Peker'in ifşaları toplumda neyi tetikledi? Sansar: 'Görüşmelerim kayıt ediliyor' endişesi başladı; Yıldız: İnsanların kaygıları arttı

Sedat Peker'in telefon görüşmelerini ifşa etmesinin toplumda neye yol açtığı tartışılıyor. "Konuşmalarım kayda alınıyor" korkusunun arttığını belirten Yıldız, kimi insanlarda da kayıt alma alışkanlığının başladığını iddia etti

Sedat Peker, gazeteci Hadi Özışık ile olan konuşmasını da kaydedip ifşa etmişti / Görsel: YouTube

Organize suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla bir dönem cezaevinde hükümlü olarak kalan Sedat Peker'in yayınladığı videolarda dile getirdiği iddialar kamuoyunda tartışılıyor.

Peker, zaman zaman da farklı kişilerle yaptığı ve kayıt altına aldığı telefon görüşmelerini paylaşıyor.

Bu konuşmalar da sosyal medyada bir şekilde gündeme geliyor. Peker'in bu ifşaları sıradan insanların da farklı kişilerle yaptığı görüşmelerin kayıt altına alınıp alınmadığı endişesi yaşamasına neden olabilir mi?

Sonuçta her insan, gündelik hayatında bir kişiyle herhangi bir üçüncü kişinin duymasını istemeyeceği türde bir konuşma yapabiliyor.

Veya işin bir diğer yönüyle de "Ne olur olmaz ben bu konuşmaları kayıt altına alayım da inkar ederse delil niyetine gösteririm" diyenlerin sayısında bir artışa neden olabilir mi?

Bu soruları üç ayrı uzman isme yönelttik.

rıdvan yıldız.jpg
Rıdvan Yıldız / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Bazı insanlarda görüşmelerim kaydediliyor mu korkusu doğdu"

Sosyal medya hukuku üzerine kitabı bulunan avukat Rıdvan Yıldız, Peker'in ifşalarının bazı insanların kaygılarını artırdığını savundu.

Görüşme kayıtlarının yayınlanmasının artık herkeste 'acaba konuştuğum kişi benim görüşmelerimi kaydediyor mu' korkusunu doğurduğunu ifade eden Yıldız, "'Yarın bana iftira atılır. Ne olur ne olmaz' diyerek görüşmelerinin kaydını alanların sayısı artabilir" dedi. 

Hem kaydedilme hem de kaydetmenin büyük oranda bir korkuya dayandığını dile getiren Yıldız, "Açıkçası bazı programları kullanarak yaptığı tüm görüşmeleri kaydeden insanlar olduğunu duymaktaydık. Bu insanların farklı motivasyonları olmakla birlikte özellikle Sedat Peker'in bir görüşme kaydı arşivi oluşturduğu anlaşılıyor. Peker'in bu görüşmelerin inkar edilmesi durumu için görüşmeleri kayıt altına aldığı anlaşılıyor" diye konuştu.

"İzinsiz kaydedilen görüşmeleri ifşa suç"

Yıldız, buna karşın kişilerin rızası olmadan kayıt altına alınan konuşmalarının ve yazışmalarının ifşa edilmesinin Türk Ceza Kanunu'na (TCK) göre suç olduğunu, bunun da bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırıldığını hatırlattı.

Hukukçu Yıldız, bu kapsamda izinsiz kaydedilme nedeniyle Peker'in ifşa ettiği konuşmaların hukuki olmadığını ve bir delil teşkil etmeyeceğini kaydetti.

"Kaydedilen görüşmeyi başkasına göndermek de suç"

Yıldız, ayrıca yine bu görüşmeleri kaydedip başkalarına göndermenin de suç teşkil ettiğini anımsatarak, gizlice kayıt altına alınmış konuşmaların mahkemelerde delil olarak da kullanılmadığına vurgu yaptı.

Bu noktada bazı istisnai durumların olduğunu belirten Yıldız, şöyle devam etti:

"Ani gelişen olaylarda, başka şekilde delil elde etme imkanı bulunmayan durumlarda, kendisine ve yakınlarına haksız saldırı yapıldığı hallerde alınan kayıtlar hukuka uygun delil olarak kabul edilebilmektedir. Ancak planlı, özel sorular sorarak, diğer tarafı konuşturarak delil elde edilmeye çalışılması hem hukuka aykırı delil olup hem de haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturacaktır." 

 
mustafasansar.jpg
Mustafa Sansar / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"İnsanlarda acaba konuşmalarım kaydediliyor mu endişe var"

Siber güvenlik üzerine çalışan Fordefence Bilişim Şirketi Genel Müdürü Mustafa Sansar, son yıllarda ifşa olaylarının yaygınlaşmasının insanlarda endişeyi artırdığı görüşünde.

Adli bilişim konularında mahkemelere bilirkişilik yapan Sansar, son gelişmelerin ardından konuştuğu insanlarda "Acaba benim de konuşmalarım da kaydediliyor mudur? endişesini sezdiğini belirtti.

"Kaydedildiğimizi anlamak mümkün değil"

"İnsanlar görüşmelerin kaydedildiğini nasıl anlayabilir?" sorusuna Sansar, "Bir kişinin, karşı tarafla görüştüğü sırada veya yazıştığında bunların kaydedilip kaydedilmediğini anlaması mümkün değil" diye cevap verdi.

"İncelediğimiz cihazlarda insanların çoğunun yazışmaları sakladığını gördük"

Sansar, bilirkişilik görevi kapsamında inceledikleri cihazlara baktıkları zaman insanların çoğunun özellikle Whatsapp, Chat ve SMS kayıtlarını silmediklerinin görüldüğünü belirtti.

İnsanların özellikle yazışmalarını veya konuşmalarını kayıt edip, saklama nedenleri konusunda Sansar, şunları söyledi: 

- Birinci grup hukuka aykırı bir fiil gerçekleştirmek için değil, sadece unutmamak için kayıtları silmiyor. Özellikle ticaretle uğraşanlarda bu daha fazla görülüyor. Bir bilgiyi örneğin bir randevuyu hatırlamak gerektiğinde geriye dönüp bakıyor.

- Bir diğer grup ise kendisiyle alakalı bir konuda delil toplamak için kaydediyor. Yani özellikle alacak verecek meselelerinde kendini ispatlamak için konuşmalarını ya da yazışmalarını kayıt altına alanlar var.

- Üçüncü grup ise biraz daha art niyetli olanlar. Bunlar da bu kayıtları "İleride kullanırım" diye kaydediyor.

Yapılacak şey konuştuğuna ve yazdığına dikkat etmek

Sansar, bu tür durumların artık günümüzün bir gerçeği olduğuna dikkati çekti ve yapılması gerekenle ilgili olarak, "İster istemez herkes telefonda da olsa daha dikkatli konuşacak. Yazışmalarına daha dikkat edecek. Yanlış anlamalara yol açacak ya da suç unsuru olabilecek cümlelerden kaçınacak" diye konuştu.

alanur.jpg
Alanur Özalp / Fotoğraf: Twitter

 

"Kriz dönemlerinde insanların birbirine güveni azaldı"

Psikolog Alanur Özalp ise yaşanan son olayların insanlarda "Konuşmalarım kaydediliyor mu?" düşüncesine neden olabileceği gibi tersi şekilde görüşmelerini kayıt altına alma dürtüsü de yaratabileceğini ifade etti. 

"Kayıt alma alışkanlığı arttı" diyen Özalp, "Bunun birinci nedeni insanlar artık unutkan. Konuşulanları hatırlamak için kaydediyor. İkincisi özellikle ekonomik krizin arttığı bu dönemde insanların birbirlerine karşı güvenleri de kaybolmaya başlıyor. Normal insanlar olarak da bazı şeyleri kaydetmek istiyoruz ki karşımızdaki 'böyle demiştin' demesin diye" değerlendirmesinde bulundu.

"Karşındakine kayıt altına alacağını söylemelisin"

Özalp, konuşmaları kayda almak isteyenlerin bunu karşısındakine de söylemesinin hem dürüstlük hem hukukun gereği olduğunu vurgulayarak, böylece kayıt yapıldığını bilen insanların hakaret kabul edilebilecek konuşmalardan da kaçınacağını belirtti. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU