UYAP kesintileri, adliye çalışanlarını ve avukatları bezdirdi

Avukatların da şikayetçi olduğu UYAP’ta yaşanan kesintiler, adliye çalışanlarının fazla mesai yapmasına neden oluyor. Artan iş yükü, mobbing iddialarını da gündeme getirirken, adliyelerde çalışma alanlarının yetersizliği de şikayetler arasında

Adliye çalışanları, UYAP kesintileri başta olmak üzere pek çok sorundan şikayetçi / Fotoğraf: AA

Adliyeler, adaletin dağıtıldığı merkezler.

Adliye denildiğinde akla ilk olarak savcılar, hakimler ve avukatlar gelse bile adliyelerde görev yapan zabıt katipleri, müdürler, icra memurları, mübaşirler, şoförler ve memurlar adaletin işleyişi açısından olmazsa olmaz öneme sahipler.

İş yükünün yoğun olduğu adliyelerde çalışan personel ciddi sorunlarla da uğraşıyor.

Sosyal medya üzerinde örgütlenen bir grup meslektaşı adına Independent Türkçe’ye görüş veren ancak memur olduğu için adını açıklamak istemeyen bir adliye çalışanı ile sorunları üzerine konuştuk.

Adliye çalışanlarının son süreçlerde en büyük sıkıntısı yargıda neredeyse bütün işleyişin yürütüldüğü UYAP sisteminde yaşanan aksaklıklar.

Adliye çalışanı, bu konuda şu iddiada bulundu:

“UYAP kesintileri yüzünden akşam mesaiye kaldığımız oluyor”

Bizim de EBA’mız adliyede UYAP aslında. UYAP Bilişim Sistemi, son üç yıldır ciddi anlamda sistemsel arızalar içinde.  Duruşma esnasında UYAP'ın kesintiye uğraması ve bazen öğle saatlerine kadar gelmediği durumlar yaşıyoruz. Bu kesintiler sebebiyle sistem dışı olarak işlemleri yürütmek zorunda kaldığımız anlar da oluyor.

UYAP arızası bittiğinde ise sistem normale döner dönmez sistem dışı hazırladığımız duruşma tutanakları, ifadeler ve talep evraklarını sisteme girmek için akşam mesaiye kaldığımız durumlar oluyor.

Bugün UYAP'ın kesilmesi demek on binlerce çalışan tarafından yürütülen adli hizmetin aksaması demek. Bu durumdan ülkemizdeki tüm avukatlar ve vatandaşlar etkileniyor doğal olarak. Haliyle hepimizin sorduğu tek soru ‘UYAP ne zaman gelecek’ oluyor. UYAP'ın sorunsuzca çalışmasını istiyoruz.

uyap.jpg
UYAP kesintileri adliye çalışanları ve avukatlarının fazladan yorullmasına neden oluyor / Fotoğraf: AA

 

“UYAP, kanser eder bir hale geldi”

Avukat Hakları Grubu’ndan Yankı Büyüksezer de UYAP kesintilerinin hukuk dünyasında ciddi bir sorun olduğunu söyleyerek, bununla ilgili şunları dedi:

UYAP, 2000'li yılların ortasında belki de en önemli projelerden biri olarak lanse edilmişken ve bugün de önemli bir ihtiyaca cevap verirken ne yazık ki teknolojideki hızı aynı şekilde yakalayamamasından dolayı tabiri caizse ‘Kanser eder’ bir hale geldi.

yankı.jpg
Yankı Büyüksezer / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

“UYAP’ın yükü kaldıramadığı aşikar”

Ergenekon davalarının görüldüğü günlerde binlerce sayfa iddianame sisteme yüklendiğinde ülke genelinde UYAP çökerdi. Şimdilerde UYAP sisteminin aynı anda 10 ve 15 bin kişinin girişine yeter seviyeye ulaştığı iddia ediliyor. Ancak bugün Türkiye genelinde 150 bine yakın avukat var. Hadi bunun 40 bini UYAP sistemini verimli kullanmıyor olsun, 100 bine yakın avukat bu sistemi kullanıyor. Buna mahkemeleri, katipleri, salı ve perşembe günleri yoğunlukla olmak üzere duruşmaları da eklediğinizde büyük bir yük biniyor ve UYAP'ın bu yükü kaldıramadığı aşikar.

“Hükümet konaklarındaki mülhakat adliyeler kapatılsın”

Adliye çalışanlarının tek sorunu UYAP değil.

Independent Türkçe’ye görüş veren adliye çalışanı, hükümet konaklarında hizmet veren ve ‘mülhakat’ adliye olarak adlandırılan yüzlerce ilçe adliyesinin mevcut olduğunu ve adliye çalışanlarının burada fiziki olarak yetersiz koşullarda çalıştıklarını söyleyerek, bunların kapatılarak daha iyi çalışma koşullarına sahip olan en yakın ilçe adliyesiyle birleştirilmesini önerdi.

kesk.jpg
Aziz Özkan / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

“Sıkışık çalışma ortamlarından dolayı en çok Kovid-19 vakası adliye çalışanlarında”

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı olarak adliye çalışanları içinde de örgütlenen  Büro Emekçileri Sendikası Genel Sekreteri Aziz Özkan da fiziki alanların yetersizliğinin sadece mülhakat değil, birçok adliyede yaşanan bir sorun olduğunu söyleyerek şöyle konuştu:

5-6 metrekarelik odalarda üç kişinin masalarının bitişik ve karşılıklı çalışması bulaş riskini artırmış ve bu süreçte kamu binalarında en fazla Kovid-19 teşhisi vaka ve hasta toplamı adliye binalarında ve adliye çalışanları arasında olmuştur. Adliye binalarının fiziki koşulları yurttaşların başvurma yoğunlukları vb. gibi etkenler göz önüne alındığında, hizmet birimlerinde gerekli fiziksel mesafenin sağlanamayacağı, aynı anda birçok yargı emekçisinin bir arada hizmet vermek zorunda kalacağı ve bu durumun virüsün yayılmasını kolaylaştıracağı açıkça ortadadır

finansgündem.jpg
Adliye çalışanları, artan iş yükünden şikayetçi / Fotoğraf: Finansgündem

 

Mobbing, adliye çalışanlarının da sorunu

Adliye çalışanlarının şikayet ettiği bir diğer konu da personel eğitimlerinin yetersizliği iddiası.

Adliye çalışanı, “Ne yazık ki adliye personeli hizmet öncesinde eğitim almadan mesleğe başlıyor. Hizmetiçi eğitimlerini ancak 3 ay ila 1 yıl sonra alabiliyorlar. Olması gereken ise, hizmete başlamadan eğitim verilmesidir” diye anlattı bu sorunu.

İş yükünün fazla ve stresli olduğu ortamlarda değişmez şikayet konuları arasında yer alan mobbing (işyerinde psikolojik baskı) adliye çalışanlarının da sorunları arasında.

Onlarca adliye çalışanı intihar etti iddiası

Son yıllarda onlarca adliye çalışanının intihar ettiğini öne süren adliye çalışanı, “İntihar sebepleri araştırılmadı. İntihar vakalarımıza dair önemli bir öngörümüz var.. Adliye çalışanlarının da psikolojik olarak yıprandığı bir gerçek. Bu yüzden adliyelerde ‘Psiko Sosyal Destekleri’ oluşturulması gerek” dedi.

istanbuladliyesiyoğunluk.jpg
Büyükşehir adliyeleri her gün binlerce kişinin akınına uğruyor / Fotoğraf: AA

 

"Adliyelerde büyükşehirlerde tam kaos hakim"

Avukat Büyüksezer de her gün birlikte çalıştığı adliye çalışanlarının yaşadığı sorunlara şahit.

Artan iş yükü ve UYAP kesintileri zaman zaman adliye çalışanları ile avukatların da karşı karşıya gelmesine neden oluyor.

Büyüksezer, bu sıkıntıyı şöyle anlattı:

Özellikle büyükşehirlerde tam bir kaos hakim. Pandemi ile birlikte iyice sistem üzerinden yürütülmeye çalışılan işler hem sayıca yetersiz personelin üzerinde kalıyor, hem de birçok personel henüz yeterli donanıma ve bilgiye sahip olmadığı için yanlış işler yapılıyor. Adliye personellerini de anlıyoruz, cidden taşınamaz bir yük üzerlerine biniyor ancak bu süreci nasıl atlatacağımızı da bizler de bilmiyoruz.

zabit katibi.jpg
Adliyelerde zabıt katibi alımları sınavla yapılıyor / Fotoğraf: AA

 

"En büyük talep insanca yaşam için ek ücret"

Adliye çalışanlarının başka sorunları bulunuyor. Taleplerin her biri aslında bu sorunların çözümüne yönelik. Büro Emekçileri Sendikası’ndan Aziz Özkan, adliye çalışanlarının taleplerini sıraladı: 

1- Yargı emekçilerine insanca yaşayacakları bir ücret için derhal ek zam verilmelidir.

2- Şu anda Ankara, İstanbul ve İzmir illeriyle sınırlı olmak üzere ödenen yol ücretleri, tüm yargı emekçilerine ödenmelidir.

3- Zabıt Katibi yargı emekçilerine VHKİ kadrosu verilmelidir.

4-Sözleşmeli istihdama son verilmeli, güvenceli istihdam esas alınmalı ve 4/B kadrosunda istihdam edilen yargı emekçileri 4/A kadrosuna geçirilmelidir.

5- Disiplin soruşturması yönünden 2802 sayılı Yasanın ilgili hükümleri kapsamından çıkarılarak yargı emekçilerinin de 657 sayılı Yasa kapsamında disiplin soruşturmasına tabi tutulması konularında düzenleme yapılmalıdır.

6- Fazla mesai ücretleri genişletilerek tüm yargı emekçilerine ödenmesi sağlanmalıdır.

7- Atama ve görevde yükselmelerde mülakat değil, liyakat esas alınmalıdır.

8- Artan iş yüküne karşın yeteri kadar personel alımı yapılması yerine yargı emekçileri üzerindeki baskı arttırılarak sorun çözülmeye çalışılmaktadır. Bu tür uygulamalardan vazgeçilerek yeterli personel istihdamı yapılmalıdır.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU