Bölgede kapsamlı, sürdürülebilir ve etkili bir toparlanma gerçekleştirmek acil bir ihtiyaçtır

Pandemi, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesini benzeri görülmemiş zorluklarla karşı karşıya bıraktı. Dünya Bankası bu bölgelerin ilerlemek için kendilerine bir yol haritası çizmelerine yardım etmeye hazırdır

Fotoğraf: AA

Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesi zorlu bir yol ayrımında duruyor. Koronavirüs (Kovid-19) salgını patlak vermeden önce bölgedeki birçok ülke ekonomik ve sosyal zorluklarla karşı karşıyaydı.

Salgın bu ülkelerin, kıt su kaynakları, kirlilik ve artan iklimsel riskler gibi halihazırda muzdarip oldukları sorunları daha da kötüleştirdi.

Koronavirüsün yayılmasıyla kalkınma alanında zorla elde ettikleri kazançlar da hızla azaldı. Şimdi, diğer orta gelirli ülkelerle aralarındaki uçurumun daha da genişlemesi muhtemel.


Bölgenin karşı karşıya olduğu tüm zorlukların yükü ve etkisi, yoksul ve muhtaç kesimler üzerinde daha ağır oldu. Sosyal ve ekonomik eşitsizliklerin büyümesine, daha fazla insanın yoksulluğun pençesine düşmesine sebebiyet verdi.

Salgın nedeniyle uygulanan genel ekonomik kısıtlamalar, ülkelerin ihtiyaç duydukları hız ve ölçekle toparlanma kapasitesini zayıflatıyor.

Hatta halihazırda bazı ülkeler, koronavirüs salgınının ikinci dalgası ile mücadele ediyor ve vaka sayılarında bir artışa tanık oluyorlar.


Söz konusu ülkeler bu zorlukların üstesinden gelmeye çalışırken, kapsamlı, sürdürülebilir, etkili ve dirençli bir toparlanma gerçekleştirmek her zamankinden daha önemli hale geldi. Bu kalkınmada yeni bir paradigmanın habercisi olabilir.

Nitekim, Dünya Bankası ile Uluslararası Para Fonu (IMF) arasındaki yıllık toplantılar kapsamında bu yıl 12-18 Ekim’de düzenlenen toplantının ana konusu da "Dayanıklı Bir Toparlanmanın Desteklenmesi" oldu.

Bu toplantıda "İnsanlar ve Gezegen için Sürdürülebilir İyileşme" başlıklı üst düzey bir etkinliği ele alacağız.

Bugün yatırımların - istihdam ve ekonomik büyüme açısından- gerçekleştirebileceği kısa vadeli kazançlar, ayrıca şoklara karşı dayanıklılık kapasitesi, karbon emisyonlarını azaltmak, temiz hava ve su sağlamak, okyanus sağlığını iyileştirmek, daha sürdürülebilir gıda ve tarım sistemleri gibi konuları da özellikle görüşeceğiz.


Ortadoğu ve Kuzey Afrika açısından iyileşme için istihdamda hızlı bir canlanma gerekiyor. Bu, daha salgından önce bölgede gittikçe artan bir ihtiyaçtı.

Şimdi de pandemi nedeniyle yaklaşık 4,9 milyon kişi işini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya bulunuyor ve önümüzdeki 30 yıl içinde 300 milyon gencin işgücüne katılması bekleniyor.

Yeşil ekonomiye geçiş, ülkelerin yarının dünyasındaki şoklara ve rekabete daha iyi dayanmasını, bunlara daha iyi uyum sağlamasını sağlarken, diğer yandan milyonlarca iş yaratma potansiyeline de sahiptir.


Sürdürülebilirlik standartlarını karşılayacak bir altyapı geliştirmek, iklim koşullarını göz önünde bulunduran akıllı tarımı desteklemek, arazilerin ıslahı, gecekondu ve yoksul bölgeleri kalkındırmak gibi uygun yatırımlarla 3 kazanım elde edilebilir; kısa vadeli iş fırsatları, sürdürülebilirliğin artırılması ve sosyal katılımın güçlendirilmesi.

Bu bağlamda Fas, kırsal alanlardaki gençlerin akıllı tarım projelerine katılmasını sağlamaya odaklanarak yeni nesil yeşil girişimcileri eğitmeye çalışıyor.

2030 yılında 350 bin yeni çiftçiyi bu sektörde çalışmaya hazırlamayı amaçlıyor. Tunus’ta çevreyi koruma çabaları, toprak ve su kaynaklarının yönetimi, yerel toplulukların geçim kaynaklarının çeşitlendirilmesine yardımcı oldu ve özellikle kadınlar için ek gelir kaynakları sağladı.

200'den fazla küçük ölçekli işletme, uzak bölgelerde toparlanmaya yardımcı oldu, 17 bin kişiye fayda sağladı ve çölleşmeyle mücadeleye katkıda bulundu.


Dünyanın dört bir yanında ülkeler, daha temiz teknolojileri, yenilenebilir enerjiyi ve akıllı şehirleri destekleyen, düşük karbonlu bir sürece geçişi hızlandıran ve aynı zamanda üretken yatırımları artıran yeşil ekonomi teşvik planlarını destekliyor.

Bu bağlamda, hem sınırlı mali kaynaklar dahilinde faaliyet gösterme zorunluluğu hem de doğal kaynak yönetimini iyileştirmek kamu harcamalarındaki verimsizliği ele alma fırsatı sağlıyor.

Keza su hizmetlerinde maliyetin geri kazanılmasına, suyun yeniden kullanımına, tarımsal harcama hedeflerini yeniden tanımlamaya, devlet bütçelerini azaltmak için enerji verimliliğini desteklemeye dayanan reformlar da bunu teşvik edebilir.

Hepsi, insanlar ve gezegen için daha iyi sonuçlar sağlayacak faktörlerdir. Nitekim Kahire'deki hava kirliliğinin maliyetinin Mısır'ın GSYİH'sinin yüzde 1,35'ine eşit olduğu tahmin ediliyor.

Irak'ta, çevresel bozulmanın yıllık maliyeti, GSYİH'sinin yüzde 6,4'üne eşittir. Ürdün'de kaynakların yanlış yönetimi ve koronavirüs krizi, Ürdün Su ve Sulama Bakanlığı’nın yıllık bütçe açığının, GSYİH'sinin yüzde 2'sine yükselmesine neden oldu.


Bu krizden kurtulmak, faydaları ve sonuçlarıyla herkesi kapsamalıdır. Korona salgınından önce devlet ile vatandaşlar arasındaki zayıf sosyal sözleşme, bölgede barış ve istikrarın yıkılmak üzere olduğu konusunda uyarıyordu.

Dolayısıyla, toparlanmanın, güveni yeniden inşa etmek ve sosyal katılımı sağlamak için kullanılması kritik önem taşıyor.

Bu hedefe ulaşmada ana faktör, salgının bir ülkedeki farklı nüfus grupları ve coğrafi alanlar üzerindeki etkisinin anlaşılmasıdır.


Bu bilgilerin sağlanmasıyla hazırlanacak programlar, diğer şokların etkisini azaltmak için verilecek dijital ve finansal hizmetler dahil olmak üzere hizmetlere erişimde hiç kimsenin geride kalmamasını sağlayacak şekilde tasarlanabilir.

Dünya Bankası'nın Beyrut Limanı'nda meydana gelen yıkıcı patlamaya verdiği reaksiyon buna bir örnektir. Dünya Bankası, BM ve AB ile birlikte, hızlı bir insan merkezli hasar ve ihtiyaç değerlendirmesinde bulundu.

Amaç, yeniden imar çabalarını koordine etmek, uzun zamandır beklenen, çok ihtiyaç duyulan, o olmadan devlet ve vatandaşlar arasında neredeyse hiç kalmamış güvenin tamamen ortadan kalkacağı reformu uygulamanın bir yolunu bulmaktı.


Son olarak, pandemi, gelecekteki başka bir felaketten önce proaktif ve hazırlıklı olmanın, girişimcilik ruhunun önemini hatırlatan sert ve acı bir uyarıcıdır.

Örneğin, iklim değişikliğinden kaynaklanan su kıtlığının tahmini maliyeti, bölgenin GSYİH'sinin yüzde 6 ila 14'üne ulaşmaktadır.

Bazı ülkelerde tarımsal verimlilik yüzde 60'a kadar düşebilir. Bölgenin bazı kısımları da yılda 200 günden fazla aşırı sıcaklara maruz kalabilir.

Seller ve yükselen deniz seviyesi milyonlarca insanı yerinden edebilir ve kıyı varlıklarını tehlikeye atabilir.


Çiftliklerin iklime duyarlı bir şekilde tasarımı, hasarı onarmaktan çok daha ucuzdur. Yönetilen reformlar, geleneksel ve yeşil altyapıya yapılacak yatırımlar, kıyı bölgelerinin direncini artırmaya yönelik araştırma ve geliştirme çalışmaları, sel ve kuraklık risk yönetimi, arazi ıslahı, kentsel alanlarda yüksek sıcaklıkların etkisini azaltmak, bunlardan her biri büyük sorunların yeni bir ekonomik fırsata dönüşmesini sağlayabilir.

Boyutları ve ölçekleri sayesinde iyileştirme programları, iklim değişikliğine karşı dayanıklılığı güçlendirmek için ender bir fırsat sunuyor.

Pandemi, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesini benzeri görülmemiş zorluklarla karşı karşıya bıraktı. Dünya Bankası bu bölgelerin ilerlemek için kendilerine bir yol haritası çizmelerine yardım etmeye hazırdır.

Nitekim bu bağlamda, pandemi ve onu takip eden petrol fiyatlarındaki düşüşün yol açtığı ikiz ekonomik şokunu atlatmaya başlayan bölge ülkelerine 3,6 milyar dolar tutarında yeni mali taahhütlerde bulunduk.

Bu krizden daha güçlü çıkacağımızdan umutluyuz. Kapsamlı, sürdürülebilir, etkili ve dirençli bir iyileşme, daha müreffeh, sürdürülebilir ve adil bir geleceğin önünü açabilir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU