Ekonomik bölgeleri hedef alan Rus uçaklarına resmi açıklamalarda, "Esad rejimi" deniliyor… Adı konulmamış gerginliğin kodları ülkenin sivil alanlarına korku olarak yansıyor

Suriye'ye çözüm siyaseten mi gelecek yoksa Rusların en iyi bildiği silahla mı? Türkiye'nin etkin olduğu bölgelere yapılan saldırılar asimetrik bir savaşın göstergesi olarak yorumlanıyor. Bölgede yaşayan milyonların payına düşen ise endişe

Suriye'deki iç savaşa siyasi bir çözüm bulmak amacıyla yeni uluslararası süreçlerin başlatılması gündemdeyken muhaliflerin ellerinde tuttuğu bölgelerde yaşayan insanların nefes almasını sağlayacak ekonomi alanları hedef alınıyor. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)


5 Mart'ta Cerablus Hamran'daki mazot pazarı ile Tarhin'deki petrol rafinerileri vuruldu. 5 kişinin ölmesine neden olan saldırılardan 10 gün sonra aynı bölgeye bir saldırı daha yapıldı. 

Bu ilçeler, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) 2016'daki Fırat Kalkanı Harekâtı'yla IŞİD'in elinden alınan yerler arasında. 

Balistik füzelerle yapılan saldırıların ardından açıklama yapan Milli Savunma Bakanlığı (MSB), saldırıların kim tarafından yapıldığına yönelik net bir bilgi vermedi.

Açıklamada ''Fırat Kalkanı bölgesine yönelik gerçekleşen ve sivilleri hedef alan atışların başlamasını müteakip atışların durdurulması için RF (Rusya Federasyonu) tarafına bildirimde bulunulmuş, belirlenen hedefler ateş altına alınmıştır'' denildi. 

Türkiye sınırın dibi vuruldu

Ancak Suriye'de ekonomi bölgelerine yönelik saldırılar durmadı. 21 Mart'ta İdlib, bir dizi saldırının hedefi oldu.  

Türkiye, Rusya ve İran arasında yapılan mutabakatla ''Gerginliği Azaltma Bölgesi'' olarak ilan edilen ancak çoğu zaman Rusya ve Suriye yönetimine bağlı güçlerin saldırılarının hedefi olan İdlib'in Atarib ilçesindeki bir hastane 21 Mart günü hedef alındı. Saldırıda 1'i çocuk 5 sivil öldürüldü.

Aynı gün Türkiye sınırındaki Sarmada ilçesinde bulunan ticari araç parkı ile milyonlarca iç mülteciye ev sahibi olan Kah ilçesindeki gaz dolum tesisi füzelerle vuruldu. Saldırılar, büyük maddi zararlara yol açtı.

Bu saldırıların ardından yapılan MSB açıklamasında hedef Suriye hükümetiydi. Esad yönetiminin bu bölgeleri hedef aldığının belirtildiği açıklamada rejimin "insanlık suçu" işlediği belirtildi. 

 


Bu açıklamadan kısa bir süre sonra Rusya Hava Kuvvetleri, yapılan saldırıların görüntüleri yayınlayarak "Saldırıları ben yaptım" mesajı verdi. 

Daha ilerisi yok... İlerisi sınırın dikenli telleri

Suriye'de konuştuğumuz herkes, saldırıların Rusya tarafından yapıldığını ve Türkiye'nin üslerinin bulunduğu alanlarda bir tedirginlik oluşturmaya çalıştığını söylüyor. İdlib'de vurulan bölge uzun süredir herhangi bir saldırının hedefi olmuyordu.

Türkiye sınırına kuş uçuşu 6,5 kilometre mesafedeki bu alan, herhangi bir saldırı veya çatışma durumunda, sıcak hatta bulunan Suriyeliler tarafından bir "sığınak" olarak görülüyor. Geçen yıl Rusya'nın saldırılarında yüz binlerce kişi daha evlerini terk ederek buralara gelmişti. Şimdi hem onlarda hem de daha iç bölgelerdeki Suriyelilerde ''artık gidecek yerimiz kalmayacak'' endişesi başlamış durumda. 

 

 

 

O endişeyi taşıyanlardan biri Muhammed Alhamdi… Hama'dan başlayan göç yolculuğunda ilk durağı 2014 yılında Halep olmuş. Eşi, annesi, babası ve 4 çocuğuyla birlikte 2016'ya kadar Halep'te yaşayan Alhamdi ailesi, Halep Rusya'nın sert hava saldırılarıyla Suriye hükümetinin eline geçince İdlib'e gelmiş. Eğer bu saldırılar artarsa artık gidecekleri hiçbir yer yok. Daha ilerisi sınırın dikenli telleri. Ve Türkiye uzun zamandır yeni mülteci kabul etmiyor. 

Tek kelime: Korkuyoruz

Benzer tedirginlik, Fırat Kalkanı Harekatı bölgesinde de yaşanıyor. Mazot tankerleri, artık rafineri bölgesine ya da mazot pazarına gitmiyorlar. Tanker şoförü Azezli Mahmud Mulhame tankerini yolda bırakmış olmasının nedenini tek kelimeyle anlatıyor: Korkuyoruz. 

Bölgede görev yapan sivil savunma görevlileri, Tarhin ve Hamran'daki mazot bölgesine yapılan saldırılarda tespit edilen zararın 6 milyon dolardan fazla olduğunu söylüyor. 

Ama parayla ölçülemeyecek bir zarar da insanların psikolojilerine olmuş. Tarhin Sivil Savunma Birimi'nin müdürü Ebu Salah, "Zaten iç savaşın yorduğu insanlar buralarda geçimlerini sağlayabiliyordu. Binlerce aileden bahsediyoruz. Şimdi geçimlerini nasıl sağlayacaklarını düşünüyorlar" diyor. 

 

mülteciler.jpg
Türkiye sınırındaki bölgelerde, kamyon kasalarında, çadırlarda veya daha şanslıları briket evlerde yaşayan mülteciler için başka bir durak kalmadı / Fotoğraf: Independent Türkçe 

 

''Mesajı alan da mesajı veren de anlıyor''

Suriyeli sivillerin yaşadığı bu korkunun üzerinde ise uluslararası siyasetin tozlu bulutları geziyor. Resmi açıklamalarda saldırı failinin açıkça yazılmaması, her şeyin ince bir çizgiyle birbirini tuttuğu Suriye sahasındaki bu dengenin bozulmaması için. Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar'a göre bu dengenin bozulmaması için iki taraf da dikkat ediyor ama mesajı alan da mesajı veren de ne demek istendiğini anlıyor. Açıklamalardaki gri ton, asimetrik kodları bulunan mücadelenin doğrulsallaşmaması için.  

''Türkiye, Rusların benimsediği çözüm yolunu reddetti''

İç savaşla birlikte Suriye ordusundan ayrılan Albay Ahmed Hammade, Rusların muhalefete baskıyı arttırmak için ekonomik bölgeleri vurduğunu belirtiyor.

Suriye'nin Arap Ligi'ne geri dönmesi için diğer Arap ülkelerinin ikna edilemediğini söyleyen Hammade, "Türkiye de Rusların benimsedikleri askeri çözümünü reddetti" diyor ve ekliyor: "Rusya askeri çözüme inanıyor. İstediğini gerçekleştirmek için de silaha başvuruyor ve amacı için zaman kazanmaya çalışıyor. Bu yüzden, bu zamana kadar herhangi bir ateşkes taahhüdü de vermedi." 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU