Kılıçdaroğlu: İktidar, Kürt kökenli vatandaşlarımızı düşmanlaştırıyor

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Siz, etnik kimliği dolayısıyla milyonları kutuplaştıramazsınız, düşman ilan edemezsiniz" diye konuştu

Fotoğraf: AA

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu "İktidar, Kürt kökenli vatandaşlarımızı düşmanlaştırıyor. Bu, toplumsal barışımızın dibine dinamit koymak demektir" diye konuştu.

Cumhuriyet gazetesinden İpek Özbey'e açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, HDP'lilerin fezlekeriyle ilgili soruya yanıt verdi.

İktidarın "Kürt kökenli vatandaşlar"ı düşmanlaştırdığını kaydeden CHP lideri şöyle devam etti:

Bu, toplumsal barışımızın dibine dinamit koymak demektir. Bu ülkenin kuruluşunda, büyümesinde, kalkınmasında hepimizin alın teri ve emeği vardır. Siz, etnik kimliği dolayısıyla milyonları kutuplaştıramazsınız, düşman ilan edemezsiniz. Bu ülkede hepimiz demokrasi istiyoruz. Kimseyi kimliğinden, yaşam tarzından, inancından dolayı ötekileştiremezsiniz. Demokrasiden yana olanlar bir ittifak oluşturup, adına “Millet İttifakı” dediler. Siz bunu yok etmek istiyorsunuz, bunun için birtakım siyasi mühendislikler yapıyorsunuz. Kendi aklınıza göre bazı projeler geliştiriyorsunuz. İYİ Parti’yi, Saadet’i nasıl koparabiliriz, bunun arayışı içindeler ve bu ittifakı bozabileceklerini düşünüyorlar. Halk bu konuda kararlı, “biz bunları göndereceğiz” diyor. Canına tak etti vatandaşın.  

"Akşener doğruyu söylüyor"

Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in "Milletin derdi konuşulmasın diye önlerine getirilen fezlekelere gözü kapalı el kaldırmayacaklarını” ifade etmesini de "Anayasada fezlekelerle ilgili gruplar karar alamaz diyor. Milletvekili kendi vicdani kanaatine göre karar verecek. Burada Sayın Akşener’in de söylediği bu. Doğruyu söylüyor" diye değerlendirdi.

"Demirtaş ve Sancar'ın Gara operasyonu dolayısıyla yaptıkları açıklamalar değerlidir"

Kılıçdaroğlu, "Sizin HDP’ye karşı bir rezerviniz var mı?" sorusunu da şu ifadelerle yanıtladı:

Yasalar çerçevesinde kurulmuş hiçbir siyasi partiye karşı rezervimiz yok. Biz her siyasi partinin teröre ve terör örgütlerine karşı çıkmasını, isteriz. Ayrıca her siyasi partinin terör örgütleriyle arasına amasız, fakatsız, lakinsiz mesafe koymasını ve karşı çıkmasını da isteriz. Bu bağlamda Sayın Mithat Sancar’ın da Sayın Selahattin Demirtaş’ın Gara operasyonu dolayısıyla yaptıkları açıklamalar değerlidir.  

"AB’den aldıkları fonun seslendirmesini yaptılar... "

Özbey'in "İnsan Hakları Eylem Planı açıklandı. Altı çizilmesi gereken maddelerden biri, lekelenmeme hakkıydı. 130 bin kişinin bir gecede terörle iltisaklı gösterilerek devlet görevinden ihraç edildiği düşünülürse, bu mesela lekelenmeme hakkıyla ilgili değil mi? Ya da “Uzun yargılama zararları kaldırılacak” dendiğinde “Osman Kavala’nın hâlâ hapiste olması” büyük bir çelişki değil mi?" sorusuna Kılıçdaroğlu'nun verdiği yanıt ise şöyle oldu:

Erdoğan’ın söylemlerini eylemleriyle kıyaslamak gerekir. Bu konuda söylemi ile eylemi arasında 180 derece fark var... Yaptıklarına bakın, bir otoriter yönetimin tüm icraatlarını görebilirsiniz. Osman Kavala, Selahattin Demirtaş gerçeği ortada dururken siz hangi insan haklarından söz ediyorsunuz? Boğaziçili öğrencilerin haklı eylemlerine karşı yapılanlar bu ülkede insan haklarının nasıl yok edildiğini gösteriyor. Aslında AB’den aldıkları fonun seslendirmesini yaptılar... 

Kılıçdaroğlu, AB'nin İnsan Hakları Planı'nın hayata geçmesini bekleyip beklemediği sorusunu, "Erdoğan yapamaz, karakteri izin vermez. Erdoğan kendisini ülkenin tek sahibi sanıyor. Ona göre cezaevlerinde hiçbir siyasi tutuklu yok, çünkü hepsi terörist. Hiçbir gazeteci yok, yatanların hepsi terörist. Bizim İstanbul İl Başkanı bile terörist. Soğan üreticileri terörist, seracılar terörist. Erdoğan’a karşı çıkan herkes terörist..." diye yanıtladı.

 

 

 

Independent Tükçe, Cumhuriyet

DAHA FAZLA HABER OKU