidir. Verilmeyecek hiçbir hesabımız yoktur.  Dolayısıyla bu gereksiz tartışmadan herkesin süratle çıkmasını istiyorum" diye konuştu.

Sivas ve Başbağlar katliamları

1993 yılında birkaç gün arayla yaşanan Sivas ve Başbağlar'da yaşanan katliamlara değinen CHP lideri, Yaşanan katliam hala içimizde. Bu katliam tedavisi ihmal edilmiş iltihapların sonucuydu diye bir açıklama yapmıştım. Artık hepimizin sağduyulu hareket etmesi lazım" dedi.

Gergerlioğlu'nun tahliye edilmemesine tepki

Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun bir tweeti paylaştı diye, dokunulmazlığının kaldırıldığını ve apar topar gözaltına alınarak tutuklandığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "AYM oy birliğiyle bir karar aldı. 'Seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ihlal edilmiştir' dedi. Serbest bırakın diyor. Anayasa'nın maddesine göre, "AYM kararları Resmi Gazete'de hemen yayınlanır. Yasama, yürütme, yargı organları ve idari makamları bağlar" diyor ama hâlâ içeride. Bu mudur adalet?" diyerek Anayasa Mahkemesi, kararına rağmen Gergerlioğlu'nun henüz tahliye edilmemesine tepki gösterdi.

"Sen pür-i pak olsaydın eleştirilmezdin"

Sivas'ta AK Partili bir yerel televizyon kanalı sahibinin basının baskı altında olduğunu söyleyerek, "Yeter artık. Basını özgür bırakın, işini yapsın" dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Bırakın serbets bırakmayı, İçişleri Bakanı Cumhuriyet gazetesi aleyhine 'beni leştiriyorsunuz' diye 1 milyon liralık tazminat davası açıyor. Sen pür-i pak olsaydın eleştirilmezdin kardeşim. Hâlâ rüşvet alan adamı saklıyorsun. Eğer rüşvet alan birini koruyorsan, sen de onun bir parçasısın. Sadece o da değil, Bahçeli de onun parçası. Bahçeli'nin de mafyadan 10 bin dolar alan siyasetçiyi sorması lazım. Bu bir mihenk taşıdır. Kimlerin temiz, kimleirn kirli olduğunu gösteren mihenk taşıdır" dedi.

"Türkiye'yi adaletle en iyi biz yönetiriz"

Ordu'da hükümeti eleştirdikten sonra ters kelepçe ile gözaltına alınan BBP Kadın Kolları Başkanı Fatma Yümlü'yü aradığını belirten Kemal Kılıçdaroğlu, "Duyunca inanamadım. Yakalayıp karakola götürüyorlar. Başkan her şeyi anlattı. Böyle  bir rezaleti Türkiye hiç yaşamadı. Gergerlioğlu için adalet istiyoruz. BBP'li başkan için adalet istiyoruz. AK Partili medya patronu için adalet istiyoruz. Bu ne demektir? 'Türkiye'yi adaletle en iyi biz yönetiriz' anlamına geliyor" şeklinde konuştu.

Melih Bulu'ya tepki: Sen kendi hapishaneni kendin yaptın

Boğaziçi üniversitesine sağlık ve güvenlik gerekçesi ile akademisyenlerin ve öğrencilerin alınmama kararına tepki gösteren CHP lideri, "Bir insan bir göreve atandıktan sonra orayı kendi özel hapishanesi haline getirebilir mi? Melih Bulu getirdi. Boğaziçi Üniversitesi sanki onun özel hapishanesi. Kendisine özel bir dünya kurmuş. Öğrenci istemiyor, akademisyenler istemiyor, çalışanlar istemiyor. O bütün kapıları kapatmış. Gelenleri jopluyor. Her taraf neredeyse tel örgülerle çevrili, beyefendi içeride özgürüm ben diyor. Hayır efendim, sen kendi hapishaneni kendin yaptın" diye konuştu.

"Lağım patlamış hala israfa devam ediyorlar"

Cumhurbaşkanı Erdğan'ın yayımladığı tasarruf genelgesini hatırlatrak Okuluk Koyu'nda yapılan Devlet Konuk Evi'nin fotoğrafını kürsüden gösteren CHP lideri, "Erdoğan'ın yayımladığı yeni tasarruf genelgesi bu. Sizlere göstereyim. AK Parti iktidarı 2003 yılından beri 6 kez tasarruf genelgesi çıkardı. Erdoğan'ın yayınladığı yeni tasarruf genelgesi yeni bir saray. Genelge çıkarıyor, 'ben uymayacağım' diyor. Lüks hayat, rüşvet, yolsuzluk var. Lağım patlamış hala israfa devam ediyorlar" dedi.

" 40 çocuğu Türkiye Cumhuriyeti tedavi edemez mi?"

Kılıçdaroğlu, "Doğuştan işitme engelli çocuklarımız var 40 çocuk. 4 yaşına kadar bir implantın takılması lazım. 4 yaşına kadar takılırsa duyabilecekler. Bu 40 çocuğa devlette sahip çıkan kimse yok ya! Dünyanın harcamalarını yapıyorlar, yazlık, kışlık, uçan sarayları var. 40 çocuğu Türkiye Cumhuriyeti tedavi edemez mi ya? 5 çocuğu Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanımız tedavi edecek. Bunlar tedavi etmezse söz veriyorum 40 çocuğu biz tedavi ettireceğiz" dedi.

"Türkiye Cumhuriyeti Devletine tank yaptırmamak için yapılan bir girişimdir"

Türkiye'nin tank yapma kapasitesi olduğunu ve 2007 yılında Türkiye'nin tank yapmak için ihaleye açtığını hatırlatan Kemal Kılıçdaroğlu, Tank Palet Fabrikası'nın iletme devriyle ilgili olarak şöyle konuştu:

"2007 yılında 495 milyon dolara bir firma tank yapmak için sözleşmeyi imzalıyor. 495 milyon doları tank üretirken program yapıyor. Tankın topunu kim yapacak? Makine Kimya Endüstri'nin kapısı çalınıyor. İmzalar atılıyor. Tankın zırhı var, gidiyor ROKETSAN'a, 'yapabiliriz' diyorlar. Anlaşma tamam. ASELSAN'a gidiyor orayla da anlaşma yapılıyor. Kimin ne yapacağı belirleniyor. Sonra tankın palet ve askı donanımları var. Onu da Tank Palet Fabrikası ile anlaşılıyor. Tankın motoru içinde anlaşma yapılıyor.  2007'de ihale yapılıyor. 6.5 yıl sonra 5 tane Altay tankı üretiliyor. 2007'de sözleşme, 5 tane tip Altay tankı üretiliyor. Bu tanklar ordunun istediği niteliğe sahip mi değil mi? Bunun üzerine Şereflikoçhisar'daki atış bölgesine götürülüyor tanklar. Şereflikoçhisar'da başarılı oluyorlar. Türkiye artık tank seri üretimine başlayacak noktaya geliyor 2014 yılında ama Erdoğan bunu istemiyor. Yeni ihale açacağım diyor, BMC'ye Ethem Sancak'a vereceğim diyor. Ethem Sancak, param, fabrikam, arsam yok diyor. Olağanüstü teşvikleri olan bir karar çıkarıyorlar. E yapamıyorlar yine de.  Katarlılar da para vermiyor, 5 kuruş bile vermiyorlar. Sayın Bahçeli sen de dinle 5 kuruş bile vermiyorlar. 2018'de BMC'ye diyorlar sen kazandın ihaleyi, gel al diyorlar. Dönemin Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, "Tank seri üretimine 2019 sonu veya 2020 başında geçeceğiz" diyor. Savunma Sanayi Müsteşarı bir tweet atıyor. "BMC ile Altay tankı için sözleşmeyi imzaladık. İlk Altay tankı 18 ay sonra Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na teslim edilecek" diyor. Ortada tank yok.

Türkiye Cumhuriyeti Devletine tank yaptırmamak için yapılan bir girişimdir. Bunun bir numaralı aktörü Recep Tayyip Erdoğan, ikinci aktörü de Devlet Bahçeli'dir" Bir devletin tank üretmemesi için devleti yönetenlerin özel çaba harcaması, egemen güçler tarafından teslim alınması demektir. Tank üretmeyeceksin, ihale yapmayacaksın diyor. Ağrıma giden, Milli Savunma Bakanının bütün bunların tanığı olarak sesini çıkarmamasıdır"

"Şanlı ordumuza bu fabrikayı alıp, teslim edeceğiz"

Kılıçdaroğlu, "O nedenle diyoruz. Bizim iktidara ihtiyacımız var. Şanlı ordumuza bu fabrikayı alıp, teslim edeceğiz. Erdoğan'a sesleniyorum. Eğer yürekli ve namuslu birisiysen, senin istediğin televizyona çıkalım ve tank-paleti tartışalım. Çıkar mı? Çıkamaz. Ben yalnız çıkacağım, istiyorsan sana ihale dosyalarını da ben vereyim. Bizim söylediğimiz her söz, araştırılan ve belgesi görülen şeylerdir. Öyle oturduğumuz yerde bir şeyler söylemiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devletine tank ürettirmemek vatana ihanet demektir" diye konuştu. 

Erdoğan'ın kendisi hakkında açtığı tazmiant davasına değinen CHP lideri, "Hayatımda böyle bir adam görmedim. Kendi ülkesine bu kadar büyük bir ihanet içinde olan ikinci bir kişi görmedim. Biliyorum yine tazminat davası açacak, sen tazminat davası açacağına karşıma çık karşıma" dedi.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Bunlarda ahlak var mı? Ahlakın kırıntısı var mı? Kendi ülkemin çıkarlarını savunacağım, kötü adam olacağım? Ben bu ülkede kendi insanlarımın çıkarlarını savunmayıp ne yapacağım? Erdoğan karşıma çıkamaz. Cesaret dahi edemez, çünkü nasıl madara olacağını bütün millet görecektir. Erdoğan'a yaptıracağım, söz vermiş. Polise, öğretmene, hemşireye, din görevlilerine 3600 vereceğim dedi. Sana bunu söke söke yaptıracağım Erdoğan" diye konuştu.

"Noterde söz vereceğim"

"Milletime söz veriyorum. Asla ve asla bu güzel ülkeyi faiz lobilerine teslim etmeyeceğim" diyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "84 milyonun alın terini bir avuç tefeciye veriyorlar. Hiç kimse beni, ailemi ve çocuklarımı mal varlığım dolayısıyla tehdit etmeye cesaret dahi edemeyecek. Herkes, 'Türkiye Cumhuriyeti'ni namuslu insanlar yönetiyor' diyecek. Allah'ın izni ile iktidar olduğumuzda hiç kimse ama hiç kimse iktidarı eleştirdi diye gözaltına alınmayacak, hapse alınmayacak, tutuklanmayacak. Onun bütün tweetlerini ben okuyacağım ben. Noterde vereceğim ben bu sözü" dedi.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU