Eski DSP Genel Başkanı Türker: 128 milyar dolar Türkiye'nin rezervi değil ki kayıp olsun, böyle bir rezerv yok

Tartışılan 128 milyar dolarlık rezervin Türkiye'ye ait olmadığını iddia eden Türker, "Berat Albayrak'ın fazla konuşturulması ve bazı atamalar hataydı" dedi ve ekledi: Millet İttifakı'nın başarısı DSP'yi dahil etmesiyle mümkündür

Masum Türker / Fotoğraf: AA

Kısa bir süreliğine de olsa ekonominin patronluğunu yaptı. DSP Genel Başkanlığı'ndan ayıldıktan sonra yaklaşık 6 yıldır adeta sessizliğe büründü. 

Eski Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Masum Türker, Eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ve ekonomiye ilişkin açıklamalarıyla gündeme geldi. 

Türk ekonomisine yönelik saldırı olduğunu savunan Türker, ''Bence Berat Albayrak başarılıydı Türkiye'de ekonomik bozukluk yaratmak için ciddi bir baskı sürecini sürdürüyorlar'' dedi. 

Türker'in bu açıklamaları hem iktidar hem de muhalefet kanadında ilginç bulundu. Özellikle sol kesimi şaşırtan Dr. Masum Türker ile ekonomik gidişatı, ''kayıp 128 milyar dolar'' ve ''AK Parti'nin sıradaki hamlesinin DSP olup olmadığını'' konuştuk

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)


"Altınların hepsi Türkiye'de"

Gerçekten ifade ettiğiniz gibi bu iktidar dışarıdaki varlıkları Türkiye'ye getirmeyi başardı mı? Bunun için mi Türk ekonomisi saldırıların hedefi oldu?

Dövizler kısmen geldi ama Merkez Bankası'nın kuruluşundan bu yana dışarıya taşıdığı altınların hepsi Türkiye'de. Yurtdışındaki ilgili yerlerde bunu biliyor. Altınların kalmasına gerek yoktu. Geçmişte ne zaman getirilme konusu gündeme gelse hep bir olay çıkardı.

"Saldırının gerçekleştiği bir dönemde ekonomi yönetimi başarılıydı"

Berat Albayrak hakikaten başaralı mıydı? 

Berat Albayrak altınların getirildiği dönemde enerji bakanıydı. Bana göre Berat Bey yönetimi döneminde bir iki hata dışında başarılıydı. Altınların getirildiği öğrenildikten sonra saldırı başladı. Saldırının gerçekleştiği bir dönemde ekonomi yönetimi başarılıydı.

"Berat Bey'in fazla konuşturulması ve bazı atamalar hataydı"

Sözünü ettiğiniz hatalar nelerdi?

Bazı atamalarda yanlışlar yapıldı. O atamalar nedeniyle zaman zaman yönetim farklı yansıtılıyordu. İkincisi ise Berat Bey çok fazla konuşturuluyordu.

"Türkiye'nin güçlü olmasından hep rahatsız oldular"

"Türk ekonomisine saldırının Türkiye'nin Libya ve Suriye gibi ülkelerde bulunmasıyla bir ilgisi var" dediniz bunu biraz açar mısınız?

Türkiye stratejik olarak önemli bir konumdadır. Eski Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra kurulmuş 22 devletin merkezidir. Dolayısıyla Türkiye'nin güçlü olmasından hep rahatsız oldular. Bu Lozan'dan beridir böyledir. Bu nedenledir ki Lozan'da Türkiye'den talep ettiğini alamayan ABD, anlaşmayı senatoda onaylamamıştır. Çünkü Türkiye anlaşma nedeniyle güçlü olmuştur. Mesela gelen altınlar meselesi daha önce gelecekti ama Kıbrıs olayları, ambargolar, haşhaş meselesi ve darbe bunu geciktirdi. 2018'in ilk çeyreğinde taşınması tamamlanan altınların getirilmesi Türkiye'nin elini güçlendirdi. 

 

Masum Türker
Masum Türker, by abdulhakim.gunaydin

 

"Ara madde üretimin milli olmaktan çıkması hataydı"

Şu andaki mevcut ekonomik gidişatı nasıl yorumluyorsunuz? 

Mevcut ekonomik gidişatı iki şekilde değerlendirmek gerekir. Dünya konjonktürü açısından ele alındığında Türkiye diğer ülkelere göre iyi durumda. 1999'da kurulan işsizlik sigortasının ekonomiye çok büyük faydası oldu. Bunun iç borçlanmada kullanılması bir birikim oluşturdu. Dünyada izin verilen karşılıksız para basma oranına göre ABD ve AB ülkelerini ele aldığımızda Türkiye en az para basan ülkelerden biri. Türkiye bu yönüyle güçlüdür. Ancak son 18 yılda uygulanan ekonomik politikalarda yanlışlıklar da yapıldı. Ara madde üretimin yavaş yavaş milli olmaktan çıkıp ithalata dayalı olması bir hataydı. Pandemi döneminde bir kıpırdama oldu. Özellikle enerji harcamalarındaki düşüş çok önemli.  

"Türkiye'de ulus politikası yok"

Türkiye'de halkın geniş kesimi pahalılıktan şikayet ediyor. Yüksek enflasyon, yüksek faiz ve yüksek dövize rağmen Türk ekonomisi iyi yol da mı?

Türkiye'de halkın şikayeti üretimin yokluğudur. Üretimin yani reel sektörün azalması şikayet konusudur. Sözünü ettiğim işsizlik sigortası bu konuda önemli bir görevi yerine getirdi. Ayrıca uluslararası konjonktüre göre ekonomi evriliyor. Türkiye'de eksik olan ulus politikasının olmayışıdır. En büyük eksiklik iktidar ve muhalefet birliye hareket etmiyor ve ortak bir ulus politikası yok. Eğer bu sağlanırsa Türkiye pandemi sürecinde bile çok iyi yerlere gelir. Türkiye'nin şu a bulunduğu konum buna müsaittir.

 

Masum Türker
Masum Türker / Fotoğraf: Twitter

 

"128 milyar dolar Türkiye'nin rezervi değil, böyle bir rezerv yok"

Ekonomi bakanlığı yapmış birisi olarak 128 milyar doların nasıl değerlendirildiğini düşünüyorsunuz?

128 milyar dolar Türkiye'nin rezervi değil. Bir kere böyle bir rezerv yok. Bir ülkede Merkez Bankası kurulurken ilk olarak mevcut rezervler içindeki altın ve dövizler rezerv olarak kabul edilir. Ama 1980'lerden sonra ekonominin küreselleşmesi rezervleri özkaynak ve yabancı kaynaklar olarak ayırdı. Yabancı kaynaklara dayalı rezervler sizin paranız değil ve sahibi istediği zaman alıp götürebilir. Çünkü güvencesi vardır. Türkiye'de bu konudaki ciddi değişim 1999'da IMF ile yapılan anlaşma ile sağlandı. Karşılıksız para basmamasına ilişkin Türkiye'nin IMF'ye verdiği mektup hala geçerlidir. Döviz varsa Merkez Bankası karşılığında para verir. İşte bu arada bir kısmı öz kaynak niteliğinde olan özelleştirme yoluyla ya da sabit yatırım yoluyla Türkiye'ye gelen paradır. Geri kalan para sıcak, borsa veya borçlanma yoluyla gelen paradır. Borçlanma ve sıcak yoluyla gelen para zaman zaman yurt dışına çıkar. İşin yapısal tarafına bakıldığında yapılan yorumlar yanlış. İktidar kendisine ait olmayan paraya rezervim diyor, o paralar sahipleri tarafından götürüldüğünde ise fırsat bekleyen muhalefet de nerede bu paralar diye soruyor. Mesela muhalefet 128 milyar dolar için ‘yanlış yaptığınız için para kaçtı' dese belki daha uygun olur. O paranın sahipleri vardı. Paralar sahiplerine gitti. 

"Yanlışa yanlış, doğruya doğru diyen biriyim"

Açıklamalarınız beraberinde bir tartışmayı getirdi. Ekonomiye ilişkin açıklamanızla bir yerlere mesaj verdiğiniz ileri sürüldü. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?

Bir yerlere mesaj verdiğim iddiası doğru değil. Zaten haberleştirilen açıklama da yeni değil. Çünkü yeni hiçbir açıklamam olmadı. Haber eski açıklamalarından yapıldı. Son 1-2 gündür açıklamanın teyidi için arayan birkaç yere röportaj verdim ve bunun dışında yakın zamanda konuşmadım. Yanlışa yanlış, doğruya doğru diyen biriyim. Yeri geldiğinde iktidarı da eleştiririm. Mesela son günlerde kurumlar vergisi ile ilgili yapılan düzenleme aslında ekonominin aleyhinedir. Kim bu aklı verdi bilmiyorum ama bu ekonomiyi sıkıştırır. Vergiyi artırmak yanlış bir uygulamadır. Doğru olan vergiyi artırmamaktır. Ülkenin bir vatandaşı olarak gerçekleri söylemek zorundayım. 

"Millet İttifakı'nın başarısı DSP'yi dahil etmesiyle mümkündür"

AK Parti'nin sıradaki hamlesinin Demokratik Sol Parti olduğu iddia edildi. Daha önce genel başkanlığını yaptınız DSP'nin Cumhur İttifakı'na katılması olası mı?

Ben partinin yönetiminde değilim ama şunu söylemek isterim; aslında Millet İttifakı'nın başarısı bu ittifaka Demokratik Sol Parti'yi dahil etmesiyle mümkündür. DSP'yi alırlar mı almazlar mı bilemiyorum. Ama eğer ittifakta bir sol parti yer almamışsa o ittifak güven vermez. Millet İttifakı'nın içerisinde Saadet Partisi, İYİ Parti ve Demokrat Partisi var ama neden DSP yok? İnsanlar bunu sorgulamaz mı? Halk bunu sorgular. Kendime yakın gördüğüm dost ve arkadaş CHP'lilere DSP'yi niye Millet İttifakı'na almıyorsunuz diye soruyorum. İttifak için DSP değil Millet İttifakı bileşenlerinin bunun için gayret göstermesi gerekir. Millet İttifakı başarmak istiyorsa bir sol partiyi bünyesine almalı. Çünkü halk "hangi ittifakın içinde sol parti var" diye soruyor. CHP Türkiye'de tek başına solu temsil etmiyor. Millet İttifakı'nı oluşturanlara bunu söylüyorum; siz sağ görüşlüler bir araya geliyorsunuz. Sağ kesime halkın size güvenebilmesi için yanınızda kendi arkadaşlarınız olan solcuları görmesi gerekir. Ben bunu eski bir siyasetçi ve DSP'nin sıradan bir üyesi olarak söylüyorum. Esas olarak Millet İttifakı'nın DSP'yi bünyesine alması için adım atması gerekir. DSP'nin Cumhur İttifakı'na katılacağı veya katılmak istediğine ilişkin bir bilgiye sahip değilim.

Masum Türker kimdir? 

1951'de Mardin'de doğdu. 

İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi'ni bitirdi. 

Yeminli Mali Müşavirlik, Türkiye Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odalar Birliği Genel Başkanlığı, Uluslararası Muhasebeciler Federasyonu (IFAC) Eğitim Komitesi Üyeliği, Türkiye Muhasebe Uzmanları

Derneği Başkanlığı, Gazete Sahipleri Derneği Başkanlığı, Gazi Üniversitesi Bolu İdari Bilimler Fakültesi öğretim görevliliği, Güneş Gazetesi Murahhas Üyeliği, Yeni Yüzyıl yazarlığı, Nokta Dergisi Genel Yayın Yönetmenliği yaptı. 

1989 yılında yapılan yerel seçimlerde Anavatan Partisi'nden (ANAP) İstanbul-Sarıyer belediye meclis üyeliğine seçildi. Bedrettin Dalan'ın kurucusu olduğu Demokrat Merkez Partisi'nde halkla ilişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevinde de bulundu. 

1991 yılında Doğru Yol Partisi'nden (DYP) milletvekili adayı oldu ancak seçilemedi. 1999 yılında ise Demokratik Sol Parti'den (DSP) İstanbul Milletvekili seçildi.

Kemal Derviş'in istifasından sonra 57. Hükümet'in son üç buçuk ayında Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olarak görev yaptı. 

2004 Yerel Seçimleri'nde DSP'den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak yüzde 1,3 (57 bin) oy aldı.

DSP Genel Sekreterliği görevinden ayrılarak genel başkan seçildiği güne kadar parti meclis üyeliğini sürdürdü. 

20 Ekim 2008 tarihinde Ankara'da yapılan, Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TURMOB) 19. Seçimli Olağan Genel Kurulunda iki yıl süreyle genel başkanlığa seçildi.

Zeki Sezer'in genel başkanlıktan istifasından sonra toplanan 17 Mayıs 2009 Olağanüstü Kurultayı'nda DSP Genel Merkez yöneticilerinin desteğiyle en geç bir yıl sonra toplanacak olan DSP 8. Olağan Kurultayı'na kadar DSP Genel Başkanlığı'na seçildi.

6 Haziran 2010'da Ankara'da yapılan DSP 8. Olağan Kurultayı'nda tekrar genel başkanlığa seçildi.

Hesap Uzmanlığı alanında doktora sahibi. Doktorasını, milletvekilliğinin sona ermesinin hemen ardından 2003 yılında İstanbul Üniversitesi'nde yaptı. 

Evli ve 2 Çocuk babası olan Türker, halen İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde de öğretim üyeliği yapıyor. 
 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU