Erdoğan’a ‘boşanma raporu’ sunuldu… AK Parti, İstanbul Sözleşmesi kararını ağustosta verecek

AK Parti’de İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik iki farklı görüş öne çıktı. Bazı kurmaylar sözleşmesinin kadınların kendisini savunmasına olanak sağladığını belirtirken bir kısmı da “boşanma sayılarını” arttırdığını öne sürüyor

Fotoğraf: AA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık ettiği AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında boşanma raporu gündeme geldi.

Raporda, İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 2014’ten bu yana boşanma davalarındaki sayılar da yer aldı.

Rakamlara göre, 2014 yılında 202 bin 17 boşanma davası açılırken, bu sayı her yıl arttı. 2015’te 205 bin 871, 2016’da 212 bin 945, 2017’de 223 bin 194, 2018’de 246 bin 921 boşanma davası açılırken, geçtiğimiz yıl bu rakam 248 bin 640’a kadar çıktı.

Hürriyet’in aktardığına göre, geçen sene 123 bin 237 dosyayla, en çok anlaşmalı olarak “evlilik birliğinin temelden sarsılması” nedeniyle boşanma davası açıldı. 120 bin 667 çekişmeli dava açılırken, zina nedeniyle boşanmak isteyen çift sayısı 1987 oldu. Hayata kast, kötü ve onur kırıcı davranış nedeniyle de 680 boşanma davası açıldı. Terk nedeniyle 585, ortak hayatın yeniden kurulmaması sebebiyle 367 ve akıl hastalığı yüzünden de 131 çift boşanmak için mahkemeye başvurdu.

İki görüş

Rapor sonucu iki farklı görüşle değerlendirildi. Bazı kurmaylar İstanbul Sözleşmesi’nin kadının kendisini savunmasına ve mahkemeye gitmesine olanak sağladığını bunun iyi bir gelişme olduğunu belirtti. Bazı kurmaylar ise sözleşmeyle boşanma davalarının arttığını ifade etti.

Karar ağustosta

AK Parti kurmayları, İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili çalışmalarında sona geldi.

AK Parti, 5 Ağustos’ta planlanan MYK toplantısında, İstanbul Sözleşmesi’ni tekrar gündeme getirmeyi planlıyor. Kurmaylar bu toplantı öncesinde İstanbul Sözleşmesi’nin maddelerini inceleyerek sözleşmeyle ile ilgili iki seçenekli bir yol haritası sunmayı hedefliyor. Sözleşmenin kadın haklarına etkisi ve Türk aile yapısıyla uyumuyla ilgili bir rapor hazırlanması da amaçlanıyor. Bu rapora ve değerlendirmelere göre sözleşmeden çıkıp çıkılmayacağına karar verilecek.

İstanbul Sözleşmesi hakkında

2011 yılında İstanbul’da yapılan Avrupa Konseyi toplantısıda imzaya açılan bu sözleşmenin tam adı "Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi". Türkiye, sözleşmeyi imzalayan ilk devlet.

Sözleşmenin ana çerçevesini kadına ve ev içi şiddete karşı mücadele oluşturuyor. Sözleşenin amacını ifade eden 1. maddenin ilk bendinde amaç şu ifadelerle anlatılıyor:

Kadınları her türlü şiddetten korumak, kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak.

Sözleşmenin herhangi bir maddesinde aile kurumuna yönelik bir ifade geçmiyor.

Sözleşmenin 80. maddesine göre taraflardan herhangi birinin Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne yapacağı bir bildirimle herhangi bir zamanda bu sözleşmeyi feshedebileceği belirtiliyor. Fesih, bildirimin genel sekreterliğe ulaştırıldığı tarihten 3 ay sonra yürürlüğe giriyor. 

Kadın örgütleri, barolar, insan hakları kuruluşları ve bazı siyasi partiler İstanbul Sözleşmesi’ni gerekli buluyor ve sözleşme hükümlerinin uygulanmasını istiyor.

Muhafazakar sivil toplum örgütleri ve bazı medya kuruluşları  sözleşmeye şiddetle karşı çıkıyor.

 

Hürriyet, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU