AB Liderler Zirvesi bildirisi: Türkiye ile kademeli, orantılı ve geri dönülebilir şekilde iş birliğini geliştirmeye hazırız

AB liderleri, Türkiye ile karşılıklı ilgi alanlarında yüksek düzeyli diyalog başlatmaya hazır olduklarını bildirdi

Fotoğraf: AA

Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi'nde ekonomi, göç, toplumlar arası temas ve seyahat gibi konularda Türkiye ile iş birliğinin güçlendirilmesi kararlaştırıldı.

Video konferans yöntemiyle düzenlenen AB Liderler Zirvesi'nin bildirisinde Türkiye ile ilgili kısım, zirve toplantısı devam ederken yayımlandı.

Bildiride, AB'nin Doğu Akdeniz'in istikrarlı ve güvenli olmasında, ayrıca Türkiye ile iş birliği ve karşılıklı çıkara dayanan bir ilişkide çıkarı bulunduğu vurgulandı.

"Hukukun üstünlüğü ve temel haklar endişe konusu"

Bildiride, hukukun üstünlüğü ve temel hakların asıl endişe konusu olduğu, siyasi partilerin ve medyanın hedef alınması ve yakın zamandaki diğer kararların insan haklarına yönelik gerilemeyi temsil ettiği, bunun Türkiye’nin demokrasiye saygı yükümlülüğüne, hukukun üstünlüğüne ve kadın haklarına aykırı olduğu savunularak, bu alanlarda diyaloğun AB-Türkiye ilişkilerinin ayrılmaz bir parçası olmayı sürdürdüğü ifade edildi.

Doğu Akdeniz'de gerginliğin düşmesinden, Türkiye ile Yunanistan arasında görüşmelerin başlamasından ve Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik görüşmeler yapılacak olmasından duyulan memnuniyetin dile getirildiği bildiride, şu ifadeler yer aldı:

Gerginliğin düştüğü mevcut durumun devam etmesi ve Türkiye'nin yapıcı şekilde çalışması şartıyla ve önceki AB Konseyi sonuçlarında belirlenen koşullara bağlı olarak son dönemdeki daha olumlu dinamiği güçlendirmek için AB, ortak ilgi alanlarında iş birliğini geliştirmek üzere Türkiye ile kademeli, orantılı ve geri dönülebilir şekilde çalışmaya ve hazirandaki AB Konseyi toplantısında daha fazla karar almaya hazırdır.

Gümrük Birliğinin güncellenmesi 

AB liderleri, AB Komisyonunu Gümrük Birliğinin tüm üye ülkelere etkili şekilde uygulanması sağlanarak uygulamadaki mevcut zorlukları ele almak üzere Türkiye ile görüşmeleri yoğunlaştırmaya davet etti.

Liderler, buna paralel olarak AB Konseyini de Gümrük Birliğinin güncellenmesi için yetki üzerinde çalışmaya davet etti.

Bildiride, "Kamu sağlığı, iklim, terörle mücadele ve bölgesel konular gibi karşılıklı ilgi alanlarında Türkiye ile yüksek düzeyli iş diyaloğu başlatmaya hazırız. AB Komisyonunu, Türkiye ile halklar arasında temas ve seyahat konularında iş birliğinin nasıl güçlendirileceğini araştırmaya davet ediyoruz" denildi.

Bildiride, Türkiye'ye "yeni provokasyonlardan ve uluslararası hukuku ihlal edecek tek taraflı adımlardan" kaçınması çağrısı yapılarak, böyle bir durum halinde AB'nin ve üye ülkelerin çıkarlarını savunmak, ayrıca bölgesel istikrarı korumak için eldeki araçların ve seçeneklerin kullanılması konusunda kararlı olunduğu belirtildi.

Suriyelilere yardım devam edecek

Türkiye'nin 4 milyon civarında Suriyeliye ev sahipliği yapmasının takdirle karşılandığı belirtilerek, "AB'nin mültecilere ve ev sahipliği yapan topluluklara yardımının devam etmesi konusunda mutabıkız. AB Komisyonunu Türkiye'nin yanı sıra Ürdün, Lübnan ve bölgenin diğer yerlerindeki Suriyeli mülteciler için finansmanın devamı konusunda AB Konseyi'ne teklif sunmaya davet ediyoruz" ifadesine yer verildi.

Bildiride, göç yönetimi ve AB’nin bütün göç yollarına ilişkin kapsayıcı stratejisinde Türkiye ile iş birliğinin güçlendirilmesi gerektiğine dikkati çekilerek, özellikle sınır koruma, yasa dışı göçle mücadele, düzensiz göçmenlerin geri dönüşü ve iltica talebi reddedilenlerin Türkiye’ye gönderilmesinin, AB-Türkiye mutabakatına uygun biçimde ve ayrım yapılmaksızın uygulanmasının önemine işaret edildi.

AB Konseyinin Kıbrıs konusunda anlaşmazlığın Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararlarına uygun biçimde giderilmesine bağlı olduğu belirtilen bildiride, AB’nin gözlemci olacağı ve BM himayesinde yeniden başlanacak müzakerelerin sabırsızlıkla beklendiği, müzakereleri aktif biçimde destekleneceği ve BM'nin İyi Niyet Misyon Ofisine temsilci atanacağı kaydedildi.

Haziran zirvesinde yeniden görüşülecek

AB liderleri, Türkiye ve bölgedeki tüm aktörlerin Libya, Suriye, Güney Kafkaslar gibi bölgesel krizlerde çözüme yönelik olumlu katkı sunmasını beklediklerini vurguladı.

Düzenlenmesi teklif edilen Doğu Akdeniz Konferansı konusunda ise AB Dış İlişkiler ve Güvenlik politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in çalışmalarını ilerletmesi istendi.

Bildirinin sonunda, "Gelişmeleri yakından izlemeye devam edeceğiz ve ortaklarımızla koordineli bir yaklaşım arayışı içinde olacağız. AB Konseyi, bu konuyu hazirandaki toplantısında tekrar ele alacak" denildi.

Dışişleri’nden açıklama

Dışişleri Bakanlığı rapora ilişkin yaptığı açıklamasında, “Değerlendirme bölümünde olumlu gündemin gereği vurgulanmış olsa da, birkaç üye ülkenin dar görüşlü iddialarının etkisinde ve Türkiye-AB ilişkilerine tek yönlü bakış açısıyla kaleme alındığı görülmüştür” ifadelerine yer verdi.

“Bununla birlikte, Türkiye-AB ilişkilerini olumlu gündem temelinde ilerletme konusunda raporla ortaya konulan çabayı ve Zirve Bildirisine yansıtılmaya çalışılan söylemi memnuniyetle karşılıyoruz” denilen açıklama şöyle devam etti:

Müzakere eden aday ülke olarak AB ile ilişkilerimizi üyelik hedefi doğrultusunda, işbirliği ve karşılıklı yarar temelinde geliştirmeyi biz de içtenlikle arzu ediyoruz. Zira, gerginliğin azaltılması ve diyalog kanallarının yeniden işler hale getirilmesi Türkiye’nin ve sağduyulu birçok AB üyesi ülkenin çabalarıyla mümkün olabilmiştir. Bu bağlamda, AB tarafından olumlu gündem temelinde somut ve yapıcı adımlar atılması haklı beklentimizdir. Bu adımların Zirve bildirisinde koşullara bağlanması, sadece belli alanlara değinilmesi ve Haziran’a ertelenmesinin ise, yakalanan olumlu ivmenin kaybolmasına sebebiyet vermemesini umut ediyoruz. 18 Mart Mutabakatı’nın göç konusunda işbirliği dahil tüm unsurları ile yenilenerek uygulanmaya devam edilmesi için AB ile çalışmaya hazır olmamıza ve bu konuda somut öneriler sunmuş olmamıza rağmen, AB tarafının Mutabakatın kapsamlı içeriğini gözardı ederek seçici davranmak ve muğlak ifadelere yer vermek zorunda kalması, birlikte küresel aktöre dönüştürmek istediğimiz AB açısından zayıf adımlar olarak kalmıştır. Hukukun üstünlüğü ve temel haklar alanlarında diyalogdan öte, katılım müzakereleri çerçevesinde fasıl bazında çalışılması gerektiğini düşünüyoruz.

Bakanlık, AB’nin 23 ve 24. fasılları, yeni genişleme strateji çerçevesine de uygun olarak, açmasını beklediklerini bildirerek, “Türkiye, Libya, Suriye, Güney Kafkasya gibi bölgesel krizlerin çözümü yönündeki çabalarını sürdürecektir. Bu konularda AB ile işbirliği, bölgesel barış ve istikrarın güçlendirilmesi ile ortak çıkarlarımızın ilerletilmesine katkı sağlayacaktır. Bu bakımdan sadece bölgesel konularda ve sağlıkta değil, ekonomi, enerji, ulaştırma, terörle mücadele, göç yönetimi ve vize serbestisi gibi ortak çıkarlarımıza hizmet eden tüm alanlarda yerleşik üst düzey diyalog mekanizmalarının derhal başlatılmasından yanayız” ifadelerini kullandı.

Bakanlık açıklamasında şunlar kaydedildi:

Yunan-Rum ikilisinin maksimalist tutumunu, tek yönlü kışkırtıcı faaliyetlerini görmezden gelen ya da AB dayanışması ruhuyla engelleyemeyen AB’nin, ülkemizin ve KKTC'nin Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetlerini yasadışı olarak nitelendirmesi uluslararası hukuka aykırıdır. AB'nin bu konuda yetki ve yargı hakkı da bulunmamaktadır. Kıbrıs konusundaki ifadeler ise Kıbrıs Rum tarafının çıkarlarını savunmaya yönelik, gerçeklikten kopuk yazımlardır ve olası bir uzlaşıya da katkıda bulunmamaktadır. Bildiride Kıbrıs Türklerine ve meşru hak ve çıkarlarına yine atıfta bulunulmaması da, AB’nin Kıbrıs konusunda taraflı ve önyargılı tutumunun devam ettiğini göstermektedir. AB’nin ortak çıkarlarımız yönünde atacağı olumlu adımlar, aday Türkiye tarafından olumlu adımlarla karşılanacaktır.

 

Independent Türkçe, AA

DAHA FAZLA HABER OKU