Akar'ın "Dost bildiğimiz bazı ülkeler PKK'ya füzeler verdi?" sözünün arkasındaki mesaj kime? PKK'nın elinde hangi füzeler var?

PKK, 2016'dan beri saldırılarında yaygın biçimde tanksavar füzeleri kullanıyor. Örgütün geçmişte sahip olmadığı bu sistemleri öncelikle YPG'den tedarik ettiği öne sürüldü. Ağar ve Gürcan, bunda ABD'nin YPG'yi himayesinin etkili olduğu iddiasında

2017 yılında Cizre'de yapılan bir operasyonda ele geçirilen Rus yapımı Metis tanksavar füzesi / Fotoğraf: İçişleri Bakanlığı

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Irak'ın kuzeyinde geçen 24 Nisan Cumartesi günü başlayan Pençe-Yıldırım ve Pençe-Şimşek operasyonlarıyla ilgili yaptığı değerlendirmede dikkat çeken şu bilgileri verdi:

Bugüne kadar arkadaşlarımız büyük fedakarlık gösteriyor. Dağlar, yamaçlar, inmesi binmesi çok zor. Helikopterler yere teker koyamıyor. Bugüne kadar ki mücadelede yapılması gerekenin hepsi yapıldı. Hava hücum harekatlarında helikopterlerimiz 300-500 sorti yaptı. Maalesef dost bildiğimiz bazı ülkeler PKK'ya füzeler verdi. Dolayısıyla bunların her biri bizim için büyük bir tehlike, büyük bir risk.

Örgüt, Manpads'ları ilk defa 1997'de kullandı

Örgütün az sayıda olsa da helikopterlere ve alçaktan uçan uçaklara karşı kullanılan, omuzdan atılabilen ve "Manpads" olarak adlandırılan taşınabilir hava savunma sistemlerine sahip olduğu biliniyor.

Örgütün elinde Rus yapımı Sa-7 (Strela-2) ve Sa-18 (9K38 Igla-İğne) tipi Manpads'ların olduğu tespit edilmişti.

Örgüt, bu füzeleri ülke içinden ziyade Irak'ın kuzeyinde kullanmaya çalışıyor.

PKK'nın bu füzeleri temin ettiğine dair ilk istihbaratlar 1990'ların ortalarında alındı.

sa-7.jpg
Suriye'de muhalif bir savaşçının omuzlarında SA-7 füzesi görülüyor / Fotoğraf: Twitter

 

Bugüne kadar üç helikopter Manpads saldırısında düştü

Ancak kesin varlıkları 1997'de Irak'ın kuzeyinde düzenlenen Çekiç Harekatı'nda iki helikopterin SA-7 Strela ile vurulup düşürülmesiyle anlaşıldı.

Füzelerin temin edildiği kaynakla ilgili farklı iddialar ortaya atıldı. Örgüt karaborsadan aldığını öne sürerken, bazı çevreler o günlerde gergin ilişkiler içinde olduğumuz Sırbistan, Yunanistan gibi ülkeler tarafından verilmiş olabileceği iddialarında bulundu.

Helikopterlere füzelere karşı erken uyarı ve yanıltma sistemi takıldı

Bu olayın ardından TSK'nın envanterindeki bütün helikopterlere füzelere karşı erken uyarı ve yanıltma sistemleri yerleştirilerek risk azaltılmaya çalışıldı ve bunda başarılı da olundu.

Bu olaydan sonra sadece 2016 yılında bir helikopter SA-18 tipi füze ile vurulma sonucu düştü.

2008'de Güneş Harekatı'nda vurulan bir helikopter ise füze saldırısı nedeniyle değil yere yakın bir noktada iken atılan bir RPG-7 roketiyle isabet almıştı.

Suriye ve Irak'ta iç savaş örgüte yeni silahlar kazandırdı

Ancak Suriye ve Irak'ta artan karmaşa örgütün özellikle 2016 itibaren daha önce elinde olmayan ve ATGM olarak güdümlü tanksavar füzelerine sahip olmasını sağladı.

ATGM'lerde tıpkı Manpads'lar gibi tek kişi tarafından kullanılıyor.

milanfüzesi.jpg
Örgüte ait bir drone görüntüsünde militanın arkasında bir Milan tanksavar füzesinin konumlandırıldığı görüldü

 

Karakol baskınları yapamayan PKK, füze atışlarına ağırlık verdi

PKK, son yıllarda güvenlik güçlerinin SİHA ve İHA imkanıyla artan kabiliyetleri nedeniyle ciddi kayıplar vermesi ve katılımların azalması nedeniyle eskisi gibi kalabalık gruplarla karakol baskını tarzı saldırılar gerçekleştiremiyor.

Ülke içinde rahat hareket edemeyen, kayda değer saldırılar da düzenleyemeyen örgütün son iki üç yıldır saldırılarının çoğunluğu Irak sınır hattında askeri hedeflere özellikle de üs noktalarına uzaktan tanksavar füzeleriyle atış şeklinde gerçekleşiyor.

Alçalan veya yeni kalkan helikopterler için risk

Bu füzeler Manpads'lar gibi hava hedeflerine karşı kullanılmasa bile özellikle operasyon ya da üs bölgelerine inişe veya kalkışa geçen helikopterler için de risk teşkil ediyor.

PKK, başarılı olamasa da iki üç kere bu şekilde saldırı da denedi.

metisfüzesi.jpg
Güvenlik güçlerinin operasyonunda ele geçirilen PKK'ya ait bir Metis tanksavar füzesi / Fotoğraf: Twitter

 

Biri hariç diğerleri Rus yapımı

Şu ana kadar yapılan operasyonlarda ele geçirilen veya örgüt tarafından yayınlanan görüntülerin incelenmesi sonucu PKK'nın elinde Rus yapımı Konkurs, Kornet-E, Metis füzeleri ile Fransız yapımı Milan füzelerinin olduğu anlaşıldı.

Bunların yanında PKK, son dönemlerde saldırılarında Fagot olarak da bilinen Rus yapımı AT-4 Spigot güdümlü tanksavar roketlerini de yaygın biçimde kullanıyor.

Bütün bu sistemler birbirlerinden farklı özellikler içerseler bile ortalama 2 veya 2,5 kilometre gibi menzillerle hedefleri vurabilme kabiliyetine sahip.

Bu arada örgütün elinde ayrıca Law roketin biraz daha gelişmişi olan tek atımlık ABD - İsveç yapımı AT-4 roketleri de var. Onlar da zaman zaman operasyonlarda ele geçiriliyor.

Peki hayli pahalı olan bu sistemler örgütün eline nasıl geçti?

hakkari.jpg
Güvenlik güçlerince Hakkari kırsalında ABD-İsveç yapımı AT-4 roketleri 

 

Uzmanlara göre ilk şüpheli YPG

Bu soruları terör uzmanı ve stratejistler Metin Gürcan ve Abdullah Ağar'a sorduk.

Her ikisi de öncelikli olarak Suriye'nin kuzeyindeki YPG'yi ve ona silah tedarik eden ABD'yi işaret ediyor.

İkinci olarak da Suriye ve Irak içerisinde yıllardır süren savaşlar nedeniyle oluşan illegal silah karaborsaları.

abdullah ağar.jpg
Abdullah Ağar / Fotoğraf: Twitter

 

"ABD'nin YPG'ye verdiği silahların çoğu da Rus menşeiliydi"

Abdullah Ağar, ABD'nin YPG'ye Milan, Tow, Javelin gibi sistemler verirken PKK'nın elindeki sistemlerin Kornet, Fagot gibi Rus yapımı sistemler olduğunu söyleyerek, birçok şehidi bu füzeler yüzünden verdiğimizi söyledi.

PKK'nın bu füzeleri temin etmesinin birinci nedeninin ABD'nin YPG'yi himaye etmesinden kaynaklandığını öne süren Ağar, şu iddiada bulundu:

Şu kafaları karıştırmasın. İlla ki ABD menşeili silah yakalanacak diye bir şey yok. ABD'nin YPG'ye teslim ettiği iddia edilen 40 bin tır silah ve mühimmatın büyük bir kısmı da yine Rus menşeiliydi. ABD, bunları karaborsadan ya da benzer sistemler üreten Doğu Avrupa ülkelerinden alıp YPG'ye verdi. Bu silahlar da YPG yoluyla PKK'nın eline geçti.  Bu silahlar büyük ölçüde ABD himayesi sayesinde alınmış silahlar.

metingürcan.jpg
Metin Gürcan / Fotoğraf: Twitter

 

"Şehitlerin tamamına yakını ATGM atışlarıyla verildi"

Metin Gürcan ise 24 Haziran'da başlayan sınır ötesinde şu ana kadar verilen yedi şehidin tamamına yakınının ATGM atışlarıyla şehit düştüğünü belirterek, bu silahların kaynağıyla ilgili şu iddiada bulundu:

Bu sistemler genelde Doğu Avrupa ülkeleri menşeili. Suriye ordusunun cephaneliklerinden ele geçirilen veya Hırvatistan, Sırbistan'dan gelen silahlar da var. Ama günün sonunda bunların çoğu ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde YPG'ye dağıttığı silahlar bunlar.

"ABD, YPG ve Peşmerge'ye çok miktarda ATGM verdi"

ABD'nin IŞİD'le mücadele adı altında işbirliği yaptığı YPG'ye yoğun miktarda ATGM verdiğini öne süren Gürcan, şöyle konuştu:

IŞİD'in elindeki intihar saldırılarda kullanılan zırhlandırılmış araçlara karşı en etkili silah olduğundan ABD tarafından YPG'ye çok sayıda tanksavar füzesi verildi. YPG, bunların bir kısmını envanter dışına çıkararak depoladı. Bunlardan bazılarının PKK'ya transfer edildiği biliniyor. Bunun sonuncunda 2016'dan itibaren daha önce örgütün elinde görülmeyen bu tür sistemler PKK saldırılarında da kullanılır hale geldi.

genelkurmayaçıklaması.jpg
Güvenlik güçlerince yapılan operasyonlarda en sık ele geçen tanksavar roketleri

 

"Gruplar arasında el değiştiren silahlar karaborsada da bulunabiliyor"

Yine aynı şekilde Peşmerge güçlerine benzer sistemlerin verildiğini hatırlatan Gürcan, PKK'nın füzelerin bir kısmını da daha önce Peşmerge, Irak ve Suriye orduları ya da yandaş milis gruplar, IŞİD, ÖSO gibi yapılarca kullanılıp ardından illegal silah karaborsasına düşen silahları satın almasıyla da elde edebildiğine dikkat çekti.

"Bölgede kimin eli kimi cebinde belli değil"

Gürcan, bölgede rakip görünen gruplar arasında bile el altından silah ticaretinin sürdüğünü öne sürerek, şu iddialarda bulundu:

Karaborsada bir AT-4 sistemini 20-25 bin dolardan bir Tow'u 40 bin dolardan aşağı alamazsınız. Bölgede kimin eli kimin cebinde belli değil. Sahada ideolojiden ziyade ekonomik ilişkiler etkili. Sabah İran yanlısı milise silah satan grup, akşam PKK'ya aynı silahı satabilir ya da PKK'da olan biri yarın ÖSO'ya geçebilir.

Özel eğitim gerektiriyor

Gürcan, son olarak bu silahların kullanılması için özel bir eğitim verilmesi gerektiğini de sözlerine ekleyerek bu noktada PKK'nın YPG'liler tarafından da eğitime tabi tutulmuş olabileceklerine dikkat çekti.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU