Yakın Doğu ve Kuzey Afrika'da gıda için sürdürülebilir bir geleceğe doğru

FAO, üyeleri ve ortaklarıyla dört alanı olduğundan daha iyi hale getirmek için çalışmaya devam etmeye kararlı ve hazırdır

Fotoğraf: www.fao.org

Bundan beş yıl önce, dünya liderleri açlık ve yoksulluk gibi daimi küresel meydan okumaları ortadan kaldırmanın yanı sıra herkes için sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 Gündemi üzerinde anlaşmışlardı.

Ancak, bu hedefler hala çok uzağımızda.

Yakın Doğu ve Kuzey Afrika'daki bir avuç ülkede, uzun süreli krizler, 2030 yılına kadar açlığı sona erdirme çabalarını baltalıyor.

Bugün bölgede yaklaşık 55 milyon insan açlıkla boğuşuyor. Bu durum, özellikle çatışma ve şiddet yaşayan ülkelerde yani Irak, Libya, Somali, Sudan, Suriye ve Yemen'de daha endişe verici.

Yoksulluk ve eşitsizlik de kaygıya neden oluyor. Yakın Doğu ve Kuzey Afrika'da yoksulluk, öncelikle kırsal bir sorun. Bazı ülkelerde kırsal bölgelerdeki yoksulluk oranları yüzde 80'nin üzerine çıkıyor.

Kırsal bölgelerde yüksek yoksulluk oranlarının arkasındaki nedenler ise herkes tarafından biliniyor; zayıf tarımsal verimlilik, altyapı, sağlık ve eğitime sınırlı erişim, yetersiz toplu hizmetler ve belki de en önemlisi kamu ve özel yatırımlarının zayıflığı.

Bütün bunlara bir de bölgenin hızlı nüfus artışına, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine, büyük su kıtlığı ve doğal kaynakların tükenmesine uyum sağlamak için maruz kaldığı artan baskı ekleniyor.

Kovid-19 salgınının dünyanın dört bir yanında etkili olması da gıda sistemleri üzerinde baskı yarattı.

Pandemi ve ilgili önleme tedbirleri nedeniyle, bölgedeki gıda tedarik zincirlerinde kesintiler yaşanıyor, hasatta kayıp veya gecikmeler kaydediliyor, iş fırsatlarında kayıplar yaşanıyor ve buna bağlı olarak geçim kaynakları ciddi şekilde etkileniyor.


BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), ülkeleri ve çiftçileri gıda ve tarımla ilgili daimi zorlukların üstesinden gelmek, pandemi sonrası daha yapıcı olmak için onları desteklemek adına aktif bir şekilde yaygın olarak uygulanabilir ve sürdürülebilir çözümleri teşvik etmeye çalışıyor.

Bu FAO'nun, pandeminin anlık etkilerini hafifletmeyi, aynı zamanda uzun vadede gıda sistemlerinin ve geçim kaynaklarının dayanıklılığını güçlendirmeyi amaçlayan kapsamlı "Kovid-19 Yanıt ve Kurtarma Programı"nın (COVID-19 Response and Recovery Programme) temelini oluşturuyor.

Ekonomik katılım ve sosyal korumayı teşvik edip küçük çiftlik sahiplerinin dayanıklılığını güçlendirerek en savunmasız nüfus gruplarını desteklemek programın önceliklerinin en başında yer alıyor.

İnovasyon ve teknolojilerden yararlanmak da Kovid-19 salgınından kaynaklanan zorluklar ışığında ülkelere rehberlik etmekte önemli bir unsur.

Yakın Doğu ve Kuzey Afrika bölgesi için gelecek vadeden yaklaşımlar ve teknolojiler arasında hassas tarım, hidroponik tarım, çöl tarımı ve hassas hasat bulunuyor.

Dijitalleşme ve iletişim teknolojileri ise maliyetleri azaltabilir, pazarlara erişimi sağlayabilir, hizmetleri iyileştirebilir, yeni iş fırsatları yaratabilir ve kaynaklarda tasarrufa yardımcı olabilir.

Ne var ki, Yakın Doğu ve Kuzey Afrika'da bazı teknoloji türlerinin kullanımının önünde engeller bulunuyor.

Ayrıca, kırsal ve kentsel alanlar arasındaki uçurumun hala çok geniş. Bunun yanı sıra kırsal alanlardaki ağ kapsama alanı da hala sınırlı.

Dijital okuryazarlığın düşük olması, özellikle kırsal alanlarda var olan bir başka engel. Bu nedenle, bu alanda yatırımları güvence altına almak ve kapasiteleri geliştirmek son derece acil bir ihtiyaç.


Tarımda inovasyonun ve dijital dönüşümün herkes için, özellikle de küçük çiftçiler, kadınlar ve gençler için mümkün olmasını sağlamalıyız.

Bu, hükümetler, kalkınma ortakları, özel sektör, sivil toplum ve akademi arasında güçlü ortaklıklar kurmamızı gerektiriyor.

Ülkeler, çiftçilerin yararına kaynak, bilgi ve beceri alanında işbirliği yaparak daha fazla birlikte çalışabilir ve birbirlerini destekleyebilirler.

En yüksek yoksulluk ve açlık oranlarına sahip ülkeleri, kalkınma çabalarını desteklemek için bağışçı ülkeler ve mali ortaklarla uzlaştırarak "anlaşmalarını" sağlamayı amaçlayan "El-Ele Girişimi”nin ana hedefi de bu.

El-Ele Girişimi, tarımsal dönüşüm ve sürdürülebilir kırsal kalkınmanın gizli potansiyeline odaklanıyor. Kendisi ülkelere ait bir girişim ve kanıtlara dayanan somut politikalar üzerine kurulu.

Ayrıca, "El-Ele Coğrafi Jeo-Uzamsal Platformu" ve FAO'nun istatistiklerde inovasyon amacıyla kurduğu veri laboratuarı gibi mevcut en yeni araçlara da dayanıyor.


21-22 Eylül'de Umman Sultanlığı'nın sanal olarak ev sahipliği yapacağı FAO Yakın Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesel Konferansı, üyeler ve ortakların prosedürleri hızlandırmanın, bölgesel öncelikler üzerinde anlaşmanın, bölgesel düzeyde dayanışmayı sağlamlaştırmanın ve kaynakları harekete geçirmenin yollarını bulması için mükemmel bir fırsat.

Şimdi, BM 10 Yıllık Eylem Planı'nın eşiğindeyken, 2030'a kadar sürdürülebilir kalkınma hedeflerini gerçekleştirmemiz için önümüzde son derece değerli 10 yılımız var.

FAO, üyeleri ve ortaklarıyla dört alanı olduğundan daha iyi hale getirmek için çalışmaya devam etmeye kararlı ve hazırdır.

Bu alanlar; daha iyi bir dünya için daha iyi üretim, daha iyi beslenme, daha iyi bir çevre ve daha iyi bir yaşamdır.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU