"İktidar olursak Kanal İstanbul için ödeme yapmayacağız" diyen CHP'nin aklındaki formül ne? Uzmanlara göre sözleşmeyi iptal ve parayı ödememek hangi hallerde mümkün?

Muhalefet "ödemeyiz", iktidar "söke söke alırlar" diyor. Kanal İstanbul sözleşmenin iptali mümkün mü? Eralp, Tahkim'in ekolojik kaygıları dikkate aldığını belirterek Biden'ın, Trump'ın onayladığı Kanada ile ortak projeyi iptalini örnek verdi

Kanal İstanbul projesi üzerine tartışmalar sürüyor / Fotoğraf: AA

Geçen haftanın önemli gündem maddelerinden biri de iktidar ile muhalefet arasındaki Kanal İstanbul polemiğiydi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, son dönemlerde peş peşe yaptıkları açıklamalarda Kanal İstanbul projesinin yapımına veya finansmanına girecek olan şirketlere uyarılarda bulunarak, iktidara gelmeleri halinde para ödemeyeceklerini söyledi.

Muhalefetten gelen bu açıklamalara Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan cevap Kanal İstanbul'un önceki gün gerçekleştirilen temel atma töreninde geldi.

Erdoğan, muhalefeti devlet geleneklerini bilmemekle suçlayarak, firmaların tahkime giderek "paralarını söke söke alacaklarını" iddia etti.

Erdoğan'ın bu açıklamasına karşı Twitter hesabından cevap veren Kılıçdaroğlu, önceki iddiasını tekrarlayarak "iktidara gelmeleri halinde parayı ödemeyecekleri" savunarak, firmaları bu işe girmemeleri konusunda uyardı.

Uluslararası finans gerektiren projelerde devlet garantisi verildiğinden normal şartlarda borcun ödenmemesi pek kolay görünmüyor.

Independent Türkçe'nin 16 Haziran 2021 tarihli  "Muhalefetin 'Kanal İstanbul'a kredi verenlerin alacaklarını ödemeyeceğiz' restine uzman görüşü: Mahkemeye verirler, faiziyle şakır şakır alırlar" başlıklı haberde görüş veren uzmanlar ağırlıklı bu yönde görüş beyan etmişlerdi.

Haberde görüşü yer alan Emekli Büyükelçi Uluç Özülker, "Mahkemeye giderler faiziyle şakır şakır alırlar" ifadesini kullanmıştı.

Peki CHP başta olmak üzere muhalefet, "İktidara geldiğimizde Kanal İstanbul projesine giren firmalara para ödemeyeceğiz" derken neye güvenerek bunu söylüyor?

İktidar değişikliği halinde projeye karşı olan yeni iktidar sözleşmeyi iptal etmek veya ödeme yapmamak için hangi yolları uygulayabilir? Bu soruları konunun uzmanlarına sorduk.

İlk sözü ise CHP Hukuk ve Seçim İşleri'nden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek'e bıraktık.

Çünkü CHP, Kılıçdaroğlu kanalıyla sık sık projeye girecek olan firmaları girmemeleri noktasında uyarıyor.

muharrem.jpg
Muharrem Erkek / Fotoğraf: Fotoğraf: AA

 

"Hukukun genel ilkelerine aykırı sözleşme geçersizdir"

Erkek'in söylemlerinden anlaşıldığı kadarıyla CHP, iktidara gelmesi durumunda sözleşmenin hukuka, kamu yararına ve ekolojiye uygun olmadığını iddia ederek iptal imkanlarını arayacak.

"Doğaya bilime aykırı bir projenin bedelini neden 84 milyon ödesin?" diye soran Erkek, şu iddiada bulundu:

Devletin ilgili bütün kurumları en başta projeye dair olumsuz rapor verdi. Bütün raporlar baskıyla değiştirildi. Raporları imzalayanlar susturuldu. Siz birilerinin çıkarı için bir yerlere imza atıyorsanız biz de yeri geldiğinde hukuk içinde gereğini yaparız. Sözleşmelerin her hükmü hukuken geçerli olmaz. Öyle bir sözleşme yapıyorsun ki bazı maddeler hukuken geçerli olmayabilir. Hukukun genel ilkelerine aykırı sözleşme maddeleri geçersizdir.

"Sözleşmeleri inceleyeceğiz"

Kanal İstanbul kapsamında yapılacak sözleşmeleri inceleyeceklerini belirten Erkek, "Kamu yararı var mı diye bakacağız. Doğaya, bilime aykırı projelere neden vatandaşın vergisini verelim. Sözleşmenin bazı maddeleri dürüstlük kuralından ve borçlar hukukunun genel ilkelerinden uzaksa nasıl olur da Türkiye'yi böyle bir sözleşmeye uymaya mecbur bırakabilirsiniz" dedi.

 

"Hukukta söke söke diye bir şey yok"

Farklı üniversitelerde ticaret ve sözleşme hukuku üzerine dersler de veren Prof. Dr. Avukat Mehmet Köksal da 26 Haziran 2021 Cumartesi günü Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Erdoğan'ın sözlerine atıfla şöyle konuştu:

Bir hukukçu olarak söylüyorum: 'Bu sözleşmeyi imzalarsam, hiç hakkım olmaz ve söke söke alırlar parayı' diye düşünüyorsam ve buna rağmen sözleşmeyi imzalamışsam, ortada irade sakatlığı vardır (ikrah) ve sözleşme iptal edilebilir. Demek ki, hukukta 'söke söke' diye bir şey yokmuş!

mehmetköksal.jpg
Mehmet Köksal / Fotoğraf: koksal.av.tr

 

Elde olmayan sebeplerde bile ödeme isteniyor

Bu paylaşımının ardından aradığımız Köksal, öncelikle uluslararası sözleşmelerle ilgili şu hatırlatmada bulundu:

Bu tip sözleşmelerde uluslararası finans gerekiyorsa genellikle sözleşmelere mücbir sebeplerin (elde olmayan nedenler) geçerli olmayacağı kuralını koyarlar. Bu durumda mücbir sebep bile olsa karşı tarafın yükümlülüklerinin devam ettirilmesi sağlanmaya çalışılır.

"Kanal İstanbul projesinde yükümlülükler dengesinin bozulduğunu düşünüyorum"

Köksal, şöyle devam etti:

Ama bizim sözleşmeler hukukunda kullandığımız 'somut sözleşme adaleti' diye bir ilke var. Bu yönüyle baktığımızda sözleşmede taraflardan birine diğerine göre daha ağır yükümlülükler getirilmiş ise şartları ağırlaştıran hükümlerin hakim tarafından yeniden uyarlanabileceği ya da sözleşmenin iptal edilebileceği belirtiliyor. Somut sözleşme adaletinden bahsedecekseniz taraflar arasındaki yükümlülük dengesinin aşırı bozulmamış olması gerekiyor. Ben Kanal İstanbul projesinde özellikle köprü ve yol yapımındaki hükümlerden dolayı yükümlülükler dengesinin bozulduğunu düşünüyorum.

"Yükümlülükler dengesine uygun olmadığı tespit edilirse sözleşme iptal edilebilir"

Ağır bir salgın sürecinden geçildiğini hatırlatan Köksal, "Böylesine bir salgında bile ödeme yükümlülüklerinin devam edecek olması somut sözleşme adaletine aykırı. Veya salgın gibi bir olay olmasa dahi bir tarafa diğer tarafa göre daha ağır yükümlülükler getiren bir sözleşmenin hakim tarafından yükümlülükler dengesine uygun olmadığının tespiti halinde iptali mümkün" ifadelerini kullandı.

yalım.jpg
Yalım Eralp / Fotoğraf: Hürriyet Gazetesi

 

"Tahkim Kurulu, ekolojiye dair itirazları dikkate almaya başladı"

Emekli Büyükelçi Yalım Eralp, uluslararası finansmanla yapılan projelerde normal olanın paranın ödenmesi olduğunu söyledikten sonra şunu ekledi:

Ancak projenin Marmara Denizi'nin dengesini bozacağı, ekolojik dengeyi olumsuz etkileyeceğine dair raporlar çıkarsa ihtilaflı bir durum olur. Artık dünyada anlaşmalar yapılırken ekolojiye ve iklim değişikliklerine önem veriliyor. Tahkim Kurulu bunu dikkate alabilir. Birçok yerde de dikkate almaya başladı özellikle ekolojik meselelerde.

bidentrump.jpg
Trump'ın onayladığı ancak çevrecilerin karşı çıktığı Kanada ile ortak yapılan boru hattı projesi Biden tarafından iptal edildi / Fotoğraf: AA

 

"Biden, Trump'ın onayladığı, çevrecilerin itiraz ettiği Kanada'yla ortak projeyi iptal etti" 

Eralp, bu konuda ABD Başkanı Joe Biden'ın yönetime geldikten sonra Trump döneminde kabul edilen Kanada'nın Alberta eyaletinden ABD'de Nebraska'ya kadar inen 1900 kilometrelik petrol boru hattının inşaatının ruhsatının iptal ettirmesini de örnek gösterdi.

Projenin gerçekleşmemesi içi çevre koruma grupları ve Nebraska'da yaşayan Amerikan yerlileri 10 yılı aşkın süredir mücadele ediyordu.

Eski ABD Başkanı Barack Obama, çevreye zarar vereceği iddiasıyla 2015'te projeyi reddetmiş, yine bir önceki dönem eski ABD Başkanı Donald Trump ise 2017'de kabul etmişti.

Kanada'nın Alberta eyaleti Başbakanı Jason Kenney ise Biden'ın projeyi durdurması halinde dava açacaklarını duyurmuştu.

kemal.jpg
Kemal Özkiraz / Fotoğraf: AA

 

"İhalelere fesat karıştığını ispat edeceğiz"

Muhalefete özellikle de CHP'ye yakınlığıyla bilinen Avrasya Araştırma Şirketi Başkanı Kemal Özkiraz, 26 Haziran 2021 Cumartesi günü Twitter hesabından yaptığı paylaşımda "Bu ihalelere fesat karıştığını ispat edeceğiz, bu anlaşmaların suç örgütü faaliyeti olduğunu biz değil, sizin yancılarınız itiraf ederek ispatlayacaklar. O zaman tahkim ne diyecek acaba? Bizim, bizi esir edecek servetlerimiz yok" demişti.

Özkiraz'a bu konuda muhalefetin hangi hazırlıklar içinde olduğunu sorduk. Özkiraz, muhalefetin olası bir iktidar değişiminde ihalenin ve sözleşmenin usule ve hukuka uygun yapılmadığı iddiası üzerinden gideceğini düşünüyor.

"Yeni iktidar yolsuzluk yapıldığını söyler, Tahkim'de itiraz edemez"

Türkiye'de bu çapta ihalelerde usulsüzlüklerin olmasının yaygın göründüğünü öne süren Özkiraz, iddialarını şöyle sürdürdü:

Seçime doğru iktidarın değişeceği anlaşılınca bu işin bir sürü itirafçısı ve belgeleri çıkar.  Yeni iktidar, sözleşmelerin hukuka uygun olmadığının üzerine gider ve yolsuzluk yapıldığını ileri sürer. İtalya'daki gibi Temiz Eller operasyonu gibi yansıtır. Tahkim de buna itiraz edemez. Çünkü bir ülkenin soyulmasını kimse kabul edemez.

"Devlet maliyete garantör olur ama diğer güvencelere olmaz"

Özkiraz ayrıca devletin şirketlerin yaptıkları işin maliyeti için aldıkları kredilere garantör olduğunu belirterek, "Maliyet kısmı için ödenen ve devletin garantör olduğu kısım ödenir. Ancak onun dışında örneğin güvenceleri ödemez. Köy Hizmetleri'nin bile yapacağı köprü 2 milyar dolara ihale edilmiş ise bu yasal olmayan sözleşme diye itiraz edildiğinde tahkim buna bir şey demez" iddiasında bulundu.

ihsanabi.jpg
İhsan Özkan / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Kredi alan ile veren arasında 'Muvazaa' tespit edilirse krediyi ödememek mümkün"

Ticaret Hukuku Uzmanı Avukat İhsan Özkan ise öncelikle şu sözlerle açıklamasına başladı:

Kanal İstanbul için bir yatırım ihalesi bildiğim kadar yapılmadı. Henüz yatırım ihalesi yapılmayan, kimin yapacağı belli olmayan bir proje üzerinden fırtına koparılıyor. Burada muhalefet, iktidara gol attı zannımca. Zira iktidar kanadı, muhalefetin 'kredi vermeyin ödemeyeceğiz' beyanına bir hata yaparak 'söke söke alırlar' diye cevap vererek muhalefetin kamuoyuna yansımış bazı kredileri söke söke alması gerektiğini söylemeye başladı. Somutlaşmayan projeye kimin kredi vereceği belli olmadan meydanlarda konuşulması siyaseten olağan ise de 'vermeyeceğiz/söke söke alırlar' laf yarışına hukuki mesnet üretmek boş iş olmaktan kurtulmaz. Peki söke söke alacak olanlara ödememek mümkün müdür?

Özkan, ardından kredinin ödenmeme haliyle ilgili şu iddiada bulundu:

Siyasiler fantezi üzerinden konuştuklarına göre, hukuken fantezi yaparsak, Kanal İstanbul'a verilen krediyi ödememek ancak, kredi veren / kredi alan / 3.kişiler arasında bir muvazaa tespit edildiğinde mümkün olabilir. Yeni iktidar bu muvazaaya dahil olanların tümü hakkında cezai süreci başlatabileceği gibi eş zamanlı olarak (siyaseten) krediyi geri ödemiyorum' diyebilir hatta böylesi bir tavır, aynı zamanda o (yerli) bankaların bankacılık lisansının iptalini dahi tetikleyebilir. Muvazaa ne olabilir peki? Hukukçu fanteziye değil olmuş olana yorum yapabilir, görelim bakalım Mevlam neyler; projeyi yapacak olan kimmiş belli olsun, kredi veren belli olsun.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU