BM ve Çin arasında Sincan Uygur Özerk Bölgesi görüşmeleri

“Yaptırımlar şeffaflık ve ifade özgürlüğüne saldırı teşkil ediyor. Uluslararası ortaklarımızla tüm dünyada insan haklarını savunmaya devam edeceğiz.”

BM ve Pekin, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ne bir misyon gönderilmesi konusunda görüşmeler gerçekleştiriyor. (Reuters)

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, başta Uygur Türkleri olmak üzere Müslüman azınlığa yönelik Batı ülkelerinin kınadığı baskıcı politikaların uygulandığı Sincan Özerk Bölgesi’ne bir BM misyonu gönderilmesi konusunda Çin ile ‘ciddi’ görüşmeler yapıldığını açıkladı.

AFP’nin haberine göre Guterres, Kanada CBC televizyonuna verdiği röportajda BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) ile Çinli yetkililer arasında ciddi müzakereler yapıldığını söyledi. Guterres, “Umarım yakında bir anlaşmaya varırlar ve OHCHR Komiseri herhangi bir kısıtlama veya engel olmaksızın Çin'i ziyaret edebilir” dedi.

Pekin’in söz konusu misyonun gerçekleşmesini istediğine dair kendisine birkaç kez teminat verdiğini belirten BM Genel Sekreteri, BM için önemli olanın OHCHR Komiseri’nin ziyaret etmek istediği yerlere ‘sınırsız erişimi’ olduğuna işaret etti.

ABD ve Avustralya merkezli kuruluşların araştırmalarına göre Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki ‘kamplarda’ en az bir milyon Uygur Türkü gözaltında tutulurken buradaki kadınların bazılarına ‘kısırlaştırma operasyonları’ yapılıyor. Bazıları da zorla çalıştırılıyor. Ancak Pekin tüm bu iddiaları yalanlıyor.

Diğer yandan Çin, geçtiğimiz cumartesi günü Pekin'in Uygur Müslüman azınlığa yönelik uygulamalarından dolayı ABD ve Kanada'nın yaptırımlarına misilleme yaptı. Söz konusu iki ülkeye yaptırımlar uyguladığını duyurdu. Washington bu adımın dosyaya daha fazla dikkat çekilmesine yol açacağını düşünüyor.

Çin Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre ABD Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu (USCIRF) üyeleri Gayle Manchin ve Tony Perkins’in yanı sıra Kanada Parlamentosu İnsan hakları Komisyonu üyesi milletvekili Michael Chong’a karşı yaptırım uygulama kararı alındı. Üç isim için ayrıca anakara Çin ile Makao ve Hong Kong özerk bölgelerine giriş yasağı getirildi.

AFP’nin haberine göre Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Çin'in yaptırım kararına ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi:

“Yaptırımlar şeffaflık ve ifade özgürlüğüne saldırı teşkil ediyor. Uluslararası ortaklarımızla tüm dünyada insan haklarını savunmaya devam edeceğiz.”

Kanada Başbakanı, ülkesinin ‘bu kabul edilemez yaptırımlarla mücadelede parlamenterleriyle dayanışma içinde olduğunu’ vurgulayarak “Uluslararası ortaklarımızla tüm dünyada insan haklarını savunmaya devam edecek” ifadesini kullandı.

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, ‘temelsiz’ olarak nitelediği yaptırımları kınayarak, bunların yalnızca Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde daha fazla ‘soykırım’ araştırması yapılmasına yol açacağını vurguladı. Blinken açıklamasında şunları söyledi:

“Pekin'in insan hakları ve temel özgürlükler hakkında konuşanlara gözdağı verme ve susturma girişimleri sadece Sincan Özerk Bölgesi’nde işlenen soykırım ve insanlık suçlarına yönelik daha fazla uluslararası araştırma yapılmasına katkıda bulunuyor.”

Kanada Dışişleri Bakanı Marc Garneau da “İnsan haklarını ve demokrasiyi ihlal edenlere dünyanın gözünün üzerlerinde olduğunu hatırlatmak için safları sıkılaştırmalıyız” dedi.

Garneau daha önce yaptığı bir açıklamada, Çin'i ‘kendilerine açıkça mesajlar göndermedikçe değişmeyecek zorbalara’ benzetmişti.

Kanadalı milletvekili Michael Chong ise Çin’in kendisine uyguladığı yaptırımları ‘göğsündeki bir madalya’ olarak gördüğünü söyledi. Chong, “Çin'i Hong Kong'daki baskılarından ve Uygurlara yönelik soykırımdan sorumlu tutmak bizim görevimizdir” ifadelerini kullandı.

Çin Dışişleri Bakanlığı geçtiğimiz cumartesi günü yaptığı açıklamada, ABD ve Kanada'yı ‘söylentilere ve yanlış bilgilere dayanarak’ yaptırımlar uygulamakla suçladı.

Yaptırım uygulanan kişi ve kuruluşların Çin vatandaşları veya kuruluşlarıyla ticari faaliyetlerde bulunmasının da yasaklandığı belirtilen açıklamada “Sincan Özerk Bölgesi ile ilgili konularda siyasi manipülasyon durdurmalı ve Çin'in iç işlerine herhangi bir şekilde müdahale edilmesinden vazgeçilmeli” denildi. Bakanlık açıklamasında, ‘aksi takdirde parmaklarını yakacaklar’ tehdidinde bulunuldu.

Avrupa Birliği (AB), İngiltere, Kanada ve ABD bu hafta, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki siyaset ve ekonomik alanlarından bazı yetkililere karşı, insan hakları ihlalleri raporları çerçevesinde koordineli bir şekilde yaptırımlar uyguladılar. Buna karşın Pekin, Avrupa ülkelerinden ve İngiltere’den bazı kişilere yaptırımlar uygulayarak misillemede bulundu.

Blinken açıklamasında konuyla ilgili şunları söyledi:

“Kanada, İngiltere, AB ve dünyadaki diğer ortaklar ve müttefiklerle dayanışma içindeyiz. Çin Halk Cumhuriyeti'ni, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Uygur Türklerine ve diğer etnik ve dini azınlıklara yönelik ihlallerine ve istismarlarına son vermeye ve keyfi olarak gözaltına alınanları serbest bırakmaya çağırıyoruz.”

Pekin, Sincan Özerk Bölgesi’ndeki durumun bir ‘iç mesele’ olduğunda ısrar ederken geçtiğimiz cuma günü, Uygur azınlığa yönelik uygulamalarla ilgili ‘yalanlar ve yanılsamalar’ yaymakla suçladığı İngiltere’den 9 kişiye ve 4 kuruluşa yaptırımlar uyguladığını duyurdu.

Pekin'i kadınları zorla kısırlaştırmak ve zorla çalıştırmakla suçlayan insan hakları örgütlerine göre Çin'in kuzeybatısındaki Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde en az bir milyon Uygur Türkü ve çoğunluğu Müslüman olan azınlıklar kamplarda tutuluyorlar.

Ancak Çin bu iddiaları şiddetle yalanlıyor. Söz konusu kampların Uygurların sivillere yönelik birçok kanlı saldırısından sonra nüfusu dini aşırılık ve ayrılıkçılıktan uzak tutmayı amaçlayan ‘mesleki eğitim merkezleri’ olduğunu iddia ediyor. Pekin daha önce de eski ABD Başkanı Donald Trump'ın yönetiminden yaklaşık 30 isme yaptırım uygulamıştı. Bu isimler arasında eski ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da bulunuyor.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU