Ev sinemasından vizyona bu hafta: Bir trolün anatomisi; Nefret Suçu

Mehmet Erduğan Independent Türkçe için yazdı

İnternet kullanıcılarının içerik üretiminin ve paylaşımlarının yanında içeriklere yorum yapma
olanağına da sahip olduğu sosyal medya mecraların kontrol altına alınması gerektiğine yönelik
açıklamalarının ardından hukuka aykırı içerklerin kaldırılması veya içeriğe erişimin engellenmesi
konusları bir kenarda tartışıladursun, kabul etmek gerekir ki bu mecralar dikkatli ve bilinçli
kullanılmadığında korkutucu bir yere dönüşebiliyor.

Üstelik işin içinde bir de troller varsa ve olur da bu trollerden herhangi biri size olta atmışsa durum
daha da beter bir hal alabiliyor.

Çünkü; kendisine bu işi görev edinmiş ciddi troller normal insanlar gibi asla pişmanlık duymazlar,
yorulmazlar.

Sosyopat eğilimleri vardır ve buna göre başkalarına zarar vermekten keyif aldıkları da
muhtemeldir.


Bir trolün anatomisi; Nefret Suçu

Yönetmen: Jan Komasa / Oyuncular: Maciej Musiałowski, Vanessa Aleksander, Agata Kulesza, Danuta
Stenka, Jacek Koman, Maciej Stuhr, Adam Gradowski / Süre: 136 dakika

 


Netflix’in Politik Gerilim Filmleri kuşağında 29 Temmuz tarihinde gösterime girmesi beklenen,
Polonya yapımı bir film olan Sala Samobójców. Hejter (The Hater); güncel konusu ve rahatsız eden
dramatik olay örgüsüyle mutlaka seyredilmesi gereken filmler listenize almanızı tavsiye edebileceğim
bir film.
 


Dramatik kurgusuyla da oldukça dikkat çeken ve bu kategoride TriBeCa Film Festivali’nde En İyi
Uluslararası Kurgusal Film Ödülü’nü kazanan The Hater, çekimleri Varşova’da gerçekleşen
hikayesinde interneti yönlendirmeye çalışan, yaptığı sahte paylaşımlarla nefret ve şiddetin
yayılmasına neden olan, üniversiteden kovulmuş bir hukuk öğrencisine odaklanıyor.


Söz uçar, yazı kalır

Üniversitede burslu bir şekilde hukuk okuyan Tomasz, filmin başında, yazdığı bir makalede yapmış olduğu alıntıyı tırnak içinde belirtmediği için bilgi hırsızlığı suçlamasıyla disiplin kurulunun önünde savunmaya çıkar.
 


Tomasz, her ne kadar bunun çok küçük bir hata olduğunu düşünüp kendini bu şekilde savunmaya çalışsa da, dekan onu üniversitenin kurallarını ihlal ederek etik dışı davrandığı için affetmez ve “söz uçar, yazı kalır” diyerek Tomasz’ın fakülteden atılması yönünde karar verir.
 


Eskiden çiftlik evlerine tatile gelen Polonya’nın elitlerinden Krasucka ailesi, bu süre içinde üniversiteden atıldığından haberi olmadan Tomasz’a hala burs vermeye devam eder.
 


Tomasz, belki de bu durumu açıklamak için onlara yaptığı ani ama kısa ziyareti sırasında konuyu açmayıp ziyaretiyle aileyi biraz şaşırtmışsa da bir süre sonra gerçeği Krasucka ailesinin güzel kızı Gabi’ye anlatır.
 


Bu haberle ailenin güvenini kaybeden Tomasz’ın yanında artık hiç kimse kalmamıştır.

Ancak hem Gabi’nin gözüne girebilmek, hem aileye borcunu ödemek hem de kendi hayatını idame ettirebilmek için Tomasz, bir partide karşılaştığı Beata’nın halkla ilişkiler ajansında stajyer olarak çalışmaya talip olur.
 


Ajansta yaptığı iş görüşmesinde hırsı ve yeteneğiyle dikkat çekerek işe kabul edilen ve kendisine verilen ilk işte bu şirketin sıradan bir ajans olmadığını, görünen paravan imajının aksine şirketin hızla gelişmekte olan bir trol çiftliği olduğunu anlayan Tomasz kısa süre içinde kendini kanıtladıktan sonra gerektiğinde mümkün olan en kötü şeyleri yapan bu ajansın daha büyük projeleri için sözleşme imzalayarak masasının başına oturur.
 


Yaptığı intihal nedeniyle üniversiteden atıldıktan sonra eline geçen bu iş fırsatıyla ajansın rakip olarak belirlediği ünlü kişilikler ile internet ünlülerinin etkileşimlerini düşürmek ve politikacıları hedef alan sahte haberleri ve çevrimiçi nefret söylemlerini yaymak için çalışmalara başlar.

Çok kısa süre içinde istenilen sonuçlara da ulaşılır.
 


Ajansın önemli ve gizli müşterilerinden biri, o dönemdeki belediye başkanlığı seçimlerinden çıkarı olmasından ötürü dolaşan seçim kampanyalarını ve seçimin sonuçlarını etkilemek için sosyal medyanın bütün gücünü kullanmak için ajans ile çalışmaya başlar.

Ajansın bir çalışanı olarak Tomasz için bu isteğe mani olacak olası herhangi bir etik değeri çiğnemekle ilgili bir sorun yoktur.
 


Tek bir sorun vardır o da siyasetin kirli yüzünün Tomasz’ı gün be gün değiştirmeye başlamasıdır.


Bir kaos ajanı

Çevresindekiler Tomasz’ı başkalarına zararı dokunmayan naif bir adam olarak kabul ediyorsa da o masum ve mesafeli görünüşünün ardında aslında tam bir kaos ajanı ve internet dünyasının manipülatörlerinden biri saklıdır.
 


Onun için artık amaca giden her yol mubahtır. Hatta bu uğurda bilgisayar oyunlarının içine bile sızarak ekranların arkasındaki kişilere ulaşıp onları kontrol ederek sokakta tetikçiliğe zorlar.

Yoğun nefret söylemlerin yükseldiği ve gruplaşmaların olduğu bir ortamda Tomasz kendini akıntıya mı bırakacak yoksa elindeki tüm imkanları kullanarak bir fark yaratıp potansiyelini mi ortaya çıkaracak, işin aslı pek belli değildir.
 


Ancak Tomasz, ajansın ona verdiği yetki doğrultusunda elindeki tüm imkanları takıntılı olduğu Krasucka ailesini takip etmek, taciz etmek ve nihayetinde kontrol etmek için de kullanmaya başladıkça işler rayından çıkar.

Bu basit ve sıradan bir komplo gibi görünebilir, ama gerçekten öyle değil.

Thomasz’ın çevresindeki insanları takip etmesi, gizlice dinlemesi ve yeri geldiğinde kullanmak üzere kişisel bilgilerini ele geçirmesi işleri biraz daha karmaşıklaştırır.

Ama o yaptığı bu şeylerden bir pişmanlık duymadığı gibi herhangi bir suçluluk da hissetmez.
 


Özetle

Detaylara çok fazla girip filmin heyecanını ve sürprizlerini bozmak istemiyorum.

Ancak, günümüz dünyasını oldukça başarılı bir şekilde ele alan, kaliteli senaryosu, başarılı sinematografisi ve bir noktasında çalmaya başlayan Kylie Minogue’un In Your Eyes adlı kışkırtan şarkısı başta olmak üzere etkileyici müzikleriyle bu filmin 2020’nin en iyi filmlerinden biri olduğunu söyleyebilirim.
 


Başından sonuna dek sıkılmadan seyredebileceğiniz film sadece hikayesiyle değil performanslarıyla da oldukça göz dolduruyor.

Maciej Musiałowski o mesafeli ve içten pazarlıklı görüntüsüyle mükemmel bir oyunculuk sergiliyor.
 


Onun dış görünüşüne vuran masumiyeti Thomasz’ı hem kişisel hem profesyonel yaşamlarında insanları kendi melodisiyle dans ettirebilecek bir orkestra şefine dönüştürüyor.

Ve şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki filmin bu etkisi kesinlike Maciej Musiałowski’nın bu olağanüstü performansıyla yükseliyor.
 


Aktörün filmde hayat verdiği Tomasz karakteri duygularını yeri geldiğinde ağlayarak, yeri geldiğinde mutlu görünerek göstermesine rağmen hiç kimse bu duyguların gerçek sebebini anlayamıyor.

Tomasz her zaman planlıyor, her zaman bir sonraki hamlesini düşünüyor ve yaptığı her şeyin arkasında bir neden olabileceği hissiyatı bırakıyor.
 


Pawel Adamowicz Suikastı

Sosyal medya dikkatli ve bilinçli kullanılmadığında korkutucu bir yere dönüşebiliyor ve filmin baş karakteri Tomasz bunu seyirciye oldukça net bir şekilde hissettiriyor.

Çevrimiçi paylaşımlarla desteklenen nefret söylemlerinin nasıl ciddi sonuçlara ve gerçek yaşam kayıplarına yol açabileceğini çarpıcı bir şekilde resmediyor.
 


Film, kurgusal olsa da, kullanıcıları psikolojik olarak manipüle etmek ve kamuoyu nezdinde bir sosyal mühendislik çalışması yürütmek isteyenlerin sosyal medya üzerinden neler yapabileceğini, etkisini ve sonuçlarını ele alarak gerçek yaşam durumlarından oldukça besleniyor.
 


Ayrıca film, kurgusal olarak bir bağlantısı olmasa da nefret söylemine karşı mücadele eden ve sadece Polonya’da değil tüm Avrupa’da saygı gören bir lider olan Pawel Adamowicz’e yapılan saldırıyla da dikkat çekici ve beklenmedik paralellikler çiziyor.
 


Kurgusal bir karakter olan Rudnicki’ye benzer şekilde, liberal bir politikacı Paweł Adamowicz, uzun zamandır aşırı sağcı ve milliyetçi çevrelerin politikacıların kışkırtmalarından aldıkları güçle nefret söylemlerinin hedefinde olmuş, filmin çekimlerinin tamamlanmasından üç hafta sonra da çevrimiçi platfomlarda nefret söylemlerine maruz kaldıktan sonra bir canlı yayın etkinliği sırasında bıçaklanarak öldürülmüştür.

13 Ocak 2019’da, Kuzey Polonya’daki Gdańsk’ın Belediye Başkanı olan Paweł Adamowicz, Noel Hayır Kurumu Büyük Orkestrası etkinliğinde sahnede konuşurken kalbinden bıçaklanır.

Beş saat süren ameliyatından sonra Gdańsk Üniversitesi Klinik Merkezine alınır ancak kritik durumu nedeniyle amletiyatından sonraki gün vefat eder.

Gözaltına alınan 27 yaşındaki katilin sosyal medyada geniş çapta aktif olduğu polis tarafından doğrulamıştır.


Haftanın diğer filmleri

Ağır Bekar

Yönetmen: Katleho Ramaphakela, Rethabile Ramaphakela / Oyuncular: Fulu Mugovhani, Tumi Morake, Bohang Moeko, Yonda Thomas, Mpho Osei Tutu, Tiffany Barbuzano / Süre: 107 dakika

Farklı kültürlere ait film seçkisiyle arşivini her geçen gün genişleten Netflix bu sayede izleyicilerine dünyanın farklı noktalarında aşkın nasıl tasvir edildiğini ve algılandığını göstermeye devam ediyor.

Netflix’in Komediler kuşağında yer alan ve 31 Temmuz tarihinde gösterime girmesi beklenen Güney Afrika yapımı bir film olan Seriously Single adlı bu romantik komedide; özgür ruhlu yakın arkadaşı onu bekârlığı kabullenmeye teşvik etse de birine bağlanmayı arzulayan sosyal medya uzmanı, eski bir aşkının hayatını takip etmeden duramaz.

Johannesburg’da geçen filmde bir sosyal medya uzmanı olan Dineo sevgi dolu bir ilişki ve peri masalı gibi bir evliliğin hayallerini kurarken, onun en yakın arkadaşı Noni, Dineo’nun tam aksine kendini erkeklerden kurtulmaya adamıştır.

Ancak bu iki yakın arkadaş Dineo’nun yine ayrılıkla biten son ilişkisinden sonra ne kadar erkeklere bağlanmadan özgür ve bağımsız bir hayat sürmeye çalışsa da gönül ilişkilerinde hiçbir şey planladıkları gibi gitmeyecektir.

Noni, bu ayrılık sonrası en iyi arkadaşının yanında olmaktan ve onu bir bağımsız bekar olarak ayağa kaldırıp yeni yolculuğuna rehberlik etmekten mutluluk duysa da en yakın arkadaşının yaşadığı ayrılıktan sonra onu yeni insanlarla tanışmaya ve kendini tekrar bulmaya teşvik ederken tavsiye vermenin uygulamadan daha kolay olduğunu bilfiil yaşayacaktır.

Aşk en beklemediği zamanda Noni’nin ayaklarını yerden keserken nihayetinde Dineo romantik kusurlarıyla yüzleşmek için mücadele edecektir.


Door Ke Darshan

Yönetmen: Gagan Puri / Oyuncular: Mahie Gill, Manu Rishi Chaddha, Dolly Ahluwalia, Mehak Manwani, Shardul Rana, Supriya Shukla, Rajesh Sharma Goldy, Archita Sharma, Sumit Gulati, Manoj Bakshi, Aditya Kumar, Naresh Gosain / Süre: 119 dakika

Netflix’in Hint Filmleri kuşağında yer alan ve 25 Temmuz tarihinde gösterime girmesi beklenen Door Ke Darshan, tuhaf bir aileyi kadrajına alan bir komedi filmi.

Filmde, evin büyükannesi, otuz yıl komada kaldıktan sonra bir anda bilincini yeniden geri kazanır.

Ancak doktor büyükannenin bilinci her ne kadar geri gelmişse de zihni çok güçlü olmadığı için onu rahatsız edecek, yoracak, üzecek ve heyecanlandıracak herhangi bir şey yapılmamasını tavsiye etmiştir.

Bu durum yıllardır taş üstüne taş koymayan aile fertlerinin, büyükanneye her şeyin normal olduğuna inandırabilmeleri için komaya girdiği yılları yeniden yaratmaya/yaşatmaya çalışmasına yol açar.

Sinema tarihinin unutulmaz filmleri arasına giren Goodbye Lenin! adlı filmden esinlenilmiş hissi bırakan ancak kültürel dokunuşlarla farklılaşarak 90’lı yılların nostaljisini yaşatan filmde aile fertleri eski ve yeni şeylerin farklılıklarını bir kenara koyarak büyükannenin değişikliklere uyum sağlamasına yardımcı olmaya çalışırlar.


Ejderhalar: Kurtarıcı Ekibi: Şarkıkanat’ın Sırrı

Yönetmen: Steve Evangelatos, Glenn Harmon, Greg Rankin, T.J. Sullivan / Seslendirenler: Nicolas Cantu, Carlos Alazraqui, Roshon Fegan, Sam Lavagnino, Moira Quirk, Brennley Brown, Brad Grusnick, Marsai Martin, Noah Kaye Bentley, Brett Pels, Andre Robinson, Sumalee Montano, Brad Grusnick, Ashley Bornancin, Carlos Alazraqui, Renée Elise Goldsberry, Skai Jackson, Zach Callison, Cassidy Naber / Süre: 46 dakika

Netflix’in Çocuk Kitaplarından Uyarlanan Filmler kuşağında yer alan Dragons: Rescue Riders: Secrets of the Songwing adlı bu animasyon filminde; güzel sesli, müziksever bir ejderha Huttsgalor’daki ejderhaları ve insanları hipnotize edince Kurtarıcı Ekibi’nin büyüyü bozmak için bir yol bulması gerekir.

DreamWorks tarafından Netflix için özel üretilen “Ejderhanı Nasıl Eğitirsin?” filminin bu özel bölümünde Dak ve Leyla adlı ikiz kardeşleri serideki tüm zamanların en büyük kurtarışı için renkli bir macera beklemektedir.

Tony ödüllü yetenekli şarkıcı Renée Elise Goldsberry “Hamilton”, şarkı söyleyen ejderha Melodi’yi seslendiriyor.


Ezer Geçer

Yönetmen: Paul Solet / Oyuncular: Robert Fleet, Marvin Heemeyer, Mike McCann, Teresa Riley / Süre: 89 dakika

2004 yılında Granby, Colorado'da gerçekleşen meşhur “Killdozer” trajedisini hiç duydunuz mu?

Netflix’in bu hafta Belgeseller kuşağında gösterime giren Tread adlı film bu olayı ve buna yol açan diğer her şeyi ayrıntılarıyla anlatıyor.

Olayda, Marvin Heemeyer adlı bir adam psikolojik olarak kırılma noktasına doğru sürükleniyor ve otuz ton beton ve çelik ile bir buldozer modifiye ediyor ve onu hakettiğine inandığı herkesi yok etme misyonuyla çılgınca sürmeye başlıyor.

4 Haziran 2004’te, çelik ve betonla güçlendirilmiş bir buldozer, Colorado’nun küçük dağ kasabası Granby’deki birçok işletmeyi ve evi kontrolsüzce tahrip eder.

Bu haneye tecavüz durumu iki saatten fazla sürer ve sekiz milyon dolardan fazla zarara yol açar.

Eyalet ve yerel polis buldozeri durdurmak, hatta yavaşlatmak konusunda acizlerdir. Ancak nihayetinde güçlü silahlarla donatılmış ekip başka herhangi bir kimseye zarar vermeksizin şoförü öldürülmek zorunda kalmışlardır.

Bu büyüleyici ama trajik hikayenin başrolündeki kişi Marvin Heemeyer’dir.

Belgsel film, bu olayla ilgili kutuplaşmış bakış açılarını, nedenlerini ve Marvin Heemeyer’i bu kırılma noktasına sürükleyen şeyleri araştırıyor.


Fırtına İçin Bir Kurban

Yönetmen: Fernando González Molina / Oyuncular: Marta Etura, Leonardo Sbaraglia, Paco Tous, Álvaro Cervantes, Pedro Casablanc, Marta Larralde, Ana Wagener, Elvira Mínguez, Nene, Imanol Arias, Susi Sánchez, Benn Northover, Alicia Sánchez, Alfredo Villa, Eduardo Rosa, Elisabeth Bonjour, Iñigo de la Iglesia / Süre: 139 dakika

Netflix’in Kitaplardan Uyarlanan Filmler kategorisinde yer alan, Baztan Üçlemesi’nin bu son bölümünde vadinin en karanlık sırları açığa çıkıyor.

Dolores Redondo’nun romanından senaryosu Luiso Berdejo tarafından yazılarak sinemaya uyarlanan Ofrenda a La Tormenta (Offering to the Storm) adlı bu İspanyol yapımı gerilim filminde Müfettiş Amaia Salazar, birçok şüpheli bebek ölümünü ve korkunç ritüelleri araştırıken bu sırada etrafındakiler, ölümcül bir tehlikeyle karşı karşıya kalıyor.


Gözlerini Parlat

Yönetmen: Matias Mariani / Oyuncular: O.C. Ukeje, Paolo André, Barry Igujie, Chukwudi Iwuji, Indira Nascimento, Yasmin Thin Qi / Süre: 102 dakika

Netflix’in Dramalar kuşağında yer alan psikolojik gerilim türündeki Shine Your Eyes adlı film; Nijeryalı bir müzisyen olan Amadi’nin kaybolan abisini bulmak için Brezilya’nın São Paulo kentine gidişini kadraja alıyor.

Nijerya, Lagos’ta bir müzisyen olan, kardeşi Ikenna’nın aksine her zaman daha rahat ve kaygısız görünen Amadi otuzlu yaşlarına geldiğinde ailsiyle tüm bağlarını koparmış olan kardeşi Ikenna’yı bulmayı kendisine misyon edinir. Ve bu misyonla Brezilya’ya doğru yola çıkar.

Bu konuda ailesini hayal kırıklığına uğratmak istemeyen Amadi Brezilya’ya vardığında Ikenna'nın bu yabancı kentte bıraktığı ayak izlerini takip edip şehrin karanlık yeraltı dünyasına doğru girdikçe, kardeşiyle ilgili bilmediği gerçeklerle yüzleşecektir.


Kaptan Pengu ve Arkadaşları: Mandalina’nın Günlüğü

Yönetmen: Nurullah Yenihan, Engin Baştürk / Seslendirenler: Onur Orhan Akgülgil, Emin Yaraç, Ufuk Yüksel, Ezel Kalkan, Ali İhsan Bozdemir / Süre: 76 dakika

Sinemaların kısmi olarak faaliyete geçtiği bu üçüncü vizyon haftasında gösterime girerek gişede yeniden şansını deneyen, TRT Çocuk kanalında yayınlanan Su Elçileri adlı çizgi dizinin sinema uyarlaması olan Kaptan Pengu ve Arkadaşları: Mandalina’nın Günlüğü, sera gazları ve küresel ısınma yüzünden buzulların erimesi neticesinde kaybolan arkadaşları Putuk’u ararken türlü maceralara atılan Kaptan Pengu, Misket, Pelik ve Mandalina’nın hikâyesini anlatıyor.

Filmde, sera gazları ve küreseller ısınma buzulların erimesine neden olmaktadır. Kaptan Pengu da eriyen buzullar için elinden geleni yapmaya çalışır.

Tam da bu sırada üzücü bir haber alır. En yakın arkadaşı Putuk, eriyen buzuldan düşmüştür ve uçsuz bucaksız denizde kaybolmuştur.

Haberi alır almaz arkadaşını bulmak için yola koyulan Kaptan Pengu’ya bu süreçte Misket, Pelik ve Mandalina da yardım eder. Ekip, arkadaşları Putuk’u bulmak için zorlu bir maceranın içine atılır.


Romantik Bebek

Yönetmen: Yuki Tanada / Oyuncular: Yû Aoi, Kenta Hamano, Kitarô, Tôko Miura, Kôji Ohkura, Issey Takahashi, Pierre Taki, Eri Watanabe / Süre: 123 dakika

Yaklaşık son yirmi yılda Japonya’nın en çalışkan ve üretken film yapımcılarından olan bağımsız yönetmen ve senarist Yuki Tanada, kolay tanımlardan kaçan ve sevgiye, cinsiyete ve ilişkilere özgün bir şekilde bakan bir film olan Romansu Doru (Romance Doll) ile geri dönüyor.

Romantizmin, cinsiyetin ve dramanın bu sevecen garip karışımı olan filmde; genç ve meteliksiz bir heykeltıraş sanatçısı olan Tetsuo karşısına çıkan bir iş fırsatı için görüşmeye gittiğinde yaptığı mülakatta işin tüm gereksinimlerini karşıladığını görür.

Ancak Tetsuo’nun bilmediği şey mülakatın yapıldığı küçük fabrikanın yasal kısıtları geçebilmek için yeni bir ad koyarak ürettikleri bu cansız mankenlerin aslında birer seks bebekleri olmasıdır.

Tetsuo, sabit bir gelir elde etmesi gerektiğinden bu iş teklifini kabul etmeye karar verir ve açıkçası bu iş için de heveslidir.

Boyutun her zaman mükemmelliğin bir işareti olmadığını savunan Tetsuo’nun patronu da bu düşünceyle gerçeğe çok yakın eşsiz bir aşk bebeği yaratma misyonuyla Tetsuo’nun becerilerini kendi misyonuyla birleştirmek istemektedir.

Sonuç itibariyle, kalitesiz görünmeden, gerçeğine çok yakın bir bebek piyasaya sürmek için çalışmalara başlayan ekip istediği sonucu alamayınca tıbbi protezler için yapılacak tasarımlar beyanıyla uygun bir sanat modeli bulmak için ilan verir.

Diğer kadınlara yardım edeceği fikrinden heyecan duyarak ilana başvuran Sonoko adında utangaç bir model atölyeye geldiğinde Tetsuo için her şey o andan itibaren farklılaşmaya başlar.

İlk andan itibaren aralarında beliren aşk kıvılcımı ikiliyi evliliğe kadar götürmesine rağmen, Tetsuo hala bir meme implantı tasarımcısı değil, porno endüstrisinin bir çalışanı olduğunu itiraf edecek cesareti toplayamaz. Ama bu ilişkide sırrı olan tek kişi de o değildir.


Rubik Küpü Şampiyonları

Yönetmen: Sue Kim / Oyuncular: Felix Zemdegs, Max Park / Süre: 40 dakika

Ortalama birinin Rubik Küpü’nü ilk kez çözmesi üç saatini alırmış. İster inanın ister inanmayın, bu işte uzmanlaşan hızlı bir küpçü ise bu küplerden birini yedi saniyeden önce çözebilirmiş.

Netflix’in İlham Veren Biyografik Belgeseller kuşağında yer alan The Speed Cubers adlı bu film, Rubik Küpü çözme şampiyonları Max Park ve Felix Zemdegs’in yolculuklarında karşılarına çıkan sıra dışı gelişmeleri aktarıyor.

Dünyanın en iyi küpçülerinden biri olan, üst üste kazandığı şampiyonluklarla Küplerin Kralı olarak hüküm süren Felix ile 2017’de sahnelere çıktıktan sonra girdiği her yarışmayı domine eden ve engelli birinin de herkes kadar iyi olabileceğini gösteren Max, Dünya Küp Derneği’nin düzenlediği Dünya Şampiyonası’nda tanışırlar ve rakip olmalarına rağmen çok iyi arkadaş olurlar.

Rubik Küp çözme rekortmeni bu iki arkadaşın rekbatçi bir dünyada filizlenen dostluklarını, aralarındaki özel bağı ve nadir görülen rekabet ruhunu keşfederken, şampiyonların el becerileri karşısında büyülenmemek elde değil.


Flashback

Vakti zamanında kimi sinemalarda kimi de televizyon ekranlarında seyirciyle buluşan ama şimdi hem çevrimiçi platformlarda hem de televizyon kanallarında bu hafta yeniden gösterime girecek olan 2020 öncesinde çekilmiş diğer filmler şöyle.

Marmara Forum’dan Açık Hava Arabalı Sinema Gecesi

Aquman (Aquman, 2018)


Netflix

Bağlılık Yemini (Now and Then, 1995)
Bugün Onun Günü (It’s Her Day, 2016)
Çifte Dünya (Double World, 2019)
Freddy Jason’a Karşı (Freddy vs. Jason, 2003)
Hayvan Krakerleri (Animal Crackers, 2017)
Hiçbir Şey Yapmayan Korsanlar: Bir VeggieTales Filmi (The Pirates Who Don't Do Anything: A VeggieTales Movie, 2008)
İkimizin Hikayesi (The Story of Us, 1999)
Karanlıkla Karşı Karşıya (BlacKkKlansman, 2018)
Kayıp Aranıyor (Searching, 2018)
Kefaret (Redemption, 2019)
Kirpi Latte ve Büyülü Taş (Latte and the Magic Waterstone, 2019)
Marathwada Projesi (Project Marathwada, 2016)
Mektup Okuyucu (The Letter Reader, 2019)
Minyatür (Retablo, 2017)
Mükemmel Arkadaşlık (Banana Split, 2018)
Nasha Natasha (Nasha Natasha, 2016)
Nimbe (Nimbe: The Movie, 2019)
Rahatsız Ettiğim İçin Özür Dilerim (Sorry to Bother You, 2018)
Son Samuray (The Last Samurai, 2003)
Suikastçı Topluluğu (Assassination Nation, 2018)
Terminatör: Kurtuluş (Terminator: Salvation, 2009)
Yap-Boz (Puzzle, 2018)
Zor Baba (Little Fockers, 2010)
Pera Müzesi Film Programı (İnsanın Ölçüsü Seçkisi)
Ağırlıklar ve Ölçüler (Weights and Measures, 1956)
Ağırlıklar ve Ölçüler, Sayı: Ağırlık ve Deniz (Weights and Measures, Issue Title: Weight and Sea, 1942)
Bulut Profilleri: Ağırlıksız Ölçüler (Cloud Profiles: Weightless Measures, 2013)
Hassasiyet: Her Şeyin Ölçüsü (Precision: The Measure of All Things, 2013)
Kağıt Ağırlığı (Paperweights, 1956)
Modern Teraziler (Modern Scales, 1958)
Tüm Zamanlara, Tüm Üzgün Taşlara (For All the Time, for All the Sad Stones, 2019)


TRT 2

Aile Reisi (Mahana, 2016)
Beyaz Diş (Croc-Blanc / White Fang, 2018)
Dolunay Zamanı (Shabi Ke Mah Kamel Shod / When The Moon Was Full, 2019)
Kirazın Tadı (Ta'm e Guilass / Taste of Cherry, 1997)
İz Sürücü (Stalker, 1979)
Özgürlük Yürüyüşü (Selma, 2014)
Trileçe (2018)


Türk Telekom’un Dijital Televizyon Platformu Tivibu

Canavar Gibi (2018)
Kuzular Firarda: Uzay Parkı (A Shaun the Sheep Movie: Farmageddon, 2019)

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU