Öcalan’ın mektubunu okuyan Ali Kemal Özcan: 20 Haziran’dan sonra görüşebilsem 16 vatandaşımız ailesiyle birlikte olurdu

"Türkiye'nin savaşsızlığa, şiddetsizliğe, terörsüzlüğe ihtiyacı var

Fotoğraf: AA

İstanbul Büşükşehir Belediye Başkanlığı için tekrarlanan seçim öncesi İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan ile görüşen ve mektubunu kamuoyuna açıklayan Tunceli Munzur Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ali Kemal Özcan, “20 Haziran’dan sonra görüşebilsem 16 vatandaşımız ailesiyle birlikte olurdu” dedi.

Sözcü gazetesinden İsmail Saymaz’a konuşan Özcan, Gara’da 13 Türkiye vatandaşı ile 3 TSK mensubunun PKK tarafından öldürülmesine dair açıklamalarda bulundu. Özcan’ın açıklamaları şöyle:

Bugün ‘Mektup getirmeseydim' diyor musunuz?

Ben tarihi bir iş yaptığımıza inanıyorum. Bir: Ben İstanbul seçimleri için gitmedim. İki: İstanbul seçimlerini ne Erdoğan ile ne de Öcalan ile konuştum.

Mektupta İstanbul seçimi geçiyor.

Hayır, geçmiyor.

Öcalan, HDP'lilerin seçimde yansız kalmasını istiyor.

İstanbul seçimleri ifade olarak geçmiyor.

Ama İstanbul seçimlerine dair konuştunuz?

İstanbul seçimleri için kullanıldı, ayrı bir şey. O doğru. Ama ben İstanbul seçimleri için gitmedim. İki gün altı saat konuştuk. Bakın bakalım, seçimler kaç cümlede geçiyor?

İmralı'ya kaç kez gittiniz?

16 ve 20 Haziran 2019'da gittim.

İkisi de seçimden önce…

Doğrudur. Taraflardan biri İstanbul seçimine yüklendi, öbürü karşı tarafa. Oysa Öcalan'ın mektubu diyor ki “Millet ve Cumhur ittifakları arasında şuna buna payanda olmayın.”

Bu tutumu aldığınıza pişman mısınız?

Tabii ki değilim. Eğer o gün Öcalan ve Ali Kemal Özcan dinlenseydi, İstanbul'u Binali Yıldırım kazanmış olurdu. Madem tahmin yapıyoruz, değil mi? Bugün 16 kişi ölmemişti.

Ne alakası var?

Öcalan'ın dediği çıkmış olacaktı. Kürtlerin tarafsız kalması ile iki cephenin birbiriyle uğraşması devam edecekti. Kim kazanıyorsa “Helal olsun” denilecekti. Kürtler niye bu işe alet olsun?

Siz onlardan biri adına İmralı'ya gitmediniz mi?

Benim kim adına gittiğimi nereden çıkardınız?

Birinin izniyle gitmiyor musunuz?

Devlet izniyle gittim ben. Devlet var ortalıkta.

 Devlet sizin getireceğiniz mektupta “Kürtler CHP'ye oy versin” denileceğini bilse gitmenize izin verir miydi?

O onların işi. Ben maksadıma bakarım. Çünkü Türkiye'nin savaşsızlığa, şiddetsizliğe, terörsüzlüğe ihtiyacı var. Şunun bunun belediye başkanı olmasına değil.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

20 Haziran 2019'dan sonra görüşebildiniz mi?

Görüşebilsem 16 vatandaşımız ailesiyle birlikte olurdu.

Neden görüştürmediler?

Onu bilemem. Onu görüştürmeyenlere soracaksınız.

Kılıçdaroğlu diyor ki, “Bu çocuklar için çağrı yapılmasını neden istemediniz?”

Aynen öyle! Kılıçdaroğlu'nun siyaset tarzına bir sürü eleştirim var. Ama bu cümlesi doğru. Bu cümlesi tarihidir.

Sizin böyle bir talebiniz oldu mu?

Özel olarak bu 13 vatandaş için başvurum yok.

Sizden böyle bir talep olsaydı nasıl karşılardınız?

Kafa üstü atlardım! Çünkü ben acı ile yaşayan bir insanım.

Sonuç alınabilir miydi?

Yüzde 99 değil, yüzde 100.

 

Sözcü, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU