Irak'tan Trump'ın Blackwater çalışanları hakkındaki af kararına tepki

Bakanlık ayrıca kararın gözden geçirilmesi için ABD hükümeti ile diplomatik temasların devam edeceğini belirtti

Bağdat’taki Nisur Meydanı’nda Eylül 2007’de meydana gelen olayda Blackwater unsurları tarafından tahrip edilen aracı inceleyen bir polis. (AP)

 

ABD Başkanı Donald Trump'ın Iraklı sivilleri öldüren Blackwater güvenlik şirketi üyeleri için aldığı af kararı, Irak ve diğer ülkeler ile insan hakları kuruluşlarının öfkesine yol açtı. Söz konusu hükümet ve kurumlar, kararı kabul etmediklerini açıklayarak, Trump'a kararını geri çekme çağrısı yaptı.

Sözü edilen şirketin çalışanları, 2007 yılının eylül ayı ortalarında Bağdat'taki Nisur Meydanı'nda Iraklı sivillere ateş açmış, 14 sivil yaşamını yitirmişti. Sivillerin, söz konusu dönemde ülkeyi işgal etmiş olan ABD'ye bağlı güvenlik şirketi tarafından, silahlı guruplar oldukları gerekçesiyle kasıtlı olarak hedef alındıkları belirtilmişti.

Trump, geçen çarşamba günü ABD yargısının haklarında uzun süreli hapis cezaları verdiği şirketin hüküm giymiş üyelerinden dördünü affetti. Irak Dışişleri Bakanlığı, af kararıyla ilgili açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

"Bu karar, işlenen suçları göz önünde bulundurmuyor ve ABD yönetiminin insan hakları, adalet ve hukukun üstünlüğü değerlerine önem verdiği iddialarıyla örtüşmüyor. Ne yazık ki mağdurların onurlarını, duygularını ve haklarını görmezden geliyor."

Bakanlık ayrıca kararın gözden geçirilmesi için ABD hükümeti ile diplomatik temasların devam edeceğini belirtti.

Bakanlık Sözcüsü Ahmed es-Sahhaf, 24 Aralık'ta şu açıklamada bulundu:

"Iraklıların kanı ve onuru birincil önceliktir. Bu durum, Irak halkının vicdanlarında yok olamaz. Hepimiz bu olayı acı bir şekilde hatırlıyoruz ve bakanlığımızın önceliklerinin, yeniden değerlendirmek için kararı takip etmekten yana olduğunu görüyoruz."

Sahhaf, ‘bakanlığa bağlı hukuk departmanının bu meseleyi son yıllarda Irak ulusal makamları ve ABD'deki Irak Büyükelçiliği ile koordineli bir şekilde takip ettiği' bilgisini verdi. Sözcü, "Trump'ın kararı, suçun kanıtlandığına dair geçmişteki tüm ifadelerle ve bu kişilere yöneltilen suçlamalarla çelişkilidir" ifadesini kulandı.

Diğer yandan Irak Barosu, 24 Aralık'ta hükümete ‘Irak halkına karşı işlenen kanlı suçların faillerinin uluslararası açıdan hesap verebilirliğini sağlamak ve uluslararası hukuka uygun şekilde adil tazminata ulaşmak için İnsan Hakları Komisyonu ve insani yardım kuruluşlarıyla ciddi bir çaba ve iş birliği yapma' çağrısında bulundu. Baronun açıklaması şöyleydi:

"Trump'ın Iraklıların katillerini affetme kararı, insan haklarına, temel özgürlüklere ve adalet ilke ve kurallarına saygı gösterilmediğinin ifadesidir. Adalet ve hak ihlalidir. Nisur Meydanı suçu, ABD- İngiltere işgalinden, Irak topraklarında işgalci askeri güçlerin varlığından ve ünlü Blackwater şirketi de dahil olmak üzere onunla iş birliği yapan yabancı güvenlik şirketlerinin eylemlerinden bu yana meydana gelen, Irak halkını etkileyen birçok kanlı suçtan biridir."

Baro ayrıca hükümetten, uluslararası hukuka uygun olarak adil tazminata ulaşmak ve ABD Başkanı'nın kararının uygulanmasını durdurmak için mevcut tüm yasal yöntemleri ele alacak ciddi adımlar atmasını istedi.

Irak'taki İnsan Hakları Komisyonu üyesi Ali el-Bayati, "ABD Başkanı'nın kararı, sürekli bölgesel ve uluslararası çatışmaların kurbanı olan Iraklıların kanını ve duygularını küçümsüyor" dedi. Şarku'l Avsat'a konuşan Bayati sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ne yazık ki Iraklıların bu tür suçlar karşısında eli zayıf. Iraklıların öldürülmesine ilişkin dava, ABD mahkemeleri tarafından kabul edildi. Kasıtlı cinayetten tutuklananlar da dahil olmak üzere itirafta bulunan suçlular mahkum edildi. Ancak ABD Başkanı'nın yetkisini kötüye kullanması, onları cezadan kurtardı. Uluslararası Koalisyon'un DEAŞ'a karşı yürüttüğü savaş sırasında meydana gelen askeri hatalar nedeniyle sivillere karşı işlediği suçlar ve 2003- 2009 yılları arasında İngiliz kuvvetlerinin yüzlerce Iraklıyı öldürdüğü ve işkence yaptığı suçlara dönük diğer davalar yeterince ilgi görmüyor. Ne yazık ki Irak'ın siyasi, askeri ve ekonomik olarak bu kadar güçlü ülkeler karşısında eli çok zayıf."

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) Sözcüsü Marta Hurtado, ABD Başkanı'nın kararından büyük bir endişe duyduğunu dile getirdi. Hurtado, OHCHR'nin resmi internet sitesinde yayınlanan açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

"ABD Başkanı'nın özel askeri şirket Blackwater'ın 4 çalışanı hakkında aldığı son af kararları konusunda son derece endişeliyiz. Onları affetmek cezasız kalınabileceği cesareti verir Başkalarını da gelecekte bu tür suçları işlemeye teşvik eder.

Irak'ın eski Başbakan Haydar el-İbadi başkanlığındaki Zafer Koalisyonu da ABD Başkanı'nın kararını kınadı. Zafer Koalisyonu, ABD yönetimini Blackwater katliamına karışanlar hakkındaki af kararını gözden geçirmeye çağırdı.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU