Serdaroğlu: Bakanlığı tarikatlar yüzünden bıraktım

Doğru Parti Genel Başkanı Rifat Serdaroğlu Sağlık Bakanlığı'ndan istifasının perde arkasını anlattı

Doğru Parti Genel Başkanı Rifat Serdaroğlu, "Bizim selam vermeyeceğimiz iki parti var, biri AKP, diğeri MHP" diyor / Fotoğraf: Facebook

Çoban Ateşi Hareketi adlı bir demokrasi platformu oluşturup Anadolu’yu dolaştıktan sonra hareketi partiye dönüştürerek Doğru Parti’yi kuran eski Sağlık Bakanı Rifat Serdaroğlu, 1993 yılında 5,5 ay süren Sağlık Bakanlığı görevinden neden istifa ettiğini Cumhuriyet muhabiri İpek Özbey’le yaptığı röportajda anlattı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

“Tarikatlar kapıyı her zaman zorladı, bu yüzden bakanlığı bıraktım”

Rifat Serdaroğlu, kendisinin Sağlık Bakanlığı yaptığı dönemde bakanlıklara bir sızma olup olmadığı sorusuna,  “Ben 5.5 ay Sağlık Bakanlığı yaptım. Sağlık kökenli biri de değilim. Maliye kökenliyim. 1993 senesinde Tansu Çiller hükümetinde bize Sağlık Bakanlığı’nı uygun gördüler. Tabii benim en büyük şansım Yıldırım Aktuna’dan sonra bakan oldum. Çok güzel bir kadro bırakmıştı… Tarikatlar meselesine gelince; onlar kapıyı hep zorlardı. Tek sebep değil ama bu yüzden de bıraktım zaten” yanıtını verdi.

Serdaroğlu, istifa etmesine neden olan olayı şu şekilde anlattı:

“Müsteşarımı değiştirmek istediler. Ben de “Neden değiştirmek istiyorsunuz. Ben memnunum kendisinden. Bakan değiştirmek istiyorsanız değiştirin. Partide görev yaparım” dedim. “Bir şeyini duymadık, çalışkan adam ama falanca isteniyor” dendi. “Kim istiyor” diye sordum. “Yalım Erez istiyor”… Yalım Erez’in bir yakını gelecek oraya. O geldiği takdirde Türkiye’de belli cemaat ve tarikatların Sağlık Bakanlığı’nda etkili olması mümkün olabilecekti. Bu konuda çok direndim. En son bakanlıkta otururken, Tansu Hanım’ın koruma müdürlerinden biri geldi. Bir zarf uzattı, “Sayın Başbakan size gönderdi” dedi. Aldım, açtım, tayin kararnamesini Tansu Hanım kendi imzalamış; benim müsteşarımı alıp diğerini vermek istiyor. Korumanın önünde kâğıdı yırttım ve ona da “Çık dışarı” dedim. Adam dondu kaldı… 10 dakika sonra Tansu Hanım aradı, “Gönderdiğim kararnameyi yırtmışsınız” dedi. “Siz neredesiniz, müsaitseniz geleyim” diye sordum. Konutta beklediğini söyledi. Kendisine “Yırtarım tabii. Kararname öyle tanzim edilmez. Siz başbakan da olsanız bu Türk devletinin binlerce yıllık deneyimden damıtılmış gelenekleri vardır. Kararnameyi bakan olarak ben tanzim ederim. Size arz ederim, kabul ediyorsanız, cumhurbaşkanına arz edersiniz. Cumhurbaşkanı kabul ederse Resmi Gazete’de yayımlanır ve yürürlüğe girer. Siz benim adıma kararname tanzim etmekle beni yok sayıyorsunuz” dedim. İstifamı verdim, Sağlık Bakanlığı’ndan gittim”

 “Doğru Parti’ye hiçbir tarikat ve cemaatçi giremez” diyen Serdaroğlu, “Menzilciler, AKP geldiğinden beri Sağlık Bakanlığı’nın büyük çoğunluğuna hâkimdir. Onlardan habersiz hiçbir iş yapamazsınız. Bunlar anayasaya göre yasak, suç işliyorlar. Allah aşkına bir kişi söylesin bana, şu tarikatlar Türkiye için ne üretti? Yanmaz kefen, uçan takunya satıp Mercedes’e biniyorlar” diye konuştu.

“Bir gözü dosyada bir gözü saraydadır bunların”

Bir süre önce cumhurbaşkanına hakaret suçlaması ile havaalanında gözaltına alınan Rifat Serdaroğlu, “2007’den itibaren FETÖ’nün savcılarıyla kavga ettim, şimdi AKP’nin savcılarıyla uğraşıyorum. Bu mücadeleyi sürdüreceğim” derken, yargıda bir AK Parti kadrolaşması olduğunu ve kararların siyasi dayanakla alındığını şu sözlerle savundu:

Kendi söylediklerini tekrar etseniz bile dava açıyor avukatları. Belki de geçim kapısı yaptılar bunu, ciddi tazminatlar da ödüyoruz. Eğer mahkemelerde hâkimler orta yaşın üzerindeyse kadın-erkek fark etmiyor, beraat etme şansımız var. Ancak AKP’nin son zamanda il ve ilçe teşkilatlarında çalışan hukukçulardan 2 bin 200 kişiyi savcı ve yargıç yaptılar, bunlar hiç sizi dinlemiyor bile. Bir gözü dosyada bir gözü Saray’dadır bunların.

“Merkez sağı patlattılar”

Rifat Serdaroğlu, “Erkan Mumcu ve Mehmet Ağar’ın hamleleri olmasaydı AKP bugün iktidar olabilir miydi?” sorusuna “Kesinlikle olamazdı ama Tayyip Bey bu işleri çok iyi bilir. Yıkmayı çok iyi bilir. Bugün Mehmet Ağar’ın nerede olduğuna bakarsanız resmi daha net görürsünüz” şeklinde yanıt verdi.

Serdaroğlu, “Sözüm ona Türkiye’ye hizmet etmiş mafya babalarıyla pozlar veriyor ama biz bunların cemaziyelevvelini biliriz. Bizim yanımıza bile gelemezlerdi, hâlâ da gelemezler. Tansu Çiller nerede, o da Tayyip Bey’in yanında, Süleyman Soylu da yanında. Bunlar merkez sağı patlattılar. Eğer sizin dediğiniz olsaydı AKP iktidar falan olamazdı. Merkez sağ Türkiye’nin çimentosudur, esnaf teşkilatı gibi. Ben bunları çok benzetirim. Yani biz yeni parti kurduk, çünkü çaresiz kaldık. Biz bu memleketin sevdalılarıyız. 46 ilde teşkilatımız var. En kısa zamanda seçimlere girebilecek hakkı kazanacağız. İşimizin zor olduğunu biliyorum. Bizler zengin insanlar değiliz İpek Hanım. Biz siyaset yapıp zenginleşmedik. Malımızı sattık, siyaset yaptık. Biz mücadele edeceğiz” diye konuştu.

“Bizim selam vermeyeceğimiz iki parti var”

“Cumhuriyetin en önemli kurumlarından biri olarak CHP kaldı, onun da tek başına veya ittifak halinde AKP’yi yenebileceğine inanmıyorum “ diyen Rifat Serdaroğlu, İYİ Parti’nin de merkez sağdaki boşluğu dolduramadığını ve bu yüzden parti kurmaya karar verdiklerini söyledi.

Serdaroğlu, Doğru Parti’nin Millet İttifakı’ndan davet alması haline kabul edip etmeyecekleri sorusuna ise şu yanıtı verdi:

Bizim selam vermeyeceğimiz iki parti var, biri AKP, diğeri MHP. Bizi 40 sene aynı kazanda kaynatsalar kaynayamayız. Bizim hareketimizin çıkışı Atatürk’tür. Varacağı yer de Atatürk ilke ve devrimlerinin Türk devletine yeniden hâkim olmasıdır. İki şartımız değiştirilemez. Anayasanın ilk altı maddesine sadakat istiyoruz. Türk milleti şemsiyesi altında herkes kendi etnik kökeninde özgürlüklerini, kültürünü istediği gibi yaşayabilir ve devlet buna yardım etmek zorundadır. Bunu yaparız. İkincisi, biz devri sabık yaratmak istiyoruz; biz hesap sormak istiyoruz. Devri sabık şimdiye kadar yaratılmadı, her seferinde daha derin yaralar açtı. Hukuk içinde tabii ki… Hesap sorulmazsa, bu milletin paralarını, pullarını çalanlar, bu milletin başını eğenler hesap vermezse bu işin arkası gelmez.

“Kardeşim seni ne bağlar”

 AİHM’nin Selahattin Demirtaş kararı için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bizi bağlamaz” dediğini hatırlatan Serdaroğlu, “Kardeşim seni ne bağlar? Anayasa bağlamaz, yasalar bağlamaz, yargı bağlamaz, TBMM zaten bağlamaz… Ne bağlar? Anayasanın 90’ıncı maddesinin son fıkrası şöyle: Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası anlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyumsuzluklarda milletlerarası anlaşma hükümleri esas alınır…” Yargıda da ekonomik kararlarda da bu böyle. O zaman sen bunlara uymak zorundasın. Peki, bu ne zaman konmuş? 7 Mayıs 2004… Kardeşim bunu sen koymuşsun buraya, nasıl uymazsın. Uymak zorundasın” diye konuştu.

“Türk milletinin sorunu AKP’dir”

“Türkiye siyasetinin en büyük problemi nedir?” sorusuna, “Türk siyasetinin birinci derece sorunu ekonomi ya da dış politika değil ahlaktır” yanıtını veren Rıfat Serdaroğlu,  “Türk milletinin sorunu AKP’dir. Derhal ve derhal demokratik yolla en erken zamanda yapılacak seçimle mutlaka gönderilmelidir. Kendisinden önceki 11 cumhurbaşkanı nasıl gittiyse o da gidecek. “Ben gitmem”, yok öyle şey. Seçimi kaybettiğin an gideceksin” dedi.

rs.jpg
Eski Bakan Rifat Serdaroğlu, Çoban Ateşi Hareketi oalrak başlattığı hareketi bu yıl içinde Doğru Parti'ye dönüştürdü / Fotoğraf: Twitter @rifatserdaroglu

 

“Biz mutlaka ve mutlaka mal varlıklarından, siyasetin paralı hale gelmesinden ülkeyi kurtaracağız. Milletimiz bize bir yetki verirse mesela biz Hazine yardımı almayacağız” diyen Serdaroğlu, “Hüda-Par Türkiye’nin en tehlikeli terör örgütlerinden biri. Rus silahlarıyla insanların ensesine tek el kurşun sıkarak öldürdükleri yüzlerce insan var. Bunları herkes biliyor. Ama Hüda-Par’ın başkanı yine Saray’daydı. CHP’ye terörist diyorsun, İYİ Parti’ye terörist diyorsun, HDP’ye terörist diyorsun. E, sen görüştün bunlarla, valilere emir verdin. Ama kimse bunları konuşmasın… Hayır kardeşim, sen şah değilsin, padişah değilsin. Halife falan hiç değilsin zaten” diye konuştu.

“Sizi tükürükle boğarlar”

Koronavirüs sürecinin doğru yönetilmediğini belirten eski Sağlık Bakanı, “Hiçbir şey yönetemedikleri gibi bunu da yönetemediler. İnsanlara yalan söylüyorlar. Bir hükümet yaşam hakkı konusunda gerçekleri saklıyorsa o hükümetin orada bir dakika bile oturmaya hakkı yoktur. Hiçbir Avrupa ülkesinde bunu yapamazsınız. Sizi tükürükle boğarlar. Biz milletimize anlatacağız. Bu senin hayatın, çocuklarının hayatı diyeceğiz” dedi.

“Tayyip Bey bugün mal varlığı sebebiyle ABD’nin derin devleti tarafından rehine pozisyonundadır”

“ Ben tabii demokrasiye inanmış bir insan olarak asla başka ülkelerin ya da emperyalist devletlerin tahakkümü altına girmeyi kabul edemem. Ne kadar kızarsam kızayım, Tayyip Bey’e hakarete varan konuşmalar yapmalarını da asla tasvip edemem” diyen Serdaroğlu, “Ama şu gerçeğin de adını iyi koymalı, Türk milleti iyi düşünmeli. Sonuca değil, nedene bakmalı. Neden geldi bu ambargolar kardeşim? Tayyip Bey bugün mal varlığı sebebiyle ABD’nin derin devleti tarafından rehine pozisyonundadır. Türkiye’yi zor günler bekliyor. AİHM kararıyla ilgili olay martta etkili olur” şeklinde konuştu.

 

Cumhuriyet

DAHA FAZLA HABER OKU