Türkiye’nin görünümünü negatife düşüren Fitch’ten açıklama: Swap dışı net rezervler eksi 30,2 milyar dolar seviyesinde

Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye’nin kamu borcunun ılımlı seviyede olmasına karşın döviz rezervlerindeki tükenmenin, büyüyen cari açığın ve zayıf para politikası kredibilitesinin risk oluşturduğunu söyledi

Fotoğraf: Getty Images

Uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye'nin BB- seviyesindeki kredi notunu teyit edip görünümünü 'durağan'dan negatife düşürdü. 

Türkiye ekonomisi hakkında da geniş bir değerlendirmeye de yer veren Fitch raporunda “Döviz rezervlerindeki tükenme, zayıf para politikası kredibilitesi, negatif reel faiz oranları ve kredi teşviğiyle güçlenen büyük cari açık dış finansman risklerini kötüleştiriyor” ifadelerini kullandı. 

Türk Lirası’nın dolar ve euro karşısındaki tarihi değer kaybına da değinen New York merkezli kuruluş TL ve Merkez Bankası’nın rezervleri ile ilgili şunları söyledi: 
 

Net sermaye çıkışları ve dış ticaret açığındaki kötüleşme devam ederken, Türk Lirası’nı desteklemek için para birimine büyük oranda müdahale edilmesi, TL’nin ABD doları karşısında marttan bu yana yüzde 16 değer kaybetmesine yol açtı. 

Altın dahil brüt döviz rezervleri 2019 sonundaki 105,7 milyar dolar seviyesinden ağustos ortasında 88,2 milyar dolara geriledi. 

Rezervlerdeki azalma, offshore swap piyasasının dramatik şekilde küçülmesine yol açan bankalar üzerindeki regülasyonlar sonrası bankaların swap kanalıyla Merkez Bankası’na haziran sonuna kadar 40,5 milyar dolar vermesi ve Katar’la yapılan 10 milyar dolarlık swap anlaşmasına rağmen gerçekleşti. 

Swap dışındaki brüt rezervler aralıktaki 87,3 milyar dolarlık seviyesinden 29,3 milyar dolara geriledi. Swap dışı net rezervler ise eksi 30,2 milyar dolar seviyesinde. 


Brüt döviz rezervlerinin, ülke derecelendirme modeli içerisinde yer aldığını ve bu nedenle önem verdiklerini belirten Fitch, swapların büyük döviz rezervlerine yaptığı katkının “çevrilememesi” durumunda önemli oranda risk oluşturduğunu söyledi. 

TL’nin desteklenmesi için dövize yapılan müdahalelerin politika kredbilitesini zayıflattığını vurgulayan Fitch, “Türkiye’nin dalgalı kur rejimine uzun süredir devam eden bağlılığı, derecelendirmesinde destekleyici faktördü ve 2018 ortasında lira krizinden bu yana ekonomik düzelmede rahatlık sağlıyordu. Ancak bu durum, müdahaleler ile bozuldu” dedi. 

Faizler ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Fitch, son üç toplantıdır politika faizini değiştirmeyen Merkez Bankası’nın 2021’e yükseltilmiş bir faiz oranı ile gireceğini öngördü: 
 

Temmuzda yüzde 11,8 ölçülen enflasyon yüksek seyretmeye devam ediyor ve  2015-2020 arası ortalamayı yüzde 11,7’ye çıkarıyor. BB notuna sahip ülkelerin enflasyon medyanı yüzde 3,4. 

Merkez Bankası’nın likidite sıkılaştırmasına gitmesiyle ortalama fonlama faizi yüzde 9,4’e çıktı ve biz, politika faizindeki herhangi bir değişiklikten önce, gecelik faizin yüzde 9,75, geç likidite penceresi faizinin yüzde 25 olduğu faiz koridorunun daha fazla kullanılacağını öngörüyoruz. 

Politika faizinin 2020 sonunda yüzde 9,25’e, 2021 sonunda yüzde 10,25’e yükseltileceğini, her iki yılda enflasyonun yüzde 10,5 olacağını tahmin ediyoruz. Ancak politika reaksiyonunun fonksiyonu öngörülebilir değil. Sıkılaştırmanın dış pozisyonu istikrara kavuşturmada yetersiz olabileceği yönünde riskler mevcut. 


8,7 milyar dolar cari fazladan 19,7 milyar dolar cari açığa 

Fitch’in açıkladığı verilere göre 2019’da 8,7 milyar dolar (toplam gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 1,1) fazla veren cari denge, 2020’nin birinci yarısında 19,7 milyar dolar açığa dönüştü. 

Mevsim etkisinden arındırılmış hâliyle 13,7 milyar dolara tekabül eden cari açık gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 4,1’i. Altın hariç hâliyle ise açık, 12,1 milyar dolar. 

Fitch’e göre, güçlü kredi büyümesi, Türkiye’nin ticari partnerlerine kıyasla daha az resesyonda olması ve düşük enerji fiyatları ile bir miktar telafi edilmiş turizm kaybı cari açıktaki artışın nedenleri arasında yer alıyor. 

Fitch’in tahminlerine göre 2020’de petrol fiyatlarının varil başına 35 dolar olması, net turizm kayıplarının yüzde 50’sini telafi edebilir. 

Kredi büyümesinin daha ılımlı seviyeye gelmesi ve dış talebin güçlenmesiyle 2020’nin ikinci yarısında cari açığın düzelme göstereceğini belirten Fitch, tüm yılın cari açığının GSYH’a oranını yüzde 3,2 seviyesinde öngördü. 

Turizmdeki toparlanmayla söz konusu oranının 2021’de yüzde 2,4’e düşeceğini söyleyen Fitch, 2020’de ise TL’deki rekabetçiliğin kazandırdıklarının yüksek enflasyonla kademeli olarak azalacağını ve cari açık/ GSYH oranının yüzde 2,8 olacağını açıkladı. 

Tüketici kredileri büyümesi yüzde 50’ye dayandı

Temmuz sonu itibariyle tüketici kredilerindeki büyümenin yüzde 48’e ulaştığını belirten derecelendirme kuruluşu, toplam kredi büyümesinin yüzde 25 olduğunu ve bunun yüzde 36’sının kamu bankalarına ait olduğunu aktardı. 

Hükümetin koronavirüs salgınının ekonomik etkilerine karşı kredi teşvik paketlerine yoğunlaştığını söyleyen Fitch, “Mart sonundan itibaren Kredi Garanti Fonu’nun, toplam borçlanma artışındaki payı yüzde 47’ye çıktı ancak bu oran azalıyor” ifadelerine yer verdi. 

“Kamu borcu ılımlı, dış finansman ihtiyacı geriledi”

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitche’e göre Türkiye’nin ılımlı kamu ve hanehalkı borcu, canlı bir özel sektöre sahip geniş ve çeşitlendirilmiş ekonomisi, gayrisafi milli hasılası ve “Kolay İş Yapabilme” indikatörleri BB notuna sahip ülkelerin medyanından daha iyi seviyede.  Ancak zayıf dış finansman, ekonomik volatilite geçmişi, yüksek enflasyon, siyasi ve jeopolitik riskler, bu durumun karşısında durmaya devam ediyor. 

Genel kamu borcunun GSYH’a oranının 2019 sonundaki yüzde 32,8 seviyesinden, 2020 sonunda yüzde 39,5’e çıkacağını belirten Fitch, BB notuna sahip ülkelerin medyanının yüzde 59,4 olduğunu aktardı. Fitch’e göre söz konusu oran 2022’de yüzde 38,8 seviyesinde istikrara kavuşabilir. 

Bankaların ve kurumsal sektörün dış finansman pozisyonlarının dirençli olduğunu söyleyen Fitch raporunda “Gelecek 12 ayda Türkiye’nin ihtiyacı olacak 190 milyar dolar dış finansman ihtiyacının yüzde 42’si bankalara, yüzde 35’i kurumsal sektöre ait” değerlendirmesini yaptı ve şöyle devam etti: 
 

2018’in birinci yarısının sonunda 102 milyar dolar olan dış finansman ihtiyacı, bu yılın haziran sonunda 79 milyar dolara geriledi. Haziran sonu itibariyle bankaların 75 milyar dolarlık döviz likiditesinin yüzde 54’ünün Merkez Bankası ile gerçekleşen swap işlemlerinden kaynaklandığı tahmin ediliyor. 

Bankacılık sektörünün mevduatlarındaki dolarizasyon oranı hazirandaki yüzde 50’lik oranıyla yüksek seyretmeye devam ediyor. Bu oran 2019 sonunda yüzde 51’di. BB notuna sahip ülkelerin medyanı yüzde 25. 

Kurumsal sektörün Mayıs 2019’da 187 milyar dolar olan net döviz pozisyonu da bu yılın aynı döneminde 165 milyar dolara düştü. Gelecek 12 ayda ödenmesi gereken 67 milyar dolarlık kurumsal dış borcun 47 milyar doları ticari kredilere ait. 


Batık kredi alarmı 

Bankaların kredi profillerinin TL’deki volatilite nedeniyle baskı altında kalmaya devam ettiğini söyleyen uluslararası derecelendirme kuruluşu, “Haziran sonunda batık kredilerin oranı yüzde 4,4’tü. Geri ödenmde riski önemli ölçüde artan kredilerin oranı ise yüzde 10 ile 11 arasında. Resesyonist ortam, turizm gibi hassas sektörler ve özellikle perakendeyi zora sokan borçlanmadaki büyüme nedeniyle varlık kalitesinde zayıflama bekliyoruz” ifadelerine yer verdi. 

2020’de daralma, 2021’de yüzde 5 üzeri büyüme 

Ekonominin 2020’de yüzde 3,9 küçüleceğini öngören Fitch, 2021 için de yüzde 5,4 büyüme tahmininde bulundu. 

Fitch, hükümetin salgının ekonomik etkilerine karşı uygulamaya soktuğu istihdam desteği, vergi ertelemeleri, Kredi Garanti Fonu’nun borçlanma limitinin ikiye katlanması gibi önlemlerin toplam gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 2’sine denk geldiğini ve “ılımlı” seviyede olduğunu belirtti. 

Koronavirüs şokunun hâlihazırda sınırlı seviyede olan yapısal reformları ertelediğini belirten Fitch, “Emekli maaşları ve kıdem tazminatı ödeme ölçütlerinde de erteleme oldu. Erken seçim spekülasyonları devam ederken biz bunun, kısa vadede şüpheli olduğunu düşünüyoruz” açıklamasını yaptı. 

Politik riskler 

Jeopolitik risklerin şubattaki Fitch değerlendirmesinde olduğu gibi aynen devam ettiğini vurgulayan kurum, “ABD yaptırımlarının artması beklenirken, bu yaptırımların CAATSA’ya (Amerika’nın Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası) kadar genişleyip genişlemeyeceği net değil. Suriye’nin İdlib bölgesine askeri operasyonlarla ilgili Rusya ile yapılan ateşkes anlaşmasının kalıcı olmayabileceği yönündeki tahminimiz sürerken Libya’ya askeri müdahale tartışmaları da Rusya ile ilişkileri riske sokabilir” açıklamasını yaptı. 

ABD’deki Halkbank davasını da takip ettiklerini belirten Fitch, Kıbrıs açıklarındaki doğal gaz arama operasyonları nedeniyle gelebilecek potansiyel AB yaptırımlarının etkisinin düşük olacağını ancak yatırımcı güvenini kıracağını aktardı. 

 

Independent Türkçe 
 

DAHA FAZLA HABER OKU