Aralık ayı, Dersim (Tunceli) Alevilerinin en kutsal aydır. Çünkü Gağan ayıdır. İnançlarını, 'Reya Haq' yani Hak Yol olarak niteleyen Dersim Alevilerine göre, Aralık ayı bu inancın 10'uncu ayıdır. Gağan ayının birinci günü 22 Aralık'a, 30'uncu günü de 20 Ocak'a rastlar. Dersim Alevilerinin inancına göre, Gağan ayının ilk günü kış mevsimine de girilen gündür.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
21 Aralık'ta ilk bayram olan Sere Sale (Yeni Yıl) hazırlıkları başlar ilk kırk günlük üçlemenin bayramı olan Khal Gağan kutlamaları için haneler hazırlanma sürecine girer. Evlerin iç ve dış temizliği yapılır. Zeyi'ler (evden ayrılmış kızkardeşler teyze ve halalar) için Gağan hediyeleri düşünülmeye, ziyaretlerde öncelik sırası büyükten küçüğe sıralanmaya başlar.
"Doğal toplumlara göre suç yaratan görülmemektir"
Yazar ve araştırmacı Bülent Felekoğlu, Gağan'ın Hak Yol Alevi halklar için birbirine, cümle varlığa niyaz olma, cem zamanlarının ilk 40 günü olduğunu söylüyor:
"Kürtlerde Gağan – Khal Gaxan, Türkmenlerde Saya Gelin, Rumlarda Mayomores, Ermenilerde Amanor-Nordari, Hristiyanlarda Noel günleri olarak yeni yıl karşılanır. Halklar toprağına benzer. Dünya halkları yaşadıkları coğrafyalarda doğanın iklim döngüsüne göre ibadet ve bayramlar ile doğaya şükür ederler. Reya Heq Aleviler de, Gağan'da üç gün oruçtan sonra lokmalarını alarak ziyaretlerine gider ve cümle varlık ile niyazlaşırlar. Rıza toplumları bu şekilde görüldüklerine ve gördüklerine inanırlar. Cümle varlık görünürdür. Niyaz olmak ise doğmak halidir. Görülen rızalaşır. Görülmeyen zulmatta kalır. Zulmatta kalan yol bulamaz, bulduğu yol ise rızalı olmayabilir. Doğal toplumlara göre suç yaratan görülmemektir. Bu nedenle can görülmeyene kadar Nav( isim), Peşnav- Navik (göbek ismi) alamaz. Doğan peşe (eteğe) düşer. Mürşidi makam olan ananın peşine düşer. Türkçedeki 'peşinde' kavramı da buradan gelir. Her can mürşidi hakikat olan anasının evladıdır. Tüm inançlar bu nedenle 10 temel yasa olan süt yasası üzerine oturur. Hak topluları buna hak yasası der."
"Dünyadaki tüm merkezi iktidarlar halkların doğal rızalık yasasına saldırarak iktidarlarını perçinlerler"
Alevi halklar için Khal Gağan'ın inanç bayramı olduğunu söyleyen Felekoğlu, bu inancın korunmasının önemine de dikkat çekiyor:
"Doğal rızalıktan uzaklaşan merkezi iktidarlar ilk iş olarak toplumların doğa ve yaşam ile olan bağlarını kopararak, onları kendi hükümranlıkları altına almak isterler. Çünkü üretimden kopmayan insan özgür insandır. Paralı köle olmamıştır. Dünyadaki tüm merkezi iktidarlar halkların doğal rızalık yasasına saldırarak iktidarlarını perçinlerler. Ülkemizde, dünyada yaşadığımız durum merkezi dinlerin ve merkezi iktidarların tek tip doğal rızalıktan uzak yönetme arzularının sonucudur. Savaş, ölüm ve zulüm bu nedenledir. Biz halklara düşen ise doğal rızalık yaşamlarımızı korumaktır. Her halk kendi rengi ile bayramlarını ve doğal ikrarlı yaşamları sürdürmelidir."
Gağan ayında, niyaz etmek için üç gün oruç tutulur
Dersim araştırmalarıyla tanınan Ahmet Kerim Gültekin, 'khal' sözcüğünün 'yaşlı/bilge/kâmil' anlamına geldiğini ve Gağan'ın dinsel bağlamının belirgin olduğunu söylüyor.
Gerçekten de; Dersim mitolojisine göre Khal Gağan, aralık ayının üçüncü haftasında başlar ve ocak ayının ilk haftasına kadar sürer. Gağan ayında, salı gününden başlayıp üç günlük oruç tutulur. Orucun amacı; çetin geçecek kış aylarının can ve mal kaybına sebep olmaması için yapılan niyaz etmektir. Pir, Mürşit ve dedelerin olduğu yerlerde cemler bağlanır. Bu süre içinde insanlar mümkün olduğunca gönül kırmamaya gayret ederler.
Gültekin şu analizi yapıyor:
"Gağan, çevrimsel/döngüsel zaman kurgusuna sahip Dersimli Alevi Kürtlerin kozmolojisinde biten ve yeniden başlayan yılın kutsanmış tekrarıdır/dönüşümüdür. Eskiyen yılın uğurlanması ve yeni yılın birtakım bereket ve kolektif aidiyet temsilleri içeren kültlerle karşılanmasıdır."
"Arınma ve temizlik" Gağan'ın en önemli sembollerinden
Bu bayramda iç içe geçmiş birçok antik değerin, Aryen kültürünün son halkası olan Hak Yol Alevi inancında halen yaşatılması, bu inancın İslamiyet'le birlikte tarih sahnesine çıkmadığının önemli bir kanıtı olarak görülüyor. Arınma ve temizliğin Gağan'ın en önemli sembollerinden olduğunu belirten Gültekin, buğday ve su ile ilgili detaylara dikkat çekiyor:
"Yılın son gününün haşlanmış buğdayı eve, ahıra ve su kaynaklarına serpilir. İpe dizilip duvara asılır. Hane halkına yemesi için verilir. Ayrıca çeşmeden alınan su, yeni yılın ilk günü, evin iç ve dış mekânlarına ve ahıra serpiştirilir."
Gerçekten de; aralık ayının son haftasında Gağan orucunun bitiminde evin hanımı yani 'kevani'si önemli bir ritüel gerçekleştirir. Sabahın erken saatinde çeşmede ya da yakın bir su kaynağından aldığı bir tas suyu bazen sade ve bazen de tuzla karıştırarak evin her tarafına, hayvanların bulunduğu ahıra elleriyle, dualar eşliğinde serper. Bu ritüelle, evin bolluk-bereketli bir tarımsal yıl geçirmesi, hanenin kem gözlerden-nazardan korunması dilenir.
Hasat sezonunu verimsiz geçiren kimselere erzak yardımı yapılır
Gağan, Kürt Aleviler için birkaç anlam taşır: Elde edilen hasadın kutlanması, gıda yardımıyla sosyal dayanışma ve gelecek hasada hazırlık. Alevi felsefesinde cana, tabiata, rızka, aydınlığa, paylaşmaya, dostluğa, barışa, hak ve hukuka saygı duyulup tüm insani değerler koruma altına alınıp yaşatılır. Gağan ayına kadar ekilip biçilen ekinlerin hasadı harmanlanmış, kış mevsimine erzak yapılmış olur.
Gağan'daki birlik cemlerinde, hasat sezonunu verimsiz geçiren kimselere erzak yardımı yapılır. Yardım yapanlar, kendi gönül rızasıyla erzak yardımı yaparlar. Her Gağan'da erzak toplama etkinliği düzenlenir; bir heyet öncülüğünde yardım edecek kimselerin gönül rızalığı alınarak, çalgılarla bayram havasında erzak yardımı kabul edilir.
Pişirilen hedik hayvanlara da pay edilip yedirilir
Gağan'da dağıtılan yiyeceklerden biri hediktir (haşlanmış buğday) ve rızk sembolüdür. Buğday, çavdar, mısır ve benzeri tahıllar kaynatılarak hedik yapılır. Pişirilip hazırlanan hedik, üreme dönemindeki hayvanların üreyip çoğalması, gelecek hasat döneminin verimli geçmesi dileğiyle lokma olarak dağıtılır. Hayvanlar da birer can olduğu için, pişirilen hedik hayvanlara da pay edilip yedirilir. Ayrıca ahırdaki hayvan nüfusundan bir kat fazla hedik ipe dizilip ahıra asılır; gelecek üreme döneminde hayvanların sayısı iki kat artıp verimlilik, rızk iyi olsun diye.
Komşuluk ilişkileri düzeltilir
Gağan'da komşular ile bozuk olan ilişkiler düzeltilir, ölenlerin hayrına 'niyaz'dağıtılır. Akşam evde 'pêsare' (bir tür çörek) yapılır. Pêsare'nin içine çeşitli büyüklükte üç ağaç konur. Bunlardan en kısası 'rızk', ortancası 'zewez' (evlilik), en uzunu ise 'bereket' i simgeler. 'Pêsare' yenirken bunlar kime çıkarsa, o konuda şanslı demektir.
Gağan ayında çocuklar sabah erkenden kalkar, en güzel elbiselerini giyinerek hediye toplamaya giderler. Her evin kapısını giderek öncelikle 'Gağanınız kutlu olsun' diye selamlar ve şarkılar eşliğinde hediyelerini alırlar.
Köyün gençleri istedikleri eve gidip istedikleri yemeği yaptırır
Hediyeler eskiden daha çok badem çekirdeği, ceviz, kuru üzüm ya da meyve olurdu. Bazen de un ve yağ. Kimde ne varsa. Akşama ise gençler köyün 'tek efendisidirler' istedikleri eve gider istedikleri yemeği yaptırır istedikleri kadar eğlenirler. Onları misafir eden aile bu ziyaret ile onurlandırılmış olur.
"'Gağane Sıma bımbarek bo' (Gağanınız kutlu olsun)"
Gece geç saatlere kadar eğlenilir bu eğlencelerin en tanınmışı 'Khal Fatık' ya da 'Khal Kek' olarak bilinen oyundur. Gültekin, Khalkek oynanarak bütün evlerin gezildiğini belirtiyor ve devam ediyor:
"Çalınan her evin kapısında 'Gağane Sıma bımbarek bo' (Gağanınız kutlu olsun) denir. Khal'ın her eve davet edilmesi ve ağırlanması özel bir önem taşır. Çünkü Khal, Hızır'la özdeş tutulmaktadır ve bu yolla hanelerin kutsanması sağlanmaktadır. Bu ziyaretlerde genellikle badem, ceviz, kuru üzüm, kuru kayısı, dut, un, şeker gibi yiyecekler Khal'ın heybesine konur. Nihayetinde bir yoksulun evinde bu yiyecekler, bir kapta toplanıp pişirilerek tüm köye dağıtılır."
Khalkek oyunu
Dersimli müzisyen Kemal Kahraman ise, aynı oyuna dair şu yorumu yapıyor:
"Gağan ayının en önemli ve en yaygın uygulaması 24 Aralık'ta günlerin uzamaya başladığı günün akşamı oynanan ve "Khalkek" ya da "Khalık u Fatık" denilen oyundur. Bu oyunun temelinde 3 figür vardır. Üç genç erkek, üç ayrı karakter olarak hazırlanır. Gençlerden bir eski, yırtık, sökük, giysiler giyer, sakal, bıyık takarak yaşlı bir erkek donuna girer. Gençlerden ikincisi güzel ve yeni kadın elbiseleri giyer, kaşını, gözünü, dudaklarını abartılı bir şeklide boyar. Gençlerden üçüncüsü yine güzel ve yeni giysiler giydirilerek, fakat yüzü siyaha boyanarak genç bir delikanlı olarak hazırlanır. Bu üç figürden yaşlı erkek, geçen yılın yaşlı sultanını temsil eder. Güzel ve bakımlı kadın, bu dünyayı yani 'hane'yi temsil eder ve son olarak yüzü siyaha boyanmış genç delikanlı da, yeni gelen sultanı temsil eder. Burada yeni gelen genç sultanın yüzünün siyaha boyanmasının sebebi onun yıldızının batın alemde henüz yeni doğması ve bu zahir alemde henüz zuhur etmemiş olması dolasıyladır. Bu durumda Gağan ayında yeni yılın sultanının yıldızı gaipte doğmuş olur ve yeni sultan mart ayında yani Newroz'da bu âlemde zuhur eder, görünür, tahtına oturur."
Hediyeyi götüren kişi çok hürmet görür
Gağan'da bir önemli ritüel de 'zeyi' ziyaretidir. 'Zeyi' Kürtçede evlenerek evden ayrılan kadınlar için kullanılan bir kavramdır. Bunlar kızkardeşler, halalar ve teyzelerdir. 'Bara Zeyi" demek 'zeyilerin payı' anlamına gelir. Bu vesile ile onlar mutlaka ziyaret edilir ve hediye götürülür.
Hediyeler ihtiyaca göre belirlense de, genelde 'kızartılmış koç ya da 'Pêsare' olabilir. Hediyeyi götüren kişi çok hürmet görür. Bu hediyeler ve ziyaret ile 'Zeyi'lere; onlara aile için yaptıklarından ötürü teşekkür edildiği, unutulmadıkları anlatılmak istenir.
Gağan'da bir başka enteresan ritüel de, bacadan haneye su dökülmesidir. Alevilikte su, dört elementten biri olup yaşamın parçası, rızk, esenlik, ferin simgesidir. Ayrıca doğal dermanı olarak kabul edilir. Bacadan haneye dökülecek suyun, ziyaretlerin suyu olmasına önem verilir; eğer bacadan haneye su dökecek yerleşim sakinlerinin yakınında ziyaret yok ise, bir çeşmeden veya bir pınardan temiz su alınıp hane bacasından haneye dökülür. Bacadan haneye su dökecek kimseler gülbanklar okuyup, suyu daha sonra dökerler.
"Kara günlerin imdadına 'Hızır' gelir ve hayatı bir birine bağlar"
Dersimli yazar Haydar Karataş, bölgedeki Ermeni kültürü kesintiye uğradığı için, mitolojik hikâyelerin de kesintiye uğradığını ancak Gağan sözcüğünün köken olarak Ermenice olduğunu ve Rize Hemşin dilinde, yenilik, toprağın yüz değiştirmesi anlamına geldiğini söylüyor:
"Bunun dışında, Gağan kutlamaları bütün Alevi Kürtler arasında, Adıyaman Türkmen toplulukları içinde kutlandığı gibi, yakın zamana kadar Sünni Zazalar tarafından da kutlanıyormuş. Benim fikrime gelince, kanımca bu bayramın kökeni '21 Aralık gecesidir' en uzun gecedir, günler bu tarih sonrası hızla kısalır, eski insanın kabusu olan kara kış başlar. Yıl ve toprakla vedalaşmadır. Toprak yüz değiştirir, beyaz bir örtüyle kapanır, bu kara günlerin imdadına 'Hızır' gelir ve hayatı bir birine bağlar."
Dersim araştırmalarının önemli isimlerinden akademisyen Kızılca Yürür ise, Gağan'ın bir yıldan diğerine geçişin eşiği olduğunu belirterek, Gağan'ın aynı zamanda Dersim'in karnavalı olduğunu söylüyor:
"Gağan aynı zamanda bir iktidar figürünün devrilişinin parodi şeklinde sergilendiği bir ritüelin zamanıdır. Gağan oyununda sorgulanan ve simgesel olarak yıkılan, Dersim toplumunda günümüzde bile oldukça baskın olan, yaşlı kuşakların, genç kuşaklar üzerindeki iktidarıdır. Oyun, iktidarın kaynaklara hükmetmekle olan bağlantısını aşikâr eder bir şekilde, dünyayı temsil eden genç kadına hükmeden yaşlı bir erkeğin, bir genç erkek tarafından devrilmesini anlatmaktadır. Bu nitelikleriyle 'Khalık u Fatık' bütün dünyada canlı bir şekilde kutlanmaya devam edilen karnaval geleneğinin, Dersim'deki örneğidir ve tüm karnaval temsilleri gibi, kuvvetli bir siyasal içerik ve hatta eylem barındırır."
Ahmet Kerim Gültekin de bu yoruma katılıyor:
"Khal Gağan'da sembolizmi açık biçimde görülen mücadele eski ve yeni arasındadır. Gağan yaşlıdır ve eski kıyafetler giymiştir. Sırtındaki bohçasıyla evlere uğramakta, bir anlamda vedalaşmaktadır. Zamanını doldurmuştur ve gitmek üzeredir. Ancak bir yandan da genç ve güzel karısına sahip çıkmakta, onu elinden almaya çalışan gençlerle mücadele etmektedir."
Gağan'ınız kutlu olsun, Gağanê sıma bımbarek bo.Gağan bimbarek be.