Merkez Bankası'nın sonraki adımını ve dolar/TL'nin 7 lira altında kalıp kalmayacağını ne belirleyecek?

Merkez Bankası'nın politika faizini yüzde 17'de bırakmasının ardından dolar/TL'nin 7 lira altında seyri sürüyor. Bundan sonrasında takip edilecek konu enflasyondan çok enflasyon beklentisi

Fotoğraf: AFP

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Naci Ağbal'ın 7 Kasım'da TCMB Başkanlığı'na atanmasının ardından gerçekleşen dördüncü Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini sabit tutma kararı aldı. 

19 Kasım'daki toplantı sonrası yüzde 10,25 seviyesinden yüzde 15'e çekilen faiz, 24 Aralık'taki toplantıda ise yüzde 17 olarak belirlenmişti. 21 Ocak ve 18 Şubat'taki son iki toplantıda da bu seviye değiştirilmedi. 

Ağbal'ın göreve gelmesinden sonra verdiği her röportajda da TCMB'nin PPK metinlerinde de özellikle vurgu yapılan bir konu var: Enflasyon 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)


Yılın ilk Enflasyon Raporu'nun 28 Şubat'taki sunumunda 2021 sonu enflasyon tahminini yüzde 9,4 seviyesinde açıklayan Naci Ağbal, yüzde 5'lik orta vadeli enflasyon hedefine ulaşana kadar sıkı para politikasının devam edeceğini söylemişti.

Ağbal'a göre 2022 sonunda yüzde 7'yi görecek enflasyonun yüzde 5'e gerilemesi 2023 sonunu bulacak. 

5 Şubat'ta Reuters'a bir mülakat veren Ağbal, hâlihazırda yüksek seyreden enflasyonda yukarı yönlü baskının devam ettiğine işaret ederek faizlerde indirimin uzun bir süre gündeme gelmesini beklemediğini, faiz artırımının ise hâlâ bir seçenek olmayı sürdürdüğünü ifade etmişti. 

"2019'daki faiz indirimi gibi geçmiş tecrübeler, para politikalarını erkenden gevşetmenin ağır ekonomik maliyetini açıkça gözler önüne serdi" diyen Ağbal, bu sefer TCMB'nin enflasyona karşı güçlü duruş odaklı bir tutum sergileyeceğine vurgu yapmıştı. 

Merkez Bankası'nın ocak ve şubattaki Para Politikası Kurulu kararı metinlerde ise ortak kullanılan bir cümle vardı: 2021 yıl sonu tahmin hedefi dikkate alınarak, enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar sıkı para politikası duruşunun kararlılıkla uzun bir müddet sürdürülmesine karar verilmiştir. 

Pek çok ekonomist, görevde 100 gününü dolduran Naci Ağbal için, sıkı para politikasını takip eden ve faiz seviyesini yüksek tutan merkez bankası başkanları için kullanılan "şahin" terimini kullanıyor. 

Tarihi rekorunu 8 lira 51 kuruş seviyesiyle 6 Kasım 2020'de kıran dolar/TL, Ağbal'ın göreve geldiği 7 Kasım'dan bu yana günlük ortalamada 6 lira 96 kuruşa kadar çekildi. Dünkü faiz açıklaması sonrası ise 6,92 lira seviyesini görmüştü. 

Kasımda yüzde 14,03 seviyesinde açıklanan enflasyon ise ocak ayında yüzde 14,97'ye kadar yükseldi. Son bir yılın faiz, enflasyon ve döviz kuru değişimi şu şekilde:
 

Tarih Politika faizi (%) Enflasyon oranı (%) Dolar/TL Euro/TL
16 Ocak 2020 11,25 12,15 5,85 6,52
19 Şubat 2020 10,75 12,37 6,08 6,57
17 Mart 2020 9,75 11,86 6,39 7,03
22 Nisan 2020 8,75 10,94 6,98 7,55
21 Mayıs 2020 8,25 11,39 6,79 7,44
25 Haziran 2020 8,25 12,62 6,85 7,69
23 Temmuz 2020 8,25 11,76 6,84 7,93
20 Ağustos 2020 8,25 11,77 7,29 8,65
24 Eylül 2020 10,25 11,75 7,62 8,90
22 Ekim 2020 10,25 11,89 7,93 9,38
19 Kasım 2020 15 14,03 7,55 8,97
24 Aralık 2020 17 14,60 7,58 9,24
21 Ocak 2021 17 14,97 7,37 8,97
18 Şubat 2021 17   6,98 8,43


Merkez Bankası'nın sonraki adımını ne belirleyecek?

Politika faizinin son 17 ayın en yüksek seviyeye ulaştığı bir ortamda Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal, faiz artırımının hâlâ masada olduğunu söylese de bundan sonraki faiz kararlarının ne yönde olacağını kestirmek güç. 

Türk Lirası'ndaki gerilemeyi doğru politika adımlarıyla açıklayan ekonomistlere göre bundan sonrasını şekillendirecek en önemli etken, enflasyondan ziyade, ülkedeki "enflasyon artacak" beklentisinin kırılması. 

Merkez Bankası'nın dünkü faiz kararının beklenildiği gibi gerçekleştiğini söyleyen Ata Portföy Genel Müdürü Mehmet Gerz'e göre TCMB, enflasyon ve döviz kurunun dengesini takip ediyor. 

Mehmet Gerz, Independent Türkçe'ye yaptığı açıklamada enflasyonun hâlâ kontrol altında olmadığını, döviz kurunun istikrar kazanmaya başladığını ve ters dolarizasyonun öneminin arttığını hatırlatarak şunları söyledi: 
 

Biz bu durumu şöyle görüyoruz: Önce döviz kuru istikrar kazanacak. Daha sonra enflasyon beklentileri düşmeye başlayacak. Ondan sonra enflasyonun kendisi düşmeye başlayacak. Bu bir zincir. 

İki aydır döviz istikrar kazanmaya başladı. Önümüzdeki birkaç ay da enflasyon beklentilerinin düşmeye başladığını görebiliriz. Böyle bir durumda yılın ikinci yarısında da enflasyonun kendisi düşmeye başlar. 


"Merkez Bankası da ekonomi yönetimi de üzerine düşeni yapıyor"

Merkez Bankası'nın bu dönemi beklentileri yöneterek geçirmek istediğini söyleyen Gerz, ilave faiz artışının bir risk oluşturabileceğini de söyledi: 

Türkiye'de faiz zaten oldukça yüksek. Döviz kurunun gerilediği ortamda ilave faiz artırımı biraz fazla kaçardı. 

Faiz bu seviyedeyken artık mesele faiz değil. Mesele, fiyat istikrarını sağlamak için beklentilerin yönetilmesi. Son dönemde Merkez Bankası da ekonomi yönetimi de üzerine düşeni yapıyor.


"Borsa'ya yabancı girmeyişi, 6-7 senenin yarattığı travmanın sonucu"

Borsa İstanbul tarafında ise yabancı yatırımcının hisse senedi girişinin hâlâ zayıf olduğunu söyleyen Ata Portföy Genel Müdürü, bu durumu "güvenin tam sağlanamaması" ile açıklıyor. 
 

60528858_10156461062108196_300127585885487104_n.jpg
Ata Portföy Genel Müdürü Mehmet Gerz/ Fotoğraf: Facebook


"Tahvile ve bonoya cılız da olsa bir giriş var ama hisse senedine yeterli yabancı girişi göremedik" diyen Gerz, "Bundan şunu anlıyoruz. Son 6-7 senenin yarattığı travmalar bu. Türkiye'de ekonomi yönetimi hem içeride hem dışarıda çok ciddi travmalar yarattı. Bunlar üç ayda aşılmıyor. Belki bir senelik beklenti yönetme süreci gerekiyor bunun için" değerlendirmesini yaptı. 

"Dolar/TL'nin 8,50 lira olduğu dönemde üzerinde 1 lira köpük vardı"

TCMB'nin açıkladığı yüzde 5'lik nihai enflasyon hedefinin gelecek 1-2 senenin konusu olmadığını söyleyen Mehmet Gerz'e göre piyasanın enflasyon beklentileri, Merkez Bankası'nın yüzde 9,4'lük enflasyon tahminine de yakınsamış durumda değil.

Türk Lirası'nın ABD'de açıklanması beklenen 1,9 trilyon dolarlık teşvik paketi gibi dış etkenlerden çok, son üç ayda iç piyasadaki gelişmelerden etkilendiğini söyleyen Mehmet Gerz, şunları söyledi: 
 

Teşvik paketi, tüm dünyanın risk algısını etkiliyor: Para basılacak, daha fazla dolar olacak. 

Piyasadaki daha fazla para, hisse senetlerine ve gelişmekte olan ülkelere akıyor. Dolaylı olarak etkiliyor olabilir. Ama dolar/TL'nin son dönemdeki gerilemesinde bence iç dinamiklerin etkisi daha büyük. 

Dolar/TL, 8,50 lira seviyelerine çıktığı dönemde gereğinden fazla yükselmişti. Türkiye'nin ülke riski, duvara çarpacak bir ülkeyi yansıtıyordu. 

Şu an biraz normalleşme var. Döviz kurunun üstüne bir lira köpük vardı. 8,5 lira dediğinizde 1 liralık köpük vardı. Yani olması gereken seviyesi 7,5 liraydı. 

Merkez Bankası faizleri beklenenden daha fazla artırdığı, beklenenden daha şahin olduğu için, siyasi iradenin buna razı olmasıyla piyasa son üç ayda tüm bunları gördü. Döviz kurunun gerilemesi 7'ye kadar ulaştı. 


"Türkiye'nin artı reel faizinin olması, TL'nin değer kazanmasına yardım etti"

Türkiye'nin benzer sınıftaki ülkelere göre çok ciddi reel faiz verdiğini söyleyen Ata Portföy CEO'su, şöyle devam etti: 
 

Örneğin Brezilya'da enflasyon yüzde 4,5 ama Merkez Bankası faizi yüzde 2. Yani eksi 2,5 reel faizi var Brezilya'nın. Türkiye'de ise beklenen enflasyon 12 diyelim. Merkez Bankası'nın açıkladığı faiz yüzde 17. Arada 5 puan reel faiz var. Bundan dolayı Türk Lirası Brezilya realinden ayrıştı. TL, dolar karşısında daha çok değer kazanıyor. Nedeni Brezilya'da eksi, Türkiye'de artı reel faiz olması. Bu da TL'nin değer kazanmasına yardım etti. 


"Mesele, enflasyon düştüğünde de sıkı para politikasına devam etmek"

Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Saltoğlu ise Independent Türkçe'ye yaptığı açıklamada politikalarda ani bir değişim olmaması durumunda TL'nin değerlenme sürecinin bir dönem daha devam edebileceğini söyledi. 

"Mesele, enflasyonun yaz aylarında düştüğü dönemlerde de sıkı para politikasına devam edebilme kararlılığı olacaktır" diyen Saltoğlu'na göre faiz artışı, ter dolarizasyona bir miktar katkı yaptı: 
 

Açıklanan verilere göre özellikle türev piyasalar ağırlıklı 15 milyar dolara yakın bir giriş oldu. 

Girişin en temel nedeni, verilen yüksek faiz ve bu politikalardan öngörülebilir bir süre içinde vazgeçilmeyeceği mesajı. 

Özellikle banka dışı döviz kaynaklarının tekrar sisteme girmesi de burada etkili oldu. Vatandaşın en azından eline yeni geçecek nakdini TL'de değerlendirecek bir faize sahip olması, TL'yi değerlendiren unsurlar arasında. 


"Söylemin devamlılığı çok önemli"

Yeni ekonomi yönetiminin bu zamana kadar ihtiyatlı, enflasyon ve finansal istikrar konusunda çok net hamleler attığını söyleyen Saltoğlu, "Son kararı ve mesajlarda bu faiz seviyesinde belirli bir süre durulacağını yinelemiş oldu. Gelecek bir iki toplantı için sembolik bir artış olasılığı da prensip olarak masada diyebiliriz. Aksiyonları ve söylemin devamlılığı çok önemli tabii ki" dedi. 
 

burak_saltoglu.jpg
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Saltoğlu/ Fotoğraf: boun.edu.tr


"Çok ciddi kamu harcaması kesintisi gerekli" 

Yüzde 5'lik bir nihai hedefin konulmasının "yön göstermek ve konudaki kararlılığı ifade etmek" için iyi olduğunu belirten Burak Saltoğlu'na göre böyle bir süreç için öncelikle tek basamaklı enflasyona ulaşılmalı. 

Tek basamaklı enflasyonun dahi çok yakın görünmediğini belirten Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi, "Yüzde 10'dan yüzde 5'e iniş bile zaten başlı başına başka bir zorluk içeriyor. Bu hedefin zikredilmesi ilk aşamada kredibiliteyi artırma etkisi olabilir. Ama kalıcı enflasyon düşüşü sadece para politikasıyla olamaz" dedi ve ekledi: 
 

Çok önemli bir politik destek ve nokta atışı bir dönüşüm gerektiriyor. 

Çok ciddi bir kamu harcama kesintisi ve tarım ve gıda fiyatlarının elden geçirilmesiyle olabilir. 

İnanılırsa yapılabilir ama 2023 seçim yılı diye düşündüğümüzde bu önlemleri belirleyip hayata geçirmek pek muhtemel görünmüyor.  Açıkçası tek haneli enflasyon seviyeleri bile gelinen nokta itibarıyla çok olumlu karşılanacaktır. 


Yabancı uzmanların dolar/TL tahmini 6,80 ile 8 lira arasında

Merkez Bankası'nın kararı uluslararası alanda da yankı buldu. 

Rabobank Gelişen Piyasalar Kıdemli Kur Stratejisti Piotr Matys, Financial Times'a yaptığı açıklamada yatırımcıların ekonomik reformların konusunda gerçek bir ilerlemenin olup olmayacağına dikkat ettiğini söyleyerek "Şimdiye kadar cesaretlendirici açıklamalar duyduk ancak henüz somut bir şey görmedik" ifadelerini kullandı. 

Anadolu Ajansı'na da konuşan Matys, Merkez Bankası'nın şahin olmaya devam ettiğini, enflasyonun öngörülen aşağı yönlü trendden önemli derecede sapması durumunda TCMB'nin faizlerde artışa gitmeye hazır olduğunu belirtti. 
 

euro dolar AP
Fotoğraf: AP


Dolar/TL'nin ileriki aylarda 6,50 seviyelerine kadar gerileyebileceğini belirten Matys, TCMB'nin 2021'in büyük bir kısmında politika faizini sabit tutabileceğini söyledi. 

Enflasyonun beklenmedik bir şekilde yukarı yönlü hareket etmesi durumunda artışa bile gidebileceğini vurgulayan Matys, bu durumun da TL'ye destek sağlayabileceğini kaydetti.

İngiltere merkezli ekonomik araştırma danışmanlığı şirketi Capital Economics, Merkez Bankası politikasındaki değişimin yurt içi finans piyasalarındaki toparlanmayı desteklediğini, yatırımcıların, Ortodoks politikaya geçişin kalıcı olacağından emin göründüğünü belirterek yıl sonu dolar/TL tahminini 6 lira 25 kuruş seviyesine çekti. 

Capital Economics'in 13 Ocak'ta tarihli raporunda, 2021 sonu dolar/TL tahmini 7 liraydı. 

Frankfurt merkezli bankacılık devi CommerzBank da Gelişen Piyasalar Kıdemli Ekonomisti Tatha Ghose imzasıyla yayımladığı raporunda, orta vadede enflasyonun bir miktar gerilemesiyle faizlerin yüzde 15 seviyesine dönebileceğine yer verdi. 

Raporda, "Faizler indikten sonra dolar/TL kademeli bir şekilde yükselerek 2021'in sonunda 8 seviyesine ulaşacak" denildi. 

 

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU