İlahiyatçılar, kadınların camiye alınmamasına tepkili… Balcı: Kadınların camiye alınmaması sapık bir anlayış; Özkes: Engelleme hem İslam'a hem de devlet nizamına karşı gelmektir

İstanbul Üsküdar'da bir erkeğin "kadınlar camiye giremez" sözlerine tepkiler sürüyor. İlahiyatçılar, kadınların camide ibadet etmelerini yasaklayan ayet ve hadis olmadığı görüşünde

"Camilere kadınlar giremez diye bir ayet mi, bir hadis mi var? Ben ne okudum ne gördüm ne duydum ne biliyorum. Bana hocalarım böyle bir şey öğretmediler. Peki kim, hangi kafayla bunu yapıyor? Artık bu yanlış tabuların yıkılması lazım."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu açıklamayı Ekim 2018'de "Camiler ve Din Görevlileri Haftası" dolayısıyla düzenlenen bir programda yaptı.

Erdoğan'ın yıllar önce değindiği konu önceki gün İstanbul Üsküdar'daki bir camide yaşanan bir olayla gündeme geldi.

Olayda "Kadınlar camiye giremez" diyen bir kişi, Marmara İlahiyat Fakültesi mezunu olduğunu söyleyen kadının camiye girmesine engel oldu.

Erkek, kadına "Sen benim gözümde havasın" diyerek hakaret etti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Genç kadın ise, "Kadınlar camiye giremez, kadınlar onu yapamaz, kadınlar bunu yapamaz... Siz kimsiniz ya!" diyerek tepki gösterdi. 

Olayın sosyal medyada duyulmasının ardından birçok kişi camiye girişe engel çıkartan kişiye tepki gösterirken kadına ise paylaştıkları mesajlarla destek verdi.

İlahiyatçılar, yaşanan olayı üzüntü verici olarak değerlendirerek "kadınlar camiye giremez" yaklaşımının dinde yeri olmadığı söyledi.

"Rivayetlerden kurgulanmış din"

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsrafil Balcı, kadının camiye alınmamasını sapık bir anlayış olarak değerlendirdi.

"Kadın camiye giremez" şeklinde bir yasağın sözkonusu olmadığını ifade eden Balcı, "Peygamber efendimiz zamanından yüzlerce örnek verilebilir. Kadın camide, cumada, bayramda, savaşta, pazarda yani sosyal hayatın bütün alanlarında vardır" dedi.

Yasağın peygamber veya sahabe dönemiyle ilişkilendirilemeyeceğini belirten Balcı, "Bunun arkasında büyük oranda Cemel ile birlikte başlayan, siyasi olaylara dahil olmasından dolayı kadını ötekileştirme, eve kapatmaya yönelik bir anlayış gelişmiştir. Bu 'kadının yeri evidir' şeklinde bir anlayışa dönüştürülmüş ve kadın ikinci sınıf konuma itilmiştir" diye konuştu.

 

İsrafil Balcı
İsrafil Balcı / Fotoğraf: Twitter

 

Peygamber zamanında camide olan kadının toplum dışı tutmanın kabul edilemez olduğunu kaydeden Balcı, "Bu kesinlikle İslam değildir, toplumun bunu bilmesi lazım. Gerçekler anlatılmalı. Peygamberin öğretisinden 'kadınlar camiye giremez' şeklinde anlam çıkarılamaz. Bu mümkün olmadığını gibi son derece yanlış bir şeydir. Ben buna 'rivayetlerden kurgulanmış din' diyorum" değerlendirmesinde bulundu.

"Kadını ayıran, ikinci sınıf yapan, camiye sokmayan, toplumda yer vermeyen bir din, din değildir" diyen ilahiyatçı Prof. Dr. Balcı, şunları kaydetti:

"Kadın yoksa din yarım kalır. Allah Kur-an-ı Kerim'de 'ey müminler' diyor. Ey kadınlar veya ey erkekler demiyor. Namaza çağırırken, rızkınızı arayın derken de erkek veya kadın demiyor. Dinin asıl kurucu metninde böyle bir yasak yok. Kadını ayırmak, camiye sokmamak gibi bir anlayış yoktur. Bu rivayetler daha çok birinci asırdan sonra üretilmeye başlandı. Siyasi koşulların etkisiyle gündeme getirilen rivayetler kadını eve hapsetmeye çalışan anlayışın ürünüdür. Maalesef bu anlayış geleneksel kabul haline gelmiş ve bugün bu şekilde karşımıza korkunç bir hezeyan olarak çıkabiliyor."

"Kadının namazını evinde kılması efdal, camide kılması mubahtır"

Hadisenin arka planıyla ilgili herhangi bir bilgiye sahip olmadığı belirten ilahiyatçı İhsan Şenocak da olayın üzüntü verici olduğunu söyledi.

Erkek, kadın ve çocuk dahil isteyen herkesin camiye girerek namaz kılabileceğini kaydeden Şenocak, "Bunun içindir ki bütün camilerde kadın bölümü vardır. İsteyen İslam kadını tesettürüyle girer orada namazını kılar. Kadınların camiye alınmayacağına dair ne bir ayet-i kerime ne de hadis-i şerif var" dedi.

 

ihsan şenocak.jpg
İhsan Şenocak / Fotoğraf: Twitter

 

Peygamberin kadınların namazlarını evlerinde eda etmelerinin daha faziletli olduğunu beyan ettiğini hatırlatan Şenocak, "Fakihler de bu çerçevede hüküm vermiştir. Bir Müslüman kadınının namazını evde kılması efdal, -çarşıda bulunduğu hallerde- camide kılması ise mubahtır" değerlendirmesinde bulundu.

Hz. Peygamber zamanında kadınların camiye gittiğini ve kendilerine ayrılmış kapışan hususi bölüme girerek namazlarını eda ettiğini aktaran Şenocak, "Bu durum Medine döneminin ilk yıllarında daha yaygındı. Sonraları Allah resulü kadınlar için evlerde namaz kılmanın daha faziletli olduğunu beyan buyurdu. Lakin yasaklamadı. Hala bugün peygamberimizin mescidinde kadınların girdiği kapı muhafaza edilmektedir" diye konuştu.

Kadınların evlerinden uzaktayken namazlarını kılabilecek en uygun ve güvenilir mekanın cami olduğunu ifade eden Şenocak, sözlerine şöyle devam etti:

"Kadınlar, erkelerin göremeyeceği bir şekilde kadınlar namazlarını kılarlar. Buna ne bir alim karşı çıkmıştır ne de sıradan bir Müslüman. Bu yüzden bahse medar hadise provokasyona benziyor. Sanki birileri İslam kadınlarını tahrik edip Ramazan-ı Şerifin ikliminden mahrum bırakmak istiyor ya da arka planda bilmediğimiz başka hadiseler var. Sonuç olarak Peygamber efendimiz zamanında kadınlar camiye ayrı bir kapıdan girer, kendilerine ait bölümde namazlarını eda ederlerdi. Ancak cuma namazı kadınlara farz değildir. Erkekler gibi cemaat namazı da kadınlara gerekli değildir. Beş vakit namazı kadınların evlerinde kılmaları efdaldır. 

"Bu hem İslam'a hem de devlet nizamına karşı gelmektir"

Yaşanan olaya tepki gösteren bir diğer ilahiyatçı da emekli müftü İhsan Özkes.

 

İhsan Özkes - aa.jpg
İhsan Özkes / Fotoğraf: AA

 

Olayı yakından takip ettiğini belirten Özkes, yapılan açıklamalardan kadınların camiye girmesine rıza göstermeyen kişinin din görevlisi veya cami ile ilgili bir sorumluluğunun olmadığının anlaşıldığını söyledi.

Engel çıkaran kişinin kendine göre hadisler sıralayarak kaynak göstermesini durumdan vazife çıkarma olarak değerlendiren Özkes, "Dini anlayış ve görünüşünü kişi ya da kişilere dayatma çabasına giriyor. Bu doğru değil ve bunun frenlenmesi lazım. Bunu önleyecek olan devlet ve ona bağlı olan diyanet ve dini otoritedir" dedi.

"Kadınların camiye alınması doğru değildir" demenin İslam'ı tümüyle inkar etmekle eşdeğer olduğunu ifade eden Özkes, "Hanım efendi kendisinin ilahiyat mezunu olduğunu söylüyor. Yani Türkiye'de din eğitim ve öğretimin verildiği yerden mezun olduğunu söylüyor ama buna rağmen kadına 'gözümde havasın' deme cüretini gösteriyor. İlahiyat lafını duyunca normalde özür dilemesi gerekirdi. İslam öyle bir dindir ki kadın erkek ayrımı yapmaz" şeklinde konuştu.

Kabe'de erkekler gibi kadınlarında cuma namazına iştirak ettiğini dile getiren Özkes, kimsenin din adına kadınları camiden uzaklaştıramayacağını belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bin 400 yıldır bu böyledir. Ama bizim toplumumuzda kadınlar cama namazına tarihi süreç içerisinde zamanla bu gibi anlayışlar nedeniyle gidememiş. Sosyal hayatın içinde olan kadın çalışırken veya gezerken neresi müsaitse orada namaz kılar. Buna en uygun yerde camilerimizdir. Hemen hemen tüm camilerde kadınlar için özel namaz kılma bölümleri vardır. 'Kadınların camiye gitmesinden razı değiliz, bu olamaz' anlayışını dayatmak hem İslam'a hem devlet nizamına karşı gelmek hem de toplumun sosyal yapısını bozmaya çalışmak, terörize etmektir. Bu haddi aşmaktır. Asla kabul edilemez."
 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU