Dünyada altın talebi düşerken Türkiye'de altına da dövize de Bitcoin'e de talep rekora koşuyor... Bitcoin yeni çağın altını mı?

2020 sonu itibarıyla küresel altın talebi 11 yılın en düşük seviyesine geriledi. Türkiye'de ise bir yılda ikiye katlandı. Bitcoin alım-satım hacmi ise sadece Türkiye'de bile bir yılda 26 katına çıktı

Fotoğraf: Pixahive

ABD'nin en büyük bankası JPMorgan, aralık ayında yayımladığı bir raporda paranın, kurumların artan talebiyle altın fonlarından (fiziki altın değil), Bitcoin fonlarına aktığını söylüyordu. 

Yatırımcıların borsada Bitcoin'e yatırım yapmalarını sağlayan bir fon Grayscale Bitcoin Trust'ın verilerine yer veren JPMorgan, altın destekli borsa yatırım fonlarından (ETF), ekimden itibaren gerçekleşen çıkışın 7 milyar dolar, girişin ise yalnızca 2 milyar dolar olduğunu belirtmişti. 

"Kurumsal yatırımcıların Bitcoin'e adaptasyonu yeni başladı" denilen raporda şu ifadeye yer verilmişti:
 

Kısa vadede Bitcoin çok fazla değerlenebilir ve altın fiyatları toparlanabilir. Ancak mevcut durum devam ederse altın fiyatları, gelecek yıllarda sert rüzgarlardan olumsuz etkilenecek.


JPMorgan'ın sene başında yayımladığı başka bir rapora göre Bitcoin'in, ETF'lerdeki, külçe ve sikke şeklinde 575 milyar dolarlık küresel bireysel altın varlığının değerine yetişmesi için fiyatının 146 bin dolara kadar yükselmesi gerekiyor. 

İki yılda altın fiyatı yüzde 34, Bitcoin fiyatı yüzde 534 arttı 

Dünya Altın Konseyi'nin verilerine göre ETF'lerden altın çıkışı 2020 son çeyreğinde 130 ton, 2021'in ilk çeyreğinde ise 178 tondu. Pandemi sonrası ekonomik toparlanmanın etkisi, bu duruma gerekçe olarak gösterildi. 

Sadece son iki yıla bakıldığında 29 Nisan 2018'de bin 316 dolar olan altının ons fiyatı, bin 769 dolara kadar çıktı. Bu, yüzde 34'lük bir artışa tekabül ediyor. 

1 Mayıs 2018'de 9 bin 210 dolar seviyesinde olan Bitcoin, 1 Ocak 2020'de 7 bin 200 dolara kadar gerilemişti. 

1 Mayıs 2020'yi 8 bin 864 dolar seviyesinde kapatan kripto para, bugün itibarıyla 57 bin 800 doların üzerinde. Bu, iki yılda Bitcoin fiyatının yüzde 534 arttığı anlamına geliyor. 

Altın, pandeminin ilk yarısında parladı, ikinci yarısında düştü 

Dünya Altın Konseyi, 2018'de 4 bin 345 ton olan yıllık altın talebinin 2020'de 3 bin 759'a gerilediğini ve 2009'dan bu yana en düşük seviyeyi gördüğünü söylüyor. 

London School of Economics akademisyenleri Bhargavi Sakthivel ve Nikiya Singh, 9 Şubat'ta Moneycontrol için kaleme aldığı yazıda bugüne kadar altının belirsizlik zamanlarının güvenli limanı olduğunu ancak 2020'nin diğer kriz dönemlerine benzemediğini söyledi. 

"İstihdam ve gelir kayıplarının, satışlarda düşüşün yaşandığı dönemlerde insanların, yüksek geri dönüşler sağlayan, ya da hiç değilse enflasyonu karşılayan güvenli yatırımlara yönelmesi oldukça doğal" diyen Sakthivel ve Singh, tarihsel olarak bakıldığında altının bu ihtiyacı karşıladığını hatırlattı. 

Beklendiği gibi pandeminin başında da insanların altına yöneldiğini, altın fiyatlarının buna bağlı olarak yükseldiğini söyleyen akademisyenlere göre 2020'nin ilk yarısında koronavirüs vakaları ile altın fiyatları arasında paralellik vardı. Belirsizlik arttıkça, fiyatlar da artıyordu. 

Ancak 3 Ağustos'ta 2 bin 26 dolarla tarihi zirveyi gören altın fiyatları, 2020'nin geri kalanında düşmeye devam etti. 
 

Ekran Resmi 2021-05-01 16.48.04.png
Altın ve Bitcoin'in bir yıllık fiyat değişimi /Grafik: Moneycontrol


Sakthivel ve Singh'a göre bazı ekonomilerin açılması, sosyal mesafe kurallarının gevşemesi gibi gelişmeler, vaka sayılarındaki artışa rağmen altın fiyatlarının gerilemesinde etkili olmuş olabilir. 

Akademisyenler, çok fazla türbülansın yaşandığı böyle bir zamanda güvenli liman altın yükselmediğini, aksine bu belirsizliğin Bitcoin fiyatlarını hızla yukarı çektiğini söyledi. 

Neden kripto paraların altının yerini alacağı konuşuluyor?

Koronavirüs salgınının ekonomide açtığı yarayı en aza indirmek isteyen ülkeler bir yıldan fazla süredir trilyonlarca dolarlık teşvik paketi açıklıyor. Bu hem "ekonomiye sıcak para" hem de "yükselen bir enflasyon riski" demek. 

Uzmanlara göre yatırımcıların altın kadar Bitcoin'e de yönelmesinin nedeni kendilerini enflasyondan korumak istemeleri. 

Varlık yönetimi firması ByteTree'nin kurucusu Charles Morris, kasım ayında AFP'ye verdiği röportajda kripto paraların, teknoloji hisseleri gibi büyüyen bir varlık olduğunu söylemiş, "İran, Venezuela ve Türkiye gibi ülkelerde insanlar, son yıllarda, birikimlerini enflasyondan korumak için altın gibi kripto para da satın alıyor" demişti. 

Z kuşağı: Hiç hesapta yoktular

Bitcoin ve diğer kripto paralar, her ne kadar bir merkezinin ya da regülasyonunun olmaması nedeniyle eleştirilse de altının tarihsel değişiminde olmayan bir parametreye sahip: Z kuşağı. 

İngiltere merkezli Enigma Securities'in Araştırma Müdürü Joseph Edwards, ocak ayında Deutsche Welle'e (DW) verdiği röportajda "Z kuşağı, Bitcoin'de teknik olarak desteklenen ve tüm piyasa bağlantılı şoklara karşı yeniden toparlanabilen bir şey görüyorlar ve bu varlığa hayli düşkünler" ifadelerini kullanmıştı. 

DW'in haberinde yer verdiği, finansal danışmanlık kurumu deVere Group'un anketine göre şirketin genç müşterilerinin üçte ikisi "güvenli liman" olarak altını değil Bitcoin'i tercih ediyor. 

DW'e konuşan deVere Group CEO'su Nigel Green, "‘Dijital vatandaş' denilen genç yatırımcılar, güvenli liman olma konusunda kripto paranın altına karşı daha başarılı olduğuna inanırlarsa, altını tahtından edebilirler" değerlendirmesinde bulunmuştu. 

Kurumlar da kripto para istiyor

Uzmanlara göre Bitcoin'in 2020'deki parlamasını 2017'deki hızlı yükselişten ayıran bir diğer unsur ise kurumların ilgisi. 

Örneğin, elektrikli otomobil üreticisi Tesla, şubat başında yaptığı açıklamada 1,5 milyar dolarlık Bitcoin satın aldıklarını ve yıl sonuna kadar kripto parayla ödeme kabul edebileceklerini açıklamış, Bitcoin'in fiyatı yüzde 14 yükselmişti. 

Benzer şekilde dünyanın en büyük ödeme sistemlerinden PayPal'ın kripto paralarla ödeme kabul edeceğini açıklamasıyla Bitcoin, 59 bin doların üzerini görmüştü. 

Mark Cuban: Altın öldü

En ünlü Bitcoin eleştirmenlerinden, ABD'nin tecrübeli finansçısı Peter Schiff, ekimde Twitter'dan yaptığı bir açıklamada "Bitcoin'in gördüğü en büyük balon" olduğunu söylemişti. 

Schiff, martta yaptığı açıklamada ise "Erkenden Bitcoin alıp, fiyatları yukarı çekenleri kutluyorum. Bitcoin'i ilk duyduğum zaman, zeki yatırımcıların almak için yeterince salak olmayacaklarını düşünmüştüm. Yanılmışım" ifadelerini kullanmıştı. 
 


NBA takımlarından Dallas Mavericks'in sahibi, milyarder iş insanı Mark Cuban ise Schiff'e yanıt olarak altına talebin de en az kripto para kadar arttığını söylemiş ve şu ifadeleri kullanmıştı: 

Gerçekten altın mücevherata ihtiyacımız var mı? Altın, sana bir yüzük verebilir. Ancak Bitcoin ve Ethereum gibi teknolojileri sizi bankacı yapar, ihtilafsız değişim değeri sağlar. 

Kripto paralar ile bugün kurulan şey bunun bir kanıtı. Teknoloji iyileştikçe, ucuzladıkça ve hızlandıkça yeni uygulamalar olacak ve belki bugün kripto olarak bildiğim şeyin yerini alacak. Ancak altın asla değişmeyecek. Bu nedenle ölecek. 

Günün teknolojisini en verimli kullanan en büyük ödülün sahibi olacak. Bugünün kriptosu gibi. Altın öldü Peter. Devam et.


Türkiye'de altına yatırım bir yılda ikiye katladı 

Türk Lirası'nın alım gücü ve kredi geri ödemelerindeki güçlük göz önünde bulundurulduğunda, "Bir işe gir de evini al", iki jenerasyon öncenin yatırım tavsiyesi olarak kalmış durumda. 

O dönemlerden bugüne devam eden alışkanlık ise altın.

Dünya Altın Konseyi'nin verilerine göre Türkiye'de 2019'da 52,9 ton olan külçe ve sikke altına talep, 2020 sonunda 121 tona çıktı. 2016'da 29,4 olan bu miktar 2017'de 52,4 tona kadar çıkmış, 2018'de ise 37,8 tona gerilemişti. 

2020'nin ilk çeyreğinde külçe ve sikke şeklindeki altına yapılan yatırım 23,3 tonken, bu miktar 2021 ilk çeyreğinde 44,3 ton oldu. 

Türkiye'deki hanehalkının altın mevduatlarının 2015-2017 arasında yüzde 55 arttığını söyleyen Dünya Altın Konseyi, döviz mevduatların ise 2018 ortasından 2021'e kadar yüzde 50 yükseldiğini belirtti. 

Gerçek kişilerin elindeki döviz iki yılda yüzde 48 arttı 

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre 22 Nisan 2020 ile biten haftada itibarıyla yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı 225 milyar 61 milyon dolar. 

Bu miktar, 20 Nisan 2018 ile biten haftada 166 milyar 67 milyon dolardı. Yani sadece iki yılda bile yüzde 35 artış var. 

İki yıl önce gerçek kişilerin döviz mevduatları 95 milyar civarındayken, tüzel kişilerin yabancı para cinsinden mevduatları yaklaşık 71 milyar dolardı. 

Son açıklanan 22 Nisan verisine göre gerçek kişilerin elinde 140 milyar 911 milyon, tüzel kişilerin elinde ise 84 milyar 155 milyon dolarlık mevduat var.

Kripto para hacmi bir yılda 26 katına çıktı

Kripto paralar ise geriden gelerek, altın ve dövize yetişen bir Arap atı. 

ABD merkezli blokzincir analiz şirketi Chainanalysis'in verilerine göre şubat ve mart aylarında Türkiye'de kripto para alım-satım hacmi 26 milyar dolardı. Bu miktar, 2020'nin aynı döneminde 1 milyar doların biraz üzerindeydi. 

Dr. Caner Özdurak: Amerika'nın Z kuşağı ile Türkiye'ninki aynı değil

Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Caner Özdurak'a göre kripto paraların popülerliğinin artmasında Z kuşağının etkisi olabilir ancak ABD'deki Z kuşağı ile Türkiye'deki Z kuşağı henüz aynı finansal bilince sahip değil. 
 

Caner Özdurak
Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Caner Özdurak


"Amerika'daki Z kuşağı, Gamestop olayında da gördüğümüz gibi, forumlar üzerinden birleşip bir şirketin hisse değerini değiştirip, hatta bankalara zarar verecek kolektif bilgiye sahip" diyen Özdurak, altın yatırımı konusunda da Türkiye'nin diğer ülkelerden farklılaştığını söylüyor. 

"Biz altını hâlâ fiziki şekilde alıyoruz"

Independent Türkçe'ye konuşan Özdurak, Türkiye'de altından Bitcoin'e bir geçişi kısa vadede beklememesinin nedenini şöyle açıklıyor: 
 

Altını gram olarak alıp, yastık altına koyarız. Bankaya götürüp altın hesabı açma konusu bile bizde daha o kadar yaygın değil. 

Altını bozup Bitcoin'e girecek, riskin farkında olacak, riski bilerek girecek bilinçli yatırımcı kesimi olduğunu düşünmüyorum. 


Makalenin başında bahsi geçen JPMorgan raporunda dijital altından bahsedildiğini hatırlatan Özdurak, durumu Ziraat Bankası'nın ETF raporundan bir örnekle açıklıyor. 

Ziraat Bankası tarafından hazırlanan aşağıdaki grafik, Bitcoin ve altın ETF'lerini gösteriyor. 
 


"Kare içine baktığınız zaman Bitcoin'in çılgınca yükseliş gösterdiği dönemde altın ETF'inde hafif bir azalma olduğunu görüyorsunuz. Bahsedildiği kadar yüksek değil" diyor Dr. Caner Özdurak. 

"Birbirinin ikamesi olması için aynı riskte olmalı" 

Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi'ne göre kripto paralar ve altının birbirinin ikamesi olabilmesi için aynı riskte olmaları lazım: 
 

Örneğin ikisinin de volatilitesi (oynaklığı) yüzde 20 seviyesinde olsun. Biri yüzde 20, diğeri yüzde 80 getiri sağlarsa, "Bu onun yerine ikame oldu" diyebilirsiniz.  Ancak birinin yüzde 90-100 oynaklığı varken diğeri yüzde 20 getiri sağlıyorsa aynı şeyden bahsedemeyiz. 


Özdurak, Türk yatırımcı açısından Bitcoin'e yatırımın da altına yatırımın da aynı riski taşıdığını söylüyor. 

Çünkü hem Bitcoin hem de altın, dolar üzerinden değerleniyor. Küresel piyasada ons başına belirlenen altın fiyatı, Türkiye'de TL-dolar arasındaki risk üzerinden Türk Lirası'na dönüyor. 
 

WhatsApp Image 2021-04-24 at 14.15.07.jpeg
Mavi: Bitcoin oynaklığı
Kırmızı: Altındaki oynaklık
Grafik: Dr. Caner Özdurak



Benzer şekilde kripto para borsalarından Bitcoin alındığında, günün sonunda hesaba TL cinsinden bir para yatıyor. 

"Yani çift taraflı risk alıyorsunuz" diyen Caner Özdurak, pandeminin ilk yarısında altının zirveyi görmesi, doların küresel piyasada değer kaybetmesiyle, normal şartlarda Dolar/TL'nin gerilemesi gerektiğini hatırlatıyor ve ekliyor:  
 

Altın dolara karşı değer kazanırken, doların değeri düşeceği için Dolar/TL'nin düşmesi lazım. 

Biz kendi içsel dinamiklerimiz nedeniyle bir türlü normal şartlarda olamadığımızdan bu dinamik bizde gerçekleşmedi. 


Bitcoin'in hakimiyeti ilk kez yüzde 50 altında

Özdurak'a göre Bitcoin'in altının birebir ikamesi olmaması için bir neden daha var. O da Bitcoin'in piyasa hakimiyeti (dominance). 

Ethereum, Ripple gibi coinlerin yükselmesiyle, Bitcoin'in kripto pazarındaki ağırlığının giderek azaldığını söyleyen Özdurak, "Örneğin, kağıt mendilde selpak çıktı. Daha sonra başka markalar çıkınca kimse özellikle selpak aramıyor. Bitcoin Dominance Endeks, ilk defa yüzde 50'nin altına düşmüş durumda. Bu piyasa henüz olgunlaşmadı. Belki ileride sadece Ethereum konuşulacak" dedi. 

Bir portföyde üç kripto para, bir hisse… 

Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Caner Özdurak, Bitcoin'in kripto paralar arasında hakimiyetinin azalmaya başlamasını, üzerinde çalıştıkları, ancak henüz tamamlanmayan bir örneklem üzerinden açıkladı.

Özdurak'ın çalışması, belirsizlik zamanlarında portföy çeşitliliği üzerine yaptığı araştırmalarla Nobel Ödülü sahibi olan ABD'li ekonomist Harry Markowitz'in modelini baz alıyor. 

Markowitz optimizasyonu üzerinden "Yatırım portföylerine Bitcoin, Ethereum ve Ripple eklersek ne olur?" sorusuna yanıt arıyor. Özdurak detayları şöyle açıkladı: 
 

Hiçbir kısıt koymazsanız, 2019 başından 2021 yılına kadar "BIST 30 endeksinde işlem gören hisse senetleri, Bitcoin, Ethereum ve Ripple ile bir portföy oluşturmaya çalışırsanız ve "getiriyi maksimize et" derseniz, portföy, maksimum getiriyi sağlamak için, BIST 30 ve Ripple'a hiç yatırım yapmıyor. Yüzde 81 Bitcoin, yüzde 19 Ethereum yatırımı yapmayı tercih ediyor. 

Bu süreyi 2020 başından günümüze kadar daraltırsanız, yine Bitcoin, Ethereum alıyor. Ancak bu sefer, Bitcoin'in ağırlığını yüzde 41'e düşürüyor, Ethereum'un ağırlığını yüzde 59'a artırıyor. 

Neden? Çünkü Ethereum'un getirisi 1-1,5 yıllık dönemde, Bitcoin'e göre daha fazla artacak. 

Zamanı daralttıkça, mart ayından günümüze baktığınızda, Bitcoin'i hiç almıyor. BIST 30'u almıyor. Maksimum getiri için bütün parayı Ethereum ve Ripple'a koyuyor. 

Yalnız burada şuna dikkat etmek lazım: Bu portföylerde hem hiçbir kısıt yok hem de sadece "getiriyi maksimize et" diyoruz. 

Bu portföyler yüzde 169'la yüzde 678 arasında getiriler sağlayan ancak yüzde 98 ile yüzde 110 standart sapması olan portföyler. 


"Altın ve kripto paralar aynı evrende değil"

Altının yerine bir kripto para konulmaya çalışılıyorsa olaya tersten bakılması gerektiğini söyleyen Özdurak, şöyle devam etti: 
 

Getiriyi maksimize etme de bana volatiliteyi minimize et" derseniz o zaman portföyde kripto paraları bırakıp borsa gibi konvansiyonel yatırıma dönüyor. Bir miktar da Ripple'a koyuyor. Risk alma dersem Bitcoin ve Ethereum'a hiç koymuyor. 

Bu bize şunu gösteriyor: Risklerinin ve getirilerinin farklarından dolayı altın ve kripto paralar aynı evrende değiller. 

O nedenle birbirlerinin ikameleri değil, birbirlerinin tamamlayıcıları olabilirler. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU